Börk: Bir başlığın tarihi serüveni
Follow @dusuncemektebi2
Mehmet Kökrek, Dergâh Yayınları tarafından yayımlanan yeni kitabında Börk’ün tarihi serüvenini ve Edirne’deki börklü mezar taşlarını kaleme almış.
“Börk” kavramının etimolojik kökenleri üzerine bu hususta söz söyleme zahmetine katlanmış pek çok ismin ifadeleri ile açılıyor eser. Kelimenin kökenine iliÅŸkin serdedilen belli baÅŸlı iddialardan biri de bürgü/bürme kökünden türetilmiÅŸ olması ihtimalidir. Tarihsel süreç içerisinde gerek kaleme alınmış ciddi yapıtlarda gerekse toplumsal hafızada börk kavramını karşılayan çok sayıda baÅŸlık adına rastlıyoruz.
Eserde de bu baÅŸlıkların neler olduÄŸuna iliÅŸkin kısa fakat bir o kadar da doyurucu-zihin açıcı beyanlarla karşılaşıyoruz. Sözgelimi, Mevlevi derviÅŸlerinin baÅŸlarına iliÅŸtirdikleri külahların börkle olan yakınlığına daha evvel yazılmış sözlüklerdeki kullanımlar aracılığıyla ikna oluyoruz. Benzer biçimde üsküf, keçe, kalpak, takke gibi çeÅŸitli baÅŸlıklarla börk arasında kuvvetli ilgiler kurma imkânı da saÄŸlıyor bu eser.
Börk’ün etimolojisi
Mehmet Kökrek, börkün salt bir baÅŸlık olarak Türk’ün hayatında yer etmediÄŸini, kültürel bir zenginlik unsuru olarak yaygın ÅŸekilde var olduÄŸunu örneklerle gözler önüne seriyor. Yazar, Selçuklu hükümdarlarından MelikÅŸah’ın oÄŸlu Berkyaruk’un isminin büyük ihtimalle yırtık börklü anlamına gelen Börkü Yaruk’tan dönüÅŸtüÄŸü tezini ortaya atıyor. Börkün kavramsal olarak dipdiri durduÄŸu atasözleri ve deyimlere de kısaca deÄŸinen Kökrek, okurlarına kültürel anlamda geniÅŸ imkânlar da açıyor. (Taz keligi börkçigedir= Kelin geleceÄŸi yer takkeci dükkânıdır.) Åžahıs, soyadı ve lakaplarda da rast geldiÄŸimiz börk kavramının ilk örneÄŸine ise Manas Destanı’nda rastlıyoruz. Tarihî kayıtlarda Kayıp Han’ın kızının adı Karabörk olarak geçmektedir, mesela. Türk dil ve edebiyat tarihinin son derece mühim kaynaklarından biri olan “Atabetü’l Hakayık”ta da börk kavramının kullanılmış olması epey dikkat çekici. Ä°fadenin geçtiÄŸi dörtlüÄŸün açılımı ÅŸöyledir:
Aslı güzel olan, adamın huyu güzel olur;
Güzel huylu adama gönül baÄŸlanır.
Adamdan adama fark çoktur,
Fakat görünüÅŸte hepsinin börkü vardır.
Tüm bu deÄŸiniler bir tarafa, ÅŸaman merasimleri sırasında kamların dualarında börkten bahsedildiÄŸinden tutun da destanlara, Vehbî ve Bâkî divanlarına kadar nüfuz etmiÅŸ bir börk gerçeÄŸini keÅŸfetmek okuru epey ÅŸaşırtacak gibi görünüyor.
Börk üretimi ve Osmanlı’da börkçüler
Börkçi esnafı tarafından börkçige adı verilen dükkânlarda ipek, keçe gibi malzemeler, ilk olarak batga isimli bir tahtanın üzerinde kesilir ve börk yangı biçiminde tabir edilen kâğıttan yahut çamurdan üretilmiÅŸ kalıplarla belli bir ÅŸekle sokulup kullanıma hazır hâle getirilirmiÅŸ. Börk geleneÄŸinin üretim kademesinde mesai harcayan Osmanlı börkçüleri hakkında sahip olduÄŸumuz bilgiler ise Evliya Çelebi’nin sunduklarından oluÅŸuyor. Yeniçeri börkü ve üsküfü üreten yeniçeri börkçülerinin Orta Cami civarında on adet dükkâna sahip oldukları ve her dükkânda da altmış kiÅŸinin çalıştığı bilgisine ulaşıyoruz.
Bir Türk baÅŸlığı olarak börk
Kökrek, Türkler’ in Ä°slâm’la ÅŸereflenmesini ayırıcı bir tarihsel hadise olarak deÄŸerlendirip börkün Ä°slâmiyet öncesi ve sonrası kullanılışını iki ayrı baÅŸlıkta incelemiÅŸ. Ä°slâm’la tanışan Türk’ün, Ä°slâm kültürünün etkisiyle sarığı tanıma fırsatı bulduÄŸunu belirten yazar, Müslüman olan Türkler’ in börkleri hakkında en geniÅŸ ve toplu bilgiye ulaÅŸmak isteyen okurlarını yine “Divânu Lügati’t Türk”e yönlendirir. Börk, yalnızca kültürel bir öge olarak Türk’ün hayatında var olmuÅŸ deÄŸil. Bunun yanında siyasî hâkimiyet göstergesi de aynı zamanda. MaÄŸlup edilen meliklerin başındaki börke el konulması da zaferle dönen kiÅŸilerin börk verilerek taltif edilmesi de bununla ilintilidir. Osmanlı börklerinde kullanılan sorguçlar, turna teli, balıkçıl ve süpürge olmak üzere üç türlüydü. Yazar, süpürge sorguçların ortaya çıkış serüvenini açıklarken belgelere dayanmasa da rivayetlere baÅŸvurarak okurun dikkatini mevzuya yoÄŸunlaÅŸtırıyor.
Yıldırım Bayezid döneminde Hacı BektaÅŸ-ı Velî Türbesi’ne yapılan ziyaret esnasında yeniçeriler devekuÅŸu tüylerinden süpürge yapıp türbeyi temizlemiÅŸler. Temizlik sonrası bir yeniçeri uÄŸur getirmesi adına süpürgelerden birini başına iliÅŸtirmiÅŸ, bunu gören diÄŸer ziyaretçiler de o tüylerle börklerini süsleyince süpürge sorguç takma âdeti oluÅŸmuÅŸ. Her ne kadar rivayet bile olsa ciddiyetini ve ağırlığını elden bırakmayan bu tür anlatı tekniklerinin varlığı merakı da tetikler nitelikte görünüyor. Osmanlı devrinde kullanılan resmi börklerin incelendiÄŸi bölümde ise kızıl ve ak börkler, bunların tipolojisi ve hukuki prosedürü arasındaki farklar ve neyi temsil ettikleri, yeniçeri börkleri, ak börkün BektaÅŸiliÄŸe nispet edilmesi gibi kültür tarihi açısından önemli meseleler birincil kaynaklar ışığında ele alınıyor. Börklerle ilgili bugün en tatmin edici bilgileri alabildiÄŸimiz mezar taÅŸlarına yer verilen katalog kısmında ise Edirne’de tespit edilen 100 adet börklü mezar taşının görselleri ve haklarında bilgiler bulunuyor.
Remzi Köpüklü, “Bir baÅŸlığın tarihi serüveni: Börk”, Kitabın Ortası dergisi, Kasım 2019, sayı 32.
Henüz yorum yapılmamış.