Sosyal Medya

Çocuklarda sorumluluk bilinci nasıl gelişir?

Çocuklarımızın sorunlu değil, sorumlu davrandıkları, zorluk ve zahmet çekerek üretmenin lezzetini aldıkları, mesuliyet şuuruyla insan kalabilmenin hazzını duydukları bir hayat yaşamaları için onlara erken yaştan başlayarak sorumluluk bilinci aşılamalıyız



Ä°nsanın dünyadaki varoluÅŸ serüvenine baktığımızda, yüklendiÄŸi emanet ve mükellefiyetlerle diÄŸer varlıklar içerisindeki saygın bir konuma yükseldiÄŸini görüyoruz. Yeryüzünün halifesi hükmünde bulunan âdemoÄŸlunun bu dereceye, kendisine bahÅŸedilen akıl ve idrak sayesinde eriÅŸtiÄŸini biliyoruz. Yaratılışındaki bu mükemmel donanım bize onun fıtratında bulunan sorumluluk duygusunun da varlığını gösteriyor. Bir insan içine yerleÅŸtirilen bu deÄŸerin aktif olmasıyla ancak kendisini, çevresini ve hayatı imar edebilir. Bu noktada bir ülkenin geleceÄŸi, sorumluluk bilinci kazanmış erdemli çocuklar tarafından ÅŸekillendirilecektir diyebiliriz. Peki, biz ebeveynler ileride sorumsuz davranışların bedelini ağır ödememe adına çocuklarımıza bu bilinci daha erken yaÅŸlardan itibaren nasıl kazandırabiliriz? Ya da kendi ayakları üzerinde durabilen, ülkesinin ve dünyanın geleceÄŸinden kendini mesûl hisseden çocuklar yetiÅŸtirebilmek için bizler neler yapmalıyız? 
 
Öncelikle sorumluluk duygusu kaynaklarda nasıl tanımlanıyor ona bir bakalım: Sorumluluk; 'bireyin uyum saÄŸlaması, üzerine düÅŸen görevleri yerine getirmesi ve kendine ait bir olayın baÅŸkaları üzerindeki etkilerinin sonuçlarını üstlenmesi, baÅŸkalarının haklarına saygı göstermesi ve kendi davranışlarının sonuçlarına sahip çıkabilmesi' olarak tanımlanmaktadır. SorumluluÄŸun tanımında da gördüÄŸümüz gibi bu becerilere sahip çocuklar baÅŸkalarının haklarını çiÄŸnemeden kendi üzerlerine düÅŸen görevleri yapabilen kiÅŸiler olarak karşımıza çıkıyor.
 
Her anne babanın ideali, çocuklarını kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendine güvenen bireyler olarak yetiÅŸtirmektir. ÇocuÄŸun sorumluluk bilinci biran içinde gerçekleÅŸen bir durum deÄŸildir. Sorumluluk bilinci daha çocuÄŸun küçüklüÄŸünden itibaren atılan küçük adımlarla gerçekleÅŸtirilir. Çocuklar bir sabah yataklarından kalktıklarında bir anda sorumluluk sahibi bireyler olmazlar. Hayat ile ilgili öÄŸrenilen tüm diÄŸer beceriler gibi pratik yapmaları gerekir. Peki, çocuklarımıza sorumluluk bilincini hangi yaÅŸtan itibaren ve nasıl vermeliyiz?
 
Sorumluluk erken çocukluk dönemlerinden baÅŸlayarak çocuÄŸun yaşına cinsiyetine ve geliÅŸim düzeyine uygun görevler vermekle baÅŸlar. Ä°ki buçuk yaşından baÅŸlayarak döke saça da olsa çocuÄŸun çorbasını kendi başına içmesine fırsat vermek, oyuncaklarını toplamasını beklemek, kendi odasında kendi yatağında yatmasına ortam hazırlamak, yaşına ve cinsiyetine göre sofra hazırlığı veya araba temizliÄŸi gibi konularda onun yardımını beklemek sorumluluk konusunda çocuÄŸa cesaretlendirici ve destekleyici bir ortam saÄŸlar. (Haluk Yavuzer, Çocuk EÄŸitimi El Kitabı, Mart 2016, s 107)
 
