Bağdat Sokaklarında kesif bir kan kokusu: Irak 1958 Darbesi
Follow @dusuncemektebi2
Kurulan Bakanlar Kurulu’nda Marksistler, liberaller, Arap milliyetçileri ve Kürtler vardı. Sayısal olarak baktığımızda 6 Sünni Arap, 6 Şii Arap ve 4 Kürt vardı.[17] Konsey üyelerinin hemfikir olduğu tek konu Batı ve özellikle Britanya etkisinden kurtulmaktı. Bunun sonucu olarak Irak, darbeden sonra Batı’dan yavaş yavaş izole olup Sovyetlere yakınlaşacaktır.
1950’li yıllar OrtadoÄŸu için darbeyle geçen yıllar olarak anılabilir. Özellikle 1952’de Mısır’da yapılan darbe Mısır’ın olduÄŸu gibi OrtadoÄŸu’ya da bakış açısını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ ve Arap milliyetçiliÄŸinin yükselmesiyle birlikte darbeler yaÅŸanmıştır. OrtadoÄŸu’da ilk askeri darbenin yapıldığı yer olan Irak, bakıldığında askeri darbelerin yaÅŸandığı yer olarak gözümüze çarpmaktadır. 1936’da General Bekir Sıdkı ve 1941’de RaÅŸid Ali Geylani’nin liderliÄŸindeki hükümet darbeleri Irak’ta yapılmış iki darbe olarak göze çarpmaktadır.14 Temmuz 1958 Irak Askeri Darbesi ise bu iki darbeden öne çıkanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Darbe taraftarları tarafından “14 Temmuz Devrimi” olarak tanımlanan bu darbe Irak’ta rejimi deÄŸiÅŸtiren bir darbe olmuÅŸtur. Bu darbenin ilham kaynağı elbette ki Mısır’dır. 1958 Darbesi Irak’ta toplum tarafından desteklenen bir darbe olarak da dikkati çekmektedir. Yapılan bu darbe özellikle Türkiye ve Batı tarafından ÅŸaÅŸkınlıkla karşılanacak, Mısır ve SSCB’de ise memnuniyetle karşılanacaktır.
Bu çalışmamızda ilk baÅŸlık olarak OrtadoÄŸu’da asker – siyaset iliÅŸkisinden bahsedilecektir. Daha sonra Irak’ta genel durum ve darbenin nedenleri ele alınacaktır. Darbenin yapılması ve sonraki süreçten bahsedilecek, darbenin Dünya ve Türkiye’deki yankılarından sonra sonuç bölümüyle çalışmamız tamamlanacaktır.
OrtadoÄŸu’da Asker – Siyaset Ä°liÅŸkisi
OrtadoÄŸu’da asker ve siyasetin iliÅŸkisinde baktığımızda SoÄŸuk SavaÅŸ yıllarında daha hareketli olduÄŸunu görürüz. SoÄŸuk SavaÅŸ’ın ilk dönemlerinde art arda darbeler yapılsa da 1980’lerde mevcut rejimlerin konsolidasyonu ve küreselleÅŸme gibi olgularla askerin siyasetten kısmen de olsa uzaklaÅŸmıştır. Ancak Arap Baharı süreci ve Temmuz 2013 Mısır Darbesinde tekrar askerin ağırlığını görmekteyiz.[1]
OrtadoÄŸu’nun modernleÅŸmesi safhasında görebileceÄŸimiz gibi ilk reformlar askeri alanda yapılmıştır. Askerler burada BatılılaÅŸmanın etkisiyle kendilerini toplumda bir aydın gibi görmüÅŸler ve toplumda öncü gibi bir rol üstlenmeye çalışmışlardır. OrtadoÄŸu’da askeri kurumlar ayrıca millet inÅŸasında da önemli bir tutmuÅŸlardır.[2] Ayrıca emperyalist güçlere karşı verilen mücadelede zafer kazanan askeri kurum daha sonra o ülkelerin siyasetinde söz sahibi olmuÅŸlardır. Böylece ordu kendisini devletin, milletin ve rejimin sarsılmaz koruyucusu olarak görmüÅŸtür. Kimi zaman siyasette, kimi zaman ekonomide etkili olmaya baÅŸlamışlardır. Ordu kendi içinde birlik gibi görünse de etnik, ideolojik vb. hizipleÅŸme olabilir. Bu hizipleÅŸme ordunun zayıflamasına ve çatışmasına neden olabilir. Askerlerin içlerinden geldiÄŸi toplumsal durum, siyasilere bakış açısı, devletin kurumsallaÅŸması gibi durumlar da asker – siyaset iliÅŸkisini oluÅŸturan baÅŸka bir nedendir. Zayıf devlet yöneticileri ve devlet yapısı, yabancıların müdahalesi vb. nedenler askerlerin siyasete müdahalesini kolaylaÅŸtırmıştır. Böylece askeri liderler halk nezdinde “kurtarıcı” edasıyla görülmüÅŸtür. Müdahaleler bazı siyasi grupları cesaretlendirmiÅŸ ve orduyu müdahaleye sevk etmek için cesaretlendirmiÅŸtir.[3]
OrtadoÄŸu’da askeri darbelere bakacak olursak ilk darbe 1936 yılında General Bekir Sıdkı önderliÄŸinde Irak’ta gerçekleÅŸmiÅŸtir. Bu tarihten günümüze kadar OrtadoÄŸu’da tam 45 askeri darbe gerçekleÅŸmiÅŸtir. Darbeden sonra askeri rejimlerin çoÄŸu otoriter bir rejim kurmuÅŸtur. Darbenin meÅŸrulaÅŸması için reformlar yapılmış ve popülist politikalara yönelmiÅŸlerdir. Kimi liderler halk desteÄŸi ile birlikte yaptıkları reformlarla kendilerini devrimci olarak atfetmiÅŸlerdir. Bunun en iyi örneÄŸi 1952 Hür Subaylar Darbesi ile Mısır’da yönetimi ele alan Cemal Abdülnasır’dır. Askeri yönetim yaptığı darbeyi devrim olarak atfetse de devrimle darbenin en temel farkı devrimler halk hareketidir.[4] OrtadoÄŸu’daki rejimlerin birçoÄŸu meÅŸruiyet sorunu yaÅŸadığı yapılan darbeler kolay olmuÅŸ ve halk buna sesini çıkarmamıştır.
