Roger Garaudy’e göre İsrail sorunu
Follow @dusuncemektebi2
Roger Garaudy’nin üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri de İsrail-Filistin problemiydi. Konu üzerine kaleme aldığı eserlerinde İsrail-Batı ilişkileri, İsrail Devleti’nin kendisini meşrulaştırmak için kullandığı araçları ve Filistin topraklarındaki zulmü korkusuzca dile getirdi.
Garaudy, eserlerinde, zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki uçurumun altını çizerek ve “Piyasa tektanrıcılığı”, batı toplumunun kâr ve bireyciliÄŸin peÅŸinde dizginsizce koÅŸuÅŸunu yerden yere vurarak, eserlerinde önemli hadiselerinin çoÄŸunu gündeme getirmiÅŸtir.
20. yüzyılın büyük filozoflarından Garaudy, 17 Temmuz 1913’te Marsilya’da doÄŸmuÅŸtur. Anne ve babasının herhangi bir dini benimsememesine karşılık Roger Garadudy, on dört yaşında iken “Hayatının bir anlamı olması gerektiÄŸini düÅŸündüÄŸü için” Hıristiyanlığı kabul etti. ÖÄŸrenciliÄŸi sırasında komünizmi yoksullara sahip çıkan bir sistem olarak görüp 1933 yılında Komünist Partisi’nin gençlik kollarına katıldı ve otuz yedi yıl boyunca parti kademelerinde çalıştı.
Eserleri, konferansları ve eylemleri sayesinde oldukça ünlenen Garaudy, partide de yükseldi. II. Dünya Savaşı sırasında gösterdiÄŸi kahramanlıklardan ötürü kendisine ÅŸükran madalyası verildi. Fransız hükümetinin Hitler’le anlaÅŸmasını kışlada protesto eden bildiriler hazırladığı için Cezayir’e sürgün kampına gönderildi. Otuz üç ay hapis ve kamp hayatı yaÅŸayan Garaudy, kamp subayının emrine karşı geldiÄŸinden kurÅŸuna dizilecekken Ä°bâzıyye mezhebinden olan Müslüman askerlerin, “Ä°nancımızda silâhsıza ateÅŸ edilmez.” ÅŸeklindeki itirazları sayesinde kurtuldu. Filozof Gaston Bachelard’ın yanında tez hazırlayarak Sorbonne Üniversitesi’yle Moskova Bilimler Akademisi’nden felsefe alanında doktor unvanı aldı; felsefe ve estetik profesörü oldu.
Ä°dealine en uygun din Ä°slâm’dı
Almanca, Ä°ngilizce, Rusça ve Müslümanlığı benimsedikten sonra Arapça öÄŸrendi. Milletvekili, senatör ve meclis baÅŸkan yardımcısı sıfatıyla on altı yıl parlamentoda görev yaptı. Marksist Millî AraÅŸtırmalar Merkezi müdürlüÄŸünde bulundu. Bilimsel araÅŸtırmaları yanında üniversitede felsefe ve estetik dersleri verdi.Dünyanın önde gelen siyaset, sanat, edebiyat, bilim ve fikir adamlarıyla dostluk kurdu. Prag’ın Sovyetler BirliÄŸi tarafından iÅŸgalini eleÅŸtirdiÄŸi için 1970’te Komünist Partisi’nden ihraç edildi.
Garaudy, ömrünün sonuna kadar insanlığın yararına olacak sistem, yöntem ve uygulamaları bulup ilân etmek için dünyayı dolaÅŸtı. Sonunda idealine en uygun din olarak Ä°slâm’ı gördü ve 2 Temmuz 1982’de Cenevre’de Müslüman olmuÅŸ ve ardından Umreye gitmiÅŸtir. Müslüman olan Garaudy, Ä°slâm’ın insanlığı Allah, insan ve tabiatla yeniden buluÅŸturacağına, böylece dünyaya egemen olan Batı medeniyetini ıslah edip dünyamızı intihardan kurtarabileceÄŸine inanmıştır.
