Sosyal Medya

Batı Medyasının Teröre yaklaşımındaki çifte standardı: YPG/PKK ve DEAŞ Örnekleri

Suriye’deki kanlı iç savaş, pek çok bölgesel ve küresel gücün farklı düzeylerdeki müdahaleleriyle birlikte 2011 senesinden beri devam etmektedir. Bu süreçte, birçok terör örgütünün Suriye’deki otorite boşluğundan ve kaostan istifade ederek güçlendiği görülmektedir. Bunların başında da YPG/PKK ve DEAŞ gelmektedir. Her iki terör örgütünün de doğrudan hedef aldığı Türkiye, bu örgütlerle etkin bir şekilde mücadele etmektedir. Fakat Türkiye’nin müttefiki olma iddiasındaki bazı aktörler, bu örgütlerle gizli/açık işbirliğine gidebilmektedir.



DEAÅž tehdidi söz konusu olduÄŸunda, hiç kimse onun bir terör örgütü olduÄŸundan ÅŸüphe duymamaktadır. Fakat, YPG/PKK söz konusu olunca bu konuda fikir birliÄŸi bulunmamaktadır. Bunun nedeni aslında oldukça ürperticidir: YPG/PKK teröristlerinin militan devÅŸiricileri, nefret söylemcileri ve ana destekçileri Avrupalı ve Amerikan kuruluÅŸların tam da kalbinde yer almaktadır. Bu kiÅŸiler, batılı siyaset ve medya seçkinlerinin bizzat kendileridir.
 
Bu iki terör örgütünün ana akım Batı medyasındaki haber yapılma ve tasvir edilme ÅŸekillerine bakıldığında, çok büyük farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu farklı medya söylemleri, bölgesel ve küresel aktörlerin bu örgütlere yönelik politikalarındaki farklılıklara da zemin oluÅŸturmaktadır.
 
Ana akım medyaya hakim olan söylem, politika yapıcıların seçeneklerini sınırlamada önemli bir etkiye sahiptir. DiÄŸer bir ifadeyle, aslında hakim medya söylemi ile aktörlerin politikaları arasında ciddi paralellikler görülmektedir. Negatif ve ÅŸeytanlaÅŸtırıcı söylem aktörlerin terörle mücadele iddiası arkasına saklanarak, gerçek niyet ve politikalarını gizlemeleri için araçsallaÅŸtırılmaktadır. ÖrneÄŸin, sivil yerleÅŸim yerlerini bombalayan Rusya da; bir terör örgütünü silahlandıran ABD de bu gayrimeÅŸru eylemleri için ‘DEAÅž’la mücadele’ kılıfını kullanmaktadır.
 
ABD-YPG/PKK dayanışmasında görüldüÄŸü üzere, pozitif ve yüceltici söylem ise terör örgütleriyle iÅŸbirliÄŸi yapmayı bile meÅŸrulaÅŸtırmak için kullanılmaktadır. Türkiye’nin haklı insani ve güvenlik sebepleriyle gerçekleÅŸtirdiÄŸi Barış Pınarı Harekatı’na batı toplumlarından yükselen karşıtlığın altında YPG/PKK için uzun süredir iÅŸlenen olumlu medya söyleminin etkisi büyüktür.
 
Oysaki bilindiÄŸi üzere YPG/PKK bir terör örgütü olmasının yanı sıra, birçok savaÅŸ suçuna imza atmış olan bir gruptur. Bu durum BirleÅŸmiÅŸ Milletler gibi resmi kuruluÅŸların ve Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü ile Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum örgütlerinin raporlarında da açıkça ifade edilmektedir. Sistematik bir ÅŸekilde çocukları istismar ettikleri ve silah altına alıp çatışmaya sürüklediklerini artık herkes bilmektedir. Bununla birlikte, sivillerin evlerinin kasten yıkılması, bazı durumlarda köylerin bütünüyle yaÄŸmalanması ve yakılması, sivillerin yerlerinden sürülerek etnik temizlik yapılması, muhaliflerin kaçırılması ve öldürülmesi, iÅŸledikleri suçlardan sadece birkaçıdır.
 
Peki, böylesine vahÅŸi bir terör örgütü, ana akım batı medya söyleminde nasıl ‘kahraman’ olabilmiÅŸtir? Her ÅŸeyden önce, iÅŸlediÄŸi suçlar göz ardı edilerek ve PKK ile olan baÄŸlantıları inkar edilerek. Bunun üzerine bir de YPG/PKK’yı DEAÅž karşıtlığı üzerinden yüceltmeye çalışarak.
 
