Sosyal Medya

PISA sonuçlarının bize söylediği: Ekonomi ile Eğitim birbiriyle ilişkilidir

Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 3 yılda bir düzenlenen ve 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren PISA testinin 2018 yılı sonuçları açıklandı. Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 73’ünü temsil eden 186 farklı okuldan 6 Bin 890 öğrenci teste girdi.



Her ne kadar 2015 sonuçlarına göre Türkiye’deki öÄŸrencilerin puanları artsa da PISA 2018 sonuçlarına göre Türkiye “okuma, matematik ve fen bilimi” alanlarının tamamında OECD ortalamasının altında kaldı. Bu sonuçlara göre Türkiye, 78 ülke ve ekonomi arasında 40. sırada yer alıyor. 2015’te okuma alanında 70 ülke ve ekonomi arasında 50. sıradaydı. Bunu baÅŸarı saymamız gerekiyor ama rapora ayrıntılı bakmak ve yorumlamak bizim için daha faydalı olacağı kanısındayım. PISA raporuna bilimsel verilerle bakmamızda fayda var hepimiz ülkemizin tarafındayız. EksiÄŸimizi görmemiz ve iyileÅŸtirmemiz gerekiyor ki doÄŸrusu da bu rapordan ders çıkarmaktır.
 
PISA kapsamında öÄŸrenciler “okuma, matematik ve fen” alanlarında verdikleri yanıtlara göre 1’den 6’ya kadar gruplara ayrılıyorlar ve en üst düzey “5 ve 6. seviye” olarak tarif ediliyor. Rapora göre Türkiye’de öÄŸrencilerin sadece küçük bir kısmı en azından bir alanda yüksek (5 ve 6 seviyesinde) baÅŸarı gösterdi. Türkiye’de alt yeterlilik düzeyinde yer alan öÄŸrencilerin oranı ise oldukça yüksektir. ÖrneÄŸin en alt düzeyde yeterlilik gösteren (düzey 1 ve aÅŸağısı) çocukların oranı matematikte %36,7, fende %25,2, okumada %26,1’dir. Yani öÄŸrencilerimizin halen 3’de 1’i en alt düzeyde baÅŸarı gösteriyor. 2018 sonuçları Türkiye’nin okuma alanında yeniden 2012 yılındaki seviyesine yaklaÅŸtığını, matematik ve fen alanlarında ise 2012 seviyesinin de bir miktar yukarısına çıktığını gösteriyor.
 
Okuma alanında üst düzeyde (düzey 5 ve 6) yeterlilik gösteren çocukların oranı 2012 yılında %4,3 idi, 2015’te %0,6’ya gerilemiÅŸti, 2018’de %3,3 oldu. Dolayısıyla okuma alanında en baÅŸarılı öÄŸrencilerin oranı hala 2012’nin gerisinde. PISA sonuçlarına göre Türkiye’de 15 yaÅŸ grubundaki öÄŸrencilerin sadece %3’ü yüksek baÅŸarı seviyesinde (5 ve 6. Seviye) okuma becerilerine sahip. OECD ortalamasına göre okuma alanında yüksek baÅŸarı gösteren öÄŸrencilerin oranı ise %9. Türkiye’deki öÄŸrencilerin %63’ü matematikte seviye 2 ve üzerine eriÅŸebilirken bu oran OECD ortalamasında %76. Türkiye’de öÄŸrencilerin yalnızca yüzde 5’i matematikte seviye 5 ve üzerine çıkabilirken, OECD ortalamalarında bu oran yüzde 11. Aslında üç alanda da 2015’in yıkımını tamir etmiÅŸiz desek daha doÄŸru olacaktır. Åžimdi 2021’de yükselmenin yolunu konuÅŸmamız gerekiyor.
 
Raporda en can alıcı bölün öÄŸrencilerin sosyoekonomik durumuyla ilgili olan bölüm; Türkiye’de sosyoekonomik olarak avantajlı öÄŸrencilerin dezavantajlı olanlara göre okuma alanında 76 puan daha fazla yaptığını ortaya koyuyor. Öte yandan Türkiye’de avantajlı öÄŸrencilerin %9’u, dezavantajlılarınsa %1’i okuma branşında yüksek baÅŸarı gösterdi. OECD ortalamasında bu; avantajlı öÄŸrencilerin %17’si ve dezavantajlı öÄŸrencilerin %3’ü ÅŸeklinde seyretti. Nitekim Türkiye’de dezavantajlı okullarda okuyan ve yüksek baÅŸarılı olan her 20 öÄŸrenciden 1’i ve avantajlı okulda okuyup yüksek baÅŸarılı olan her 50 öÄŸrenciden 1’i liseden sonra öÄŸrenim hayatına devam edebileceÄŸine inanmıyor. Türkiye’de sosyoekonomik düzey ile baÅŸarı arasında anlamlı bir iliÅŸki olduÄŸu görülüyor. Sosyoekonomik olarak en üst %25’lik dilimde yer alan öÄŸrencilerin ortalama okuma puanı 513 iken en alt %25’lik dilimdekilerin 437’dir. Yani 79 puan fark var.
 
PISA sonuçlarının bizi sevindiren tarafı, okuma becerileri, matematik ve fen alanlarının her üçünde de performansını arttıran üç ülkeden biri Türkiye olmasıdır. PISA sonuçlarını bizzat açıklandığı salonda dinlemeye giden ve bu iÅŸi çok önemseyen eÄŸitimci Enver Yücel “Türkiye’nin ortalaması bir önceki PISA’ya göre, daha iyiye gitmiÅŸ ama bir taraftan da OECD’nin ortalamasına baktığımız zaman, Türkiye halen OECD ortalamasının altında. Bununla ilgili Türkiye’nin planlarında, programlarında özellikle de öÄŸretmen anlayışında ilerleme kaydetmesi lazım. PISA’nın kurucu BaÅŸkanı Andreas Schleicher’ın konuÅŸmasını dinledik. ‘Her ÅŸey öÄŸretmenin elinde. ÖÄŸretmenin gücü, yeterliliÄŸi ne kadarsa, sonuçlarda da bunu görebiliyoruz’ diyor. Bizim de buna dikkat etmemiz gerekiyor” diyor.
 
Yukarıdaki tüm veriler bize bir ÅŸey söylüyor. O da ulusal gelirin artış gösterdiÄŸi ekonomiye sahip ülkelerin, PISA puanlarının da artma eÄŸiliminde olduÄŸunu görüyoruz. Kısacası ekonomi ve eÄŸitim birbiri ile yüksek derecede iliÅŸkilidir. Ekonomimizin geliÅŸimi, 21yy. becerilerinin kazandırılması, Endüstri 4.0’a ülke olarak uyum saÄŸlamak ve bu kapsamda milli teknolojilerimizi geliÅŸtirmek istiyorsak eÄŸitim sistemimize akıllıca yatırım yapmamız çok önemlidir. EÄŸitime ayırdığımız toplam bütçenin yanı sıra öÄŸrenci başına harcamaları da göz ardı etmememiz gerekiyor. Bu kapsamda ülkemizdeki okullar arasındaki eÅŸitsizliÄŸi azaltmamızın ne kadar da önemli olduÄŸu görülmektedir. Ancak bilelim ki hiçbir ülke bunu tam anlamıyla çözmüÅŸ deÄŸildir.
 
 
 
Turgay Polat / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.