Sosyal Medya

Sosyal medya ve yükselen göçmen karşıtlığı

Algıların gerçekliğin önüne geçtiği bu enformatik çağda sosyal medya ortamları üzerinden yükselen ırkçı tutumların gelecek on yılları esir almaması adına sosyal ağlara yönelik engelleyici önlemler alınması bir gerekliliktir. Son dönemde, tüm dünyada yayılan popülist dalganın en önemli göstergelerinden birisi olan göçmen karşıtlığı konusu sosyal ağlarla yakından ilişkili bir husustur. Özellikle Avrupa’da aşırı sağ parti ve siyasetçiler doğrudan göçmenleri hedef almakta ve göçmenler seçim dönemlerinde siyasi bir malzeme olarak kullanılmaktadır



Jean BaudrilladIn the Shadow of the Silent Majorities(Sessiz Yığınların Gölgesinde) adlı eserinde, kitlelerin anlam yerine gösteriyi istediÄŸi ve gösteri olması koÅŸuluyla bütün içeriklere tapacağını ifade etmektedir. DüÅŸünüre göre kitleler anlam ve içerikten ziyade görünenin egemenliÄŸine inanmakta ve bunu bilinçli bir strateji olarak uyguladıklarını düÅŸünmektedirler. Negatif bir çerçeveden medyaya iliÅŸkin tezlerini ortaya koyan Baudrillard, enformasyonun artışı ile anlam arasında negatif bir korelasyon olduÄŸunu varsaymakta ve artan enformasyona baÄŸlı olarak anlam kaybının yaÅŸanacağını savunmaktadır. Nitekim tarihsel süreç içerisinde kitle iletiÅŸim araçlarının geçirdiÄŸi dönüÅŸüme paralel olarak araç sayısı artmasına raÄŸmen anlamda bir kriz yaÅŸandığı görülmektedir. Ä°çerik ve anlamın birlikte tahrip edildiÄŸini iddia eden Baudrillard’ın medyaya iliÅŸkin tezlerinden hareketle bakıldığında bugün sosyal medyanın anlam ve içerik tahribatında ne denli önemli bir araç olduÄŸu anlaşılacaktır.
 
Çok enformasyon, az anlam
 
DoÄŸrudan bir medya kuramcısı olmasa da eserlerinin önemli bölümünde medyanın etkisine deÄŸinen düÅŸünürNesneler Sistemiadlı eserinde medyaya iliÅŸkin tezlerini ayrıntılandırır. Söz konusu eserinde kitle iletiÅŸim araçlarının taşıdığı yoÄŸun enformasyonun kitlelerde duyarsızlaÅŸma ve yabancılaÅŸma etkisi yarattığını söylemektedir. Bu baÄŸlamdan hareketle, web 2.0 tabanlı sosyal aÄŸlarda her bireyin denetimden azade ürettiÄŸi ve aklın sınırlarını zorlayacak bir enformasyon okyanusu oluÅŸturduÄŸu günümüz hakkında Baudrillard yaÅŸasaydı ne düÅŸünürdü? YaÅŸanan bu “akışkanlığı” nasıl deÄŸerlendirirdi? Muhtemelen, söz konusu eserlerinde sıklıkla dile getirdiÄŸi gibi yoÄŸun enformasyon sonucunda oluÅŸan duyarsızlaÅŸmanın günümüzde tarihte hiçbir dönem olmadığı kadar yoÄŸun biçimde gözlemlendiÄŸini not edecektir. Baudrillard’ın “ne kadar çok enformasyon o kadar az anlam” cümlesi bugünün internet teknolojilerinin ürettiÄŸi içeriÄŸi oldukça etkili biçimde çözümleyecek bir çerçeve sunmaktadır.
 