Darbe Öncesi Irak’ta Genel Durum
1916 yılında yapılan Sykes – Picot AntlaÅŸması, 1920’deki San Remo Konferansı ile Ä°ngilizler Irak’ı kendi himayesine almışlardı. 1921’de Kral I. Faysal’ı tahta çıkaran Ä°ngilizler, resmen Irak’ta bir manda rejimi kurmayı baÅŸarmışlardı. 1932’de ise Irak bağımsız olmuÅŸ ve Ekim ayında Milletler Cemiyeti’ne girmiÅŸti. Irak 1958’e gelene kadar birçok olayla karşılaÅŸmış ve Ä°ngiliz etkisi bağımsız olsa da devam etmiÅŸti.
Irak, darbeden önce I. Faysal’ın mensup olduÄŸu HaÅŸimi hanedanı tarafından yönetiliyordu. Tahtta II. Faysal vardı. II. Faysal babası Gazi’nin 1939’da trafik kazasında ölmesi sonrası 4 yaşında tahtta çıkmış, ancak ülkeyi kral naibi Abdüllilah idare ediyordu. 1953’te 18 yaşına geldiÄŸinde ülkede tek söz sahibi olmuÅŸ ancak yönetimde naibAbdüllilah ve baÅŸbakan Nuri es Said etkisi devam etmiÅŸtir. Nuri es Said diÄŸer bir deyimle Nuri Said PaÅŸa bir Osmanlı paÅŸasıdır. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nda askeri eÄŸitim almıştır. Hatta Mustafa Kemal ile birlikte çalıştığı söylenir.[5] Irak’ın kurulması aÅŸamasında önemli bir isimdir. I. Faysal döneminde bakan ve baÅŸbakanlık yapmış, darbeden önce de bu görevi sürdürmekteydi. Nuri es Said Ä°ngiliz yanlısı politikalar sürdüren bir devlet adamıydı.
Irak 1955’te BaÄŸdat Paktı üyesi olmuÅŸ, bu durum Arap dünyasında prestij kaybına uÄŸratmıştır. Çünkü Irak paktın üye olan tek Arap ülkesidir. Bu paktın içinde Ä°ngiltere’nin olması da Arap dünyasında Batı taraftarı gibi algılanmasına neden olmuÅŸtur. O yıllar Pan – Arabizm’in de yükseliÅŸ devri olarak bakacak olursak bu eleÅŸtirilerin gelmesi içten bile deÄŸildir.
Ülke içinde Åžiiler ve Kürtler bulundukları durumdan hoÅŸnut deÄŸillerdi. ÇoÄŸunluk olan Åžii toplumu ülkede eÅŸit derecede temsil edilmemekteydi. Åžiiler herhangi bir Arap birliÄŸine karşı çıkıyorlar çünkü Arap birliÄŸi olursa kendilerini marjinal grup olarak görüleceÄŸinden endiÅŸeliydiler.[6]Kürtler de Pan – Arabizm’i istemiyor olması halinde bağımsız olmak istediklerini bildiriyorlardı. Kürtler devlet kurulduÄŸundan beri hoÅŸnutsuzdular ve çeÅŸitli dönemlerde ülke içinde isyan çıkarıyorlardı.
Sykes-Picot AnlaÅŸmasının harita üzerindeki hali. A ile iÅŸaretlenen bölüm Fransızlara, B ile gösterilen bölüm Ä°ngilizlere pay edilmiÅŸti.
Darbenin Nedenleri
Darbe öncesi dönemde Irak’ta geliÅŸen sol akımlar;hızlı sosyal deÄŸiÅŸimler, daha eÅŸit paylaşım, daha fazla özgürlük ve eÅŸit toplum taleplerinde bulunuyorlardı.[7] DiÄŸer yandan Arap milliyetçileri de tam bağımsızlık ve Arap birliÄŸi üzerinden muhalefetlerini gösteriyorlardı. Musaddık ve Nasır gibi liderler milliyetçilik söylemleriyle tüm Arap coÄŸrafyasını kasıp kavurdukları gibi Irak’ta da etkisini göstermiÅŸti. Öyle ki SüveyÅŸ Krizi’nden sonra Britanya aleyhinde gösteriler Irak’ta da yapılmış ve Ä°ngiliz yanlısı Nuri Said kabinesi ve monarÅŸi bundan zarar görmüÅŸtü.[8] Darbenin nedenlerinden biri olarak yükselen ülke içinde yükselen muhalif seslerin artması ve Pan – Arabizm’in etkilerini gösterebiliriz.
