Sosyal Medya

Müslümanlar Batının Ortadoğu üzerindeki egemenliğinin sona ereceği öngörüsüyle hareket etmeli

Ortadoğu, jeokültürel açıdan sadece İslam'ın değil, taraftarları olan üç büyük dinin de tarihsel merkezi durumundadır. Bu özelliğiyle Ortadoğu, dinler, medeniyetler ve güçler arası ilişkilerde daima ağırlık noktası olma özelliğini koruyacaktır.



ZEKÄ° SAVAÅž - TÄ°ME TÜRK
 
OrtadoÄŸu, ihtiva ettiÄŸi jeopolitik ve jeoekonomik özellikler bakımdan da medeniyetler ve süper güçler açısından daima doÄŸrudan veya dolaylı olarak egemenlik savaÅŸlarının odağı olmuÅŸtur ve 21. yüzyılda da bu durum deÄŸiÅŸmeyecektir.
 
19. yüzyılda Küçük Kaynarca AntlaÅŸmasını müteakiben OrtadoÄŸu'ya yönelen Batı ilgi, Ä°srail devletinin kurulmasıyla Hristiyan ve Yahudilerin bu bölgede siyasi etkinlik kurmaları ve bölgeyi büyük ölçüde önce doÄŸrudan ve sonra da dolaylı denetim altına almalarıyla sonuçlanmıştır. Ne var ki, bu müdahalelerin yol açtığı kimlik bunalımı, kaynakların yaÄŸmalanması, OrtadoÄŸu politikalarının egemen güçler tarafından yönlendirilmesi, OrtadoÄŸu'yu daima yeni geliÅŸmelere aday muharrik bir bölge haline de getirmiÅŸtir.
 
Afroavrasya dünya ana kıtası merkezinde yer alan OrtadoÄŸu'nun müÅŸarün ileyh üç özelliÄŸinden ötürü, bu bölgede meydana gelebilecek her türlü esaslı deÄŸiÅŸimin, ÅŸu veya bu ÅŸekilde dinler, medeniyetler ve güçler arası dengeleri deÄŸiÅŸtirecek özelliÄŸe sahip olduÄŸu bir gerçektir.
 
OrtadoÄŸu'da egemen din Ä°slam olduÄŸuna göre, bu bölgede meydana gelebilecek her türlü geliÅŸmenin bir tarafının da Müslümanlar olması muhakkaktır. Mekan ve  insan arasındaki zorunlu iliÅŸki mucibince, OrtadoÄŸu'nun geleceÄŸiyle Ä°slam ve Müslümanların geleceÄŸi kaçınılmaz olarak birbirine baÄŸlıdır.
 
Ä°slam dünyası, OrtadoÄŸu ile sınırlı deÄŸil ama; Kabe, Mekke, Medine ve Mescid-i Aksa'nın yer aldığı OrtadoÄŸu, Ä°slam dünyasının merkezidir.  Bu merkezde yer alıp dini, tarihi ve Ä°slam medeniyetinin teÅŸekkülü açısından öncü güç özelliÄŸini kazanan üç millet vardır: Araplar, Türkler ve Farslar.
 
Asr-ı Saadet, Emeviler, Abbasiler, Fatımiler ve Endülüsler zamanı, Arapların öncü güç olduÄŸu dönemlerdir. Arkasından Selçuklular ve Osmanlılar dönemiyle Türkler ve yine bu dönemlerde Ä°ran'da Farsların öncülüÄŸünde geliÅŸen devletler ile Türkler ve Farslar öncü ve tayin edici güç durumuna gelmiÅŸtir.
 
OrtadoÄŸu'nun kadim milletlerinden olan Kürdler ise, gah Türklerin yanında gah Arapların yanında gah Farsların yanında yer alarak esasen daima öncü güç olan kavimler arasında yer almışlardır. Ne var ki, Kürdler ayrı bir bahis konusu olan nedenlerden ötürü patent sahibi olamamışlardır. Eyyubi Devleti hariç, Kürdler daima küçük kardeÅŸ olmuÅŸ ve isimsiz kahraman rolünü oynamıştır.
 
OrtadoÄŸu'ya egemen olmak isteyen güçler, dinler ve medeniyetler, bu tarihi gerçeÄŸi doÄŸru okuyarak bölgeye nüfuz aÅŸamasında adı geçen üç büyük kavmin arasında güvensizlik duvarı örmüÅŸlerdir. Üç kavimle Kürdler arasında da ikinci bir güvensizlik duvarı örülmüÅŸtür. Araplar da yirmi ülkeye bölünerek büyük ve ittihad içinde olan bir kavim özelliÄŸini yitirmiÅŸtir.
 
Uluslar arası iliÅŸkiler zaviyesinden Osmanlı sonrası OrtadoÄŸu üzerinde uygulanan siyasetler incelendiÄŸinde, Farsları temsilen Ä°ran'ın, Türkleri temsilen Türkiye'nin ve Arap ülkelerinin, hemen hemen hiçbir konuda ortak bir politika üzerinde mutabakata varamadıkları görülecektir. Batı tarafından hassasiyetle ve dikkatle yürütülen siyasetler sonucu bu üç gücün birlikte hareket etmesine olanak saÄŸlanmamıştır. Hatta bu üç güçten  ikisinin bile stratejik yakınlaÅŸmasına imkan verilmemiÅŸtir.
 
