Sosyal Medya

Yusuf Kaplan'ın kaleminden: Tevhid’i ve özgürlüğü korumanın temeli Nübüvvettir

Tevhid inancının muhkem bir şekilde korunabilmesinin tek şartı, nübüvvet / peygamberlik fikrinin muhkem olmasıdır.



BÜTÜN YOLLAR, TEVHÄ°D’E ÇIKAR...
 
Tevhid inancı, her ÅŸeyin başıdır: Hakikatin tecellÄ«si de, adaletin tesisi de, insanın özgürlüÄŸünü teminat altına alması da tevhidle, tevhid akidesiyle kâimdir. BaÅŸka bir ifadeyle, her ÅŸey, tevhid’le baÅŸlar, tevhid’le biter.
 
Bütün yollar, Tevhid’e çıkar.
 
Tevhid, Ä°slâm inancının, âmentüsünün en temel ÅŸartı, en sarsılmaz temelidir.
 
Åžöyle izah edebiliriz bu ÅŸaÅŸmaz ilkeyi: Allah’a (cc), Allah’ın birliÄŸine, benzersizliÄŸine, yaratıcılığına iman, Tevhid akidesinin temeli; Hz. Peygamber’e (sav) iman ise sütunudur.
 
Temel olmadan, bina inÅŸa edilemez. Sütun olmadan, bina ayakta duramaz, çöker.
 
Peygamber inancı, tevhid inancının sigortasıdır. Nübüvvet fikri ve inancı olmayan hiçbir din, tevhid inancını koruyamaz.
 
Nübüvvet fikrini ve inancını yitiren bir din, paganlaÅŸmaktan kurtulamaz ve kiÅŸilerin dini kendi kafalarına, zihin setlerine, keyiflerine, Kur’an’ın ifadesiyle “heva ve heveslerine göre” tahrif etmeleri önlenemez.
 
Mesele, sadece tevhid inancının korunabilmesiyle sınırlı deÄŸildir. Ä°nsanın özgür iradesini ve özgürlüÄŸünü koruyabilmesi, insanlığın yararına kullanabilmesiyle de ilgilidir.
 
Nübüvvet fikrini yitiren bir din, tevhid inancını yitirir; tevhid inancını yitiren bir dinse, insanın özgür iradesini ve özgürlüÄŸünü yitirmekten kurtulamaz.
 
Ä°nsan, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarının mazhargâhı ve âlemin ruhu olan bir varlıktır. Bunun yegâne ve kâmil timsali âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber’dir.
 
Ä°slâm’ın tenzîhî ve teÅŸbîhî boyutları aynı anda kâmil mânâda peygamberimizde tecellî ve tezahür eder.
 
Yeryüzünü Allah’ın rahmetinin kaplaması, peygamberimizin rahmet elçisi olması ve bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmesi sırrının eseridir.
 
Ä°SLÂM’IN FARKI: NÜBÜVVET Ä°NANCI
 
Ä°slâm’ın bütün diÄŸer dinlerden, kültürlerden, düÅŸünce geleneklerinden ayrılan en temel yanı, farkı, nübüvvet fikri ve nebevî usûl’ün yön tayin edici ÅŸaÅŸmaz gerçeÄŸidir.
 
Nübüvvet fikri, dinin, tahrif ve tahrip edilmesini önler. Yaratıcı ile yaratılan arasındaki ontolojik farklılığın altüst olmasına, insanın tanrılaÅŸmaya kalkışmasına yol açan bütün yolları tıkar.
 
Yaratıcı’nın, yaratılan insanın ve kâinâtın ontolojik konumlarının alt üst olmaması, esas itibariyle akÄ«denin korunmasının yegâne ÅŸartıdır.
 
Sadece akîdenin deÄŸil adaletin ve nizamın -her tür beÅŸerî nizamın ve intizamın da- yegâne ÅŸartıdır bu, aynı zamanda.
 
Adaletin kaynağı, akîdedir: Ä°nsan, konumunu bildiÄŸi zaman, kul olduÄŸu bilincini koruduÄŸu zaman gerçek anlamda özgürleÅŸebilir ve ancak o zaman mikro ve makro ölçeklerde adalet, hakkaniyet ve sulh nizamını teminat altına almak mümkün olabilir.
 
TEVHÄ°D AKÎDESÄ°, NÜBÜVVET FÄ°KRÄ° Ä°LE GERÇEÄžE DÖNÜÅžÜR...
 
Tevhid fikrinin gerçeÄŸe dönüÅŸmesi nübüvvet fikrine baÄŸlıdır. Nübüvvet fikrini yitiren, Peygamberi devre dışı bırakan bir din, kısa devre yapmaya, hayattan uzaklaÅŸmaya ve zamanla yok olmaya mahkûmdur.
 
Peygamber’in devre dışı kalması, zamanlar ve mekânlar ötesi dinin, geçici zamana ve mekâna teslim olmasına yol açar.
 
Dinlerin tahrif olmasının nedeni, nübüvvet fikrini yitirmeleridir.
 
Ä°nsanın tanrılaÅŸmasının nedeni de, en yüce kul olan peygamber hakikatini idrak edememesi veya yitirmesidir. KulluÄŸun en yüce makam olduÄŸunu bilen ve kulluÄŸunu emanet / hilâfet bilinci ile hayata geçiren kiÅŸi, tanrılaÅŸmaya kalkışamaz.
 
Kozmik düzendeki ontolojik dengenin, varlıklar arasındaki mertebelerin korunması, rahmetin tecellisinin zeminini teÅŸkil eder. Rahmet elçisi Peygamber (a), zamana ve mekâna ilâhî bir ruh üfler, rahmetin ve merhametin tecellî etmesine aracılık eder.
 
Peygamber, ilâhî olanla irtibatı canlı tutulmasını saÄŸlar.
 
Peygamber fikrinden yoksun bir din, kilise ile, ruhban sınıflarıyla ayakta durur. Kilise, dini teslim alır, dini yeniden kodlayarak her zaman yeni, sahte bir din dayatır; dine uyma zeminini kaybettiÄŸi için, dini, deÄŸiÅŸen zamana ve mekâna uydurur.
 
Peygambersiz dinin kaderi, tahrif ve tahriptir.
 
Peygamber fikri olan bir din, teori ile pratik arasındaki irtibatı canlı tutar.
 
O yüzden dinin yeni durumlarda nasıl hayata aktarılacağını, yeni durumları nasıl yorumlayacağını gösteren fâil peygamberdir.
 
O yüzden nübüvvet fikri, tevhidin de, kozmik düzen fikrinin rahmet üzere iÅŸlemesinin de, insanın ilâhî olan’la irtibatını sürdürmesinin ve özgürlüÄŸünü yitirmemesinin de olmazsa olmaz ÅŸartıdır. Vesselâm.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.