Özel / Analiz Haber
Türkiye'de Üniversite Eğitimi Bir Felsefeye Sahip Mi
Follow @dusuncemektebi2
Durmuş Günay’ın Türkiye’deki üniversite eğitimini enine boyuna incelediği iki kitabında konuyu hem tarihi süreç içindeki gelişimi hem de felsefi açıdan inceliyor. Kemal Kahraman yazdı.
Büyüyen Ay yayınları, AraÅŸtırma – Ä°nceleme dizisinden önemli iki kitap çıkardı. Prof. Dr. DurmuÅŸ Günay tarafından yazılan eserler, Üniversite Felsefesi ve Türkiye’nin Üniversite Sorunu – Trajik Bir Yolculuk adını taşıyor. Günay uzun yıllar çeÅŸitli üniversitelerde öÄŸretim üyesi olarak görev yaptı. Ä°ki dönem YÖK üyeliÄŸinde bulundu. Makine üzerine profesör olmakla birlikte bilim tarihi ve felsefesi konularında önemli çalışmalara, makale ve konferanslara imza attı. Özellikle üniversite sistemini bütün yönleriyle ele alan çalışmalarıyla tanınıyor. Åžimdi bu konularda iki kitabıyla karşımızda.
Üniversitelerde felsefe dersleri okunabilir ama üniversitenin bir kurum olarak bizatihi felsefeye konu olması çok rastlanan bir ÅŸey deÄŸildir. Bunun için ülkemizde ve dünyada üniversitenin tarihsel geliÅŸimini enine boyuna incelemek, kültür, inanç ve düÅŸünce dünyamızdaki yerini algılamak gerekiyor. DurmuÅŸ Günay Üniversite Felsefesi ve Türkiye’nin Üniversite Sorunu adlı eserlerinde tam da bunu yapıyor.
Batı ve Ä°slam dünyasının kendine özgü bir bilim ve eÄŸitim tarihi vardır. Yüzyıllar içinde bu iki dünyanın birbiriyle kesiÅŸme ve ayrışma noktaları var. Ne de olsa bilim ve felsefenin evrensel boyutları kültür ve medeniyetler arasındaki alışveriÅŸin bir sonucudur. Bilginin meÅŸalesi adeta elden ele, ÅŸehirden ÅŸehire, kıtadan kıtaya dolaÅŸarak tarihsel yolculuÄŸuna devam etmektedir. DurmuÅŸ Günay biraz da bu yolculuÄŸun izlerini sürerek bize bir özet sunuyor, günümüze kadar getiriyor.
Felsefenin temelleri Antik Yunan’a kadar giderken üniversite kurumu bir sistem olarak geriye Nizamiye Medreseleri’ne kadar uzanıyor. OrtaçaÄŸ boyunca Ä°slam dünyasında ilim merkezlerinde dolaÅŸtıktan sonra Batı dünyasında bugünkü formuna doÄŸru evrilmeye baÅŸlıyor. DurmuÅŸ Günay karşılaÅŸtırmalı bir yaklaşımla tarihsel geliÅŸimi verdikten sonra bugünkü üniversite felsefesini irdelerken sorgulayıcı bir yaklaşım sergiliyor.
Ülkemizde Darülfünun’dan bu yana yaÅŸanan geliÅŸmeleri ele alırken yaÅŸanan sorunlar üzerinde duruyor. 1933 ve 1981’de uygulanan en önemli üniversite reformlarının temel özelliÄŸi, mevcut siyasi sistemi destekleme beklentisi üzerine oturmaktadır. Oysa üniversitelerin en çok ihtiyacı olan ÅŸey bilimsel özerkliktir. Bu üniversitenin yönetimle olan iliÅŸkiyle ilgilidir. Bir de kurumun kendi içindeki sorunları vardır ki bunlar iÅŸin esasını teÅŸkil etmektedir. Bu da zihniyet ve felsefe ile ilgilidir.
“Aktarma sistemlerle iÅŸi götüremeyiz”
DurmuÅŸ Günay, zihniyetle ilgili sorunları ele aldıktan sonra çözüm önerileri üzerinde yoÄŸunlaşıyor. “Aktarma sistemlerle iÅŸi götüremeyiz” diyor ve devam ediyor: “Üniversite, kendimiz tarafından ortaya konulan bir felsefi zemin üzerinde inÅŸa edilmeli ve yönetilmelidir. Bilim felsefesi, eÄŸitim felsefesi ve kamu hizmetine dair felsefe göz önüne alınmalıdır. EÄŸitim kadar kendini merkeze alması, kendi toplumuna dokunması ve kendi kültüründen beslenmesi gereken baÅŸkaca bir kurum yoktur. Kendince olmak, Dünyadan soyutlanmak anlamında deÄŸildir. Bütün kültürler kaçınılmaz olarak birbiriyle alışveriÅŸ içindedir.(…) Üniversite, bir ucunu kendi bulunduÄŸu yere batırıp öteki ucu evrensel boyuta kadar helezonvari geniÅŸleyen Mevlana pergeli gibi yürütülmelidir.”
“Felsefeye dayanmak bir sistem kurmaktır. En uçtaki ayrıntı bile üniversitenin dayandığı felsefenin uzantısı olarak tasarlanmalıdır. Fakülteler, bölümler, müfredat, terminoloji, hepsi bir anlam bütünlüÄŸü içinde olmalıdır. AraÅŸtırma ve eÄŸitim bir felsefi sisteme göre yapılmalıdır.”
“EndiÅŸe verici olan, akademik camianın büyük bir kesiminin, yükseköÄŸretimin felsefi bir sistem olarak tasarlanması konusunda kaygı çekmemesidir.”
“Türkiye’nin baÅŸaramadığı en önemli konu eÄŸitim ve yükseköÄŸretim meselesidir. Türkiye’nin eÄŸitim ve yükseköÄŸretim sistemini tasarlayacak, kendi düÅŸünürlerine, filozoflarına acil ihtiyacı vardır. (…) Türkiye bilim ve teknoloji üretmek ve yüksek düzeyde insan yetiÅŸtirmek durumundadır. Ülkeler arasındaki düzeyin, bilim ve teknoloji üretimi ve yüksek nitelikli insan yetiÅŸtirme kapasitesi ile kıyaslandığı bir dünyada yaÅŸamaktayız.”
DurmuÅŸ Günay, Üniversite Felsefesi’nde daha çok teorik konulara ağırlık verirken, Türkiye’nin Üniversite Sorunu – Trajik Bir Yolculuk adlı eserinde üniversitelerimizin mevcut sorunları, dünyada ve bizde üniversiteler, fakülteler, meslek yüksekokulları, kalite, yeterlik, sınavlar, yardımcı doçentlik gibi konuları karşılaÅŸtırmalı olarak rakamsal verilerle ortaya koyuyor. Ä°ki eser, dünyada ve bizde üniversiteler konusunda el kitabı özelliÄŸi taşıyor.
DurmuÅŸ Günay, Üniversite Felsefesi, 184 s; Türkiye’nin Üniversite Sorunu – Trajik Bir Yolculuk, 316 s.; Büyüyen Ay Yayınları, Ä°stanbul 2019.
Henüz yorum yapılmamış.