Sosyal Medya

Çağımızdaki sınırsız iletişim ve kötülük

İletişim alanında en yaygın yöntemlerden biri olan konuşmanın, bireylerin birbirleri üstüne tahakküm kurma gayretine dönüşmesi bugünün insanının en masum, en doğal ve doğrudan eylem de bile kötülük amaçlayabilme kapasitesinin açık göstergesidir.



Bireysel ve kitlesel iletiÅŸimin hızlanması ÅŸüphesiz insan için yarar umulan bir geliÅŸme olmuÅŸtur. Hızlanış beraberinde yaygınlaÅŸmayı getirmiÅŸ, insanın dilediÄŸine ulaÅŸabildiÄŸi, iletiÅŸime geçebildiÄŸi; duygu ve düÅŸüncelerini aktarabildiÄŸi, yine duymak, bilmek, hatta görmek istediklerinden haberdar olabildiÄŸi bir zemin oluÅŸmuÅŸtur. DiÄŸer yandan bu sınırsız iletiÅŸim imkânı eylemi, hareketi, somut birliktelikleri kısıtlarken bireyi yönlendirilebilir, yönetilebilir, tıpkı kullandığı iletiÅŸim aygıtları gibi kullanılabilir hale getirmiÅŸ, düÅŸüncenin dahi kiÅŸiselliÄŸini, özgünlüÄŸünü yitirip sadece verili argümanlar doÄŸrultusunda ÅŸekillenmesini saÄŸlamış, dahası salt ifade biçimlerine indirgenen ve belli bir derinliÄŸi olmayan safsatalar haline getirmiÅŸtir. Bugünün güya geliÅŸtirilmekte olan bütün düÅŸünsel malzemesi tutarsız ama tutucu, geçici ancak asla geçirgen olmayan, dilsel bir oyunun nesnesi görünümündedir. Ve iletiÅŸim adına insanlar arasında geliÅŸtirilecek olan ortaklık neredeyse imkânsız hale gelmiÅŸ, tüm duygu, düÅŸünce birlikteliÄŸi bireyin kendini ifade etme ihtiyacını karşılar mahiyette seyretmektedir.
 
Esasen hızlandığı ve yaygınlaÅŸtığı söylenen iletiÅŸim teknik ve yöntemlerinin bağışladığı ÅŸey tam da budur: Bireyin kendini ifade edebilmesini, kendisi gibi olduÄŸunu düÅŸündüÄŸü diÄŸer bireylere ulaÅŸmasını; hâsılı kendi biricikliÄŸini anlamasını ve kesif existansiyalist saplantılarla varoluÅŸunu gerçekleÅŸtirdiÄŸi sanrısını kolaylaÅŸtırmak… KolaylaÅŸmışsa pekiÅŸtirmek… PekiÅŸmiÅŸse dikte etmek ve hatta imkân bulabildiÄŸinde bir baÅŸka birey üstünde tahakküm oluÅŸturmak… Kendisini ilgilendiren, ilgilendirmeyen tüm abur cuburu kullanımına sunulan iletiÅŸim imkânıyla beynine boca ederken iyi-kötü, doÄŸru-yanlış, faydalı-zararlı ayırt etmeksizin sadece haberdar edilmiÅŸ olmaktan dolayı sevindiÄŸi gibi aynı ÅŸeyleri aktarmaktan, bir baÅŸkasına boca edip muhatabının beynini, ruhunu iÅŸgal etmekten de mutluluk duyar. Kurgulayıp, düÅŸünüp ifade edebildiklerinin dahi o iletiÅŸim unsurlarını elinde bulundurup bilinçlice kendisine sunanların dilini konuÅŸtuÄŸunun hiçbir surette farkına varmaz. Mutluluk duyduÄŸu, gönendiÄŸi, rahatlığını yaÅŸadığı varsa yoksa o sahip olduÄŸunu zannettiÄŸi aktarım imkânıdır. Örneklemek gerekirse;  tivitırı patladığı için, feysbukuna giremediÄŸi için, yutubu yasaklandığı için, bir tivi kanalından yahut gazeteden kovulduÄŸu için yırtınan, dövünen, üzülen çok deÄŸerli düÅŸünürlere, yazarlara, okurlara rastlamışlığınız vardır.
 
Mezkûr iletiÅŸim imkânlarının aynı ÅŸekilde kötülüÄŸün yayılmasına, yaygınlaÅŸmasına ve kanıksanmasına meydan verdiÄŸi de söylenebilir. En azından kötülüÄŸün kanıksanması açısından yıkıcı rolü yadsınamaz. Neredeyse her gün gözümüze sokulan cinayet, intihar, katliam haberleri; hırsızlık, ÅŸiddet, gasp, haksızlık, hukuksuzluk, cezalandırma ve benzeri olaylar, bir yandan kötülüÄŸün insan zihninde doÄŸallaÅŸmasını saÄŸlarken, diÄŸer yandan olaylara karşı bağışıklığı güçlendirerek adam akıllı kanıksanmasını; zihin ileri boyutta iÅŸgale maruz kaldığında ise aynı eylemlerin bir parçası olarak harekete geçmeyi getirir.  Nihayet insan, cesedi valize doldurup taşımayı, yakarak yahut asit dökerek yok etmeyi, siyanürle intihar etmeyi, yaptığı herhangi bir eylemde iz bırakmamayı anasının karnında öÄŸrenmemiÅŸtir.
 
Ben duygusunun vurgulanması ihtiyacı, insanı iletiÅŸimle kurulacak ortaklıktan kâr elde etmeye sürükler denebilir. Bu ortaklıkla elde edilen karın paylaşımı deÄŸildir, bilakis iletiÅŸerek ortaklık kurulandan çalmaktır. Zira çoÄŸu insan dert dinlemek, hemhal olmak amacıyla deÄŸil, kendisini yüceltebilecek bir vurguyu canlı tutmak için konuÅŸur, gösterir ya da dinler. Okumak gibi asil bir eylemde dahi kiÅŸisel iktisap hırsının yokluÄŸundan söz edilemez. Nitekim okuyucu okumak eylemine sadece edilgin bir varlık olarak iÅŸtirak etmez. Ä°nsanlar arası sıradan iletiÅŸimde de durum çok farklı deÄŸildir.
 
Ä°nsan, karşısındaki muhatabı kendi yararı için dinlediÄŸi halde salt dinleyici konumuyla da iktifa etmez. Soru sormak, konuÅŸmak, yanıt vermek, hâsılı kendince doÄŸru olduÄŸunu sandığı ÅŸeyi ifade etmek arzusu, kiÅŸisel edinimin de ötesinde tahakküm kurma gayretine dönüÅŸür. Özellikle sorulan sorunun yanıtı soruyu soran tarafından baÄŸlayıcı görünmüyorsa diyalogun akıbeti de hayırla sonuçlanmayacaktır. ÇoÄŸu soru mevcut önermeye bir itiraz niteliÄŸinde olabileceÄŸi gibi bir tereddüdü gidermenin çok uzağında, soranın kendi görüÅŸünü dikte etmesine kapı aralar. Ä°letiÅŸim alanında en yaygın yöntemlerden biri olan konuÅŸmanın, bireylerin birbirleri üstüne tahakküm kurma gayretine dönüÅŸmesi bugünün insanının en masum, en doÄŸal ve doÄŸrudan eylem de bile kötülük amaçlayabilme kapasitesinin açık göstergesidir.
 
 
 
Ä°shak Koç / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.