1958 yılında Suriye ve Mısır arasında BirleÅŸik Arap Cumhuriyeti (BAC) kurulmuÅŸ ve bu Arap birliÄŸi ümidini doÄŸurmuÅŸtur. O dönemde Mısır ve Irak arasında bir rekabet de vardı. Irak ise Abdülnasır’ın ve o dönemde OrtadoÄŸu’da artan Sovyet etkisini kırmak için bir hamle yaptı. Bu hamle Åžubat 1958’de Ürdün ile kurulan Arap Federasyonu’dur. Ürdün de HaÅŸimihanedanına mensup aile tarafından yönetildiÄŸinden bu birleÅŸme gerçekleÅŸmiÅŸtir. Bu federasyon Nasır’ı, Sovyetleri ve Arap halklarını kızdırmıştır. Bu olay nedeniyle Irak Arap birliÄŸi karşındaki en büyük hedef olmuÅŸ ve BaÄŸdat’ta halk bu federasyonu protesto etmiÅŸtir.[9]Bu federasyonun kurulması da darbenin nedenlerinden birini oluÅŸturur. Irak’ın Batı yanlısı politikaları da o dönem için darbenin nedenlerinden biri olmuÅŸtur. Batı yanlısı politikaların en büyük yansıması BaÄŸdat Paktı’na üyeliktir. 24 Åžubat 1955 tarihinde imzalanan Türkiye – Irak AntlaÅŸması BaÄŸdat Paktı’na giden bir antlaÅŸmadır.[10] Daha sonra Ä°ngiltere, Ä°ran ve Pakistan’ın katılmasıyla pakt oluÅŸmuÅŸtur. Özellikle Ä°ngiltere’nin pakt üyeliÄŸi Arap devletler içerisinde Irak’ın adeta tecrit edilmesine sebep olmuÅŸtur. Batı emperyalizmine karşı Pan – Arabizm’in yükseldiÄŸi dönemde bu giriÅŸim elbette Irak’ta muhalefetin yükselmesine yol açmıştır.
1950’li yıllar Irak’ta sol hareketin yükseldiÄŸi dönemdir. Sol hareketin yükselmesiyle birlikte az önce de bahsettiÄŸimiz üzere Sovyetler BirliÄŸi’nin özellikle SüveyÅŸ Krizi’nden sonra OrtadoÄŸu’da artan bir etkisinden söz edebiliriz. Irak’ta da bu dönem Sovyet etkisinin arttığını söyleyebiliriz. Özellikle Irak Komünist Partisi bu dönemde sol yapılanmanın başını çekiyordu. Bu etkiyi askerlerde de görebiliriz. Öyle ki 1958 darbesinden sonra Irak’ın Sovyet etkisine girmesi bu durumu iyi bir ÅŸekilde özetler. Tabii askerler içinde oluÅŸan “Özgür Subaylar” hareketinden de söz etmek gerekir. Bu hareket Eylül 1952 yılında ilk ibarelerini göstermiÅŸtir. Bu gizli hareket Mısır’daki “Hür Subaylar”ı takip etmiÅŸ; Arap birliÄŸini savunmuÅŸ ve OrtadoÄŸu’daki Ä°ngiliz tekelini yıkmak için bir tehdit olarak görülmüÅŸtür.[11] 1956’da SüveyÅŸ Krizi’nden sonra BaÄŸdat’ta çıkan protesto gösterileri sırasında devlet bu grubun izlerine rastlamıştır. Ordudaki çoÄŸu subayın bu komiteye üye olduÄŸu saptanmıştır. Bu komiteye üye olan çoÄŸu subay Sünni ve Arap kökenliydi.[12] Bu komitenin liderliÄŸini TuÄŸgeneral Abdülkerim Kasım üstlenmiÅŸti. Yardımcısı ise 1963’te darbe yapacak olan Abdüsselam Arif’ti. Bu oluÅŸum Irak’taki darbenin baÅŸ aktörü olacaktır.
