Ahmet Taşgetiren: Ey her türlü görünür olanlar! Kendinize bir kere daha bakmanın size kaybettireceği bir şey yok
Follow @dusuncemektebi2
Ä°slam bir deÄŸerler manzumesidir.
Ä°nsanla somutlaşır, ete kemiÄŸe bürünür, görünür olur.
Ä°nsan bir kelime-i ÅŸehadetle Ä°slam dairesine girer. Ama Kur’an ifadesiyle “imanın kalblere nüfuzu” diye bir ÅŸey vardır ve o hemen gerçekleÅŸmez. Bir yolculuk gerekir. Yolculuk, Müslümanlığına emek vermek, içe sindirmek, özümsemek, davranışlara samimiyetle yansıtmaktır.
Ä°slam tek insanda nasıl görünür, kendini “Müslüman” diye tanımlayan toplumda nasıl görünür, Ä°slam hassasiyetiyle bir araya gelen ve “Cemaat” diye tanımlanan yapılarda nasıl görünür, cami cemaatinde nasıl görünür, tarikat haline gelmiÅŸ hallerde nasıl görünür, siyaset içinde nasıl görünür, iktidar olunduÄŸunda nasıl görünür, muhalefet olunduÄŸunda nasıl görünür, medya dilinde, haberlerde, manÅŸetlerde, köÅŸelerde nasıl görünür, aile içinde eÅŸler arasındaki iliÅŸkilerde anne – baba evlat arasındaki iliÅŸkilerde nasıl görünür?
Bu soruların tamamı, Ä°slam’ın deÄŸer yargılarının ete kemiÄŸe bürünebilme – bürünememe durumuna göre farklı cevaplanacaktır.
KuÅŸkusuz her kiÅŸi, ya da kurum kendi Müslümanlığının hesabını verecektir. Nerede? Ä°slam’ın “O gün” diye tanımladığı ortamda. Allah’ın huzurunda.
Aslında Ä°slam, insana “Allah’ın huzurunda yaÅŸama hassasiyeti” kazandırmayı da ister. Çünkü öyledir hayat Ä°slam inancına göre. “Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir.”
Ä°nsanla Ä°slam arasındaki mesafe açılması, bu noktada bilinç aşınmasına paralel olarak büyür. Ä°nsan Allah ile iliÅŸkiyi unutur.
Ä°slam’ın insanlığa sunduÄŸu deÄŸer yargıları eÄŸer insanlık için mükemmeliyeti ifade ediyorsa, insanlığın “erdem” diye bildiÄŸi ölçülerden oluÅŸuyorsa, -ki öyledir- Müslümanların bu ölçülerde arasına giren her mesafe, onları izleyenlerde negatif bir algı oluÅŸturur.
Hele Ä°slam’a dair bilgisi son derece sınırlı insanlarda bu, negatif bir Ä°slam bilgilenmesine yol açar: Dünya insanlarında veya Ä°slam ülkelerinin yeni nesillerinde.
Ülkemiz, “Ä°slam adına” görünülürlüÄŸün arttığı bir süreci yaşıyor. “Ä°slami görünülürlük” ifadesini bilerek kullanmadım. “Ä°slam adına”lık tam da “islami”liÄŸi ifade etmiyor olabileceÄŸi için.
Zaten dışardan bakanların “Ä°slam buysa…” diye baÅŸladığı cümleler, mevcut görünülürlükten yola çıkıp negatif yargıya yöneliÅŸin ilk basamaklarıdır.
Böyle bir ifade ile karşılaÅŸtığınızda ne yaparsınız? “Yok canım, diye baÅŸlarsınız, Ä°slam bu deÄŸil, Ä°slam serapa güzelliktir” diye devam edersiniz.
Ama peÅŸinden sorular gelir:
-Neden peki, Ä°slam güzellikse insan para ile buluÅŸtuÄŸunda güzellik kalmıyor? Ä°ktidarla, ya da her türlü güçle buluÅŸtuÄŸunda güzellik kalmıyor, “Ä°slam’a hizmet için” bir araya geliÅŸler zaman içinde neden pörsüyor, kiÅŸisel iktidar arayışlarına dönüÅŸüyor, neden neden?
Åžunu sorabiliriz:
-Ä°nsanlar yola çıkarken bu tür görüntü sapmalarını hesap etmiÅŸler miydi, tam da böyle bir insan, grup, topluluk mu olmak istemiÅŸlerdi, yoksa yolda karşı karşıya kalınan yürek sınavlarında mı savruldular, savruluyorlar?
Åžunu da sorabiliriz:
-Ä°nsanlar hayattaki yolculuk içinde kendi kendileri ile Ä°slam ölçüleri arasındaki iliÅŸkinin hangi boyutlara evrildiÄŸine bakmazlar mı, ortaya çıkan açı farklarını nasıl içlerine sindirirler, nasıl bir savunma geliÅŸtirirler ve o savunmaların ilahi Huzurda da kabule ÅŸayan olacağına nasıl inanırlar?
Aslında herkes duyarlı olmalıdır. “Din samimiyettir.” Allah ile iliÅŸkide samimiyet, Kur’an ile iliÅŸkide samimiyet, Peygamber ile iliÅŸkide samimiyet… Bunların tamamı da Müslümanlığımızın samimi olmasıdır.
Burası her insanın kendi hesap defterinin mündericatıdır.
Bir de yanlış görünülürlüklerin insanların yüreÄŸinde açacağı yaranın vebali vardır. “Müslüman kimliÄŸi” üzerine yüklenen bir yalan yüzünden, bir adaletsizlik yüzünden, bir iki yüzlülük, samimiyetsizlik yüzünden, bir çıkarcılık yüzünden, bir çamur medya dili yüzünden, bir nefis höykürmesi yüzünden….. dünyanın herhangi bir ülkesindeki insan, bizim ülkemizdeki bir genç, dudak büktü, “bu mu?” dedi, yüreÄŸi burkuldu, üzüldü, yıkıldı…
Pek çok dindar anne – babayı dinledim, kendi çocuklarının yüreklerindeki sancıyı anlatıyorlar, araya giren mesafeden ürküyorlar… Hani “kızların kıyafeti ÅŸöyle deÄŸiÅŸiyor, böyle deÄŸiÅŸiyor”dan öte bir ÅŸeyden bahsediyorum. O ayrı bir kategori… Annelerinin babalarının samimiyetine inanıyor olmasalar daha baÅŸka yıkılacaklar. “Dava” diye bir ÅŸeyi konuÅŸamıyor babalar artık evlatlarıyla.
Ey her türlü görünür olanlar! Kendinize bir kere daha bakmanın size kaybettireceÄŸi bir ÅŸey yok.
Karar
Henüz yorum yapılmamış.