Ezilen İslam Coğrafyası İçin Ayağa Kalkma Zamanı Gelmedi Mi?
Follow @dusuncemektebi2
İSRAİL’İN, Filistin’in Gazze şeridine düzenlediği bu kaçıncı saldırı! Toprakları işgale uğramış mazlum bir halka, bütün dünyanın gözleri önünde devamlı “saldırmak” reva mı? Nerede uluslararası toplum? Dünya barışını sağlamak için ortaya çıkan kuruluşlar nerede? Dünyanın jandarmalığına soyunan ABD, Müslümanlara yapılan saldırılar karşısında hangi deliğe giriyor; niçin dili tutuluyor? Tecrübeler gösterdi ki, Müslümanlar işlerini kendileri görmek zorunda.
12 Kasım 2019 günü… İsrail yine Gazze şeridine ansızın güçlü silahlarla saldırdı. Saldırının bilânçosu 32 şehit ve binden fazla yaralı. Bölgedeki maddi hasar 3.1 milyon dolar. İsrail terör çetesi bu saldırılarda Filistinli komutanları da hedef seçti. Kudüs Seriyyeleri’nin önde gelen komutanlarından Baha Ebu’l Ata, evine düzenlenen bir suikastta; aynı örgütün komutanlarından Halit Muavvad Ferrac ise saldırılarda şehit oldular.
Bölgeye işgalci olarak gelip yerleşen İsrail terör çetesinin zulmünü kim durduracak? Bombaların şiddeti evleri yıkar, dumanları göklere yükselirken seyirci mi kalacağız? Son saldırıda 8 kişilik fertlerinin hepsi şehit edilen Es-Sevarika ailesine uygulanan katliamın hesabı sorulmayacak mı? Filistinlilere soykırım uygulayan, bölgede huzur bırakmayan İsrail çetesi bölgeyi ne zaman terk edecek? Filistinlilerin toprakları iade edilerek hak yerini bulmayacak mı?
İsrail yalnız değil. Arkasında sömürgeci ABD ve Avrupa ülkeleri var. Bütün seçimlerde İsrail’in güvenliğini öne almayı vaat ediyorlar. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’e başkent yapmayı vaat ettiği gibi.
İSRAİL KÜSTAHLIĞI
İSRAİL ne kural dinliyor; ne de uluslararası hukuk! İnsan haklarından nasibi yok. BM kararlarını yok sayıyor. Savaş hukukuna uymaması İsrail’in bir devlet olmadığını gösteriyor. 1917’de İngiltere Balfour Deklarasyonu ile Siyonist çeteye destek vermeye başladı. Dünya, 102 yıldır toprakları kan gölüne çevrilen Filistin’e karşı artık seyirci kalmamalı.
Saldırılara büyük tepki gösteren HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, İsrail’e ateşle oynamaması uyarısında bulunarak Filistinlilerin kararlılığını hatırlattı: “İsrail topraklarımızdan ve Mescid-i Aksa’mızdan çıkarılana kadar cihadımız sürecek.”
AGD, Gazze’de yapılan katliamlar karşısında İsrail’in Ankara Büyükelçiliği önünde saldırıya tepki gösterdi. Genel Başkan Salih Turhan, “İsrail ancak güçten anlar. Allah o gücü bize nasip etsin” diyerek Filistinli kardeşlerimizin yanında olduklarını anlattı: “İsrail’in Filistinlilere zulmü yeni değildir. 1946’dan beri akla ziyan zulümler yapıyorlar. Filistinli kardeşlerimiz ilk kıblemize sahip çıkıyor; iki milyara yaklaşan Müslüman’ın izzetini koruyorlar.” (15.11.2019)
Başta Türkiye olmak üzere tüm Müslümanlar, kendilerini yok etmeye azmeden sömürgecilere karşı net tavır ortaya koymalılar. Onların barış, dostluk, stratejik ortaklık söylemlerindeki ikiyüzlülüğe aldanmamalıyız. Son ABD ziyaretinde yetkililerin, “Türkiye ve ABD yakın ilişkiler içinde olmalı” türünden konuştukları sözler sömürgecileri cesaretlendiriyor. ABD teröre desteğini gizlemiyor ki! Millî Gazete’nin konuyla ilgili manşeti çok isabetliydi: “ABD ile yakınlaştıkça Filistin’den uzaklaşıyoruz.” (20.11.2019)
MÜSLÜMAN! GÖREV SENDE!
MÜSLÜMAN kardeşim! 102 senedir bölgede yaşanan işgal ve katliama seyirci kalarak zulümlerin sona ereceğini mi sanıyorsun? Kudüs’ün geçmişte hangi fedakârlıklar sonucu özgürleştiğini düşün! “Kahrolsun İsrail” sloganı atmakla İsrail kahrolmaz. Filistin’de yaşanan zulümlere ses vermeliyiz. Ayağa kalkmalı, kötülükleri sonlandırmalıyız.
Nice Müslüman ABD’ye yakın olmayı, AB’ye katılmayı, NATO’da yer almayı, İsrail’le ittifak kurmayı aklına yatırır da; nedense Müslüman kardeşleriyle bir ve beraber olmayı düşünemez. Kimliğimizden bu kadar mı uzaklaştık; bu kadar mı uyuştuk? Bu ne büyük “akıl tutulması”dır Yarabbi! Akif’in yakındığı, “Bir uykuya daldık ki, cehennemde uyandık” sözü gerçek mi oluyor yoksa?
Sömürgeci güçlerin Türkiye’yi, İslâm dünyasını böylesine küçümsemesi onurunuza dokunmuyor mu? Sizi birer birer yutmaya başladıklarını görmüyor musunuz? Yutuluncaya kadar yaşayalım, zilletine katlanamayız. Yemen’in açlıkla pençeleşmesi, Keşmir’in Hindistan zulmü altında inlemesi, Doğu Türkistan’ın, “Bu kadar da olmaz” dedirtecek ölçüde Çin vahşetine maruz kalması, Arakan’ın yokluğa mahkûm edilmesi, benzeri yaşananlar içinizi sızlatmıyor mu? Kardeşi için can veren kalmamış, insanlık yok olmuş, denilen bir dönemin insanları olarak mı anılacaksınız?
Ülkeler birbirine yakın köyler haline geldi. Müslümanları bir araya getirecek güçlü projeler devreye girmeli. Gerçekçi adımlar atılmalı. Erbakan Hoca’nın D-8’ler olarak çekirdeğini oluşturduğu İslâm Birliği bir an önce kurulmalı. Dünya barışı, ancak şefkat ve merhamet sahibi Müslümanlar eliyle sağlanır.
Müellif: Şakir Tarım / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.