Sosyal Medya

Atasoy Müftüoğlu: Anlam Parçalanmaları

Hamaset yoluyla dönüştürülen toplumlarda ancak niceliksel bir değişim mümkün olabiliyor, niteliksel değişim değil….



Ä°slam dünyası toplumları, kültürleri, küresel tahakküm sistemi tarafından oluÅŸturulan tek boyutlu bilgi, dil ve kültür tarafından tanımlanıyor, konumlandırılıyor, yargılanıyor ve ötekileÅŸtiriliyor. Bu rencide edici durum karşısında, Ä°slam toplumları-kültürleri sözünü ettiÄŸimiz tek boyutlu bilgi’nin, dil’in ve kültürün geçerliliÄŸini sorgulayamıyor, farklı/bağımsız bir bilgi-dil-kültür-siyaset ve toplumsal örgütlenme biçiminin imkanlarını gündeme taşımaya cesaret edemiyor.
 
Ä°slam toplumları-kültürleri, bir yanda modern-seküler dünya görüÅŸü, bir diÄŸer yanda ulus-devlet milliyetçilikleri, bir baÅŸka baÄŸlamda da taklit’çi/baskıcı geleneklerin kontrolü altında tutulduÄŸu için, Ä°slami bağımsızlığı tartışma konusu bile yapamıyor. Ä°slami bütünlük parçalara bölündüÄŸü için, Ä°slami algı/bilinç/kimlik/kiÅŸilik bir türlü tamamlanamıyor. Kimlik/bilinç parçalanmaları aynı zamanda anlam-ahlak parçalanmalarına da neden oluyor. Temel Ä°slami ilkelerle, konjonktürel konumlar ve tercihler arasındaki uçurumlar derinleÅŸiyor. Kendi kendisini tamamlayamayan bir kimlik ya da bünye, kendisi olma imkanını kaybediyor. Taklit’e dayalı geleneklerle sınırlandırılan bir kimlik-bünye hiç bir ÅŸekilde kendi bilincine/hakikatine varamıyor. Kendi bilincine varamayan bir bünye de, tarihin/dünyanın/hayatın/siyasetin bilincine varamıyor.
 
Taklit’e dayalı gelenekler, zihinleri ve her tür duyarlılığı donduruyor.
 
Çok yönlü dayatma ve kontrol biçimleriyle kuÅŸatılan Ä°slam toplumlarında, bugünün Türkiyesinde de yakından takip edilebileceÄŸi üzere, Ä°slam’a ancak yardımcı-folklorik roller verilebiliyor, cami inÅŸa etmek gibi sembolik çabalarla, Ä°slam’a dayatılan gerçekliÄŸin üzeri örtülüyor. Bir baÅŸka gerçekliÄŸe, düÅŸünsel/kültürel/siyasal baÅŸkalığa, özellikle de Ä°slami bir gerçekliÄŸe hayat hakkı tanımayan Batılı gerçeklik algısı, kapitalist/seküler/liberal dünya görüÅŸüne sınırsız bir meÅŸruiyet otorite ve iktidar imkanı verirken, Ä°slami dünya görüÅŸüne bireysel-içsel dindarlık biçimleri dışında, özgürlük-meÅŸruiyet ve otorite alanı bırakmıyor. Müslümanlar, Ä°slami anlamda kılık-kıyafet özgürlüÄŸünü, Ä°slam’ın özgürlüÄŸü sayacak kadar derin bir yanılsama içerisindeler.
 
Din’in bireyselleÅŸmesi, kiÅŸisel tercihe dönüÅŸtürülmesi, kiÅŸisel alana kapatılması, ortak-baÄŸlayıcı niteliÄŸini kaybetmesi, toplumlar için nihai anlam-deÄŸer ve ahlak kaynağı olmaktan çıkarılması, din’in moda’ya dönüÅŸtürülmesi, pazarlanabilir hale getirilmesi, her tür iktidar için araçsallaÅŸtırılabilmesi, Ä°slam toplumlarında yaÅŸanan entelektüel ve siyasal farkındalık/bilinç kaybıyla yakından ilgilidir. Entelektüel ve siyasal farkındalığa sahip olmayan toplumlar ve kültürler, savrulduklarını ve sürüklendiklerini de farketmezler. Savrulma ve sürüklenme durumunu mugâlata ile gizlemeye çalışırlar.
 
