Özgürleştirmeksizin eğitenler aptallaştırır
Follow @dusuncemektebi2
Modern ve çağdaş olma adına kendi değerlerini unutan Türk aydınları ve bu aydınları örnek alan maarif dünyasındaki bazı zevatlar hem kolaycılığa hem basitliğe hem de ithal ritüeller eşliğinde genç nesilleri zehirlemeye yöneltmiştir.
Dünyada yaptığı araÅŸtırmalar, yazdığı eserler ile tanınan tarihçi Doktor Mehmet Genç:
“Üniversitelerin baÅŸlıca iki fonksiyonu var, birinci fonksiyon mevcut bilgilerin alanını geniÅŸletmek, yeni bilgiler elde etmek. Ä°kincisi oluÅŸan bilgi stokunu topluma özellikle gençlere transfer etmek. Birinci fonksiyon araÅŸtırma, ikinci fonksiyon ise öÄŸretim. AraÅŸtırma pahalı bir ÅŸeydir. Hem çok para ister, enerji ister, fedakarlık ister ve sonucunu kestiremezsiniz. Uzun zaman, çok para harcarsınız ve bir sonuca ulaÅŸamayabilirsiniz. Onun için bu lüksü hala Batı dünyası kendi tekeline almış bulunuyor. Batı dışı dünya ise Batı'nın elde etmiÅŸ olduÄŸu bilgileri öÄŸretmekle vaktini geçiriyor. Bu daha ucuz ve daha kolay.”
Son dönemlerde Milli EÄŸitimde yaÅŸanan yaÅŸanan utanç verici durumları bilgi üretmeyen ve Batı’nın ürettiÄŸi bilgiyi ucuz ve basit kopyalama yöntemi taklit etmenin devamı görüyorum.
Ä°srail alfabesi, Uygur alfabesi diye kes yapıştır basitliÄŸi ile maarif kitaplarına konulmuÅŸ. Kaç aydır okullarda binlerce öÄŸretmen tarafından okutulmuÅŸ olmasına raÄŸmen farkına varılmamış. Mehmet DoÄŸan Bey’in görüp dile getirmesi ile farkına varıldı.
MEB’in “Uygur ile Ä°brani alfabelerinde benzer harflerin olması nedeniyle sehven Uygur alfabesi olarak verilmiÅŸtir” açıklaması özrü kabahatinden beter babında bir açıklama oldu. 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinde çocuklara büste ve resme secde ettirilen ritüeller de bilgi üretmeyen ÅŸekil ile kendini sınırlayan ucuzluÄŸun bir devamı.
Modern ve çaÄŸdaÅŸ olma adına kendi deÄŸerlerini unutan Türk aydınları ve bu aydınları örnek alan maarif dünyasındaki bazı zevatlar hem kolaycılığa hem basitliÄŸe hem de ithal ritüeller eÅŸliÄŸinde genç nesilleri zehirlemeye yöneltmiÅŸtir.
Sınıf öÄŸretmeni AHMET PULAT hocamın deÄŸerli yazısını sizlerle paylaÅŸmak istiyorum
KÜÇÜK ENGÄ°ZÄ°SYONCU
"ÖzgürleÅŸtirmeksizin eÄŸitenler aptallaÅŸtırır."
Sanıldığının aksine milletleri tarih sahnesinde unutulmaz kılan gerçekleÅŸtirdiÄŸi baÅŸarılar deÄŸil yakaladığı bu baÅŸarıları düÅŸünüp uygulamaya koyanlardır. Medeniyetimiz, bir mızrak gibi mazinin kalbine saplanan zaferleri, saygın baÅŸarıları ve muvaffakiyetleri iyi bir eÄŸitim almış nesillere borçludur. Dünyanın hızla dönüÅŸmesi, teknolojinin dörtnala yol alan bir at gibi önü alınamaz ilerleyiÅŸi, yapay zekâ gerçekliÄŸinin gün yüzüne çıkmaya baÅŸladığı günümüzde, eÄŸitim her zamandakinden daha büyük bir önem kazanmıştır. EÄŸitim artık sadece eÄŸitim deÄŸildir demenin orta yerindeyiz. Tam bu noktada milletimizin dünyayla yarışıp ilelebet hükümranlığını sürdürmesinin tek çaresi de eÄŸitim kalitesini yükseltip nesilleri her türlü zihinsel prangadan kurtarıp özgürleÅŸtirmekten geçiyor.