Darbe Yapılıyor
Tarihler 14 Temmuz 1958’i gösterdiÄŸinde Abdülkerim Kasım, Abdüsselam Arif’in desteÄŸiyle darbe yapmıştır. BaÄŸdat radyosunda 14 Temmuz 1958 sabahı yayınlanan tebliÄŸde “Ulu Tanrının yardımı ve halk ile silahlı kuvvetlerin desteÄŸi sayesinde, Irak, emperyalistler tarafından baÅŸa getirilmiÅŸ doÄŸru yoldan ayrılmış idareciler grubunun tahakkümünden kurtarıldığını”, “halk ile ordu arasında tam bir birlik mevcut olduÄŸunu, bütün vatandaÅŸların düzeni ve disiplini muhafaza etmeye davet edildiÄŸi”, “Irak’ta milli birliÄŸi koruyacak, diÄŸer Arap devletleriyle kardeÅŸlik baÄŸları ihdas edecek ve Bandung Konferansı kararları ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler AntlaÅŸmasına uygun ve Irak’ın menfaatine olan bütün milletlerarası taahhütlerine sadık bir Cumhuriyet idaresi kurulduÄŸu” bildiriliyordu.[13] Krallığın yıkılıp cumhuriyetin kurulduÄŸu her yarım saatte bir halka duyuruluyordu.[14]Darbe sırasında Kral II. Faysal, Prens Abdüllilah ve baÅŸbakan Nuri Said öldürülmüÅŸtür. Hatta Kral II. Faysal BaÄŸdat Paktı toplantısı için Ä°stanbul’a gitmek üzereydi. Nuri Said’in oÄŸlu Albay Sabah babasının cesedini teslim almak istemiÅŸ, halk tarafından feci ÅŸekilde öldürülmüÅŸtür.[15] Halkın öfkesi büyüklüÄŸü bu olaydan rahatlıkla anlaşılabilir. Ä°htilalden sonra sınırlar kapatılmış, istihbarata sansür konulmuÅŸ, dünya Irak’ta yaÅŸanan olayların ilk 48 saatini BaÄŸdat Radyosu’ndan takip etmiÅŸtir. Darbeden sonra Irak’ta baÅŸkanlık görevini yürütecek bir “Hakimiyet Meclisi” kurulduÄŸu, General Abdülkerim Kasım baÅŸkanlığında bir Bakanlar Kurulu oluÅŸturulmuÅŸtur.[16]
Kurulan Bakanlar Kurulu’nda Marksistler, liberaller, Arap milliyetçileri ve Kürtler vardı. Sayısal olarak baktığımızda 6 Sünni Arap, 6 Åžii Arap ve 4 Kürt vardı.[17] Konsey üyelerinin hemfikir olduÄŸu tek konu Batı ve özellikle Britanya etkisinden kurtulmaktı. Bunun sonucu olarak Irak, darbeden sonra Batı’dan yavaÅŸ yavaÅŸ izole olup Sovyetlere yakınlaÅŸacaktır. Darbenin baÅŸ aktörü olan Abdülkerim Kasım Sovyet taraftarı olarak bilinen bir isimdi. DoÄŸal olarak Irak’ın böyle bir politika izlemesi Kasım’ın fikirleri doÄŸrultusunda olmuÅŸtur diyebiliriz. Batı etkisinden kurtuluÅŸ politikasına örnek olarak Kahire Radyosu’na verilen tebliÄŸde Irak’ın BaÄŸdat Paktı’ndan ayrılmasını verebiliriz.[18] Darbeden sonra Kasım Mısır lideri Nasır’a telgraf göndermiÅŸ ve BAC’ın varlığından duyduÄŸu memnuniyeti dile getirmiÅŸtir.[19] BaÄŸdat Radyosu’ndan 15 Temmuz’da yapılan açıklamada Irak’ın Ürdün ile kurulan Arap Federasyonu’ndan ayrıldığı belirtilmiÅŸtir.
Abdülkerim Kasım 22 Temmuz 1958 tarihinde The Times gazetesinin BaÄŸdat muhabirine darbeyi ve amaçlarını ÅŸu ÅŸekilde izah etmiÅŸtir:[20]
Ä°htilal birden bire vukua gelmiÅŸ bir hareket deÄŸildir. Irak’ın OrtadoÄŸu ve dünya siyasetindeki durumu da gözönünde tutularak, uzun bir düÅŸünce ve hazırlık safhasından sonra yapılmıştır.
Ä°htilal Batıya yöneltilmiÅŸ bir hareket de deÄŸildir. Ä°ki tarafın menfaatinin gerektirdiÄŸi müddetçe, Irak Batı ile iÅŸbirliÄŸine devam edecektir.
Ä°htilal, Irak halkını iç iÅŸlerindeki ÅŸiddet ve yolsuzluklardan kurtarmak için yapılmış bir harekettir. Krallık idaresi memleketin iktisadi geliÅŸmesini saÄŸlayamadığı gibi kanun ve adalete de riayet etmiyordu. Ä°htilalin amacı Irak halkının hayat seviyesini yükseltmek ve bir hukuk devleti kurmaktır.
Ä°htilalin dış politika amacı, Irak’ı barışın korunması ve dünyada kalkınma ve refahın temini için faydalı bir unsur haline getirmektedir. Eskiden Irak’ın yabancı devletlerle olan münasebetleri, Irak halkının istekleri dikkate alınmaksızın, idarecilerin ÅŸahsi dostluk ve menfaatine göre ayarlanıyordu. Fakat bundan böyle, Irak kendisine karşı iyi niyet gösteren her devletle dost olacaktır.
Darbeye destek veren gruplar yukarıda görüldüÄŸü üzere kabinede yer alan gruplardı. Ancak darbeye destek veren bir grup daha vardı. O grup Baasçılardı. Baasçılar darbeye destek olmuÅŸlar ancak daha sonra Kasım tarafından tasfiye edilmiÅŸtir.
