Sosyal Medya

Hayvan Severlik ve Kötülük

Doğal yaşam alanı gasp edilen kedi, köpek, börtü böcek; toprak üstünde yahut şehirde bir başka mekanı mesken edinmiş, lakin orada da ya sokak hayvanı ya haşerat muamelesi görmüş, insan tarafından öyle ya da böyle soykırıma uğramıştır. Sahiplenilen birkaç kedi köpek güya elitist, ayrıcalıklı, görece rahat bir hayat yaşar. Gel gör ki herhangi bir hayvanın yaşamak üstüne emeli bu olmasa gerektir.



Ä°nsan, katışıksız kötülük baÄŸlamında tıpkı hayvanlar gibi kendi türünü de öldürebilen, yok edebilen bir varlıktır. Öldürmek eyleminin coÄŸrafya, din, ırk, inanış, ideoloji ve benzeri aidiyetlerle bir alakası olmadığı gibi tür, cins, familya gibi ayırt edici tercihleri de yoktur. Yani durduk yere bir köpeÄŸi öldürebilen bir insanı da öldürebilir, bir kurbaÄŸaya iÅŸkence edebilen aÄŸaç kesmekten, hatta bir ormanı yakıp yok etmekten çekinmez. Ä°nsan yaÅŸamını önceleyen türden hassasiyetlerde acı vermek, öldürmek, yok etmek skalasında pek baÄŸlayıcı görünmez. Kendi türüne ait özerk bir algıya sahip insanların ‘cana geleceÄŸine mala gelsin’ ÅŸeklindeki deyimleri can taşıma liyakatini sadece insana izafe etmeleri dolayısıyla iki alternatiften birini tercih etmek gibidir. Ve hatta böyle bir durumda kastedilen can bir baÅŸka insan deÄŸil kendi canı olsa gerektir ki hayatını korumak için yonga bildiÄŸi malı feda etmekten çekinmez.
 
Kötülük çeÅŸitlemelerinin nadide örneklerinin ardına düÅŸmek amacıyla hayvan hakları yahut canlılara yönelik ÅŸiddet vurgusu için Ä°spanya’nın bilmem hangi ÅŸehrinde bir boÄŸa güreÅŸi arenasına gitmeye gerek yoktur. Burada, yaÅŸadığımız topraklarda da insan denen canlının kendi türü ve tüm diÄŸer canlılara ne ÅŸedit davrandığını, nasıl bir ÅŸiddet sergilediÄŸini müÅŸahede etmek mümkündür.
 
Öldürmek, yok etmek, soykırıma uÄŸratmak sonucuna ulaÅŸan tüm kötülükler aslında daha fazlasına sahip olmaya yoÄŸunlaÅŸan aynı hırsın ürünüdür. Bizler, bu yok etme süreçlerinin ancak son kısmını görürüz. Oysa tüm o sonuçlar baÅŸtan tasarlanmış ve uygulamaya konmuÅŸtur. Åžöyle ki ismi halihazırda Haramidere olan bir semt, dere olma özelliÄŸini çoktan kaybetmiÅŸtir ama haramiden de yoksun deÄŸildir. Ä°ÅŸe koyulduklarında bizzat insan yaÅŸamını hedef alan bu Haramidere haramileri, derenin üstüne beton boca etmiÅŸ; dolayısıyla akmakta olan dereden istifade eden, yararlanabilecek olan bilcümle nesillerin kullanım hakkını gasp etmiÅŸ, yetmemiÅŸ içindeki balık, kenardaki kurbaÄŸa, civardaki yengeç demeden dereyi ve toprağı kurdun, kuÅŸun, börtü böceÄŸin, kedi ve köpeÄŸin kullanımından çıkarmıştır.
 
DoÄŸal yaÅŸam alanı gasp edilen kedi, köpek, börtü böcek; toprak üstünde yahut ÅŸehirde bir baÅŸka mekanı mesken edinmiÅŸ, lakin orada da ya sokak hayvanı ya haÅŸerat muamelesi görmüÅŸ, insan tarafından öyle ya da böyle soykırıma uÄŸramıştır. Sahiplenilen birkaç kedi köpek güya elitist, ayrıcalıklı, görece rahat bir hayat yaÅŸar. Gel gör ki herhangi bir hayvanın yaÅŸamak üstüne emeli bu olmasa gerektir.
 
Sonuçta yavrulayan bir köpek, insanın ÅŸefkat ihtiyacını gidersin, duygu kölesi olsun diye evlat yetiÅŸtirmez. Ä°nsan da sokakta bulduÄŸu bir hayvanı kötü yola düÅŸmüÅŸ addedip kurtarmış, sahiplenmiÅŸ olmaz. Hem sahiplenmek diye anılan muhtemelen bir kuÅŸun kafeslenmesi, bir köpeÄŸin eve hapsedilmesi, bir kedinin özel kafes içinde taşınıp hayattan koparılması; kimle oynaÅŸacağına, kimle çiftleÅŸeceÄŸine karar verilmesi, adam akıllı tembelleÅŸtirip, miskinleÅŸtirip insana muhtaç hale getirilmesi, hasılı bilinçli ÅŸekilde türünün istidadını kaybetmesinin saÄŸlanması olsa gerektir. Aristo bunu atın ahlakının iyi bir at olması, koÅŸması, at özellikleri göstermesi olarak tarif eder. Yani atlığı en iyi ÅŸekilde yerine getirmek hem bizzat atın erdemindendir hem de yetkinliÄŸindendir. (Nikomakhos’a Etik, Çev: Zeki Özcan, Sentez Y, 2014 Ankara) Aynı erdem ve istidat tüm diÄŸer hayvanlar, canlılar için de geçerlidir. DoÄŸasından koparılan her varlık yaÅŸamdan koparılmış demektir. Bu bakımdan gerek sahiplenme, gerekse kedi köpek, böcek vs. hayvanı ticaret malı bilip meta olarak kullanma, hayvan istismarının daniskasıdır.
 
Ä°yilik gibi kötülük de gökten zembille inmez. KiÅŸilerden, kurumlardan, insanlardan görülerek, duyularak, bilinerek öÄŸrenilir. Birçok kötülüÄŸe ana sebep olarak, üstüne kötülük tanımı yapılmaması, aksine iyilik olarak lanse edilmesi ve insanlar tarafından öyle algılanması, dahası kötülüÄŸün / kötülüklerin sınırlarının belli olmaması gösterilebilir. Oysa kiÅŸisel kabullere göre ÅŸekillenen bir kötülük yoktur. Toplumun benimsemesi, göÄŸsünde karşılaması, kanıksaması ve dahi iÅŸtirak edebilmesi vardır. Yazıktır ki bu toplum fevkalade iÅŸtirakçi bir toplumdur.
 
Müellif: Ä°shak Koç /milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.