Birçok kitabında Ä°slâm’ın namaz, oruç, hac ve kurban ibadetlerinin kiÅŸiyi Allah’la ve insanlıkla buluÅŸturması açısından son derece önemli olduÄŸunu, insanın ibadetlerle manevi yönden âdeta kanatlanıp uçtuÄŸunu çarpıcı bir üslûpla dile getirir; bu ibadetlerin Müslümanlar tarafından ruhen yeterince özümsenmemesinden ve ruhsuz bir ÅŸekilciliÄŸe büründürülmesinden yakınmıştır. Müslümanların yeniden yükselmesi için kendi çaÄŸlarının problemlerini, o dâhi müctehid imamların formüllerini tekrarlayarak deÄŸil onların metotlarından ilham alarak halletmeleri gerektiÄŸini her ifadesinde belirtmiÅŸtir. Garaudy, 13 Haziran 2012 tarihinde Paris’te vefat etti.
“Ä°slâm, çaÄŸları arkasından sürükleyen bir dindir. DiÄŸer dinler ise çaÄŸların arkasından sürüklendi. Yani, Ä°slâm dışındaki bütün dinler zamana uyduruldu. Reforma tabi tutuldu. Mukaddes kitaplar zamana göre tahrif edildi, deÄŸiÅŸtirildi. Kur’an’ı Kerim ise indirildiÄŸi günden beri her zamana hükmetti. O zamanı deÄŸil zaman onu izledi. Zaman yaÅŸlandıkça o gençleÅŸti. Bu çaÄŸlar üstü bir olaydır.”
Ä°lâhî Mesajlar Toprağı Filistin
Bu kitap, dinler ve medeniyetler beÅŸiÄŸi OrtadoÄŸu’nun, özellikle de onun kalbi durumundaki Filistin’in dünü ve bugünü ile Batı’nın bu bölgeye yönelik dünden bugüne süregelen saldırılarını geniÅŸ kapsamlı ve bol kaynaklı olarak irdelenmiÅŸ. Garaudy, kitapta Ä°srail devletinin Batı dünyası ortak yapımı olarak nasıl ve ne maksatla kurulduÄŸunu ve niçin ayakta tutulduÄŸunu bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Eserde ABD’nin Ä°srail’in bir tür sömürgesi durumunda olduÄŸuna dikkat çekiliyor.
“Filistin’de bir ‘Yahudi Devleti’ isteyen kimseleri, göz diktiÄŸimiz toprağın Türk yöneticilerini tahrik etmekten uzak duran bir formülle dillendirmek için dolambaçlı bir ifade bulmamız gerektiÄŸine ikna etmek konusunda elimden geleni yaptım. Devletin eÅŸ anlamlısı olarak ‘Milli Yuva/Heimstatte’ tabirini teklif ettim. Ä°ÅŸte o çok tartışmalı ifadenin tarihi budur. Kapalı bir anlamı vardı, fakat hepimiz onun ne manaya geldiÄŸini biliyorduk. O sıralar bizim için bu tabir “Judenstaat/Yahudi Devleti” anlamına geliyordu, aynen bugünkü anlamı gibi... Fakat ÅŸimdilerde artık gerçek amacımızı gizlemeye sebep kalmadı.”
Kitapta Filistin halkına uygulanan zulüm ve baskının tarihi kökenlerine de inilerek Siyonistlerin Yahudileri diÄŸer bütün milletlerden üstün gördüklerinin belgeleri sunuluyor. Ä°srail’in bir numaralı kurucu babası Theodor Herzl’in II. Abdülhamid ile yaptığı pazarlıklar da bizzat Herzl’in yayınlanmış “Günlükler”indeki notlarından yola çıkılarak açıklanıyor.