General Abdullah Kasım
Darbenin Dünyadaki Yankıları
Darbenin dünyadaki yankılarına bakacak olursak Batı’da ÅŸaÅŸkınlık yaratsa da özellikle Mısır ve SSCB tarafından yeni yönetim memnuniyetle karşılanmıştır. BaÄŸdat Radyosu 14 Temmuzda BAC’ın Ä°htilal Hakimiyet Konseyi’nin tanıdığını açıklamış ve aynı ÅŸekilde BAC yeni hükümeti tanıdığını açıklamıştır. SSCB, Çin ve Yemen de 16 Temmuz günü yeni hükümeti tanıdıklarını açıklamışlardır. Hatta NikitaKuruÅŸçev, Abdülkerim Kasım’a tebrik telgrafı göndermiÅŸtir.[21] SSCB’den sonra diÄŸer demir perde devletleri yeni hükümeti tanımışlardır. 30 Temmuz’da Batı Almanya ve Yunanistan yeni hükümeti tanıyan ilk NATO devletleri olmuÅŸtur. Ä°ran da yeni hükümeti tanıyan ilk BaÄŸdat Paktı üyesi olmuÅŸtur.
Darbe ABD’de adeta ÅŸok etkisi yaratmıştır. BaÅŸkan Eisenhower acil toplantı yapmış ve bu geliÅŸmenin Batı BloÄŸu için tehlikeli bir hareket olarak yorumlamıştır. ABD darbeden 1 gün sonra Lübnan cumhurbaÅŸkanı Kamil Åžamun’un isteÄŸiyle 5000 askerini Lübnan’a çıkartmıştır.[22] 15 Temmuz günü baÅŸbakan Abdülkerim Kasım ABD ile dost olmak istediklerini büyükelçiye iletmiÅŸtir. ABD Büyükelçisi de vatandaÅŸlarının güvenliÄŸini için güvence istemiÅŸ, Kasım da bu güvenceyi vermiÅŸtir. 19 Temmuzda yeni hükümet ABD ile iÅŸbirliÄŸi yapacağını, anlaÅŸmalara sadık kalacağını, Komünizm ile ilgisini olmadığını bildirmiÅŸtir. Bu geliÅŸmelerden sonra ABD içinde de yeni hükümeti tanınması gerektiÄŸi düÅŸüncesi ağırlık kazanmaya baÅŸladı. Ancak ABD hükümeti Savunma Bakanlığına darbe yapıldığı zaman Irak’a askeri yardımın durdurulması emrini vermiÅŸti. 2 AÄŸustosta ise ABD yeni hükümeti tanıdığını Büyükelçi WalterGallman aracılığıyla Irak DışiÅŸleri Bakanı Dr. Abdülcebbar Cömert’e bildirmiÅŸtir.[23] Hatta dışiÅŸleri bakanı yardımcısı Robert Murphy, 3 AÄŸustosta BaÄŸdat’ta Abdülkerim Kasım ile görüÅŸmüÅŸtür.
Ä°ngiltere, darbeyi sürpriz olarak karşılamış ve kendilerine darbe yapılacağı haberi bilgisi gelmediÄŸini açıklamıştır. Yeni hükümetin ilk bildirisini kendilerine uyacaklarını düÅŸüncesiyle hareket etmiÅŸlerdir. Hatta yeni hükümeti Nasır’ın etkisinden uzaklaÅŸtırıp kendi etkilerine çekmeyi hedeflediler. Ürdün Kralı Hüseyin OrtadoÄŸu’da yaÅŸanan durumlardan dolayı Ä°ngilizlerden yardım istemiÅŸ, 17 Temmuzda Ä°ngiliz paraÅŸütçü birliÄŸi Kıbrıs’tan Amman’a sevk edilmiÅŸtir. BaÅŸbakan McMillan gerekirse bu birliÄŸin sayısının arttırılacağını söylemiÅŸ ve bu birliÄŸin Irak’a müdahale etmeyeceÄŸini bildiriyordu. Darbeden sonra ABD ve Ä°ngiltere dışiÅŸleri bakanları ABD birliklerinin Lübnan’da, Ä°ngiliz birliklerinin Ürdün’de kalması konusunda anlaÅŸmış böylece yeni Irak hükümeti tahrik edilmemeye çalışılmıştır. 30 Temmuzda Ä°ngiltere yeni hükümeti tanıdıklarını tüm dünyaya bildirmiÅŸtir.[24]
Fransa ise başından beri BaÄŸdat Paktı’na sempatiyle bakmıyordu. Bu paktın üyesi olan Irak’ta er geç böyle bir durumun oluÅŸacağı beklentisi içindeydi ve darbeyi bu çerçevede yorumlamışlardır. SSCB darbeyi radyolarından “Irak’ın Batılı emperyalistlerin tuzaklarından” kurtulduÄŸunu bildirmiÅŸtir. Moskova Radyosu da yeni hükümeti tanıdığını açıklamıştır. Mısır ise geliÅŸmeleri yakından takip etmiÅŸ hatta Nasır olayları öÄŸrendikten sonra Yugoslavya gezisini yarıda kesmiÅŸtir. Kahire Radyosu darbecileri tebrik etmiÅŸler ve akÅŸam gazeteleri olayı büyük bir sevinçle karşılamışlardır.[25] Darbe Mısır ve Suriye halkı tarafından sevinçle karşılanmış ve BAC yöneticileri Irak’ın da BAC’a katılacağını ve Arap birliÄŸini gerçekleÅŸtireceklerini düÅŸüncesindelerdir. Ä°ran Åžahı durumu üzüntüyle öÄŸrendiÄŸini ve Ä°ran ordusuna her an hazır olunmasını emretmiÅŸtir.