Ä°slam dünyasının ve OrtadoÄŸu'nun ağırlık merkezinde yer alan bu üç gücü temsilen dört ülkenin kilit konumda olduÄŸu söylenebilir. Ä°ran, Türkiye, Mısır ve Arabistan.
 
Mısır'ın, jeopolitik konumu ve tarihi derinliÄŸi vardır. Mısır, Türkiye, Ä°ran birlikteliÄŸi, Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında deniz baÄŸlantılarının kesiÅŸtiÄŸi merkez üçgenini oluÅŸturur ve bu ülkeler üç kıta arasında su başını tutar.
 
Arabistan'ın ise, Ä°slam tarihi açısından özel bir konumu vardır. Ä°slam'ın doÄŸuÅŸ merkezi olması, tevhidi dinlerin sembolu olan Kabe'nin orada bulunması, ilk Ä°slam devletinin ÅŸekillendiÄŸi ve Peygamberimizin kabrinin bulunduÄŸu Medine'nin bu ülke sınırları içinde bulunması, Arabistan'ı Ä°slam Dini ve medeniyetiyle ilgili geliÅŸmelerde ağırlık noktalarından biri haline getirmektedir. Arabistan'daki muazzam petrol rezervleri ise, bu ülkenin geliÅŸmiÅŸ ülkelerin ekonomi-politiÄŸi açısından stratejik deÄŸeri yüksek jeoekonomik havza olarak görülmesini saÄŸlamıştır. Ancak Arabistan'ın bu özelliÄŸine raÄŸmen, Araplar adına siyaset alanında Mısır daima önde olmuÅŸtur. Dolayısıyla OrtadoÄŸu'daki üç gücü Türkiye, Ä°ran ve Mısır temsil etmektedir.
 
Bu üç ülkeden biri Batı için tehlikeli bir güzergaha girdiÄŸinde, hemen Batı tarafından yalnızlaÅŸtırılır ve   diÄŸer iki ülke bir ÅŸekilde birbiriyle yakınlaÅŸtırılır, ötekine karşı rakip durumuna getirilir. Nasır zamanında Mısır dışlanmış ve Türkiye ile Ä°ran Batı denetiminde yakınlaÅŸtırılmıştır.  Ä°ran devriminden sonra ise, Ä°ran dışlanmış ve Türkiye ile Mısır Batı denetiminde yakınlaÅŸtırılmıştır.
 
Batı, üç güçten ikisini birden karşısına almaktan dikkatle kaçınıyor. Çünkü üçten ikisinin ittifakı, OrtadoÄŸu'nun kaderini deÄŸiÅŸtirebilir. AKP döneminde Türkiye-Ä°ran yakınlaÅŸmasına Batının kerhen razı olmasının nedenini de burada aramak gerekiyor. Batının, Türkiye-Ä°ran yakınlaÅŸmasına ÅŸiddetle karşı çıkması halinde, bu iki gücün daha da birbirine yakınlaÅŸmasından, daha doÄŸrusu Türkiye'nin Ä°ran ile stratejik ittifaka doÄŸru yönelmesinden endiÅŸeleniyor.
 
Batı, söz konusu üç güçten ikisinin dahi bir araya gelmesinden ciddi endiÅŸe duyduÄŸuna göre,  Ä°ran, Türkiye ve Mısır'ın bir araya gelmesinden vahÅŸete kapılacağı muhakkaktır. Çünkü böylesi bir birliktelik, sadece OrtadoÄŸu'nun deÄŸil, bütün dünyanın siyasal yapısını ve dengelerini deÄŸiÅŸtirir. Araplar adına Mısırla birlikte Arabistan'ın da böyle bir ittifak içinde yer alması, diÄŸer Arap ülkeleriyle OrtadoÄŸu'nun çevresinde yer alan Ä°slam ülkelerinin bu öncü gücün etrafında toplanmasını saÄŸlayacaktır.
 
Adı geçen ülke yöneticileri, kendi potansiyel güçlerinin ve birlikteliklerinden doÄŸacak gücün farkında olmasalar da Batı daima bunun farkındadır ve öncü gücün ittifakı, onların korkulu rüyasıdır.
 
Bu çerçevede dikkati çeken bir nokta, Nasır zamanında Batı için nisbeten tehlike oluÅŸturan Mısır'ın Nasır sonrasında geldiÄŸi durumdur. Mısır, Nasır sonrası dönemde öylesine Batıya angaje edildi ki, bugün Ä°srail'in gönüllü jandarmalığını üstlenmiÅŸ durumdadır. Sanki Nasır döneminde uyanma eÄŸilimi gösteren Mısır'ın, bir daha büyük ideallerle hareket edememesi için bağımlı ve muti bir hizmetkar haline getirilmesi yönünde baÅŸarılı bir program uygulanmaktadır.
 
