Takiyüddin er-RaÅŸid 1526 yılında Åžam’da dünyaya geldi.Kahire’de astronomi, matematik, tıp ve Ä°slam hukuku üzerine eÄŸitim aldı. Ä°lk olarak kadılık mevkiine yükselen Takiyüddin bir süre sonra dersiâmlığa (Ä°slam ilimleri profesörlüÄŸü) yükseltildi. Kahire’deki Seyhuniyye Medreseleri’nde görev alan Takiyüddin, Ä°stanbul’daki Edirnekapı Medresesi’nde müderrisliÄŸine atansa da o bunu kabul etmemiÅŸ ve Mısır’da kadılık yapmayı tercih etmiÅŸtir. Takiyüddin Kahire’de bulunduÄŸu süre içinde bilimsel kitaplar ve tezler yayınlamış, yeteneÄŸi ve nitelikleri ile Sultan II. Selim’i etkilemeyi baÅŸarmış ve II. Selim’in isteÄŸi üzerine Ä°stanbul’a çağırılmıştır.
Ä°lk gözlemlerini Galata Kulesi’nde yapmaya baÅŸlayan Takiyüddin, buranın artık yetersiz geldiÄŸini ve doÄŸru astronomik tahminler yapılabilmesi için bir rasathaneye ihtiyaç duyulduÄŸunu belirterek rasathane kurma önerisini dönemin padiÅŸahı III. Murad’a sundu. III. Murad bu öneriyi dikkate alarak onun bir rasathane kurmasına izin verdi. Böylece Takiyüddin’in öncülüÄŸünde Osmanlı’nın ilk rasathanesi 1577’de Tophane’de kuruldu.
III. Murad, rasathanenin kuruluÅŸu ve Takiyüddin ile ilgili verdiÄŸi beratta ÅŸöyle söylemiÅŸtir:
“Namaz¸ oruç¸ hac gibi farizaların edası için vakit ve saatlerin bilinmesi önemli iÅŸlerden sayılmak gerektiÄŸi halde¸ geçmiÅŸ zamanlarda yetiÅŸmiÅŸ bazı büyük âlimler tarafından hazırlanmış ziclere göre tanzim olunan takvimlerle iktifa olunarak¸ aslında güç bir iÅŸ olan¸ yeni rasat yoluna gidilmedi. Ecdad-ı izamımdan (büyük atalarımın) hiçbirisine nasip olmayan bu önemli iÅŸ¸ saltanatım zamanında baÅŸarılmış oldu… Heyet (astronomi) ve nücum (yıldız) bilginlerinin en ulusu¸ hikmet ve takvim erbabının baÅŸ tacı¸ GüneÅŸ ve Ay menzillerinin ve 12 burcun bilgisine vakıf¸ rasat ilminin en önemli mümessili (temsilcisi) Takiyüddin… Rumeli'nde 10 bin akçe zeamete ilaveten Konya Sancağı EreÄŸli nahiyesinde 46 bin akçe zeametin rasat hizmetine tahsis olunduÄŸu beyan olunur.”
III. Murad’ın beratında da söz ettiÄŸi üzere, büyük katkılar saÄŸladığı ve övgüyle bahsettiÄŸi Takiyüddin Rasathanesi (Ä°stanbul Rasathanesi), yine III. Murad’ın emriyle 1580 yılında yıkılmıştır. Rasathanenin yıkılış sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte iki önemli görüÅŸ vardır. Bu görüÅŸlerden birisi ÅŸöyledir: Dönemin ÅŸeyhülislamı Kadızade Åžemseddin Ahmed Efendi bazı ÅŸahsi anlaÅŸmazlıkların da etkisiyle III. Murad’a bir mektup yazmıştır. Mektupta, astronomi ilminin geleceÄŸi öÄŸrenmek olduÄŸunu bunun devlete uÄŸursuzluk getireceÄŸini savunmuÅŸ ve gözlemlerin yapıldığı her bölgede afetlerin meydana geldiÄŸini, o dönemde ortaya çıkan veba salgının da rasathaneden yayıldığını söyleyerek rasathanenin kapatılmasını istemiÅŸtir. Ayrıca bazı söylentiler bununla da kalmayarak öyle bir noktaya gelmiÅŸtir ki; Takiyüddin ve rasathane çalışanlarının göklerdeki meleklerin bacaklarına baktığı gibi sapkın söylentiler, olayı çok uç noktalara taşımıştır. Sonuç olarak, III. Murad Kadızade Ahmed’in sözlerini de dikkate alarak rasathaneyi kapatmaya karar vermiÅŸtir.