Müslümanlar olarak entelektüel ve siyasal farkındalığa-bilince sahip olmuÅŸ olsaydık eÄŸer, Müslümanların siyasal varoluÅŸlarını Ä°slam’da aramalarını imkansız kılan seküler mutlakıyetçiliÄŸe karşı söyleyebilecek sözümüz olacaktı. Bugün, Müslümanların siyasal varoluÅŸlarını Ä°slami ilkeler temelinde inÅŸa etme tasavvur ve tahayyülü, fikri-zihinsel azınlıklara dönüÅŸtürülen kesimler tarafından savunulabiliyor. Bütüncül bir dünya görüÅŸü ve hayat tarzı olarak, Ä°slam’ın siyasal bir programa/misyona/vizyona sahip olmak zorunda olduÄŸunu bilmek/anlamak/anlatmak gerekiyor.
 
Ä°slam toplumlarında populizm ve hamaset entelektüel farkındalığa, hamaset siyaseti de siyasal farkındalığa geçit vermiyor. Bu nedenle ulus-devlet kutsallarına eklemlenen, eklemlenmeleri saÄŸlanan Müslümanların, Ä°slami anlamda kuramsal bir tutarlılığa da sahip olmadıkları görülebiliyor. Bütün bu altüst oluÅŸlar, Ä°slam toplumlarının önemli/etkili/kuÅŸatıcı/üretken/bağımsız/güçlü seslere ve yeteneklere sahip olmadığını gösteriyor.
 
Entelektüel, siyasal ve eleÅŸtirel farkındalığa sahip olmayan, bu nedenle de, anlam-kimlik parçalanmalarına-yabancılaÅŸmalarına maruz kalan toplumlar, hamaset yoluyla istenilen doÄŸrultuda araçsallaÅŸtırılabiliyor. Entelektüel, siyasal ve eleÅŸtirel farkındalığa sahip olmayan Ä°slam toplumlarında, aziz Ä°slam, politik hesaplar ve hesapçılıklar adına hunharca-acımasızca-pervasızca istismar edilebiliyor. Hangi toplumda olursa olsun, entelektüel-siyasal ve eleÅŸtirel farkındalık kaybı, derin bir fosilleÅŸmeye iÅŸaret eder. Bir toplumda mugâlata’nın yaygın hale gelmesi, sözünü ettiÄŸimiz bu fosilleÅŸmeden cesaret alır.
 
EleÅŸtirel farkındalığa ve bilince sahip olmayan bir zihin-ruh dünyası kendisini edilgen ve teslimiyetçi bir alana kapatmış olur. Edilgen ve teslimiyetçi bir zihnin ve bünyenin kendi düÅŸünceleri ve tercihleri olamaz. Her hangi bir toplumda içerik ve gerçeklikten yoksun ideolojik sloganların ve hamaset sloganlarının toplumsallaÅŸması-kitleselleÅŸmesi, ilgili toplumlarda eleÅŸtirel farkındalığın ve bilincin geliÅŸmemiÅŸ olduÄŸunu gösterir. Yerli-milli sloganları merkezinde büyük bir kültür oluÅŸturulamaz, dünya ölçeÄŸinde yankısı olabilecek eserler üretilemez. Günümüzde hesap nesnesi haline getirilen kitleler, hamaset siyasetiyle uyum içerisindedir. Kitleler bugün, bilinç aracılığıyla deÄŸil, hamaset aracılığıyla dönüÅŸtürülüyor. Bilincin belirleyici olmadığı toplumlarda, koÅŸullar belirleyici hale geliyor. Hamaset yoluyla dönüÅŸtürülen toplumlarda ancak niceliksel bir deÄŸiÅŸim mümkün olabiliyor, niteliksel deÄŸiÅŸim deÄŸil. Hamaset ve popülizm siyasetini bir geleneÄŸe dönüÅŸtüren toplumlar, niteliksel deÄŸiÅŸimin imkanlarından ve bu deÄŸiÅŸime öncülük edebilecek vizyonu olan kadrolardan yoksun oldukları için bu yola baÅŸvururlar.
 
Her tür akıldışılığın akılcılaÅŸtırılabildiÄŸi, teknolojik ve seküler akılcılığın hakim olduÄŸu, mekanik bir taÅŸlaÅŸma çağında, her tür insani duyarlılık, vicdani duyarlılık yerlerde sürünüyor. Böyle bir dünyada/çaÄŸda, Ä°slami/insani/ahlaki/vicdani alanları çoÄŸaltmak, dünyayı Ä°slami bilgi/dil/bilinç temelinde tasavvur edebilmek için, her ÅŸeyden önce, teknolojik-seküler akılcılığın, ideolojik bilgi ve dilin tekelci yapısını sorgulamaya ve reddetmeye cesaret edilebilmelidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.