Sosyal Medya

Ortadoğu'da İslamofobinin fikir babası: Bernard Lewis

Herhangi bir oryantalist değildi Bernard Lewis: Son yarım asırda İslâm dünyasının kan gölü haline gelmesinde, İslâm nefretinin Batı’da yayılıp kökleşmesinde Lewis’in yazdıklarının, yöneticilere yaptığı danışmanlıkların çok belirgin rolü olmuştu.



YENÄ° ÅžAFAK - YUSUF KAPLAN
 
Bernard Lewis’in kiÅŸiliÄŸine, kimliÄŸine, tarihçiliÄŸine ve yaptıklarına birazdan geleceÄŸim. Ama önce oryantalizme, medyayla birlikte deÄŸiÅŸen çehresine biraz yakından bakalım.
 
ORYANTALÄ°ZM: ZÄ°HÄ°NLERÄ° SÖMÜRGELEÅžTÄ°RME BÄ°ÇÄ°MÄ° VE YOLU
 
“SömürgeciliÄŸin keÅŸif kolu” diye tarif etmiÅŸti, Cemil Meriç oryantalizmi yani ÅŸarkiyatçılığı.
 
Cemil Meriç’in oryantalizm tarifini, zihinleri sömürgeleÅŸtirme yolu, diye deÄŸiÅŸtirebiliriz; özellikle de gerek sömürgeciliÄŸin gerekse oryantalizmin geldiÄŸi noktayı göz önünde bulundurarak.
 
Oryantalizm, Batılıların zihinlerde tahakküm kurma biçimleri, yöntemleri, stratejileri.
 
Sömürgecilik, toprakların iÅŸgal edilmesi.
 
Oryantalizm’se, zihinlerin sömürgeleÅŸtirilmesi.
 
Yakın zamanlara kadar birbirinin önünü açan iki tahakküm biçimiydi bunlar.
 
Åžimdi, araya medyanın girmesiyle birlikte, sömürgecilik de, oryantalizm de medyatikleÅŸti.
 
İki anlamıyla da medyatikleşti.
 
Hem medya üzerinden iÅŸlemeye baÅŸladı ikisi de; hem de medyayla iliÅŸkinin verdiÄŸi sığlaÅŸmadan nasibini aldı.
 
SığlaÅŸma hem basitleÅŸme / basitleÅŸtirme hem de basitleÅŸtikçe, dolayısıyla basitleÅŸtirdikçe, hedef saptırma, ayartma, çarpıtma iÅŸlemlerinin kolaylaÅŸması.
 
Bütün bu söylediklerim ÅŸu anlama geliyor: Akademik oryantalizm bir ÅŸekilde bitti. Yerine, akademik oryantalizme rahmet okutacak medyatik oryantalizm yerleÅŸti.
 
Sömürgecilik de, medyatik kolonyalizme dönüÅŸtü; oryantalizm ve kolonyalizm medya üzerinden daha etkin bir ÅŸekilde üretilmeye baÅŸlandı.
 
Akademik oryantalizmin bir namusu vardı her şeye rağmen; bir kamusu da vardı.
 
Medyatik oryantalizmin namusu da, kamusu da yok.
 
Namlusu var yalnızca: Kamera.
 
Ä°nsanı öldürmek için deÄŸil, yaÅŸarken öldürmek için insanı.
 
Acı çekerek deÄŸil baÅŸtan çıkararak, haz duymasını saÄŸlayarak öldürmek...
 
BaÅŸka bir ifadeyle, zihnini dönüÅŸtürerek, ruhunu, ruh köklerini yok ederek insanı yaÅŸarken öldürmekte, canlı cenazeye dönüÅŸtürmekte kullanılıyor kamera. Ä°nsanın kullandığı bir silah deÄŸil, insana / izleyiciye yöneltilen bir silah bu.
 
BERNARD LEWIS: HEM Ä°NGÄ°LÄ°Z HEM YAHUDÄ° SÄ°NSÄ° BÄ°R TARÄ°HÇÄ°
 
Rastgele biri deÄŸildi Bernard Lewis: Ä°ngiliz Yahudisiydi.
 