Rasathanenin yıkılışı ile ilgili diÄŸer bir görüÅŸ de ÅŸudur: Takiyüddin o dönemde görülen bir kuyruklu yıldızı gözlemleyerek bir tahminde bulunmuÅŸ ve o sırada Osmanlı Devleti ile Ä°ran arasında devam eden mücadelede Osmanlı’nın bir zafer kazanacağını söylemiÅŸtir ki, bu tahmini asla gerçekleÅŸmemiÅŸ ve Osmanlı zafer kazanamamıştır. Takiyüddin’in yaptığı bu yanlış tahminin sonucunda da III. Murat’ın gözlemevini yıktırma kararı aldığı düÅŸünülmektedir.
Sebebi kesin olarak bilinmese de sonuç kesindi: Osmanlı Devleti’nin ilk rasathanesi ve aynı zamanda dönemin en baÅŸarılı rasathanesi olarak görülen Takiyüddin Rasathanesi, III. Murad’ın emriyle 1580 yılında Kaptan-ı Derya Kılıç Ali PaÅŸa tarafından gemilerle topa tutularak yıkılmıştır. Osmanlı’nın bilimde geri kalmışlığı her tartışıldığında bunun sebebi olarak görülen konulardan birisi de bir rasathanenin yıkılışı olmuÅŸtur.
Takiyüddin’in Çalışmaları
Takiyüddin, mekanik çalar saatin ve yaylı astronomik saatin mucididir. Ä°cat ettiÄŸi astronomik saati kendi gözlemleri için rasathanesine kurmuÅŸtur. Bu saat daha önce kullanılan saatlerden daha hassastı ve 16. yüzyılda uygulamalı astronomi alanındaki en önemli icatlardan biri olarak kabul ediliyordu. Yaptığı mekanik saatler ve güneÅŸ saatlerinden bahsettiÄŸi “Mekanik Saat Yapımı” adlı eseri, 16. yüzyılda kaleme alınmış en önemli ve kapsamlı kitaptır.
Astronomi hesaplarında 60 tabanlı sayı sistemi yerine, daha kolay ve anlaşılır olan 10 tabanlı sayı sistemini kullanarak ondalık kesirlere göre Trigonometri Cetveli hazırlayan Takiyüddin, yaptığı çalışmayla gökbilimcilerin önündeki en büyük zorluklardan birini gidermeyi amaçlamıştır.
Sidretü'l-Müntehâi'l-Efkâr fi Melekûti'l-Feleki'd-Devvâr (Gökler Bilgisinin Sınırı) adlı eserinde "Bir cetvelin yüzeyini altmışlı sinüse göre, diÄŸerini ise bilginlere ve gözlem sonuçlarının hesaplanmasına uygun düÅŸecek ÅŸekilde kolaylaÅŸtırıp, yararlılığını ve olgunluÄŸunu arttırdığım onlu sinüse göre taksim ettim." diyerek astronomi ve matematiÄŸe yaptığı katkıdan bahsetmiÅŸtir.