Çevre ülkelerden en büyük tepkiyi Ürdün vermiÅŸtir. Ürdün de HaÅŸimi hanedanı tarafından yönetildiÄŸi için tepkinin büyük olması kaçınılmazdır. Darbeden sonra Arap Federasyonu’nun liderliÄŸini Kral Hüseyin üstlenmiÅŸtir. Bu arada yeni hükümet Ürdün’e de çaÄŸrı yapıyor ve Kral Hüseyin’in devrilmesi çaÄŸrısını yapıyordu. 19 Temmuzda Kral II. Faysal için Ürdün’de 40 günlük yas ilan edildi. Ürdün 20 Temmuzda BAC ile iliÅŸkilerini kesmiÅŸtir.[26] Daha sonra Irak’ta yapılan darbenin aynısının Ürdün’de de yapılacağı ortaya çıkarılmış ve 40 subay tutuklanmıştır. 21 Temmuzda Ürdün’de isyan çıktığı ve Kral Hüseyin’in esir edildiÄŸi haberleri yalanlanmıştır. 2 AÄŸustosta Kral Hüseyin Arap Federasyonu’nun feshedildiÄŸini açıklamıştır.
Darbenin Türkiye’deki Yankıları
Darbe Türkiye’de ÅŸaÅŸkınlıkla karşılanmış ve iliÅŸkilerinin yakın olduÄŸu Irak’ta böyle bir haberin gelmesi iktidar olan Demokrat Parti kurmaylarında üzüntü yaratmıştır. Ä°stanbul’da BaÄŸdat Paktı toplantısı için bulunan CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar ve BaÅŸbakan Adnan Menderes apar topar Ankara’ya dönmüÅŸlerdir. Pakistan CumhurbaÅŸkanı Ä°skender Mirza ve Ä°ran Åžahı Muhammed Rıza Pehlevi de Ä°stanbul yerine Ankara’ya geçmiÅŸlerdir.[27] Darbe haberi Irak Hava Yolları “014” sayılı seferiyle Türkiye’ye ulaÅŸtırılmıştır.[28] 17 Temmuzda DışiÅŸleri Bakanı Fatin RüÅŸtü Zorlu gazetecilere BaÄŸdat Paktı’nın devam edeceÄŸini ve yeni Irak hükümetini tanımadıklarını açıklamıştır. Aynı ÅŸekilde Irak’ın Ankara Büyükelçisi Necip el Ravi de yeni hükümeti tanımadığını bildirmiÅŸtir.[29]
Hükümet yeni hükümeti tanımadığını bildirdikten sonra geliÅŸmeleri yakından takip etmiÅŸtir. Hatta Kerkük’te bulunan Türklerin de durumu ele alınmıştır. Türkiye’nin bu olaydan sonra Irak ve Suriye’ye askeri müdahalede bulunmayı planladığı hatta ABD’ye baÅŸvurulup onay alınmak istendiÄŸi ancak bunu ABD’nin reddettiÄŸi iddia edilmiÅŸtir.[30] Olası bir Türk müdahalesini Ürdün de destekleyecekti.[31] Türkiye 22 yaşından 45 yaşına kadar emekli subay ve yedek subaylar da dâhil seferberlik kağıtları çıkartmıştır. Türkiye, Irak’taki darbeden sonra ABD ve Ä°ngiltere ile yakın temasa geçmiÅŸtir. Türkiye bu temaslarda atacağı adımları konuÅŸmuÅŸtur. DP hükümeti gün geçtikte ilk tavrından yavaÅŸ yavaÅŸ kopmaya baÅŸlamıştır. Bunun nedenlerinden biri Batı ülkelerinin yeni Irak hükümetine karşı yumuÅŸamaya baÅŸlaması olarak gösterebiliriz. Hatta muhalefet bile DP hükümetinin bu tutumundan dolayı rahatsızdır.[32] 24 Temmuzda kapalı olan Irak sınırı açılmıştır. Ä°lk baÅŸta hükümeti tanımadığını açıklayan Irak büyükelçisi daha sonra hükümeti tanıdığını açıklamıştır.[33] BaÄŸdat Radyosu Türkçe yayına baÅŸlamıştır. Nihayet DP hükümeti 31 Temmuz 1958’de yeni hükümeti tanıdığını açıklamıştır. Bu karar 28 – 29 Temmuz 1958’de Londra’da toplanan BaÄŸdat Paktı BaÅŸbakanlar toplantısında alınmıştır.[34] BaÄŸdat Radyosu aynı gün Türkiye’nin hükümeti tanıdığını bildirmiÅŸ ve Irak siyasi çevrelerinde memnuniyet oluÅŸtuÄŸunu belirtmiÅŸtir.