KÖTÜ TERÖRÄ°ST / Ä°YÄ° TERÖRÄ°ST
 
DEAÅž ile YPG/PKK’nın ana akım batı medyasındaki tasvirleri arasında çok ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Bu iki terör örgütü arasında karşıtlık tesis ederek, biri için olumsuz diÄŸeri için olumlu kimlik inÅŸaa edilmeye çalışıldığı açıkça görülmektedir. DEAÅž akla gelebilecek her tür kötülüÄŸün kaynağı ve temsilcisi olarak sunulurken; YPG/PKK’nın onun anti-tezi olduÄŸu söylemi yürütülmektedir. DEAÅž’a karşı mücadele eden en baÅŸarılı aktör olarak sunulmaktadır.
 
 
Her ne kadar istisnaları olsa da, DEAÅž genelde IŞİD ve özellikle Ä°slam Devleti olarak isimlendirilmektedir. Böylelikle, aslında DEAÅž’ın halifelik iddiasına ve Müslümanları temsil ediyormuÅŸ gibi görünme çabasına hizmet edilmektedir. Sadece ismiyle deÄŸil, bütün yönleriyle DEAÅž eylemleri ve militanlarıyla Ä°slamiyet arasında iliÅŸki kurulmaktadır. Gerçekten de günümüzde birçok batılının gözünde Ä°slamiyet’e dair pek çok kavramın DEAÅž tarafından temsil edildiÄŸi gibi bir yanlış algı bulunmaktadır. Özellikle güçlü olduÄŸu dönemde, Suriye ve Irak gibi coÄŸrafi bölge isimleri sıkça zikredilerek, DEAÅž’ın kontrol alanının geniÅŸliÄŸi ve dolayısıyla tehlikesinin büyüklüÄŸü, devlet kurma iddiasının ciddiyeti üzerine atıf yapılmıştır.
 
YPG/PKK’ya dair öne çıkan anahtar kelimeler ve temalara baktığımızda ise bambaÅŸka bir tabloyla karşılaÅŸmaktayız. Listeden de görüleceÄŸi gibi, YPG/PKK’nın oldukça pozitif bir çerçevede haberlere konu edildiÄŸini görülmektedir.  YPG/PKK’lılar genelde terörist veya militan yerine savaÅŸçı kavramıyla tarif edilerek yüceltilmektedir. En önemli noktalardan birisi ise neredeyse bütün haberlerde DEAÅž’a (IŞİD’e) dair bir ÅŸeyler yazılmasıdır. Böylelikle DEAÅž’ın inanılmaz derecede olumsuz kimliÄŸinin karşıtlığı üzerinden, olumlu bir YPG/PKK kimliÄŸi inÅŸa çabası görülmektedir. Bir diÄŸer önemli nokta, YPG/PKK’nın özellikle kadın militanlarının kahramanlaÅŸtırılmasıdır. Ä°nsanlık düÅŸmanı, vahÅŸi, gayri-medeni, soykırımcı kötü DEAÅž’lı maskülenliÄŸi karşısına; cesur, güzel, medeni, özgürleÅŸtirici, kahraman YPJ’li feminenliÄŸi söylemi görülmektedir. YPG’den sadece Suriye özelinde bahsedilerek, Türkiye, Ä°ran ve Irak gibi ülkelerde faaliyet gösteren uzantılarıyla baÄŸlantısı yokmuÅŸ gibi sunulmaktadır.
 
DEAÅž’IN BATI MEDYASINDAKÄ° Ä°ÅžLENİŞİ
 
DEAÅž’ın kendi yayınları anında ana akım batı medyasında detaylarıyla yer almaktadır. DEAÅž kime hangi mesajı vermek isterse, bunu Batı medyası aracılığıyla rahatça yapabilmektedir. Ayrıca, DEAÅž’ın düzenlediÄŸi eylemlerin bütün ayrıntılarıyla Batı medyasında iÅŸlendiÄŸi görülmektedir.  Hatta örgütün hazırladığı vahÅŸi propaganda materyallerine de yer verilmektedir.  Böylelikle neredeyse DEAÅž’ın basın bürosu gibi hareket etmekten çekinmeyen bu yayın organları, DEAÅž’ın yaymaya çalıştığı korku ortamına hizmet etmektedir.
 
