Sosyal Medya

Akif Emre'nin ArÅŸivinden: Enformatik Obezite ve Cehalet

Oluşturulan Ortadoğu algısı, bir zamanlar dinlerinden ve kültürlerinden beslenen öteki nefretinin modern versiyonu olarak çıkmaktadır. Enformatik obezitenin bizim coğrafyamızdaki doğurduğu kaos ve çatışma hali ise Batı'daki İslamofobiyi daha da besleyecektir. Amaç da budur.



Bilgi toplumunun son kertede enformatik cehalet ürettiÄŸi devreleri geçtik. KüreselleÅŸme hikayesinin önemli ölçüde enformasyon devriminin bir sonucu olduÄŸuna dair çok ÅŸey söylendi. Göstergelere bakılacak olursa ve iÅŸin finans kapitalizmi boyutu bir an için ihmal edilecek olursa bu sonuca varabiliriz. Ä°letiÅŸimin, bilginin akmadığı bir küreselleÅŸmede ne sınırlar aşınır ne finans kapitalizminin akışkanlığı saÄŸlanabilir. Tabii enformasyon devriminin gerçekleÅŸebilmesi, bilgi toplumuna geçilebilmesi için de özgürlüklerin, özellikle haber alma ve iletiÅŸim özgürlüÄŸünün saÄŸlanması gerekir.

YoÄŸun haber akışının, bilgi bombardımanının ortaya çıkardığı enformatik cehaletin “masum” bir yanı vardı. En azından enformatik özgürlüÄŸün, daha doÄŸrusu enformatik saÄŸanağın altında gerçek bilgiden uzak kalmanın nötr masumiyeti söz konusuydu. Ä°letiÅŸim sistemlerinin haber aÄŸlarının odağında bulunan siyasi ve ekonomik merkezlerin gör dediÄŸini görme özgürlüÄŸünün ortaya çıkardığı edilgen bir cehaletti söz konusu olan. Manipülasyonlardan berî olmasa da bu durum enformasyon devrimi efsanesinin doÄŸal sonucu sayılır.
 
Sonuçta bireyi, toplumu kendi iradesi dışında teslim alan enformatik ortamın uyguladığı bir karartma söz konusu. GerçekliÄŸi ve de gerçeÄŸi perdelemenin en bilinen yolu sahte gerçekler icat etmekten ve seçilmiÅŸ gerçeklikler yaymaktan geçer. Bu halin yaygın ve kanıksanmış aracı reklamdır. Reklam geleneksel anlamda bir tanıtım olmaktan öte, size sahte gerçekler sunar, yol gösterir, yaÅŸanmaya deÄŸer hayat tarzları telkin eder, bir dünya tasavvuru sunar. Bu bir yanda sizi tüketim toplumunun uygun yurttaÅŸları olmaya hazırlarken diÄŸer tarafta deÄŸer yargılarınızla oynar. Gerçek ve gerçeklik iliÅŸkisi iç içe geçer ve önce olgularla olan bağınızı koparır. Bilgi ve tüketim özgürlüÄŸünün doÄŸurduÄŸu esareti tescil eden bu durumda, bireysel düzeyde hala edilgen konum devam etmektedir.
 
Yeni iletiÅŸim ortamı ise tam bir enformatik obezite halidir. Enformatik cehaletten enformatik obeziteyi ayıran en belirgin durum ise obezite halinin insan ve toplum bünyesindeki harekete geçirdiÄŸi deÄŸiÅŸimle ölçülebilir.
 
Enformatik obezite sadece gerçekliÄŸi karartan malumat yığını sunmakla kalmaz, maruz bıraktığı toplumu, bireyi saldırganlaÅŸtırır. Bilinç ve algı dünyamızı altüst ederek nefret ve sempatimize ayar çeker.
 
Enformatik obezitenin cehalet etkisi kalıcı olmakla beraber edilgenlikten aktif karşıtlığa, nefret ve saldırganlığa kadar yeni deÄŸerler ve algılar sistemi inÅŸa etmesi, postmodern, hatta postmodern “sonrası” dönemin iÅŸaretleridir.
 