Muhalefetin tutumuna baktığımızda hükümetin ilk tavrını Irak’taki darbeye karşı bir direniÅŸ hareketi olduÄŸunu belirtmiÅŸlerdir. CHP Lideri Ä°smet Ä°nönü 20 Temmuzda Eyüp Ä°lçe Kongresinde Türkiye’nin olayların etrafının sardığını ve hükümetin burada çok dikkatli davranması gerektiÄŸini söylemiÅŸ ve CHP grubu Meclisi acil toplantıya çağırmıştır. 147 CHPlinin imzası ile meclis olaÄŸanüstü toplanmıştır. Hükümet adına Ä°çiÅŸleri Bakanı Namık Gedik bilgi vermiÅŸ, muhaliflerin verdiÄŸi önerge reddedilmiÅŸ ve 1 Kasımda açılmak üzere oturum sona ermiÅŸtir.[35]Muhalefet kendisine söz verilmemesini protesto etmiÅŸtir.[36] Bu oturumdan sonra CHP Meclis Grubu olaÄŸanüstü toplanarak bir tebliÄŸ yayınlamış ve hükümetin tutumuna karşı tepki göstermiÅŸtir. Ertesi gün Ä°smet Ä°nönü Meclisi tekrar toplantıya çağıracaklarını belirtmiÅŸtir.[37] 31 Temmuzda yeni hükümet tanınmasına raÄŸmen CHP’nin eleÅŸtirileri sürmüÅŸtür. Bu tartışmalar çok sert bir ÅŸekilde devam etmiÅŸtir. Örnek verecek olursak CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in eleÅŸtirileri karşısında Zafer Gazetesi Gülek’i “Salon Ä°htilalcisi” olarak vasıflandırmıştır.[38] Hürriyet Partisi ise bu konuda CHP ile aynı çizgide olmuÅŸ ve iktidarın tavrını eleÅŸtirmiÅŸtir. CMP Genel BaÅŸkanı Osman Bölükbaşı da aynı ÅŸekilde iktidarın tavrını eleÅŸtirmiÅŸtir.
Sonuç
1958 Irak Askeri Darbesi, Irak tarihinin dönüm noktalarından biridir.Manda olarak 11 yıl, bağımsız olarak 26 yıl toplamda 37 yıllık bir hanedanlık yıkılmış ve cumhuriyet rejimiyle yeni bir sürece girmiÅŸtir. Yöneticilerin Batıcı tutumları, halkın ÅŸikayetleri, ordu içinde yükselen muhalefet ve Pan – Arabizm darbeyi kaçınılmaz hale getirmiÅŸtir. Aslında 1936 ve 1941’de iki defa olmak üzere darbe geçmiÅŸi olmasına raÄŸmen bu darbelerde amaç monarÅŸiyi yıkmak deÄŸil hükümetleri deÄŸiÅŸtirmekti.Bu yüzden Irak tarihinin dönüm noktalarından biridir. Darbeden sonra Irak’ın Batı’dan kendini yavaÅŸ yavaÅŸ izole olmasını ve iyice SSCB etkisine girmesini görmekteyiz. Batı ile iliÅŸkiler tekrar Baas döneminde silah alımlarında yükselecektir.
Darbeyle birlikte sol hareket Irak içinde daha da etkisini gösterecektir. Irak Komünist Partisi (IKP) ve darbecilerin Sovyet yanlısı olmaları bunu tetikleyecektir. Bu dönemde BaasIKPciler tarafından tasfiye edilmiÅŸler ve yer altına çekilmiÅŸlerdir. Her ne kadar daha sonra General Kasım’a suikastı onlar düzenledilerse de daha sonra iktidarı ele geçirip IKPcileri tasfiye edeceklerdir. Bu darbeyle birlikte Irak’ta bir istikrarsızlık baÅŸlamış, 2 darbe ve 1 darbe giriÅŸimi düzenlenmiÅŸtir. 1963’te Abdüsselam Arif, 1968’de Hasan el Bekir ve Saddam Hüseyin liderliÄŸinde Baasçılar darbe yapmışlardır. Darbe teÅŸebbüsü de General Kasım’ı suikast düzenleyen Baasçılar tarafından gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Cumhuriyet rejimi bir önceki rejimden rahatsız olanları tatmin etmemiÅŸ ve özellikle Kürtler Molla Mustafa Barzani’nin dönüÅŸüyle birlikte 1962’den 1975’e kadar sürecek bir isyan sürecine gireceklerdir.
