Sosyal Medya

Hayrettin Karaman: Halimiz, imkânımız ve vazifemiz

Müslümanın ferde, aileye, cemiyete, ümmete ve insanlığa yönelik vazifeleri vardır. Müslüman bunları gücünün yettiğince ifa etmekle yükümlüdür. Allah Teâlâ kulunu, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmıyor. Zafer, başarı, kurtulma ve kurtarma ihtimallerinin güçlü olmadığı durumlarda canı ve malı tehlikeye atmak da caiz değildir.



Vazifeyi ifa için güce ihtiyaç vardır. Vazifelerin topluma yönelik olanlarını baÅŸarabilmek için örgütlenmek gerekir. BaÅŸta devlet olmak üzere vakıflar, dernekler, sivil toplum örgütleri, eÄŸitim ve öÄŸretim yapılanmaları, çeÅŸitli birlikler baÅŸlıca örgütlenmeler ve güç odaklarıdır.
 
BaÅŸarının birinci ÅŸartı aynı temel deÄŸerleri benimsemiÅŸ ve aynı hedefe yönelmiÅŸ bulunan örgütlerin birlik kurup vazife taksimi (iÅŸ bölümü) yapmalarıdır. Müslüman gruplar pireyi deve yaptıkları, öncelikleri ıskaladıkları, ehem ve mühim dengesini kuramadıkları, olmazsa olmaz ortak deÄŸerlerde birleÅŸmek yerine ikinci derecedeki tercihler, ictihadlar, yorumlar sebebiyle birbirlerine düÅŸtükleri, zaruret fıkhını ihmal ettikleri sürece ferdi aÅŸan vazifelerin ifası mümkün deÄŸildir.
 
DüÅŸman bu gerçeÄŸi iyi kavradığı içindir ki, tarih boyunca ümmetin arasına ajanlarına sokuyor, bu ajanlar dar görüÅŸlü ve kısmen cahil önderlerle iÅŸbirliÄŸi yapıyorlar, ümmeti parçalayıp birbirine kırdırıyor ve bundan azami faydayı saÄŸlamaya bakıyorlar.
 
Bugün Ä°slam dünyasının haline bakınca insanın içi kanıyor. Büyük çoÄŸunluÄŸunda istibdad hakim, müstebidler de kendilerini oraya getiren ve orada tutan iç ve dış güçlerin emrindeler. Aklı başında Müslümanların büyük emekler ve fedâkârlıklarla elde ettikleri birikim ve kat ettikleri yol düÅŸmanın gözüne batınca bir kısım cahilleri veya kiralık aktivistleri devreye sokuyor, sözde zulümden kurtulmak ve ÅŸeriatı hakim kılmak için silahlı ayaklanmaya kalkışıyorlar, dindaÅŸlarını düÅŸman ilan edip katlediyorlar, çok çirkin ve nefretlik davranışlar sergiliyorlar, sonunda kendilerine de, doÄŸru yolda yürüyen Müslümanlara da onarılması güç zararlar veriyorlar.
 
DoÄŸrusu nedir?
 
DoÄŸrusunu bulmanın vazgeçilemez yolu ve çaresi ülkelerin iyi yetiÅŸmiÅŸ, bilge, ilmiyle amil, erdemli alimlerinin sıkça bir araya gelerek müzakereler ve danışmalar yapmalarıdır. Bu alimler ve birlikleri (örgütleri) ümmetin tabanı ile saygı ve güven iliÅŸkisi içinde oldukları sürece çatlak seslerin önemli bir zararı olmayacaktır.
 
Bu ihtiyacı saklı tutarak ÅŸartların oluÅŸmasına kadar geçecek sürede yapılacak ÅŸeylerle ilgili bazı düÅŸüncelerimi paylaÅŸabilirim:
 
Saltanat, askeri dikta, istibdad ile yönetilen ülkelerde zulmün elindeki orduya karşı zayıf, iç ve dış destekten mahrum silahlı çıkışlar eÄŸer proje deÄŸilse intihardır, cinayettir. Buralarda yapılacak ÅŸey eÄŸitim ve öÄŸretime ağırlık vererek kamil Ä°slam insanları yetiÅŸtirmeye çalışmak ve daha ziyade dış imkanları kullanarak zalim yönetimi sıkıştırmak, tavize zorlamaktır.
 
Laik demokratik siyasi sistemleri uygulayan ülkelerde Müslümanların vazifelerini yerine getirebilmeleri için önce her bir ferdin ve mensup bulunduÄŸu ailenin mümkün olan son sınıra kadar Ä°slam’ı hayatlarında uygulamaları, bunun için zaruri olan eÄŸitim ve öÄŸretimi her çareye baÅŸ vurarak elde etmeleri gerekiyor. Bu ihtiyacı devletin karşılamadığı veya karşılayamadığı noktalarda sivil toplum örgütleri devreye girecek ve eksikleri ikmal edecektir.
 
Müslümanlar insanlara Ä°slam’ı sevdirebilmek için onda var olan güzellikleri sergileyecek, zalimler ve saldırgan Ä°slam düÅŸmanları dışında bütün insanlara sevgi, merhamet, yardım, dayanışma duygu ve davranışları içinde yaklaÅŸacaklardır.
 
Çıkmaz yol olan silahlı ayaklanma, terör, bölücülük yerine laik demokrasiden Ä°slâmî demokrasiye geçiÅŸi saÄŸlamak üzere siyasi örgütlenme tercih edilecekse -ki, bana göre edilmelidir- Müslümanlar, bu yola giren kardeÅŸlerine maddi ve manevi destek verecek, o yolda baÅŸarı neyi gerektiriyorsa ehlinin istiÅŸaresi ile tespit edildikten sonra bunlar yapılacak, fikir ve tavsiye bakımından muhalif olmak serbest olmakla beraber fiilde bölücülük ve ayrılıkçılık yapılmayacaktır.
 
Müslüman topluluÄŸu temsilen siyasi faaliyet yapanlar istiÅŸareyi terk eder, zaruri ve gerekli olmadığı halde Ä°slam’a uymayan tasarruflarda bulunur ve bunda ısrar ederlerse yine yetkili sivil danışma heyetinin kararı ile vazife devrine karar verilecektir. Bu karar verilirken onaylanmış bir farklı kadronun var olup olmadığı, geçiÅŸin eldeki imkanları ötekilere kaptırmadan mümkün olup olmadığı göz önüne alınacak ve kavgaya, tefrikaya, meÅŸru olmayan davranış ve yöntemlere asla yer verilmeyecektir

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.