Hem Ä°ngiliz hem de Yahudi, bir kiÅŸide vücut bulmuÅŸtu: Bir beyinde.
 
O yüzden kapılar sonuna kadar açılıvermiÅŸti Lewis için.
 
Hem Ä°ngiltere adına (MI6 için) casusluk yapıyordu hem de bütün Amerikan baÅŸkanlarına danışmanlık hizmeti sunuyordu.
 
Bernard Lewis, çok iyi bir tarihçi deÄŸildi; çok velûd ve çalışkan bir tarihçiydi.
 
Derdi iyi tarihçi olmak deÄŸildi muhtemelen. Asıl derdi (ya da “görevi”) Ä°slâm dünyasının toparlanmasının, Türkiye’nin Ä°slâm dünyasını toparlamasının önünü kesmekti; bu iki hedefi de adım adım yerine getirmeyi baÅŸardı.
 
Türkçe, Arapça ve Farsça’yı iyi biliyordu. Fransızca ve Ä°ngilizce’yi de.
 
Önce, 1960 yılında Chatham House’un teklifiyle The Emergence of Modern Turkey kitabını yayımladı. (Modern Türkiye’nin DoÄŸuÅŸu baÅŸlığıyla Ä°ÅŸ Bankası’ndan basılmış bu kitap -Türkçesini görmedim).
 
Kitap, bütün dünyada Türkiye ile ilgili araÅŸtırmalarda ilk kaynak kitaptır. Çok etkili ve belirleyicidir. Bu kitabı ayrıca derinlemesine yapı-sökümüne tabi tutmak iyi olur. Fırsat olursa...
 
Sadece ÅŸu kadarını söyleyeyim: Bir Ä°ngiliz ve Yahudi bir adamın elinden çıkmış bir metin var karşımızda: Sinsilik, hedef saptırıcılık, yanlış yönlendirme çabalarını iyi görmek ÅŸart. Türkiye’nin sekülerleÅŸmesini, Batı uygarlığı yörüngesine girmesini, bunun zorunluluk olduÄŸunu uzun uzun anlatıyor. Darbelerin, Türkiye’de demokrasinin, laikliÄŸin garantörü olduÄŸunu söylüyor.
 
“SaÄŸ gösterip sol vuran” biri var karşımızda. Meselâ Ermeni meselesinde Türkiye’nin tezlerini destekliyor açık açık. Ama Türkiye’nin yörüngesini yitirmesini, medeniyet iddiasını terketmesini alkışlıyor. Bizim seküler, ulusalcı çevrelerimiz, Ermeni meselesi nedeniyle söylediklerinden ötürü yere göÄŸe sığdıramadılar Lewis! Zokayı yutmak böyle bir ÅŸey iÅŸte!
 
O yüzden bizim seküler / Batıcılarımızın, Lewis’in kalbimize hançeri nasıl sapladığını görebilmeleri çok zor. Celladına âşık tasmalı çekirgelerden böyle bir ÅŸeyi beklemek abes zaten.
 
Bu kitabı aÅŸacak, daha doÄŸrusu bu kitabı tahtından edecek, yerini alacak çapta bir Cumhuriyet Tarihi kitabı yazamadığımız sürece, iÅŸimiz zor.
 
Lewis daha sonra Ä°slâm dünyasının geliÅŸinin önünün kesilmesi, bunun için de Ä°slâm’ın terörle özdeÅŸleÅŸtirilmesi stratejisini geliÅŸtiriyor. Bütün yarım asırlık mesaisini bu meseleye hasrediyor.
 
Ahmed Çelebi’yi “Irak’ın Atatürk’ü” olarak pazarlıyor.
 
500 bin satan, dünyanın -dünyayı yöneten mahfiller üzerinde- en etkin aylık düÅŸünce dergilerinden The Atlantic Monthly dergisinde, 1980’lerin başında “The Muslim Rage” (“Müslüman Öfke”) baÅŸlığıyla yayınladığı makale Ä°slamofobinin, Ä°slâm nefretinin tohumlarını ekiyor hâlâ...
 
Ä°slâm’a Karşı Ä°slâm savaşı olarak bilinen stratejinin temellerini de Bernard Lewis atıyor...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.