Tarih Ekonomi ve Siyasal Araştırma Derneği
____________________________________________________________________________________
Kaynakça
AL JUMAILY, QassamKh.– ÖZTOPRAK, Ä°zzet, “Irak ve Kemalizm Hareketi ( 1919 – 1923)”, Ankara, AKDTYK Atatürk AraÅŸtırma Merkezi, 1999
ARMAOÄžLU,Fahir,“20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Cilt 1 – 2”, Ä°stanbul, Alkım Kitabevi
BOSTANCI,Mustafa,“Irak’ta MonarÅŸinin Sonu: 1958 Irak Ä°htilali”, Ankara, Berikan Yayınevi, 2017
BOZKURT, Abdülgani, “MonarÅŸiden Cumhuriyete: 1958 Irak Darbesi”, OrtadoÄŸu Analiz, Eylül-Ekim 2016, Cilt: 8, Sayı: 76
CLEVELAND, William L.,“Modern OrtadoÄŸu Tarihi”, çev. Mehmet Harmancı, Ä°stanbul, Agora Kitaplığı, 2008
ÇELEBÄ°, Onur, “14 Temmuz 1958 Irak Darbesinin Türk Ä°ç Politikasına Yansımaları”, 2017, TurkishStudies, Cilt: 12, Sayı: 31
ERENLER, Muharrem, “Irak”, Hasan Öztürk (der.), Modern Orta DoÄŸu Siyasi Tarihi, Ankara, BÄ°LGESAM Yayınları, 2016
FORDYCE, Katie, “Not Your “Average” CoupD’État:The 14 JulyRevolutionandthe “True Coup” Question”, Victoria University of Wellington, New Zealand
SÄ°NKAYA,Bayram, “OrtadoÄŸu’da Asker – Siyaset Ä°liÅŸkisi ve Askeri Darbeler”, OrtadoÄŸu Analiz, Eylül-Ekim 2016, Cilt: 8, Sayı: 76
UMAR, Ömer Osman,“BaÄŸdat Paktı”, Ankara, AKDTYK Atatürk AraÅŸtırma Merkezi, 2013
ÜLMAN, A. Halûk, “Orta DoÄŸu Buhranı”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 1958, Cilt: 13, Sayı: 4
Dipnotlar
[1] Bayram Sinkaya, “OrtadoÄŸu’da Asker – Siyaset Ä°liÅŸkisi ve Askeri Darbeler”, OrtadoÄŸu Analiz, Eylül-Ekim 2016, Cilt: 8, Sayı: 76, s. 51.
[2]Sinkaya, a.g.m., s. 52
[3]Sinkaya, a.g.m., s. 53
[4]Sinkaya, a.g.m., s. 53
[5]QassamKh. Al Jumaily – Ä°zzet Öztoprak, Irak ve Kemalizm Hareketi ( 1919 – 1923), Ankara, AKDTYK Atatürk AraÅŸtırma Merkezi, 1999, s. 18.
[6] William L. Cleveland, Modern OrtadoÄŸu Tarihi, çev. Mehmet Harmancı, Ä°stanbul, Agora Kitaplığı, 2008, s. 363.
[7]Muharrem Erenler, “Irak”, Hasan Öztürk (der.), Modern Orta DoÄŸu Siyasi Tarihi, Ankara, BÄ°LGESAM Yayınları, 2016, s. 150.
[8] Erenler, a.g.e., s. 150
[9] Abdülgani Bozkurt, “MonarÅŸiden Cumhuriyete: 1958 Irak Darbesi”, OrtadoÄŸu Analiz, Eylül-Ekim 2016, Cilt: 8, Sayı: 76, s. 41
[10] Ömer Osman Umar, BaÄŸdat Paktı, Ankara, AKDTYK Atatürk AraÅŸtırma Merkezi, 2013, s. 115.
[11]KatieFordyce, “Not Your “Average” CoupD’État:The 14 JulyRevolutionandthe “True Coup” Question”, Victoria University of Wellington, New Zealand, s. 80.
[12] Mustafa Bostancı, Irak’ta MonarÅŸinin Sonu: 1958 Irak Ä°htilali, Ankara, Berikan Yayınevi, 2017, s. 70
[13]A. Halûk Ülman, “Orta DoÄŸu Buhranı”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 1958, Cilt: 13, Sayı: 4, s. 237.
[14] Milliyet, 15 Temmuz 1958, s. 1.
[15] Bostancı, a.g.e., s. 106 – 107.
[16] Ülman, a.g.m., s. 237.
[17] Erenler, a.g.e, s. 151.
[18] Milliyet, 16 Temmuz 1958, s. 1.
[19] Bozkurt, a.g.m., s. 41.
[20] Ülman, a.g.m., s. 238.
[21] Bostancı, a.g.e., s. 188.
[22] Milliyet, 16 Temmuz 1958, s. 1.
[23] Bostancı, a.g.e., s. 204.
[24] Bostancı, a.g.e., s. 210.
[25] Bostancı, a.g.e., s. 133.
[26] Bostancı, a.g.e., s. 233.
[27] Onur Çelebi, “14 Temmuz 1958 Irak Darbesinin Türk Ä°ç Politikasına Yansımaları”, 2017, TurkishStudies, Cilt: 12, Sayı: 31, s. 46.
[28] Milliyet, 15 Temmuz 1958, s. 1.
[29] Milliyet, 17 Temmuz 1958, s. 5.
[30] Çelebi, a.g.m., s. 48.
[31] Fahir ArmaoÄŸlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Cilt 1 – 2, Ä°stanbul, Alkım Kitabevi, s. 513.
[32]Bostancı, a.g.e., s. 255.
[33] Milliyet, 22 Temmuz 1958, s. 1.
[34] Çelebi, a.g.m., s. 48.
[35] Çelebi, a.g.m., s. 47.
[36]Milliyet , 27 Temmuz 1958, s. 1.
[37]Milliyet , 28 Temmuz 1958, s. 1.
[38] Çelebi, a.g.e., s. 49.
Henüz yorum yapılmamış.