Araç mesajdır…
 
Ä°letiÅŸim literatüründe “iletiÅŸim ortamı mesajın ta kendisidir” ifadesiyle mesajın kendisinden ziyade o mesajın yapılandırıldığı yer olan aracın etkisine vurgu yapılmaktadır. Bu perspektifte mesaj, içerikten bağımsız biçimde kendisini üreten aracın içerisinde ÅŸekillenmekte ve anlamı burada inÅŸa edilmektedir. Gazetede verilen bir mesaj televizyonda verildiÄŸinde farklı bir çerçevede sunulmakta ve ortamın kendisi insanların düÅŸünce ve algılama biçimlerinde farklı biçimlerde tesir uyandırmaktadır. Burada vurgulanan husus bir mesajın televizyonda ya da gazetede verilmesinden ziyade verildiÄŸi ortamın o mesaja yaptığı etki ve o mesajın kitlelerde uyandırdığı izlenimdir.
 
BilindiÄŸi üzere son dönemlerde en yaygın kullanılan kavramlardan biri de post-truth kavramıdır. Kavram, internet tabanlı yeni medya mecralarında üretilen enformasyon ve asılsız içeriklerin gerçeÄŸin yerini alması ile birlikte, gerçek sonrası ya da gerçeÄŸin yitirilmesi anlamlarında kullanılmaktadır. Esasında duygu, düÅŸünce ve kiÅŸisel kanaatlerin hakikati örtmesi ya da ondan daha fazla raÄŸbet görmesi olarak yorumlanan bu durum, gerçekliÄŸin doÄŸası ve günümüzde algılanışına dair de bir dizi tartışmayı beraberinde getirmektedir. Nitekim son dönemde özellikle bazı konularda kamuoyu dediÄŸimiz olgunun sosyal aÄŸlarda teÅŸkil edilmesi ve kritik meselelere iliÅŸkin bu aÄŸlardan enformasyon sahibi olunması gerçekliÄŸin algılanışında büyük kırılmalar yaratmıştır. Konvansiyonel medyanın alışılagelmiÅŸ kalıplarının dışında iÅŸleyen yeni medya ortamlarının herhangi bir denetim mekanizmasından azade biçimde tüm bireylerin içerik üretimine imkan tanıması ise herkesin hakikatini ya da algının hakikatini ortaya koymaktadır. Filtreleme mekanizmalarından yoksun olan bu mecraların sınırsız içerik üretimi ile birlikte aşırı enformasyon üretmesi nihai kertede neyin doÄŸru neyin yanlış olduÄŸu bir düzlemi de ortadan kaldırmaktadır.
 
Yükselen göçmen karşıtlığı
 
Sosyal aÄŸların esnek ve denetimsiz bir yapı arz etmesi bu ortamların manipülasyon açısından elveriÅŸli mecralar olmasına yol açmaktadır. Nitekim, kritik süreçlerde istenilen yönde kamuoyu oluÅŸturma adına araçsal hale getirilen söz konusu mecralar, kitlelerin manipüle edilmesinde oldukça elveriÅŸli olmaktadırlar. Mikro hedefleme (micro targeting) yöntemiyle, belirlenen kitlelere yönelik yalan haber ve içeriklerin oluÅŸturulması manipülasyon stratejisinde önemli bir evredir. Bu evrede hedef kitlelerin özellikleri belirlenerek söz konusu kitleye ulaşılır ve doÄŸrudan onların psikolojik açıdan etkilenebilecekleri içerikler gönderilir. Son dönemde, tüm dünyada yayılan popülist dalganın en önemli göstergelerinden birisi olan göçmen karşıtlığı konusu da sosyal aÄŸlarla yakından iliÅŸkili bir husustur. Özellikle Avrupa’da aşırı saÄŸ parti ve siyasetçiler doÄŸrudan göçmenleri hedef almakta ve göçmenler seçim dönemlerinde siyasi bir malzeme olarak kullanılmaktadır. Dünya siyasetinde yükselen popülist atakların son dönemde Türkiye sosyo-politik hayatında yoÄŸun biçimde gözlemlenmesinde politika yapıcıların büyük payı olduÄŸu gibi sosyal medya mecralarının da etkisi oldukça fazladır.
 