Bu durumun somut tezahürü son on yılda OrtadoÄŸu'da yaÅŸananlar karşısında enforme edilenlerin bilinç ve algılarında yaÅŸanan dezenformasyonun siyasi, toplumsal sonuçlarıdır. Söz gelimi Irak'ta, Suriye'de Ä°slam adına iÅŸ tutan yahut kendini Ä°slam'la refere eden sahadaki oluÅŸumlara dair haberlere, daha doÄŸrusu haber türlerine göz atmak ne demek istediÄŸimizi anlamamıza yeterli. Åžu veya bu örgüte, siyasal iktidara dair, tarafın kim olduÄŸundan bağımsız olarak, haber aÄŸlarında dolaÅŸan enformasyonun niteliÄŸi, cehalet gölgesinde kalmayacak kadar atılgan. Musul'dan BaÄŸdat'a, Halep'ten Kabil'e kadar uzanan geniÅŸ hat üzerindeki haberlerin odağında yani hedefinde tek olgu var o da Ä°slam algısı.
 
Enformatik obezite her ÅŸeyden önce algılarla oynar, daha sonra da bilinçli bir tavır alış sergiletir. Arap baharı sonrası bölgede yaÅŸananların tek tek neler olup bittiÄŸine baktığımızda belki bir yüzyıla yayılacak geliÅŸmeler yaÅŸandı. Tek tek ayrıntıların akışında, daha doÄŸrusu bombardımanı altında neyin gerçek, neyin de sonradan düzeltilmiÅŸ bile olsa yalan/yanlış olduÄŸunu bile ayırt edecek düzeyde deÄŸiliz.
 
Tüm bu karmaÅŸada hafızamıza, bilinç akışımıza zerk edilen enformasyonun bizde oluÅŸturduÄŸu bir öfke, hatta saldırgan bir ötekileÅŸme duygusudur. Bunun muhatapları da artık çok bellidir: Araplar, Kürtler, Müslümanlar, Åžiiler, Farslar, Türkler...
 
Batı toplumlarında zaten tam bir Ä°slamofobiye dönüÅŸecek ÅŸekilde tahkim edilen enformatik obezitenin muhtevasında Müslüman toplumlarda da öteki görülen ırk, devlet ve din anlayışı yer aldı. Ortalama bir medya takipçisinin, hatta takipçi bile olmayan edilgen “medyazede”nin maruz kaldığı görsel enformasyonun sonuçları cehaleti kutuplaÅŸtırıcı, saldırganlaÅŸtırıcıdır.
 
Artık enformasyon toplumları, enformasyon çöplüÄŸünde, kitleleri bilgisiz kılmakla yetinmiyor, enformasyon atıklarıyla kitleleri zehirliyor.
 
Yeni medya düzeninin medyazedelerde oluÅŸturduÄŸu Ä°slam ve Müslümanlık algısı, bu coÄŸrafyanın birikimine dair düÅŸman söyleminin tetiklediÄŸi nefret duygusu ve saldırma yok etme güdüsüyle maluldür. Bu enformatik obezitenin doÄŸurduÄŸu nefret, yok etme güdüsünün hedef kitlesi öncelikle Batılı toplumlardır. Yani haberin kaynağı, kendi toplumunu zehirlemektedir. Ve bu oluÅŸturulan OrtadoÄŸu algısı, bir zamanlar dinlerinden ve kültürlerinden beslenen öteki nefretinin modern versiyonu olarak çıkmaktadır. Bunun siyasal gerekçeleri ve siyasal sonuçları üzerinde düÅŸünülmeli. Enformatik obezitenin bizim coÄŸrafyamızdaki doÄŸurduÄŸu kaos ve çatışma hali ise Batı'daki Ä°slamofobiyi daha da besleyecektir. Amaç da budur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.