Özel / Analiz Haber
Kemal Sayar: Âlem buysa kral sensin, elbette kraliçe de
Karşımda ağlamaktan yüzü gözü şişmiş genç kadın, bir modern zaman Leylâ’sından başkası değil. Mecnûn’unu siberâlemin kum fırtınaları içinde bulduğunu sanan ama yaşadığı hayal kırıklığıyla gördüğünün bir serap olduğunu fark eden onlarca genç kadından sadece bir tanesi. Kaynak: Âlem buysa kral sensin, elbette kraliçe de! - Kemal Sayar
Siberâlem giderek hayat kırgınlarının bir serabın peÅŸi sıra gittiÄŸi ve suretlerde teselli aradığı ‘gerçeÄŸin çölü’ haline geliyor. Belki mutlu kavuÅŸmalardan çok daha fazla ayrılık, hayal kırıklığı ve aldatılmışlık hissi doÄŸuruyor. Duyguların denetimsiz ifadesine izin veren doÄŸası ve bedensiz iletiÅŸimin hayal gücüne verdiÄŸi esinler sayesinde internet, aÅŸkı arayanlar için kolay ama bir o kadar da hüzünlü bir mecraya dönüÅŸüyor.
Sosyal medya siteleri sayesinde, gitgide artan sayıda insan çevrimiçi romantik iliÅŸkilere giriyor, eÅŸleriyle Internet’te tanışıyor ya da iliÅŸkilerini bu ortamda sürdürüyor. Bu da, böyle bir toplumsal deÄŸiÅŸimin romantik iliÅŸkilerin mahremiyetini etkileyip etkilemediÄŸine dair bir tartışmayı beraberinde getirmiÅŸ durumda.
Peki ya mahremiyet?
Bir bakış açısına göre, çevrimiçi iliÅŸkiler, iliÅŸki mahremiyetini olumsuz etkilemek ÅŸöyle dursun, mahremiyet seviyesini artırarak olumlu bir etkiye neden olurlar. Felsefeci Ben-Ze’Ev, iliÅŸkinin karşı tarafıyla Internet’te tanışmak daha kolay olduÄŸu ve böylece en uygun partneri seçmek mümkün olduÄŸu için, Internet’te daha mahrem iliÅŸkiler kurmanın daha olası olduÄŸunu öne sürer. Ona kalırsa, birbirleriyle Internet üzerinden tanışan kiÅŸiler, karşı taraf hakkında bilmeleri gereken kiÅŸisel bilgilere gerçek “çevrimdışı” buluÅŸmalarından önce sahip olacakları için, uzun erimli iliÅŸkilere sahip olma ihtimalleri de daha yüksek olur.
Bu yorumla çeliÅŸen görüÅŸler de söz konusu. Kimileri Internet’i kullanarak daha mahrem iliÅŸkiler kurmanın mümkün olmadığını ileri sürer zira Internet kiÅŸinin kendisi hakkında verdiÄŸi bilgilerin doÄŸruluÄŸunu garanti etmez. Ä°nsanlar Internet’teki profillerini kolayca deÄŸiÅŸtirebilirken, bunlara inanarak iliÅŸki kurmanın güvenli bir yaklaşım olmadığı görülür. Özellikle de sanal zorbaların, cinsel tacizcilerin ve pedofillerin “kolay aldanan sosyal medya kullanıcıları”nın peÅŸinde olduÄŸu bilinen bir gerçek ve bu kiÅŸiler karşı tarafın kendilerine güven duyması için dili nasıl eÄŸip bükeceklerini iyi bilirler. Nette yalan söylemek pek kolaydır ve hatta yalan, kolay bir izlenim oluÅŸturma aracıdır. Üstelik bir düÄŸmeye basmakla yalanın getirebileceÄŸi bütün maliyetten de kurtulursunuz.