“Ä°nsan tarafından hayvani hayatın aşılışına tanıklık eden aletin doÄŸuÅŸundan daha da önemlisi imandır, çünkü o, insanın ölülere karşı gösterdiÄŸi tutumla, hayatın biyolojik hayatla sınırlı olmadığını ortaya koyar. Ä°nsan sadece alet imal eden hayvan deÄŸildir: O, mezarlar ve mabetler inÅŸa eden tek hayvandır…”
Ä°srail Mitler ve Terör
Roger Garaudy, yıllar evvel hiçbir yayınevi kabul etmediÄŸi için ağır hapis ve para cezasını göze alarak, kendi imkânlarıyla yayımladığı “Ä°srail, Mitler ve Terör”de bu konuları araÅŸtırıp incelemiÅŸtir. Garaudy, kitabında ucu herkese dokunan bir yalanın perde arkasını anlatıyor. Ayrıca eserde, efsane veya mitlerin dünya siyasetini nasıl yönlendirdiÄŸi de sergileniyor. Kitap; tarihiyle, teolojik efsaneleriyle, lobi faaliyetleriyle, efsanelerin siyasi kullanımı etrafındaki tartışmalarıyla Ä°srail’i anlatıyor. Ä°srail’in nasıl kurulduÄŸu, Ä°srail’in bağımsız bir devlet olması içinçalışanlara yön veren efsanelerin yol açtığı yıkımları mercek altına alıyor.
Ä°sraillilerin kendileri ve Filistinliler hakkında ne düÅŸündükleri, Amerika’da var olan Ä°srail lobi faaliyetlerinin temsilcileri, Ä°srail için Amerika’yı etkiledikleri düÅŸünülen çevrelerin önde gelen simaları ve bunların muarızları, tarihçiler, siyasetçiler, akademisyenler, eylemciler, holokost kurtulanları ve daha onlarca tartışmalı konu Garaudy’nin titiz bakış açısıyla irdeleniyor. Amerika ve Ä°srail’in ü politikaları hakkında yazılmış kitaplardan farklı olarak, Garaudy’nin kitabında konunun arka planı gözler önüne serilerek, çeÅŸitli kesimlerin bu konudaki istismarı aydınlatılmış. Garaudy, kitapta bu konudaki hedefini ÅŸu cümleyle özetlemiÅŸ: “Temeli itibarıyla böylesine utanç verici olan siyaset, belli bir kamuflajı gerektirir ki benim kitabım da iÅŸte bunu ortaya çıkarmayı hedefliyor.”
Ä°srail’in yıllardan beri sürdürdüÄŸü saldırıları ve katliamları dinen haklı göstermeye çalışan bu ideolojik kamuflaj ise Ä°brani tarihinin ve siyonizmin dayandırıldığı efsanelerden, daha doÄŸrusu bunların sömürgeci bir anlayışla yorumlanmasından oluÅŸmaktadır. Garaudy, bu efsaneleri teolojik efsaneler ve 20. yüzyıl efsaneleri olarak iki bölüme ayırmış. Teolojik efsaneler bölümünde “Vaad edilmiÅŸ toprak efsanesi”, “Seçkin millet efsanesi”, “YeÅŸu (etnik temizlik) efsanesi” gibi efsaneleri ele alıyor ve bunların bilimsel araÅŸtırmalarla çeliÅŸtiÄŸini, tarihi gerçekler olarak ele alınamayacağını, dini ve tarihi kaynaklara dayanarak anlatıyor.
20. yüzyıl efsaneleri bölümündeyse II. Dünya Savaşı yılları, Filistin’de bir Yahudi devleti kurma çalışmaları, savaÅŸ sonrası kurulan Nürnberg Milletlerarası Askeri Mahkemesi, Holokost efsanesi, topraksız halk için halksız toprak efsanesi gibi yakın tarihin tartışılan konuları üzerinde duruluyor. Tarihi belgeler ortaya konarak Siyonist tarihin bu mevzuları nasıl çarpıttığı gözler önüne seriliyor. Bu kitap, Ä°srail politikasının kurucu efsanelerini anlamak isteyenler için bir baÅŸvuru kaynağı. Ä°srail, Mitler ve Terör, etnik temizliÄŸe yol açan efsaneleri çökerten eleÅŸtirel çalışmaların parlak, incelikli örneklerinden biri.
