Ergün Yıldırım: Gösteriş Müslümanlığı
Follow @dusuncemektebi2
Show Müslümanlığı, mahremiyet kültürünü de yıkıyor. Anne, genç kız, arkadaşların özel kutlamaları pervasızca kamusal alana dökülüyor. Odalar, aile ve kutlama sahnenin bir parçasına dönüşüyor. Artık özel alan değil, sahne vardır. Mahremiyet değil, ifşa vardır.
Son dönemlerde muhafazakâr çevrelerde lüks hayat ve dinin iç içe girdiÄŸi pratikleri çokça görüyoruz. Özellikle bugünlerde sosyal medyada gündem oluÅŸturan üç örnek var: Lüks bir yatta doÄŸum gününü kutlayan beyazlara sarınmış baÅŸörtülüler ve onlar içinde prensese imrenerek koyu kırmızı renkli baÅŸörtülü bir kız. Ä°kinci örnek, Londra’da dönen kuzenler için yine lüks bir mekânda düzenlenen karşılama partisi. Yine hepsi baÅŸörtülü. Üçüncü örnek daha taze. DoÄŸum yapan bir kadın, yavru sarayın ÅŸatafat ve lüksüne çocuÄŸuyla beraber doÄŸuyor! Mevlit düzenliyor. Ama bu bildiÄŸimiz mevlit deÄŸil. Anne ve çocuk ismi belirgin olarak sahnede öne çıkıyor. Anne, oyunun baÅŸ aktörü. Anne bir manken, bebek ise “bebek manken”! Mevlit okuyan kadınlar var. Hepsi de bu lüks ortamın ve oyun sahnesinin figüranları. Birer oyuncu. Bir reklam prodüksiyonu. Bir “Show Müslümanlık”. Tamamen gösteriye bürünen ve gösteri içinde tezahür eden bir Müslümanlık.
Mevlit , doÄŸum günü ve hoÅŸ geldin partisi…Üçü de baÅŸörtülü kadınlar etrafında dönüyor. Erkeklerden steril ortamlar. Ama sosyal medyada bu sterillik bütün erkeklere, kamuya boca ediliyor. Steril falan ortada kalmıyor. Göz kamaÅŸtırıyor. Ä°nsanlar imrendiriliyor. Varlığa, zenginliÄŸe ve lükse imrendirme. Milyonlarca insanın asgari ücretle geçindiÄŸi, mültecilerin açlık ve yoklukla savaÅŸtığı bir toplumsal dünyada zenginlik imajları insanların gözüne sokuluyor. Avizeler, mobilyalar, parlayan camlar, ışıltılı teÅŸrifat, büyük lüks yemek masaları ile dünyevi cennet sunuluyor. ZenginliÄŸin parıltılı dünyası, zincirden kopan köpek misali insana saldırıyor!
Show Müslümanlığı, mahremiyet kültürünü de yıkıyor. Anne, genç kız, arkadaÅŸların özel kutlamaları pervasızca kamusal alana dökülüyor. Odalar, aile ve kutlama sahnenin bir parçasına dönüÅŸüyor. Artık özel alan deÄŸil, sahne vardır. Mahremiyet deÄŸil, ifÅŸa vardır. Åžahsi olan deÄŸil, kamusal olan vardır. Kamusal etki oluÅŸturmak için mahremiyet durumları ayaklar altına alınıyor. Mahremiyetin deÄŸeri, inanç ve kültürümüzdeki kudreti buharlaşıyor.
Mevlit veya baÅŸörtüsü ÅŸatafatın içinde hiçleÅŸiyor! Ruhsal olan, kutsal olan, dinsel olan özünü kaybediyor. Her ÅŸey bir metaya, bir figüre dönüÅŸüyor. Ortama egzotik hava veren bir süse… Kutsallık, tüketim toplumun showla bütünleÅŸen aracı haline geliyor. BaÅŸörtüsü ve mevlit ne örtendir ne de kutsal olan. Gösteridir, tüketimdir, metadır.
Bütün Türkiye kültürel dönüÅŸüm içinde. Kalkınma arttıkça, kapitalist kültürle daha fazla bütünleÅŸiyoruz. Dindarlar da zenginleÅŸtikçe ve iktidar sahibi oldukça bu kültürel dönüÅŸümün parçası haline geliyorlar. Ä°nançlarını kapitalist kültür içinde üretiyorlar. Bu kültürel varlık içinde şımarıyorlar. Ä°mrendirme, elitistleÅŸme, zenginlik ve gücünü gösteriye dönüÅŸtürme artıyor. Ruhsallığın kaybı ile beraber beden, madde, gösteri hâkim hale geliyor. Daha fazla dinsel simgeler sergileyerek bu ruhsal boÅŸluk doldurulmaya çalışılıyor. Ruhsuz sembollere boÄŸuluyoruz. Ä°nancın gayesini ve anlamını içinde taşımayan inanç sembolleri! Din zahiri olana, görüntüye ve gösterinin içine hapsediliyor. Maddi zenginleÅŸme ve iktidar gücü arttıkça çürüme de artmaya baÅŸlıyor. Adeta Ä°bn Haldun’un pik yapan zenginleÅŸme ve lüksleÅŸme, çürümeyi de ortaya çıkar tezi gerçekleÅŸiyor. Hadarilik çürümesi bu. Yani ÅŸehir, güç ve zenginlik çürümesi.
Müslümanlar, dindarlar ve muhafazakârlar popüler kültüre ve zenginliÄŸin kapitalist tarzına çarpıldıkça dinlerinden uzaklaşıyorlar. Bu çarpılma, ruhsal dünyalarını sarsıyor. Ä°slam’ın üzerlerindeki anlamını kayba uÄŸratıyor. Sadece sembollerden ibaret Müslümanlık geriye kalıyor. Elbette bir süre sonra sembol ile anlam arasındaki boÅŸluk da büyük paradokslara yol açacak. Bunu aÅŸmak üzere bu defa sembollerden de vazgeçilecek. Dine hoÅŸ bakmayan kesimler, bu geliÅŸmeleri “Ä°slamcıların ve Ak Parti iktidarının düÅŸüÅŸü” olarak yorumlayacak. Heyhat! Müslümanlık/Ä°slam düÅŸtükten sonra Ä°slamcılık kalsa ne olacak, Ak Parti kalsa ne olacak?
Henüz yorum yapılmamış.