Astronomiye yaptığı katkılar dünya çapında bilinen Takiyüddin, çağının en büyük astronom ve matematikçilerinden biri olarak gösteriliyordu. 16. yüzyılın ünlü astronomu Kopernik’in bile bahsetmediÄŸi sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjanttan bahsederek tanımlamalarını yapmıştır. Sadece tanımlamalarını yapmakla yetinmemiÅŸ aynı zamanda bunların kanıtlarını, cetvellerini ve tablolarını da hazırlayarak ne kadar büyük bir bilim adamı olduÄŸunu kanıtlamıştır.
Takiyüddin, Sin 1’in kesin deÄŸerini belirleyen ilk matematikçidir.
Ekliptik ve Ekvator arasındaki 23° 27' lık açıyı, 1 dakika 40 saniye farkla 23° 28' 40"olarak hesaplayarak tarihte o zamana kadar ki en doÄŸru tahmini yapmayı baÅŸarmıştır.
Bir gök cisminin yörüngesinden sapma açısını 33° 26' 48" olarak hesaplamıştır ve bu sapma ile günümüzde kullanılan sapma arasında sadece 36 saniyelik bir fark vardır.
GüneÅŸin sapmasını 1° 55' 9.3” olarak bulmuÅŸ ve sadece 2.5 saniyelik bir yanılma yapmıştır.
Sabit yıldızların enlem ve boylamlarını belirlemek için Ay yerine, Ekliptik’e yakın olan Venüs, Aldebaran ve Spica yıldızlarını referans almıştır.
Meridyenler arası zamanı ilk defa ölçen; GüneÅŸ, ay ve yıldızların doÄŸuÅŸ yerlerini, enlem boylam ve eÄŸim metotlarını ilk defa ortaya koyan yine Takiyüddin’den baÅŸkası deÄŸildir.
Kendi gözlemleriyle yaptığı GüneÅŸ ile ilgili hesaplamalar, 16. yüzyılda dünyadaki en baÅŸarılı ve doÄŸru çalışmalar olarak kabul edilmiÅŸtir.
Işığın yansıması ve kırılması sonucu renklerin oluÅŸtuÄŸunu açıkça belirten ilk tatmin edici açıklamayı Isaac Newton’dan 200 yıl önce yapmıştır.
Takiyüddin, Kitâbu Nûr-i Hadakati’l-Ebsâr ve Nûr-i Hadakati’l-Enzâr (Göz ve Bakış Bahçelerinin Işığı Üzerine Kitap) adlı eserinde:
“Uzakta bulunmaları nedeniyle görülemez olan eÅŸyayı ince ayrıntılarıyla gösteren ve ortalama uzaklıkta bulunan gemilerin yelkenlerini tek bir gözle baktığımızda görebileceÄŸimiz, daha önce Yunanlı bilginlerin yaparak Ä°skenderiye Kulesi’ne yerleÅŸtirdiklerine benzer bir mercek yaptım” demiÅŸtir.
Takiyüddin’in sözlerinden bu aletin bir teleskop olduÄŸunu söyleyebiliriz ancak teleskopun ilk kez ortaya çıkışı 1600’lü yılların başında olmuÅŸtur. Astronomik amaçlı ilk kullanımı ise 1609 yılında Galileo ile olmuÅŸtur.
Takiyüddin ise bu eseri 1574 yılında kaleme almıştır. Eserin yazılış tarihi ve teleskopun ilk defa kullanılma tarihi göz önünde bulundurulursa Takiyüddin’in yaptığı aletin bir teleskop deÄŸil, daha eski tarihlerde “gözlem borusu” olarak bilinen ve kullanılan optik bir alet olduÄŸu daha mantıklı bir açıklama olacaktır.
“Astronominin, bilimin ve dünya bakış açımızın geliÅŸimi üzerinde büyük bir öneme sahip olan kendi zamanının en parlak astronom ve bilim adamlarından birisi” olarak gösterilen Danimarkalı Tycho Brahe, birisi kendi çağının en büyük rasathanesi olmak üzere iki tane rasathane inÅŸa etmiÅŸtir. Bu rasathaneleri inÅŸa ederken ise Ä°slam dünyasının iki önemli rasathanesinin etkisinde kalmıştır: Semerkant’taki UluÄŸ Bey Rasathanesi ve Osmanlı Devleti’nin Takiyüddin Rasathanesi..