“Sadece OrtadoÄŸu’da deÄŸil, günümüz dünyasında da en büyük zarar ve ziyanı vermeye devam eden yalanlardan biri üzerinde durmak istiyoruz. Bu yalan, altı milyon Yahudi’nin öldürülmüÅŸ olduÄŸu efsanesidir. Bir dogma haline getirilen ve kutsallaÅŸtırılan bu efsane, Ä°srail devletinin Filistin’de, bütün OrtadoÄŸu’da, ABD’ de ve ABD aracılığıyla bütün dünya siyasetinde yaptıkları haksızlıkları ve milletlerarası her türlü hukukun üstüne yerleÅŸtirerek iÅŸledikleri bütün zulümleri mazur göstermek için istismar edilmektedir.”
Ä°srail Sorunu
“Ä°srail Sorunu”, asla Yahudilere hakaret etmeyen, sadece siyasi Siyonistlerin gizli ve açık bütün emellerini gözler önüne seren belgelere dayalı bir kitaptır. Kitap, doÄŸrudan doÄŸruya Ä°sraillilere ve Diaspora Yahudilerine deÄŸil, OrtadoÄŸu’da ve dünyada barış olsun isteyen herkese seslenen ve bütün insanlığın iyiliÄŸi için çırpınan eÅŸsin bir düÅŸünürün barış mesajı niteliÄŸindedir.
“Siyasi Siyonizm, Viyana’da 1882’den itibaren bunun doktrinini hazırlayan Theodore Herzl ile ortaya çıkmıştır. Herzl Siyonizm doktirinini 1894’te ‘Yahudi Devleti’ kitabında sistemleÅŸtirmiÅŸ ve 1897’de Ä°sviçre’nin Basel ÅŸehrinde yapılan birini Siyonist Dünya Kongresi’nde somut uygulamasını baÅŸlatmıştır. Bu siyasi Siyonizm, yani ilkeleri ve sonuçlarıyla iÅŸte sadece bu Siyonizm, elinizdeki kitapta bizim inceleme ve araÅŸtırma konumuzu oluÅŸturacaktır.”
Garaudy, burada Yahudilerin nasıl Theodor Herzl ile baÅŸlayan Siyasi Siyonizme teslim olduÄŸunu uzun uzun delillendiren Roger Garaudy, Siyonizmin “vaat edilmiÅŸ topraklar” masalıyla, nasıl, ütopik bir coÄŸrafya için kan döken terörist bir devlet yarattığını gözler önüne seriyor. Bugün dile getirildiÄŸinde hemen damgalanıp linç edilmeye sebep olacak ifadelerin Yahudilerin kendi kutsal kitaplarında, kendi peygamberlerinin dilinden nasıl ifade edildiÄŸini de vurguluyor.
“YahudiliÄŸin bu bin yıllık geleneÄŸine bakıldığında siyasi siyonizm, yöneliÅŸini YahudiliÄŸe deÄŸil de, 19. yüzyıl Avrupa milliyetçiliÄŸi ve sömürgeliÄŸine borçlu olan ırkçı ve sömürgeci bir sapkınlık oluÅŸturur. Allah’ın iradesini dört dörtlük bir saptırmayla, Tevrat’ın seçici ve kabileci bir okumasını kendi siyasî emellerinin bir paravanı ve maskesi olarak kullanır.”
Deniz DemirdaÄŸ, “Tek başına kalsa da her zaman doÄŸruyu haykırdı”, Kitabın Ortası / Kaynak: DünyaBizim Web sitesi
Henüz yorum yapılmamış.