Sosyal Medya

ABD'nin başkasını soykırım ile suçlayacak yüzü var mı?

ABD Temsilciler Meclisi’nin (TM) Türkiye aleyhine aldığı kararlar aslında Amerikan siyasetinin ne kadar habis ve ölümcül bir hastalığa maruz olduğunu gösterdi. Zira bu kararların her ikisi ABD siyasetini esir almış bir zihniyetin, ABD aleyhine çalışan bir zihniyetin, ABD’yi içten içe kemirmekte olan bir odağın öfkeyle kalkıp zararla oturacak olan bir tepkisini gösteriyor.



Ama tepki gösterirken kullanılan kozlar, tam da ABD deÄŸerlerinin aslında gerektiÄŸinde ne kadar pazarlıklı olduÄŸunu, ne kadar ucuz araçlardan ibaret olduÄŸunu da göstermiÅŸ oluyor. Åžayet herhangi bir ülkeyle muhtemel bir ihtilafta bu deÄŸerler bir koz olarak kullanılabiliyorsa normal zamanlarda bu deÄŸerlerin ihlaline göz yumuluyor olmasının çirkin bir politik yolsuzluÄŸa katılımdan baÅŸka bir anlamı yoktur.
 
ABD TM’nin sergilediÄŸi tepki Türkiye’nin Barış Pınarı Operasyonu’na. Buna neden tepki gösterildiÄŸi basitçe sorgulandığında ortaya ABD’nin terör örgütleriyle olan iÅŸbirliÄŸi, kendi müttefikine ihanet, Suriye’de ve öncesinde bütün OrtadoÄŸu’da akan çoluk, çocuk sivil masum kanlarındaki suç ortaklığından baÅŸka bir ÅŸey görülmez.
 
 
Türkiye ABD’nin bu suç ortaklığına daha fazla tahammül edemeyeceÄŸini ilan ettiÄŸinde bile bu alanlardaki kabarık bir suç dosyasını göstermiÅŸ oluyor. ABD’nin Suriye’de barışa, istikrara, demokrasiye, insan haklarına hizmet eden hiçbir varlığı yok. Aksine, varlığıyla her geçen gün bölgede istikrarsızlığa, insan hakkı ihlallerine, sivil katliamlara daha fazla hizmet ediyor ve ABD’yi bütün bölge halklarının nefret hedefi haline getiriyor. Uzun vadede ABD’ye çok ÅŸey kaybettiren bu varlığından bir çıkış yolu gösterdiÄŸi için aslında ABD halkının Türkiye’ye büyük bir teÅŸekkür borcu olmalı.
 
ABD halkının olaylara muttali olduÄŸunda bu ÅŸükran duygusunu fazlasıyla hissedeceÄŸine inanıyorum. Ancak ABD siyaseti Ä°srail tarafından kaçırılmış, rehin alınmış bulunuyor.Suriye’deki varlığına Ä°srail’in gözü dönmüÅŸ yayılma veya paranoyak güvenlik politikalarına körü körüne tabi olmaktan baÅŸka bir gerekçe bulunamıyor. Bu gerekçe ABD’yi çağın en büyük savaÅŸ suçlusu haline getirebilir, tabi bu Ä°srail’in umurunda deÄŸil, ama ABD halkının umurunda.
 
Bu amaçla ABD TM’nin Türkiye’ye yaptırım yapılması yönünde karar almasını geçelim. Tam da Türkiye’ye karşı misilleme duygusuyla 104 sene önceki bir dosyayı gündeme alıp oradan bir soykırım tasarısını kabul etmesi, soykırım gibi insani bir konuyu nasıl kirli bir ÅŸantajın konusu olarak harcayabildiÄŸini gösteriyor. Ermenilere asıl soykırımı ÅŸimdi ABD Temsilciler Meclisi bu kararıyla yapmış oluyor.
 
104 sene önce iddia edilen soykırımda kaç Ermeni ölmüÅŸ olabilir? Bugün intikam hırsı ve nefretiyle hareket eden Ermeni tarafının iddia ettiÄŸi sayılar bile ABD’nin son yirmi yıl içinde OrtadoÄŸu’da ABD’nin anlamsız ve gereksiz müdahaleleriyle öldürdüÄŸü Müslüman sayısından daha fazla deÄŸil.
 
Bu ölümlere seyirci kalan vicdan mı 104 yıl önce yaÅŸanan acıları hissedecek bugün? Hangi tarihi bilgiyle, hangi adil vicdan ve hangi izanla?
 
Bırakalım Kızılderililere karşı uyguladıkları soykırımı bir kenara, ABD’nin herhangi bir millete karşı böyle bir insani iddiayı taşıyacak yüzü mü kalmış?
 
Aslında Ermeni soykırımı iddiasının tam da böyle bir olaya karşı gündeme gelmiÅŸ olması 104 yıl önce yaÅŸanmış hadiselerin hakikati hakkında bize daha iyi bir fikir veriyor. Nitekim 104 yıl önce olmuÅŸ ve bugün ihtilaf konusu olan bir hadise hakkında olayın aslını bilme ÅŸansı yok. Ancak ABD TemsilcilerMeclisi’nin olayı bu ÅŸekilde gündeme getirmesi olayın nasıl bir soykırım endüstrisinin konusu olduÄŸunu gösterirken bu konuda üretilen bütün hümanist söylemlerin sahteliÄŸini de gösteriyor.
 
 
Ä°ÅŸin aslı ise 104 yıl önce savaÅŸ ÅŸartlarında yaÅŸanan ortak acılar olmuÅŸtur. Ölen Ermeni kadar Müslüman Türk, Kürt ve Arap da ölmüÅŸtür. Balkanlarda Batılı güçlerin cürümleriyle milyonun üstünde Müslüman Türk öldürüldü, katledildi. Bunların arasında sadece Ermenilerin bir soykırım maÄŸduru olarak seçilip öne çıkarılması sadece Ermenilerin kendi davalarını baÅŸarılı bir biçimde güdüyor olmasıyla alakalı deÄŸil. Ermenilerin Türkiye’ye karşı bir sopa olarak bir kez daha öne sürülerek harcanıyor olduÄŸunu gösteriyor.
 
Ermenilere karşı uygulanan oyun ÅŸimdi Kürtlere uygulanmaya çalışılıyor. Kürtler de önce Türkiye’ye kaşı kışkırtılarak isyan ettirilmeye çalışılıyor. Bir türlü isyan etmeyince “Kürtler” denilerek terör grupları silahlandırılıyor ve aynı oyun tekrar sahneye konulmaya çalışılıyor.
 
Ama bu sefer oyun bir türlü tutmuyor. Çünkü hem Kürtler bir halk olarak istedikleri oyuna tam olarak gelmiyor, hem de oyunu fena halde bozan bir Türkiye var.
 
 
Yasin AktaÅŸ / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.