16. yüzyılın iki önemli astronomu ve bilim adamı olan Takiyüddin ve Tycho Brahe, yaptıkları çalışmalarla sürekli karşılaÅŸtırılmıştır.
Önemli bilim tarihi otoritelerinden olan Prof. Fuat Sezgin’in konuyla ilgili görüÅŸü ÅŸöyledir:
“Takiyüddîn'in rasathanesinde kullanılan âletler¸ MeraÄŸa Rasathanesi'nde kullanılan âletler örnek alınarak yapılmıştı. Brahe tarafından kurulan rasathanenin âletleri de MeraÄŸa Rasathanesi'nden alınmıştı. Takiyüddin'in kullandığı âletlerle Brahe'nin kullandığı âletler arasında büyük benzerlik vardır. Avrupalılar maalesef Brahe'nin 10 âleti birden icat ettiÄŸini savunma garabetine girmektedirler. Hâlbuki bir insan 10 âleti birden bire icat edemez ki! Brahe bunların üçünü Takiyyüddîn'den¸ yedisini MeraÄŸa Rasathanesi'nden öÄŸrenip tatbik etmiÅŸtir.”
Konuyla ilgili yine önemli isimlerden olan Prof. Muammer Dizer’in görüÅŸü ise ÅŸöyledir: “Brahe ve Takiyüddin'in âletleri arasında ÅŸayanı hayret derecede bir benzerlikle karşılaşıyoruz. Tycho çok sayıda gözlem aracı yapmış ise de¸ birçoÄŸunu (Batlamyus'un) Almageste'de söz edilen âletlerle aynı grupta toplamak mümkündür. Böylece geriye 1-2 özgün gözlem aracı kalmaktadır. Takiyüddin ise¸ her gruptan birer âlet yapmıştır.”
Bazı kaynaklarda tersi söylense de Tycho Brahe de, Takiyüddin’in eserlerini okuduÄŸunu ondan ilham aldığını ve baÅŸarılarının önemli kısmını ona borçlu olduÄŸunu 1598’de yazdığı “Astronomiae Instauratae Mechanicae” (Gözden GeçirilmiÅŸ Mekanik Astronomi) isimli eserinde dile getirmiÅŸtir.
Brahe’den daha kesin ve hassas tespitler yaptığı, çalışmalarında daha baÅŸarılı olduÄŸu otoriteler tarafından da kabul edilen Takiyüddin; Türklerin bilimle ilgilenmediÄŸi, “kalem ehli deÄŸil sadece kılıç ehli” oldukları görüÅŸünün doÄŸru olmadığını kanıtlayan, OrtaçaÄŸ Ä°slam Dünyası’nın seçkin isimlerinden birisi olmayı baÅŸarmıştır.
Ä°nsanlık tarihine yeni fikirler ve buluÅŸlar getiren, pek çok mekanik alet ve astronomik ekipmanlar icat eden nadir bir dâhi ve Ä°slam dünyasının bilinen son büyük bilim adamı olarak gösterilen Takiyüddin, 1585 yılında öldüÄŸü güne kadar çalışmalarını sürdürmeye devam etti.
Takiyüddin; 821 Türkçe, 414 Arapça ve 102 Farsça olmak üzere toplam 1337 eser meydana getirmiÅŸtir. Eserlerinin bazıları BoÄŸaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem AraÅŸtırma Enstitüsü'nde, bazıları da hâlâ Kahire ve Ä°ngiltere’deki kütüphanelerde yer almaktadır. Kandilli Rasathanesi ve Deprem AraÅŸtırma Enstitüsü’nün UNESCO ile birlikte yürüttüÄŸü “Memory of the World” adlı proje kapsamında Takiyüddin’e ait eserler de CD üzerinde kataloglanmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.