Sosyal Medya

Toprağa dönmek tek kurtuluş

Dünyanın düzenini ifsat eden, nefsine, hırsına, şehvetine kapılan, yoldan sapanlar hem tâbiatı hem insanı bitiriyor. Kim onlar?



Bir Massai yerlisi ÅŸöyle diyor: “Eskiden yaÄŸmurun ne zaman yaÄŸacağını havayı koklayarak anlardık, ÅŸimdi bilemiyoruz. Her ÅŸey birbirine karıştı. Bir gün sel, öteki gün yangın, daha sonra kuraklık. Ne oluyor?” Ne olacak, Cenab-ı Hakk’ın yarattığı her mahlûk “Hududullah”a uyar, ancak insan müstesna. Bu yüzden imtihana tabi olan odur. Dünyanın düzenini ifsat eden, nefsine, hırsına, ÅŸehvetine kapılan odur. Yoldan sapanlar hem tâbiatı hem insanı bitiriyor. Kim onlar?
 
ÇaÄŸdaÅŸ küresel medeniyeti kuran ve yaÅŸatanlar. Yani Allah, Peygamber, hesap günü tanımayanlar. Gün bu gündür, yaÅŸamana bak, hayatın keyfini çıkar diyenler.
 
Rahmetli ninem ÅŸöyle derdi: Keyif demeyin. Keyif eÅŸÅŸekte olur. Ä°nsanda zevk vardır.
 
Bu habis zihniyet önce anasır-ı erbaa’ya saldırdı.
 
Toprağı zehirledi, suyu ve havayı kirletti. Önce kirletiyor, sonra temizlemeye çalışıyor. Beyhude gayret. Okyanusların dibinde çöp daÄŸları oluÅŸtu. Geri dönüÅŸüm bir züÄŸürt tesellisidir: %5.
 
Televizyonda her gün duyduÄŸumuz “iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi” haberlerini tekrar etmeyeceÄŸim. Bu deÄŸiÅŸikliÄŸe sebep olanları 16 yaşındaki bir kız çocuÄŸu protesto ediyor. Düzenin çarkları onu da öÄŸütür, bir “çevreci ikon” olur, fotoÄŸrafları tiÅŸörtlere basılır.
 
Bu karnavala sırtımızı dönerek iÅŸimize bakalım. Hani yangında ilk kurtarılacaklar listesi vardır ya; onun başına “Toprak-Su ve Hava”yı yazalım.
 
Dünya alev almış yanıyor, bari onları kurtaralım.
 
Nasıl?
 
Hem “Kalbin Sesi” kitabımda, hem bu yazılarda anlatıp duruyorum.
 
Güçlülerin elinde ne var? Sömürüyle, kanla, zulümle, faizle toplanmış bir Sermaye (Biz Müslümanlar böyle bir sermaye toplayamayız. Toplarız diyen dinden çıkar) – Teknoloji – Endüstri. Ardısıra Allahsız bilimi, medyayı, akademyayı, sanatı vb. siz sıralayın.
 
Bizim elimizde ne var?
 
Elimizde Kur’an, göÄŸsümüzde iman var. Bizim sermayemiz toprak ve su. Hadi ona havayı da ekleyelim.
 
Biz ne dersek diyelim onlar alay edecektir. Çünkü gözleri görmez, kulakları duymaz, kalpleri mühürlenmiÅŸtir.
 
Biz iÅŸimize bakalım. Önce terk edilmiÅŸ, boynunu bükmüÅŸ Anadolu toprağına layıkı veçhile sahip çıkalım. Bozkır bomboÅŸ yatıyor. El uzatacak bir yiÄŸit arıyor. YiÄŸit bakıyor. Yüzünü buruÅŸturuyor ve ÅŸöyle diyor: “Olmaz fizibıl deÄŸil”.
 
“TopraÄŸa dönüÅŸ”ün ilk adımı bu zihniyeti-yaklaşımı terk edip, aza kanaat edip bozkırı yeÅŸertmektedir.
 
Erozyona mani olacaksın, topraÄŸa gübre diye zehir atmayacaksın, kazanç hırsı ile hadsiz hesapsız sulamayacaksın.
 
Ben ne toprak, ne ziraat profesörüyüm. Ama ÅŸunu biliyorum ki, zehirli toprağı temizlemek çok zordur.
 
Tıpkı sanayi atığını temizlemek, arıtmak gibi. Harcı borcunu ödemez. Kirli atıkları sal gitsin derelere, nehirlere, denizlere. Sonra temizlemeye kalk. Pöh! Bir aklı başında bilim adamı Karadeniz bölgesinde artan selleri ÅŸöyle izah etti: Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler asırlar boyu pisliklerini bu denize boÅŸaltıyor, deniz suyunun doÄŸal yapısı bozuldu, çabuk ısınıyor ve haddinden fazla buharlaşıyor. YaÄŸmur ve sel kaçınılmaz.
 
Buyurun burdan yakın.
 
Elimizde 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu” var. 3.7.2005 tarihli kanun 15.5.2014 tarihinde revize edilmiÅŸ. Bu yolda çaba gösterenlere teÅŸekkür etmeliyiz. Bayağı iyi çalışılmış bir kanun.
 
Ancak kanun çıkarmak yanında ondan mühimi bunu hakkı gözeterek uygulamak. Akıbetini, halihazırdaki tatbikini yetkililere bırakıyorum.
 
“TopraÄŸa DönüÅŸ” hareketi bu kanunların çok ötesinde bir “seferberlik” niteliÄŸi taşımalıdır. Yani hayat-memat meselesi.
 
Zihniyeti deÄŸiÅŸtirip topraÄŸa gereken ihtimam ve hürmeti gösterenler ahlâkî-hukukî-siyasî ve iktisadî planları yapar, hedefleri koyar. Arazilerin birleÅŸtirilmesinden on bin üyesi olan kooperatiflerin kurulmasına, yerli tohumların kullanılmasına vb. kadar.
 
Ä°çimizde bu meseleyi dert edinenler varsa gayet radikal tedbirlerle iÅŸe koyulur, icabında cebrî istimlak bile yapılır. Toprağı ifsat eden ne varsa yıkılır. Ama benim gönlümde yatan “ikna” metodudur. Hani diyorlar ya: Müslümanların dünyaya söylenecek sözü var mı?
 
Ä°ÅŸte bu.
 
Az bir zaman sonra bir karış temiz toprak, bir bardak temiz su, bir nefeslik temiz hava bulamayacağız.
 
Ne diyor şarkı:
 
Belki bir sabah geleceksin
 
Lâkin vakit geçmiÅŸ olacak.
 
 
 
Mustafa Kutlu / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.