Aşırı korumacılık çocuklara zarar verir
 
Kendi kararlarını kendi alabilen ve aldığı kararların sonuçlarını sahiplenen sorumlu çocuklar yetiÅŸtirmek istiyorsak anne babalar olarak, çocuk yetiÅŸtirme tutumumuza bir bakmamız gerekir. Åžayet aşırı korumacı bir tavırla çocuklarımızı sürekli koruyup kolluyorsak onların saÄŸlıklı geliÅŸimlerine zarar veriyoruz demektir. Çocuklarımızı korumak demek onların adına düÅŸünüp onların adına karar alıp ve onların adına yapmaları gereken iÅŸleri yerine getirmek demek deÄŸildir. Sürekli kendi adına iÅŸ yapılan çocuklar hayatta dayanacakları hep bir kol deÄŸneÄŸi arayarak, gölge bir kiÅŸilik geliÅŸtireceklerdir. Bu çocuklar, fizyolojik olarak doÄŸumla birlikte göbek bağı ile anneden ayrılmalarına raÄŸmen, görünmez bir baÄŸla hep ebeveynlerine baÄŸlı kalacaklardır. Yine bu çocuklar, anne babası olmadan kendi başına bir birey olduÄŸunu hissedilmeyecek ve birey olmanın da gereklerini yerine getiremeyeceklerdir. Aman çocuÄŸum hiçbir ÅŸeyden geri kalmasın, yorulmasın, üzülmesin diyerek masal kahramanlarındaki prens ve prensesler gibi çocuk yetiÅŸtirme tutumunu sergileyen bu aileler, bir gün çocuklarının birden büyüdüÄŸüne kanaat getirirler. Ve kendi çocuklarından yaşıtlarının yaptıkları sorumlulukların hepsini yapmasını beklemeye baÅŸlarlar. Fakat çocuk küçük yaÅŸtan itibaren aÅŸama aÅŸama yapması gerekenleri öÄŸrenmediÄŸi için, ÅŸu anki sorumluluÄŸu taşıyacak donanıma sahip deÄŸildir. Yaşına ve geliÅŸimine uygun sorumluluk verilmeyen bu çocuklar yaÅŸlarının ve yaşıtlarının gerisinde olarak baÅŸarma duygusundan da mahrum kalırlar. Burada bir örnekle mevzuyu açalım: Yük taşıtmak için yetiÅŸtirilen atların nasıl terbiye edildiklerine bir bakmak gerekir. Annesinin peÅŸinde gezen tayların birkaç aylık olduktan sonra sahibi tarafından sırtına boÅŸ bir sepet asılır. Yük taşımaya alışmaları için her hafta sepetin içine biraz yük konur. Hiçbir yük olmasa da dahi haftada bir sepetin içine birer taÅŸ atılarak tayın yükü artırılır. Tayın sahibi bilir ki hiç yük taşıtmadan büyütülen taylar at olunca güçsüz kalır ve yük taşıyamazlar.
 
Çocuklarımıza sorumluluk bilinci kazandırırken kiÅŸisel farklar söz konusu olsa da bu sürecin temel ve deÄŸiÅŸmez öÄŸeleri vardır. Bunlardan bir tanesi de sorumlulukla ilgili çocukların bilgilendirilmesidir. Çocukların davranışında istenen deÄŸiÅŸimin gerçekleÅŸebilmesi ve çocuÄŸun bu deÄŸiÅŸimi ihtiyaç olarak görebilmesi için, ona nedenleri açıklanarak davranış hakkında yaşına ve geliÅŸimine uygun bilgi verilmelidir. Bu noktada Allahu Teâlâ'nın kullarını sorumlu tutmadan önce peygamberler gönderdiÄŸi ve kutsal bilgilendirildiÄŸini düÅŸünebiliriz. Mesuliyet bilgi ile baÅŸlıyor. Yine çocuÄŸun yaşına uygun yapabileceÄŸi sorumluluklar listesi hazırlayabiliriz. Bu listeyi hazırlarken en basitten zora doÄŸru ve bir sorumluluÄŸu kazandığına kanaat getirdikten sonra diÄŸerini ekleyerek aÅŸamalı bir ÅŸekilde ilerlersek daha saÄŸlıklı yol alabiliriz. 
 
