İstanbul Suriçi'nde Yitip Giden 4 Cami ve 1 Mescid
Follow @dusuncemektebi2
İstanbul Çevre, Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği’nin (İSTED) verilerine göre cami ve mescid, kayıtları olmasına karşın, kayıplara karışmış durumda. Haberdeki maksadımız, bu sorumsuzluğa ve şuursuzluğa örnek olması açısından Suriçi’nde yok olan 5 camiyi yakından tanıtmaktır.
Konstantinopolis’in Ä°stanbul’a dönüÅŸmesinin en görünür sembollerinden biridir camilerimiz. Fetihten bu yana irili ufaklı ÅŸehrin her yerine kondurulmuÅŸ camiler ve mescidler ÅŸehrin kimliÄŸini ilk bakışta ele verir. Süleymaniye veya Sultanahmet Camii gibi devasa külliyelerden mahalle mescidlerine varıncaya kadar bu yapıların hemen hemen hepsi hayır sahipleri tarafından inÅŸa ettirilmiÅŸtir. Ancak tarihi süreç içinde Ä°stanbul cami ve mescidlerinin bazıları yıkılmış. Bazıları tabii ÅŸartlara ve afetlere direnememiÅŸ. Bazıları ise Cumhuriyet sonrasındaki imar politikalarının kurbanı olurken bazıları da arsası için yakılmış.
Ä°stanbul Çevre, Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma DerneÄŸi’nin (Ä°STED) verilerine göre sadece Fatih ilçesinde bulunan 281 cami ve mescid, kayıtları olmasına karşın, kayıplara karışmış durumda. Bu tarihi eserlerin 69’u yol ve meydan yapımı sırasında yerel yönetimler tarafından yıktırılmış. 50’si doÄŸal afetler ve felaketler sebebiyle yıkılmış. 20 tanesi de ilgisizlik ve bakımsızlık yüzünden tarihe karışmış. 118 cami ve mescid hakkında kayıtlardaki bilgiler dışında malumatımız yok. Ä°STED bu verilere ilçe müftülüklerinin arÅŸivlerinden ulaÅŸmış.
Bu sorumsuzluÄŸa ve ÅŸuursuzluÄŸa örnek olması açısından Suriçi’nde yok olan 5 camiyi yakından tanıyalım istedik.
1. Galata Yeni Valide Camii (1697)
Ä°stanbul’da yok olan camilerden biri olan Yeni Valide Camii çok tanıdık bir isim tarafından Galata'da yaptırılmış. Ä°smi Üsküdar ile özdeÅŸleÅŸen Valide Sultan Külliyesi’nin banisi, Sultan III. Ahmed ve Sultan II. Mustafa’nın annesi GülnûÅŸ Emetullah Sultan tarafından inÅŸa ettirilmiÅŸ. Hem de Üsküdar’daki külliyeden önce. 1697’de yaptırılan Yeni Camii Tünel Caddesi’ndeymiÅŸ. BulunduÄŸu sokak ismini ondan alarak “Yeni Cami Sokak” olarak isimlendirilmiÅŸ. Caminin tam olarak PerÅŸembe pazarında hırdavatçılar çarşısının bulunduÄŸu alanda olduÄŸu biliniyor. Ancak yol çalışması sebebiyle yıktırılmış. Kitabesinin Vakıflar Genel MüdürlüÄŸü’nün ambarında olduÄŸu kayıtlara geçmiÅŸ. Bu güzide eser tescil edilmiÅŸ olmasına raÄŸmen ihyası için herhangi bir giriÅŸimde bulunulmamış.
2. Fatma Sultan Camii (1727)
CaÄŸaloÄŸlu’nda bulunan bu cami “GümüÅŸhaneli Dergâhı” olarak da biliniyor. Tam olarak ÅŸimdiki vilayet binasının karşısında inÅŸa edilen Fatma Sultan Camii’nden hiçbir iz kalmamış durumda. Sultan III. Ahmed’in kızı Fatma Sultan tarafından yaptırılmış. Fatma Sultan aynı zamanda meÅŸhur sadrazamlardan NevÅŸehirli Damad Ä°brâhim PaÅŸa’nın da hanımı. Önceden burada Terzibaşı Pîrî AÄŸa Mescidi’nin bulunduÄŸu ve bu mescidin harap olmasından dolayı yıkılarak 1727 yılında Fatma Sultan Camii’nin inÅŸa ettirildiÄŸi biliniyor. Kâgir bir yapı olan caminin avize ve kandillerle donatıldığı; imam, hatip ve müezzin tahsis edildiÄŸi kaynaklarda geçmekte. Hatta Diyanet Ä°slam Ansiklopedisi’nde caminin açılışında Åžeyh Yahyâ Efendi’nin vaaz verdiÄŸi ifade ediliyor.
Günümüze harabeleri ulaÅŸan caminin kitabesi de kayıplara karışmış. Cami 1755’te çıkan ve HocapaÅŸa yangını olarak bilinen felakette büyük hasar görmüÅŸ. Yine geriye kalan kısmı 16 Kasım 1808 tarihinde Alemdar Mustafa PaÅŸa’nın ölümüyle ilgili kargaÅŸa sırasında çıkan yangından etkilenmiÅŸ. Bu felaketlerden sonra birkaç defa tamir gören ve yeniden yaptırılan cami 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra farklı bir amaçla kullanılır. 1863-64 tarihinden sonra Ahmed Ziyâeddin GümüÅŸhânevî’nin kurduÄŸu, NakÅŸibendî tarikatının Hâlidî koluna baÄŸlı bir tekkenin merkezi olur. 1925’te tekkeler kapatılana kadar da Ä°stanbul’un en meÅŸhur tekkelerinden biridir.
