Akif Emre'nin Arşivinden: Hangi kadın hakları ?
Follow @dusuncemektebi2
Türkiye''de kadın sorunu başlı başına bir gündem maddesi olarak her geçen gün daha da ağırlığını hissettirerek konuşulur hale geldi. Bunun temel nedeni de gündeme geliş biçiminde yatıyor zaten: "kadın hakları."
Bir zamanlar kadının eÅŸitliÄŸini saÄŸlamaya yönelik modern projenin feminist söylemden esinlenen kadın hakları çerçevesinde kadının özgürlüÄŸü, kadının kamusal alana çıkışı, kadının kim''liÄŸini keÅŸfi gibi baÅŸlıklara "indirgeyen" sloganlarla "erkek egemen" toplumda egemenlik savaşına hazırlanıyor. Nedense eÅŸitlikten çok hak arama, ya da "egemenlik savaşımı" daha bir gündemde kadın kuruluÅŸları açısından.
Bu arada islami kesimler arasında da kadın gündemdeki yerini almakta gecikmedi. Müslüman kadın söylemi geliÅŸtirilirken iki tür tavır hemen öne çıkıyor; ya feminist jargonu doÄŸrudan kopye edilerek islami bünyeye monte eden bir retorik, ya da erkek gözüyle kadın için geliÅŸtirilmiÅŸ kadın söylemi dikkat çekiyor..
Bunun en tipik iki örneÄŸi baÅŸörtüsü ve kadınların siyasete girip girmemeleri tartışmalarında kendini gösteriyor.
BaÅŸörtüsü yasağının ilk defa kitleselleÅŸmeye baÅŸladığı daha doÄŸrusu böylesi bir yasağı gerekli kılacak sayıda baÅŸörtülünün üniversitelerde dikkat çekmeye baÅŸladığı 80''li yıllardan itibaren kadınların Ä°slami kesimde daha bağımsız bir dil geliÅŸtirmeye baÅŸladığı görülür. Bu durum, baÅŸörtülü kadınların kendi haklarını kendilerinin araması ve daha bağımsız bir kimliÄŸe dönüÅŸtürülmesinin kilometre taşı sayılır.
Müslüman kadınlar arasında kadın hakları kavramı geliÅŸirken ödünç alınan feminist jargon hâlâ etkinliÄŸini sürdürüyor. Otantik olarak insanı kadın ve erkek olarak bir bütün olarak almaktan çok, kadın erkek çeliÅŸkisine tarihi kökler arayan feminist söylemin etkisi gittikçe hak arayıcı Müslüman kadınlarda hissedilmeye baÅŸladı.
Geleneksel yapının eleÅŸtirisinden hareketle tarihsel bir mücadele çerçevesi çizen, "kadın kimilÄŸi" gibi ucube bir kavrama dönüÅŸtüren ve bu kavramsallaÅŸtırmanın felsefi temellerini sorgulamaktan mahrum Müslüman kadınların acelecelikleri bizzat kadın konusunu çarpıtmaktadır.
Öte yandan, kadınlara yönelik yapılan resmi/modern dayatmalara karşı çıkarken kadını baÅŸörtüsü sornuyla sınırlı tutan ve çoÄŸunlukla erkeklerin bakışını yansıtan bir söylem de baÅŸka bir uç noktada durmaktadır.
Tartışmalar ne yönde seyrederse seyretsin ÅŸu durum kesin, önümüzdeki dönem Ä°slam kimliÄŸinin en belirgin ifadesi kadın etrafında yoÄŸunlaÅŸacaktır. Bir yanda Müslümanlar kadına karışı bakış açılarını yeniden gözden geçirmeye zorlanırlarken diÄŸer taraftan bizzat "kadın savunuculuÄŸu" ile mücadele etmek durumunda kalacaklar.
Kadını ezeli erken kadın zıtlaÅŸmasının maÄŸdur öznesi gören felsefi çerçeveye sıkıştırmakla, kadını, modern dünyada karşı karşıya olduÄŸumuz genel insanlık durumunun bir parçası olarak görmek ve bunun felsefi temellerini oluÅŸturmak arasında tercih yapmak zorunda kalacak birer kadın ve erkek olarak Müslümanlar..
Kadınlar günü nedeniyle yapılan açıklamalarda kadın üzerine Ä°slami düÅŸünüÅŸ ve davranış kalıplarından özellikle kaçınılarak seçilmiÅŸ ifadeler hemen dikkati çekiyor. Ä°slam kültürünün kadın çerçevelediÄŸi kadın imajının yerini tümüyle kadının toplumsallaÅŸmasına indirgeyen bir söylem egemen durumda.
"Modern dünyada kadının tek sorunu toplumsallığı mıdır?" Bu soruyu sorma cesaretini göstermeden kadın sorununa kenidmize özgü bir ifade geliÅŸtirmemiz mümkün deÄŸildir.
Henüz yorum yapılmamış.