Bu bakımdan, karşı tarafın Internet’te açık ettiÄŸi biçimiyle fiziksel özelliklerini, karakterini, ilgi alanlarını, yaşını, mesleÄŸini ve hatta cinsiyetini biliyor olmak kiÅŸisel bir fanteziden, karşı tarafın kendi kafasında kendisiyle ilgili çaÄŸrışımlarından fazlası deÄŸildir. Yüz yüze görüÅŸmeden elde edilecek ipuçlarının olmadığı, yani romantik iliÅŸkinin Internet üzerinden baÅŸladığı durumlarda, kiÅŸi karşı tarafı kolaylıkla idealize edebilir. Hani ÅŸaka yollu ‘aÅŸk bir görme bozukluÄŸudur’ denir ya, imgeleri cilalayan bir ‘yalan aynası’ olarak internet, bu görme bozukluÄŸunu katmerlendirir.
Mahremiyet “güven” duygusuyla özdeÅŸleÅŸtirilir. Ä°nsan ancak karşısındakine güvenebiliyor ve kendi özel dünyasını onun önüne açıyorsa, gerçek bir mahrem iliÅŸki mümkün olacaktır. Bu durumda içsel benliÄŸi temsil eden özel yaÅŸam, gizlilik ve içsellik gibi önemli deÄŸerlerin hepsi mahremiyetin özünde yer alır. Mahrem ve uzun erimli bir iliÅŸki, ancak iki insan birbirini tanıyorsa ve birbirlerinin yüzünde o duygusal “güven” ifadesini görebiliyorlarsa mümkündür.
Sosyolog Illouz, bedensel etkileÅŸimin iliÅŸkinin mahremiyeti açısından büyük önem taşıdığını ve tüm hisler beden merkezli olduÄŸu için bunun romantik aÅŸk iliÅŸkileri için özellikle doÄŸru olduÄŸunu savunur. KiÅŸinin kendine özgülüÄŸünü deneyimlemek ancak “Ben” ve “öteki”nin bedenlerinin fiziksel varlığıyla mümkün olabilir.
Facebook'u özel kılan ne?
GeçtiÄŸimiz günlerde Facebook, sayfalarında ‘dostlarla’ geçirdiÄŸim yılların anısına, dokunaklı bir arkadaÅŸlık videosu gönderdi bana. Artık kim kimi hatırlayıp böyle hoÅŸ sürprizler yapıyor deÄŸil mi? Åžaka bir yana, sosyal medya siteleri bireylere kendi sosyal aÄŸlarını sıkılaÅŸtırma, baÅŸkalarıyla baÄŸlantılar kurma, sürdürme ve kendilerini takdim etme olanağı sunar. Katılımcılar bu siteleri çevrimdışı ortamlardan tanıdıkları kiÅŸilerle iletiÅŸime geçmek için kullanabilecekleri gibi, yeni insanlarla tanışmak için de kullanabilirler.
Facebook bireylerin ve toplumsal grupların baÄŸlantı içinde olması açısından bir avantaj sunsa da, bazı yazarlar sitenin kiÅŸisel iliÅŸkiler açısından bir dezavantaj teÅŸkil ettiÄŸini savunurlar. Ä°lk olarak, Facebook’un aÄŸ oluÅŸturabileceÄŸi alanı geniÅŸleterek, onun sosyal aÄŸ oluÅŸturma kapasitesini etkilediÄŸine inanılıyor. Facebook sayesinde zayıf baÄŸlara sahip arkadaÅŸlıklar kurmak kolaylaşır ve arkadaÅŸlarınız için fazla çaba harcamak zorunda kalmazsınız. Facebook’ta kiÅŸi, arasında zayıf baÄŸlar bulunan bir baÅŸkasıyla kolaylıkla temas kurabilir. Bunu yapabilme kapasitesi de, zayıf baÄŸların devam etmesinden ekstra bilgi ve fırsatlar elde edebilecek olan kiÅŸiler için bir avantaj olarak görülür.
