Sosyal Medya

Cumhuriyetin kuruluşunda Kürtlerin temsil krizi ve çıkarılan yasalar

Osmanlı döneminde elbette ki Kürtleri modern anlamda temsil eden bir takım kurumlar henüz oluşmamıştı; ama bu tür yapılar Türkiye’nin batısında da zaten oluşmamıştı.



Ne var ki, cumhuriyet döneminde Kürtleri temsil etme hakkı, Çankaya’dan tespit edilen, Mustafa Kemal’e baÄŸlılıklarından kuÅŸku duyulmayan ve daha çok Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yönetiminde etkin olan, Mazhar Müfit Kansu, Nafi Atuf Kansu Tahsin BanguoÄŸlu gibi çoÄŸu zaman bölgeyle hiçbir alakası olmayan ve Kürtlerin hiçbir zaman görüp-tanımadığı bazı “makbul” ÅŸahsiyetlere verilmiÅŸtir.
 
Bütün bir cumhuriyet yönetimi boyunca da, Kürtlere gerek sivil alanda gerekse de siyasi alanda kendilerini modern anlamda temsil edecek kurumlarının geliÅŸtirememeleri konusunda büyük baskılar ve yasaklar uygulanmıştır.
 
Yasalar herkes içindi, ama bazıları Kürtler içindi
Cumhuriyetle birlikte yeni rejimin Kürtlere iliÅŸkin bazı önemli yasa ve uygulamalarını ise birkaç cümleyle alt alta verilmiÅŸtir
 
Åžeyh Sait Ayaklanması sırasında çıkartılan Takrir-i Sükûn Kanunu. 3 Mart 1925 tarihinde TBMM'de kabul edilen ve 3 maddeden oluÅŸan Takrir-i Sükûn Kanunu'nun 1. maddesi ÅŸöyleydi:  “Ä°rtica ve isyana ve memleketin nizam-ı içtimaisi (toplumsal düzen) ve huzur ve sükûnu ve emniyet ve asayiÅŸini ihlale bais (bozmaya yönelik) bilumum teÅŸkilât ve tahrikat ve teÅŸvikat ve neÅŸriyatı (örgütlenmeleri, kışkırtmaları, yüreklendirmeleri ve yayınları), hükümet reisi cumhurun tasdikiyle ve re'sen ve idareten men'e mezundur (kendi başına yasaklamaya yetkilidir). Ä°ÅŸ bu ef'al erbabını (bu eylemleri iÅŸleyenleri) hükümet Ä°stiklâl Mahkemesi'ne tevdi edebilir.”
‘Gayet mahremdir’ ibaresi taşıyan 24 Eylül 1925 tarihli Åžark Islahat Planı Kararnamesi.
1587 sayılı kanunla belirlenen “Milli kültürümüze, ahlak kurallarına, örf ve adetlerimize uygun düÅŸmeyen, kamuoyunu inciten adların deÄŸiÅŸtirileceÄŸi” hükmü ile her nasılsa Türkçe olan birkaç köy ve mıntıka ismi hariç olmak üzere, tüm yer isimleri deÄŸiÅŸtirilerek uydurulan bir takım Türkçe adlarla deÄŸiÅŸtirildi.
14 Haziran 1934 tarih ve 2510 sayılı Ä°skân Kanunu’nda açıkça soy ve ırk kelimelerine yer verilmekteydi.
25 Aralık 1935 tarihli Tunceli Kanunu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.