20. yüzyılın sonlarına doÄŸru, Ä°ran Ä°slam Devrimiyle, Ä°ran Batının kontrolünden, yönlendirmesinden çıkmış, kendi tarihi köklerine ve misyonuna dönüÅŸ yapmıştır. Ä°ran, devrimden bu yana ısrarlı politikalarla Ä°slam dünyasının ittifakını savunmaktadır. Araplarla ve Türkiye ile stratejik iliÅŸki kurmanın yollarını aramakta, sürekli bu ülkelerin kapısını çalmaktadır. Ne var ki, devrimden bu yana Batının yönlendirmesiyle Suriye hariç, neredeyse Araplar bir blok halinde Ä°ran karşısında yer almıştır. Arapların öncü gücü olan Mısır ve Arabistan'ın diÄŸer Arap ülkelerine oranla Ä°ran'a karşı daha sert politikalar izlemesi ve hatta Ä°ran'a karşı gizli ve açık bir ÅŸekilde Ä°srail ile yakınlaÅŸması, tesadüf deÄŸildir. Arap dünyası ve Ä°slam dünyası üzerinde müessir olan özellikle bu iki ülkenin Ä°slam dünyasının ittifakını savunan Ä°ran'a karşı bu denli hasmane politikalar geliÅŸtirmesinin arkasında, Batının Ä°slam dünyasının ittifakını saÄŸlayacak potansiyel gücü olan ülkeler üzerindeki siyasetleri vardır.
 
Özal'ın ekonomik kaygılarla geliÅŸtirdiÄŸi olumlu iliÅŸkiler dönemiyle AK Parti'nin daha stratejik nedenlerle kurduÄŸu iyi münasebetler ve Erbakan dönemi istisna tutulursa, Türkiye-Ä°ran iliÅŸkileri de dostane olmaktan ziyade hasmane bir nitelikte olmuÅŸtur ve bu husumet, Batının yönlendirmesi sonucu Türkiye tarafından izhar edilmiÅŸtir. Çünkü Ä°ran-Türkiye yakınlaÅŸması Arapları etki altına alır, Ä°ran-Arap yakınlaÅŸması Türkiye'yi  içine alır. Türkiye-Arap yakınlaÅŸması Ä°ran'ı içine alır ve böyle bir ittifakın gerçekleÅŸmesi, Batının OrtadoÄŸu'daki dolaylı egemenliÄŸinin sonu olur.
 
Ä°ran'ın, 20. yüzyılın sonlarında Batının etki alanının dışına çıkmasıyla, Batı üçte bir kayıp vermiÅŸtir. Bu kaybın üçte ikiye çıkmaması için azami çaba göstermektedir. 21. yüzyılda Batının ikinci kaybını vermesi veya OrtadoÄŸu'da tümden kaybetmesi kuvvetle muhtemeldir. Çünkü 20. yüzyıldan itibaren oluÅŸan süper güçler, kadim zamanlardaki imparatorluklar gibi uzun ömürlü olamıyor ve olamayacaktır. 20. yüzyılın içinde önce Ä°ngiltere, sonrasında da Amerika ile Rusya süper güç oldu. Ä°ngiltere ile Rusya aynı yüz yılın içinde süper güç olmaktan çıkarken Amerika da gerçekte Ä°ran devrimiyle ilk darbesini aldı ve bugün artık çok sayıda siyasal gözlemcinin ortak kanaatine göre Amerika gerileme ve çöküÅŸ dönemine girmiÅŸtir. 21. yüzyılın ilk yarısında Amerika'nın süper güç olma hali büyük ihtimalle sona erecektir.
 
Siyasal karineler, 21. yüzyılda Batının etki alanının dışına çıkacak ikinci gücün Türkiye olacağı yönündedir. EÄŸer Türkiye'nin iç dinamiklerinin deÄŸiÅŸmesi ve dış politikada istiklal sahibi olması, Amerika'nın zevaliyle eÅŸ zamanlı olursa, Arap ülkelerinin bu sürece katılması veya Ä°ran-Türkiye eksenine doÄŸru kayması zor olmayacaktır. Arap rejimleri buna yanaÅŸmasa bile, böyle bir süreçte Müslüman Arap halkları devrimci halk hareketleriyle köhnemiÅŸ rejimlerine son verebilecektir. Dolayısıyla 21. yüzyıldaki geliÅŸmeler açısından, Türkiye'nin takip edeceÄŸi güzergah ve bu ülkenin içinde meydana gelecek ıslahi veya inkılabi deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümler OrtadoÄŸu'nun kaderi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu durum, Türkiye halklarının da sorumluluÄŸunu arttırmaktadır.
 
Müslümanların, 21. yüzyılda, Ä°slam dünyası ve OrtadoÄŸu açısından büyük ve olumlu geliÅŸmelerin yaÅŸanacağı, Batının OrtadoÄŸu üzerindeki egemenliÄŸinin sona ereceÄŸi öngörüsüyle hareket etmeleri gerekir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.