 
Haber metinleri içerisinde Ä°slam dinine referansların verilmesine özellikle dikkat edilmektedir. DEAÅž’a özellikle Ä°slam Devleti denilmektedir. Hatta The Sun örneÄŸinde görüldüÄŸü gibi “Ä°SLAMIN ÖNCÜLERÄ°” gibi garip ifadelerle, DEAÅž’ın Müslümanları temsil ettiÄŸi imajı oluÅŸturulmaya çalışılmaktadır.
 
Åžu vurgulanmalıdır ki Suriye Ä°ç Savaşına müdahil olan pek çok aktör, DEAÅž’la mücadeleyi temel gerekçelerden biri olarak sunmaktadır. EÄŸer DEAÅž tehlikesi oldukça azalır ve hatta ortadan kalkarsa, DEAÅž’la mücadele paravanının arkasına saklanan pek çok gayrimeÅŸru eylem ortada kalacaktır. ÖrneÄŸin, ABD’nin sürekli öne sürdüÄŸü “YPG/PKK’yı DEAÅž’la mücadele etsin diye silahlandırıyoruz” argümanı boÅŸa düÅŸecektir. Dolayısıyla, özellikle YPG/PKK ve destekçileri tarafından DEAÅž tehdit ve korkusunun diri tutulma çabası göze çarpmaktadır. Çünkü aslında DEAÅž’ın varlığı YPG/PKK terör örgütü için vazgeçilemez bir hayat kaynağıdır.
 
YPG/PKK’NIN BATI MEDYASINDAKÄ° Ä°ÅžLENİŞİ
 
Öncelikle bu örgütün AB ve ABD gibi aktörlerce terör örgütü kabul edilen PKK ile organik bağının olmadığı iddiası iÅŸlenmektedir. Tam tersine, DEAÅž’a karşı savaÅŸan bir örgüt tasviri üzerinden, YPG/PKK’nın ne kadar iyi bir aktör olduÄŸu hikayesi dillendirilmektedir.  Bu söylemin devamı olarak, bu örgütün istismar ettiÄŸi çocuk üyeler veya Suriye’nin kuzeyinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi etnik temizlik gibi Batılı kitlelerin algılarını olumsuz etkileyebilecek faktörler, ısrarlı bir ÅŸekilde Batı medyası tarafından görmezden gelinmektedir. Nitekim, Türkiye’deki etnik olarak Kürt kökenli vatandaÅŸların sorunlarıyla çok ilgiliymiÅŸ gibi görünen, Türkiye Cumhuriyeti’ni eleÅŸtirmek için her fırsatı deÄŸerlendiren Batı medyası Diyarbakır’daki HDP binası önünde PKK’nın kaçırdığı çocuklarını geri isteyen ailelerin eylemini ısrarla görmezden gelmektedir.
 
YPG/PKK terör örgütü ana akım Batı medyasında gayet olumlu bir ÅŸekilde iÅŸlenmektedir. Özellikle YPG’nin kadın kolu olarak tanımlanan YPJ’ye yapılan övgüler baÅŸat rol oynamıştır. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı öncülüÄŸünde bu konuda medya faaliyetleri yürütülmüÅŸtür. Oysaki ekrandaki görüntülerden de görüldüÄŸü üzere kahramanlar olarak sunulan kiÅŸiler çocuk yaÅŸtadır.
 
 
YPG/PKK’ya dair haberlerde seçilen görseller bile oluÅŸturulmaya çalışılan pozitif imaja hizmet etmektedir. Saygın(!) uluslararası haber ajanslarının abonelerine geçtiÄŸi pek çok YPG/PKK fotoÄŸrafında bir iç savaşın proxy uzantısı olan terör örgütü mensupları deÄŸil; neredeyse pikniÄŸe gidermiÅŸ gibi ÅŸen ÅŸakrak, ön planda özellikle kadınların yer aldığı mutlu insanlar görülmektedir.
 