Mültecilerin üniversiteye sınavsız girdiÄŸi, bazı özel saÄŸlık hizmetlerinden ücretsiz yararlandıkları ve maaÅŸ aldıkları gibi mesnetsiz iddialar özellikle seçim dönemlerinde sosyal aÄŸlarda sıklıkla gündeme getirilmektedir. Sosyal aÄŸlardaki mesnetsiz iddialar söz konusu aÄŸların gücüyle oldukça farklı noktalara varmakta ve bu algılar zamanla gerçekten daha gerçek bir hal almaktadır. Mikro hedefleme yönteminin ustaca kullanılması ile birlikte üretilen bu söylemlerde, sınavsız üniversite üzerinden genç seçmen manipüle edilmek istenirken vergisiz kazanç söylemiyle de iÅŸ insanları ve ticaretle meÅŸgul olan kesimler hedef alınmakta ve duygusal anlamda etkilenmeleri planlanmaktadır. Sosyal aÄŸlarda yaygınlaÅŸtırılan bu gibi iddiaların ana akım medyada da yer bulması konunun kitleler nezdinde tartışılmasını mümkün kılmakta ve seçmenlerin manipüle edilmesini kolaylaÅŸtırmaktadır.
 
Yıpratma girişimleri
 
Özellikle 24 Haziran 2018 genel seçimleri, 31 Mart ve yenilenen 23 Haziran belediye seçimlerinde Suriyeli göçmenlere yönelik bilinçli ve ısrarlı yıpratma giriÅŸimleri kamuoyunda ciddi biçimde alıcı bulmaktadır. Sosyal medya mecralarında siyasetçi ve popüler kamusal figürlerin göçmen karşıtı söylemlere ve asılsız haberlere yer vermesi de Suriyelilere yönelik öfkeyi artırmaktadır. Yerel seçimler öncesinde özellikle büyükÅŸehirlerde bazı aday ve partilerin vaatleri arasında yer alan Suriyeli göçmenlerin gönderilmesi bu baÄŸlamda dikkat çekicidir. GeçtiÄŸimiz günlerde Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan araÅŸtırmaya bakıldığında, Suriyeli sığınmacılardan en fazla rahatsızlık duyan siyasi parti taraftarlarının CHP, HDP ve Ä°YÄ° Partili olması bu durumu doÄŸrulamaktadır.
 
Sosyal aÄŸlarda siyasetin amaçlarına hizmet etmesi amacıyla üretilen popülist söylemin kitlelerde yarattığı tahribat oldukça fazladır. Nitekim çarpıtılmış enformasyon ve sahte içeriklerin paylaşılmasının ardından göçmenlere yönelik ciddi karşıtlıklar oluÅŸmakta ve bu karşıtlıklar kendisini kitlesel bir eylemle dışa vurmaktadır. GeçtiÄŸimiz günlerde Küçükçekmece’de bir çocuÄŸa Suriyeli bir genç tarafından laf atıldığı bahanesiyle Suriyelilere yönelik ÅŸiddete varan eylemler yapılmıştır. Olayın içeriÄŸine bakıldığında ise olayın tamamen bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı, ortada bir taciz olayı olmadığı ve çocuÄŸun ailesinin herhangi bir ÅŸikayette bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Algıların gerçekliÄŸin önüne geçtiÄŸi bu enformatik çaÄŸda sosyal medya ortamları üzerinden yükselen ırkçı tutumların gelecek on yılları esir almaması adına sosyal aÄŸlara yönelik engelleyici önlemler alınması bir gereklilik olarak karşımızda durmaktadır.
 
 
 
Müellif: Dr. Turgay Yerlikaya (Ä°stanbul Üniversitesi) / Kaynak: Venharhaber Web Sitesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.