Bu uzun giriÅŸin sebebi son günlerde okullarımızda talebelere yaptırılan törenlerdir. Bir tür Pagan kültürünün ritüelleri olan bu törenlerin asıl tehlikesi, öÄŸrencileri zihinsel olarak uyuÅŸturup, akılarına prangalar vurdurarak düÅŸünmelerini engellemesidir. ÖzgürleÅŸtirmek yerine köleleÅŸtiren, düÅŸündürmek yerine biat ettiren bilinçli bir eylemle karşı karşıyayız. Bir öÄŸretmenin yaptığı bir hata deyip geçemeyeceÄŸiz bir ÅŸey karşılaÅŸtığımız durum. Öyle ki tören yaptırılan öÄŸrenciler için nükleer redaktöre maruz kalmaktan daha az bir etkisi yok. Bunun hayatta en hakiki mürÅŸidin ilim olduÄŸunu söyleyen Mustafa Kemal’in arkasına sığınılarak yapılması da ayrıca bir vahamet. Burada sadece öÄŸrencilere deÄŸil Mustafa Kemal’e büyük bir hakaret ve aÅŸağılama vardır.
Yazıya baÅŸlarken kendisinden alıntı yaptığımız Çağımızın büyük filozoflarından olan Jacques Ranciere’nın “Cahil Hoca” kitabında "Bir zekanın bir baÅŸka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaÅŸma vardır. Ve özgürleÅŸtirmeksizin eÄŸitenler aptallaÅŸtırır” diyerek bu büyük tehlike üzerinde durmaktadır. ÖÄŸrencilerin iradelerinin daha küçük yaÅŸta devre dışı bırakılması, onların kukla olmaktan baÅŸka bir yere götüremeyecektir. DüÅŸünmeyi, bırakmış, itiraz etmeyi kötü bir ÅŸey olarak algılayan ve biat kültürüne tabi olan insanların nasıl tehlikeli bir hale geldikleri yakın tarihimizin en önemli olayları içinde yer almaktadır.
Yapılan ritüelleri görünce aklıma büyük Kırgız Roman Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” romanında iÅŸlenen mankurtlaÅŸtırma kazındı aklıma. Kitaptaki hikayeyle yaptırılan arasında muhteva olarak bir fark olmadığını anladığımda yaÅŸadığım ÅŸok iki katına çıkmıştı. Hem dünya hem Türk edebiyatında buna benzer birçok örneÄŸi bulunan olayı düÅŸünmeye baÅŸladığımda bir eÄŸitimci olarak nesillerimiz adına derin bir boÅŸluÄŸa düÅŸtüm. Kendi elleriyle öÄŸrencilerini yok eden öÄŸretmenlerle karşı kaşıyaydık.
Dosytoyevski’nin “Karamazov KardeÅŸler” romanında çıkıp gelen Büyük Engizisyoncunun fikirdaÅŸlarıydı. Belki de Dünyayı deÄŸiÅŸtirip dönüÅŸtürecek, tarihi geleceÄŸe yönelik olarak yeniden yazacak olan öÄŸrencileri biat kültürüyle yetiÅŸtiren bu öÄŸretmenlerin tek farkı isimleri olabilir. Kendi prangalarmış zihinleriyle talebelerini zincirleyen ve biat ettirerek bir tür tehdit eden bu öÄŸretmenler küçük engizisyonu olabilirlerdi. Bu mesel üzerinden baktığımızda yaÅŸanılan olayın vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Tekrar baÅŸa dönersek
"ÖzgürleÅŸtirmeksizin eÄŸitenler aptallaÅŸtırır.”
Ali Barskanmay / Karar
Henüz yorum yapılmamış.