Bilgilendirmeden sonra istenilen beceri çocuklarımızda alışkanlık haline gelinceye kadar, onları kararlı ve sabırlı bir ÅŸekilde takip etmeliyiz. Ä°stenilen sorumlu davranışın sayısında artış varsa uygun pekiÅŸtireçlerle çocuklar motive edilmelidir. Yaptığı olumlu davranışı onaylamak ve takdir etmek davranışı içselleÅŸtirmesi için önemlidir. Åžayet davranışın yapılmasında sıkıntı varsa, bu sıkıntıların ve olası nedenlerinin çocukla paylaşılması gerekmektedir. Çocuk yapmadığı davranışının sonucu ile hayatını tehlikeye atacak bir durum olmadığı müddetçe yüzleÅŸtirilebilmelidir. SorumsuzluÄŸun sorun olduÄŸunu anlayabilmesi için hayatın ona öÄŸretmesine müsaade etmeliyiz. ÖrneÄŸin en ufak bir ÅŸekilde masaya kaşıkları koymak görevi çocuÄŸumuza ait olsun. EÄŸer masaya kaşıkları koymazsa ne ile karşılaÅŸacağımız ve nasıl zorlanacağımızı örneklendirerek çocuÄŸumuza anlatabiliriz.
 
Sorumluluk almayan çocuklar geç olgunlaşır
 
Her konuda olduÄŸu gibi sorumluluk kazandırmada da çocukların özdeÅŸim modeline ihtiyaçları vardır. Bu konuda anne babalar olarak üzerimize düÅŸen sorumlu davranışlarımızı yerine getirmeliyiz. Kendi sorumluluklarını yerine getirmediÄŸi için, sürekli etrafındakileri suçlayan bir yetiÅŸkin ile büyüyen çocuk zamanla bunun normal olduÄŸunu düÅŸünmeye baÅŸlayacaktır. Ä°leride kendisi de buna benzer davranışlar sergileyerek üzerine düÅŸen görevlerinden kaçınacaktır.
 
Anne babalar genelde okul çağı çocuklarının sorumluluklarının sadece ders çalışmak olduÄŸunu düÅŸünürler. Fakat çocuklarımız günlük hayatın içerisinde sadece dersleri ile varolmayacaklardır. Genelde aman yavrum sen sadece ders çalış diyerek büyütülen çocuklarımızın en basit kalacak becerilerden dahi yoksun büyüdüklerine ÅŸahit oluyoruz. Sorumluluk almayan çocuklar geç olgunlaÅŸacaklardır. Çocuklarımızın uzayan ergenlik dönemlerinin altında yaÅŸlarına uygun sorumluluk verilip verilmemesinin etkisine de bakabiliriz.
 
Sosyal bir varlık olan insanın topluluk içinde yaÅŸamasının ona yüklediÄŸi birtakım sorumluluklar olduÄŸunu çocuklarımızın da bilmesi için, 'sosyal sorumluluk' dediÄŸimiz çalışmalara çocuklarımızın da dahil olmasını saÄŸlamalıyız. Bu durum onların sorumluluklarını geliÅŸtirmenin yanı sıra ahlaklı, aynı zamanda ötekinin ıstırabını duyarak duyarlı bir insan olmasına da zemin hazırlayacaktır. Ä°nsan sadece kendisine deÄŸil tabiata, kâinata ve yaratılan mevcudata karşı kendini mesul hissetmelidir. Yine çocuklarımızın ileride ÅŸuurlu birer Müslüman olmaları için, yaratanın kendisinden istediÄŸi ibadetleri yerine getirmesinde erken yaÅŸta kazandığı bu sorumluluk bilincinin olumlu etkisi olacaktır. Burada bahsedilen ÅŸuurlu Müslüman kiÅŸiyi bir kelime ile tanımlayacak olursak 'sorumlu insandır' diyebiliriz. Bir Müslüman dünyanın gidiÅŸinden kendini mesul hisseder. Konuyu efendimizin bir hadis-i ÅŸerifi ile bitirelim.
 
Hz. Peygamber "Sizden biriniz bir kötülük gördüÄŸü zaman onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buÄŸz etsin. Bu da imanın en zayıf noktasıdır." buyurarak Müslümanın hadisatın akışında ÅŸuurlu ve sorumlu bir duruÅŸ sergilemesi gerektiÄŸini bizlere bildiriyor. Bizler de çocuklarımızın sorunlu deÄŸil, sorumlu davrandıkları, zorluk ve zahmet çekerek üretmenin lezzetini aldıkları, mesuliyet ÅŸuuruyla insan kalabilmenin hazzını duydukları bir hayat yaÅŸamaları için onlara erken yaÅŸtan baÅŸlayarak sorumluluk bilinci aşılamalıyız. Haklarını bildikleri kadar, görevlerinin de farkında olan bilinçli bir nesil yetiÅŸtirmek dileÄŸiyle.
 
 
 
Müellif Asuman Düzgün / Dünya Bizim Web Sitesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.