Yine Ä°slam Ansiklopedisi’ndeki bilgilere göre tekke kapatılınca hizmet dışı kalan cami, yanındaki dergâh binası ve ÅŸeyh meÅŸrutasıyla birlikte bir süre jandarma koÄŸuÅŸu ve deposu olarak kullanılmış. Bu dönemde minaresi de yıkılmış.
1950 yıllarında Türkiye Anıtlar DerneÄŸi’nce ihyâ ettirilecek camiler listesine Fatma Sultan Camii de alınmış ancak bu tasarı gerçekleÅŸmemiÅŸ. 1956-1957 yıllarında “imar” adı altında yapılan kıyımlarda tamamen yıktırılmış. Arsası Defterdarlık tarafından alınarak oto park ve yeÅŸil alan halinde düzenlenmiÅŸ.
3. Karaköy Camii (1903)
Asıl ismi “Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa Camii” olan Karaköy Camii Fatih Sultan Mehmed zamanında yapılmış bir tekkenin yerine inÅŸa ettirilmiÅŸ. 17. yüzyılda Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa tarafından bir mescid inÅŸa edilip, altına da onun masraflarını karşılamak maksadıyla dükkânlar yapılmış. Karaköy Camii tabii ÅŸartlar sebebiyle zamanla harap olunca Sultan II. Abdülhamid, Ä°talyan Mimar Raimondo D Aranco'dan buraya bir cami yapmasını ister. 1903’te inÅŸası biten cami Ä°stanbul'da pek çok örneÄŸi görülen Art Nouveau (Art Nuvo) tarzındaydı.
Mimarisiyle göz kamaÅŸtıran cami, kubbeli ve çokgen bir plâna göre inÅŸa edilmiÅŸ. Minaresi de mimari tarzına uygun olup eÅŸi olmayan bir görünüme sahiptir. Bu estetik mabed adeta Karaköy Meydanı'nın ayrılmaz bir parçası olmuÅŸ kaynaklardan öÄŸrendiÄŸimiz kadarıyla.
Zarafetiyle herkesi büyüleyen bu ahÅŸap cami, 1958’de yıkıldı. Parçaları numaralandırılarak söküldü. Caminin Kınalıada’da tekrar inÅŸa edileceÄŸi söylendiyse de bu söz yerine getirilmedi. Yakın bir zamanda caminin aslına uygun bir ÅŸekilde yeniden yapılacağı duyuruldu ancak proje henüz gerçekleÅŸmedi.
4. Sekbanbaşı İbrahim Ağa Camii
Sekbanbaşı Camii, Unkapanı’ndan çıkarken saÄŸ tarafta Gazanfer AÄŸa Medresesi’nin aÅŸağısında yer alıyordu. Fetihten sonra ÅŸehit düÅŸen Sekbanbaşı Ä°brahim AÄŸa adına inÅŸa edilmiÅŸti. Yapılış tarihinin 1496-97 olduÄŸu tahmin ediliyor. Kaynaklarda verilen bilgilere göre caminin yapıldığı yerde eskiden harap olmuÅŸ bir kilise mevcuttu. Sekbanbaşı Ä°brahim AÄŸa Camii’nin 19. yüzyılda çıkan yangınlarda harap olduÄŸu ve 1838’de Sultan II. Mahmud’un ikballerinden Sultan Aziz’in annesi Pertevniyal Sultan tarafından yeniden inÅŸa ettirildiÄŸi kayıtlara geçmiÅŸ.
Ä°stanbul mimarisinde büyük kıyımların yaÅŸandığı 1940’lı yıllarda cami, yol çalışmalarına kurban edilir. Åžehircilik uzmanı Henri Prost’un projesi olan, Atatürk Bulvarı’nın yapımı sırasında tamamen yıktırılır (1943). Semavi Eyice bu yapıyı en son gören ve üzerinde çalışma yapanlardan birisiydi.
5. Millet Kütüphanesi Mescidi
Fatih, Fevzi PaÅŸa Caddesi ile Macar KardeÅŸler Caddesi’nin kesiÅŸme noktasında bulunan medrese 1701 yılında Åžeyhülislâm Erzurumlu Seyyid Mustafa Efendi tarafından yaptırılmış. Yapının sol tarafında fevkânî mescid ve dershane mevcuttu. On iki pencere ile aydınlanan Mescid’i medresenin içinde yer almaktaydı. Kaynakların belirttiÄŸine göre mescidin mihrabı da vardı.
20. asrın baÅŸlarında harap vaziyette olan medresenin yıkılarak yerine park yapılması düÅŸünülmüÅŸ, fakat Ä°stanbul Muhibleri Cemiyeti’nin teÅŸebbüsü ve Evkaf Nâzırı Åžeyhülislâm Mustafa Hayri Efendi’nin itirazıyla tamir ettirilerek yok olmaktan kurtarılmış (1916). Kütüphanesinde Feyzullah Efendi’nin vakfı olan 2189 yazma eser mevcut olan medrese, Cumhuriyet’ten sonra Ali Emiri Efendi’nin de kitaplarını bağışlamasıyla halka açık bir kütüphaneye dönüÅŸür. Böylece mescidi ortadan kalkar.
Müellif: Nihan Su
Henüz yorum yapılmamış.