Sosyal Medya

İslam coğrafyasının 'hal-i pürmelalini' Putin'in okuduğu ayet üzerinden düşünmek

Putin’in İslâm âlemine Kur’an dersi verdiğinin üzerinden bir ay geçti. Müslümanların arasından hiçbir devlet yöneticisi bu ikaza karşı herhangi bir görüş ileri sürmedi. Aydınlarımız arasından da birinin çıkıp Rusya liderinin ayet okuyarak verdiği ders üzerine bir vicdan muhasebesi, bir özeleştiri yaptığını duydunuz mu?



Suriye karıştırılmadan evvel DoÄŸu Konferansı üyelerinin de gayet yakından ÅŸahit oldukları bir gerçek, Irak tecrübesinden yararlanılarak bölgede bir kalıcı barışın tesis edilebilmesine olan inançtı. Fakat bu inancın doÄŸrultusunda bir ‘biraradalık’ inÅŸa edilmek yerine global statükonun senaryolarına râm olundu.
 
Suriye, ‘pivot ülke’ olmaktan ‘hedef ülke’ haline gelirken; Irak-Ä°ran Savaşı akabinde, kışkırtılan Irak Kuveyt’e sokulmuÅŸ, Irak’a gereken ders verilmiÅŸ hatta iÅŸgal edilerek parça parça edilmiÅŸ; kuzeyde ‘de-facto’ oluÅŸumun hâmisinin Türkiye olması gerektiÄŸi noktasında o zamanki yönetim ikna edilmiÅŸ ve bugünümüze bütün bu periferisindeki karışıklıklar yetmezmiÅŸ gibi BüyükortadoÄŸuprojesi hayata geçirilmiÅŸ, demokrasi vaadi ile Baasçı rejimlerden kurtulma, dahası Ä°slâm Ordusu oluÅŸturma gibi ‘ülküsel’ beklentiler, halkların kendi içlerindeki çatışma kültürünü ‘modifiye’ etmiÅŸti. 
 
BüyükortadoÄŸuprojesi kapsamında Müslümanlar ‘Arap Baharı’ hülyalarına dalmışken giderek küresel evangelist çeteler, emrinde bulunduÄŸu Ä°ngiliz – Yahudi Aklı’nın yöneylem planlamasına uygun olarak bütün bir Akdeniz’i, OrtadoÄŸu’yu artık içinden çıkamayacakları bir ‘de-stabilizasyon’ evresine sokarken genellikle halkı Müslüman olan bu ülkelerde bırakınız bir Ä°slam BirliÄŸi fikrinin yeni ve çaÄŸdaÅŸ formunu görebilmek, herhangi bir ‘iyiliÄŸi emreden, kötülükten men eden’ mahfil, tavır, isim, eser, ÅŸiir, söz zuhur etmedi maalesef…
 
Suudi petrol tesislerinin bombalanması ve Suriye krizi üzerine düzenlenen ‘Üçlü Zirve’de Müslüman liderler kendi dertleriyle uÄŸraşırken kuzeyin yeni çarı, benim ruhumu inciten ve öz muhasebe sistemimizi sarsan bir ikazda bulunuyordu.
 
Putin: “Allah’ın sözlerini hatırlayınız, siz düÅŸmandınız ama Allah sizin gönüllerinizi barıştırdı ve sizi dost yaptı” diye âyet hatırlatırken bütün bir Ä°slâm âlemine ÅŸu öÄŸüdü verdi:
 
“Sizi bölen konular arka planda olmalıdır, manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır. Åžiddetin kabul edilmezliÄŸi konusunda Kur’an’da ayetler var!”
 
Aynı toplantıda Ä°ran devletinin cumhurbaÅŸkanı Ruhani ise: “Petrol yerine bölgenin güvenliÄŸini daha çok önemsiyorum. Bu saldırıyı Yemen’i bombalayanlara sormak lâzım. Yemen halkı kendini savunuyor” demiÅŸti.
 
Putin, evrensel, cihanÅŸümul, Kur’anî konuÅŸurken Ä°slâm devletlerinin liderleri daha aktüel konular üzerinde duruyor, “o daha suçlu, bende bir suç yok” gibi savunma reflekslerine sığınıyorlardı. Suudi Arabistan petrol tesisleri bombalanmış, Suudiler nefret üzerine nefretle karşılık vermiÅŸ; Ä°ran yine bildiÄŸini okumuÅŸtu.
 
Aslında Türkiye’nin geleneksel fikriyâtı bu türden karşıtlıklara çare olabilecek barış projesi üretebilme imkân ve kabiliyetine sahip olmalıydı. Niçin? Zira Pax Ottomanica, Pax Romana’dan bile etkin bir Nizâm-ı Âlem tesis edebilmiÅŸti. Dünyanın ‘barış içinde bir arada yaÅŸama’ sanatı tarihi incelendiÄŸinde hemen bütün medeniyet coÄŸrafyaları insanlık adına teessürle anılacak ayıplara karışmıştı. 
 
Lâkin biz, mayamızın ürettiÄŸi kültür ve medeniyet inÅŸasından hayfa ki pek uzaklaÅŸmıştık. Maneviyat iklimimizin uyarılarını yapanlar sözde düÅŸmanlarımızdı. Ne hazin ki Yüce Yaradan’ın âyetlerini okuyup anlamak ve hayata tatbik etmek cehdimiz küllenmiÅŸti.
 
“Hepiniz toptan, Allah’ın ipine (dinine) sımsıkı sarılın, bölünüp ayrılmayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düÅŸman idiniz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve O’nun lütfu ile kardeÅŸ oluvermiÅŸtiniz. Siz bir ateÅŸ çukurunun tam kenarında iken oraya düÅŸmekten de sizi O kurtarmıştı. Allah size âyetlerini böylece açıklıyor, ta ki doÄŸru yola eresiniz.” (Al-i Ä°mran Suresi 103. Âyet)
 
Samîmiyetin, mes’ûliyetin, fedakârlığın, vefakârlığın, merhametin, sadakatin, cesaretin, kanaatkârlığın, hürmetin, hikmetin ve aÅŸkın fikri ‘ilahî mesajları asrın idrakine söyletebilme’ hünerini ne vakit kazanacak?
 
Kazanacak ve bütün insanlığa yeniden barış ve diriliÅŸ muÅŸtusu takdim edecek?..
 
Bunu nasıl yapabiliriz?
 
Durmadan silah satın alarak ve kullanmasını bilmediÄŸimiz silahları sıkarak deÄŸil elbette…
 
Åžiirin zengin aÅŸk ikliminde gönülleri geniÅŸleterek… Sevme sanatını bütün komÅŸularımıza yayarak tabii… KomÅŸularımıza ve elbette ki kendi kardeÅŸlerimize, evlatlarımıza…
 
Yani ki yeni Yunus’lar yetiÅŸtirerek…
 
Yeni partizanlardan ziyade…
 
 
 
Lütfü ÅžahsuvaroÄŸlu / Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.