Mustafa Karaalioğlu: Neye karşı mücadele verdiğimizi dünya kamuoyuna anlatmak
Follow @dusuncemektebi2
Türkiye, yakın tarihinin en önemli operasyonuna başlarken çapı bu kadar büyük bir girişimin kaçınılmaz zorluklarını da yaşamaya başladı. Müttefiklerimiz dahil dünyanın sempatiyle bakmadığı bir operasyonun politik, diplomatik yükünün ağır olması şaşırtıcı değildir.
Suriye gibi problemli bir dosyada, sahadaki aktörler sona gelindiÄŸini düÅŸünürken Türkiye’nin oyunu yeniden kurması böyle bir mesaiyi elbette baÅŸlatacaktır. Åžimdiden sonra daha ağır ve gergin bir diplomasiye de hazır olmalıyız.
Birçok bilinen nedenin yanında harekat için tek müttefikimiz olan ABD BaÅŸkanı Trump’ın gelgitleri, saçmalama boyutunda mesajları ve fazlasıyla sürprize açık olması gerilimin ana kaynağıdır. Türkiye’nin kararlılığının esnememesi ve böylesine önemli bir harekatın kaderini Trump’ın iki dudağı arasına bırakmaması isabet olacaktır. Çünkü muhatabımız bu imtiyazını kullanmaya fazla istekli ve yaratacağı sonuçları düÅŸünmekten de aciz görünüyor.
Harekat için izin verdikten hemen sonra, kendi tayin ettiÄŸini söylediÄŸi sınırları aÅŸması halinde Türkiye’yi ekonomisini mahvetmekle tehdit etmesi bunun ilk göstergesiydi. Bu saygısız açıklamanın ardından, dün YPG’ye karşı hava harekatının baÅŸladığı saatlerde adını koyarak bu kez de IŞİD’li mahkumların alınmasını ÅŸart koÅŸması baÅŸka bir saygısızlıktı. Türkiye için açık bir milli güvenlik meselesinde desteÄŸi böyle bir ÅŸarta baÄŸlamak iki ülke arasındaki iliÅŸki kalitesini düÅŸüren bir istektir. Üstelik zaten IŞİD’le mücadelede inisiyatif almış bir ülkeden istemek… Ve üstelik Avrupa ülkeleri vatandaşı olan IŞİD’lileri almaktan kaçınırken… Yine de ekonomi tehdidi mi IŞİD ÅŸartı mı daha saygısızca artık önemi yok, çünkü karşımızda böyle ölçüsüz sözlerle sorumlu tutulamayacak bir politikacı bulunuyor.
Hassas bir süreç olduÄŸunu akıldan çıkarmayalım. Sadece askeri boyutuyla deÄŸil, dışarıda diplomatik, içeride de ekonomik unsurları aynı anda etkileyecek çok yönlü bir harekata giriÅŸmiÅŸ bulunuyoruz. Sabır ve soÄŸukkanlılık böyle zamanlarda ihtiyaç deÄŸil mecburiyettir. Aylardır konuÅŸulduÄŸu ve planlandığı için Türkiye’nin kendisini muhtemel risklere karşı hazırlayan senaryoları olduÄŸunu varsayıyoruz. Bu hazırlık ilerleyen günlerde avantaj olacaktır.
Esasen ÅŸimdiden sonra en önemli husus, Türkiye’nin sınırında büyüyen tehdide karşı kesin bir üstünlük saÄŸlamasıdır. ABD, Rusya, Ä°ran ve Avrupa’nın “ne haliniz varsa görün” kabilinden bir tutumla izlediÄŸi harekatın en uygun sürede baÅŸarılması yaÅŸanan tartışmaları geride bırakacak ve kazanan haklı olacaktır. Kazanmak da sadece sahada üstünlük saÄŸlamak deÄŸil, neyi bertaref ettiÄŸimizi dünyaya göstererek tehlikenin çapını sergilemektir. Bu aynı zamanda dünyanın harekatın baÅŸlangıcında esirgediÄŸi meÅŸruiyeti süreç içinde kazandıracaktır.
Türkiye’nin karşı karşıya bulunduÄŸu gerçek denklem de bundan ibarettir. Sayısız analiz ve yorumla arkası kesilmeyen ÅŸartlar ve yaptırım tehditlerinin üstesinden gelmenin tek yolu, harekatın tezlerimizin içerdiÄŸi tehditleri göstermesi ve ortadan kaldırmasıdır.
Henüz yorum yapılmamış.