Ana akım haber medyasının yanı sıra, normalde siyasi konulara girmeyen kadın dergileri bile bu algı operasyonuna dahil olmaktadır. Marie Claire, Esquire, Cosmopolitan ve Vogue gibi dergilerde çocuk militanların resimleri de kullanılarak YPJ güzellemeleri yapılmaktadır. Hatta bununla da yetinilmeyip, ödüllü yönetmenler tarafından YPJ’ye katılan Batılı kadınların ‘kahramanlık’ hikayelerine dair belgesel ve filmler çekilmektedir. Daha da ileri gidilip, H&M gibi meÅŸhur markalar tarafından YPJ militanlarının kıyafetlerinden esinlenen koleksiyonlar satışa sunulabilmiÅŸtir. Ama çocuk istismarı gibi konularda hassas olması beklenen bu mecralarda bile YPG/PKK güzellemesi yapayım derken böylesi pervasızlık sergilenmesi iÅŸin ne kadar kötüye gittiÄŸini göstermektedir.
 
 
SONUÇ
 
Sonuç olarak ÅŸu söylenebilir ki terör örgütlerinin ana akım medyadaki tasvirlerinin ülkelerin bu örgütlerle iliÅŸkilerinin yapısını ÅŸekillendirmede önemli bir etkisi bulunmaktadır. Hakim medya söylemi bazı politikaları savunmayı imkansız hale getirirken, bazı gayrimeÅŸru yöntemleri meÅŸruiyet dairesine sokmakta kullanılmaktadır. Bu çerçevede, anılan dönemde DEAÅž terör örgütü nerdeyse bütün ana akım medya organları tarafından kanlı yüzüyle öne çıkarılıp haklı olarak eleÅŸtirilirken, YPG/PKK terör örgütü aklanmaya çalışılmaktadır. YPG/PKK ana akım Batı medyasında Kürt etnik kökene sahip herkesle özdeÅŸleÅŸtirilip, DEAÅž ile mücadele eden kahramanlar olarak yüceltilmektedir. DEAÅž ise her ne pahasına olursa olsun yok edilmesi gereken bir aktör olarak tasvir edilip, küresel ve bölgesel güçlerin Suriye’de izledikleri çeÅŸitli politikaları meÅŸrulaÅŸtırma aracı olarak kullanılmaktadır.
 
YPG hakkındaki olumlu medya temsili, öncelikle bu örgütün propagandasının Batı toplumlarına kolayca ulaÅŸmasını ve büyük oranda sempati duyulmasını saÄŸlamıştır. YPG’ye katılımların önünü açmıştır. YPG/PKK’nın batılı ülkelerde çok daha rahat hareket etmesine, bağış toplamasına, militan devÅŸirmesine imkan saÄŸlamıştır. Dahası, böylesi bir terör örgütünü silahlandırmak gibi yasadışı eylemleri bile batı halklarının gözünde meÅŸru hale getirmiÅŸtir. Türkiye’nin güvenlik ve insani gerekçelerle gerçekleÅŸtirdiÄŸi haklı askeri operasyonuna, Batılı toplumların neredeyse tek sesli bir ÅŸekilde karşı çıkmasına neden olmuÅŸtur. Kısacası, ana akım medyanın YPG terör örgütü hakkındaki yayınları, batı toplumlarının farklı kesimlerini deÄŸiÅŸik derecelerde radikalleÅŸtirmiÅŸtir. Bazıları sempatizan olmuÅŸ, bazıları politik ve hatta maddi olarak desteklemeye baÅŸlamış, bazıları ise YPG için gönüllü olarak doÄŸrudan saflarına katılmıştır.
 
Bu durum maalesef halen devam etmektedir. Bu yayınlar sayesinde Ä°NTERPOL tarafından kırmızı bültenle aranan Mazlum Kobani kod adlı PYD yöneticisi terörist Ferhat Abdi, ABD resmi makamlarınca general olarak isimlendirilerek misafir edilmeye çalışılmakta; Twitter hesabı açıp ertesi gün onaylı hesap olduÄŸunu gösteren mavi etiket alabilmektedir. Terör örgütlerinden kahraman üretme ve onlarla birlikte iÅŸ tutma çabası, önümüzdeki süreçte sadece bölge ülkeleri için deÄŸil; batı toplumları için ve küresel anlamda da çok tehlikeli sonuçlar doÄŸurmaya gebe görünmektedir.
 
 
Müellif: Dr. OÄŸuzhan Yanarışık / mücerret.com
 
* Bu makale, 19-20 Eylül 2019’da Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından düzenlenen Uluslararası Güvenlik Kongresi’nde sunulan sözlü bildiriden istifade edilerek hazırlanmıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.