Ama bunun aynı zamanda sosyal ve duygusal geliÅŸime olumsuz etki ettiÄŸine dair bir görüÅŸ de mevcuttur. Ä°liÅŸkiyi sürdürmek için fazla kiÅŸisel çabanın gerekmediÄŸi iliÅŸki türlerinin çokluÄŸu yüzünden, Facebook insanlara, bir iliÅŸkiyi sürdürmek için didinmek zorunda olmadıkları mesajını aşılar. ‘Onu Facebook’umdan sildim’ artık bir insanı hayatınızdan çıkarmanızın yeni ifade biçimidir. Birine verdiÄŸiniz ‘like’ yüzünden aile içinde ÅŸiddetli bir tartışma alevlenebilir. Sosyal medya sitelerindeki etkileÅŸimlerin kaç çifti büyük bir kavganın ve hatta boÅŸanmanın eÅŸiÄŸine getirdiÄŸine psikiyatri uzmanları tanıklık eder.
Ä°kinci olarak, Facebook insanın hafızasını “silmesini” ya da onu hayalî bir dünyada inanılmaz bir kiÅŸisel özgürlükle yenilemesini mümkün kılar. Profil oluÅŸturmak insanın bazı gerçek ya da hayalî niteliklerini öne çıkarıp, fazlasıyla kiÅŸisel olan aidiyetlerini “çevrimiçi kimliÄŸi”nden ayrı tutabileceÄŸi seçmeli bir etkinlik olduÄŸu için, alternatif bir benlik yaratmak da kolay bir iÅŸ haline gelir.
Bunun iki önemli sonucu vardır. Ä°lk ve en önemlisi, gerçek hayatta kiÅŸinin kendi benliÄŸini yenilemesi kolay olmadığı ve “çevrimdışı gerçeklik”te kiÅŸisel nitelikleri deÄŸiÅŸtirmek çokça sabır, destek, kararlılık ve çaba gerektirdiÄŸi için, bunun bir çeÅŸit benlik yitimi riskini doÄŸuracak olmasıdır. BenliÄŸin çevrimiçi dünyadaki sunuluÅŸu ile çevrimdışı dünyadaki varlığı birbirinden farklılaÅŸmaya baÅŸladıkça, bundan dolayı oluÅŸan boÅŸluÄŸun moral bozucu ve travmatik etkileri olabilir. Bu süreç, kiÅŸinin deneyimlerini sindirip filtreden geçirmesini saÄŸlamak ve onu baÅŸka deÄŸiÅŸiklikler yapmaya itmek yerine, daha fazla kopuÅŸ ve benlik yitimiyle sonuçlanabilir. Bir ruh saÄŸlığı uzmanı olarak, tam bir gerçeklik kaybı ve ruhsal yıkımla sonuçlanan ‘Facebook aÅŸkları’na pek çok kez tanık oldum.
Son olarak, onu büyük ölçüde izlenim idaresi için kullananlar açısından Facebook’un tehlikeli bir araç olabileceÄŸi de öne sürülen fikirlerden biridir. KiÅŸisel dilek, “baÅŸkaları tarafından tanınmak” olunca, benliÄŸin narsist amaçlar uÄŸruna takdimi kullanıcının gerçek emeli haline gelebilir. Kendini minyatür bir ÅŸöhrete dönüÅŸtürmek isteyen kiÅŸinin Facebook kullanımı narsistlikten alınan keyfi ve temelsiz bir kendini beÄŸenmiÅŸliÄŸi kuvvetlendirir.
‘Görünüyorum, o halde varım’ göz odaklı uygarlığımızın yeni düsturu haline geldi. Bir baÅŸkasının bakışını celp etmiyorsak o hayatı adeta yaÅŸanmamış kabul ediyoruz. Kendi imajımız söz konusu olunca neden bu kadar saplantılı oluyoruz? Aidiyet, güven ve anlam hayatlarımızdan kovulmuÅŸ gibi. KaybettiÄŸimiz ve bizi insan kılan her ÅŸeyi adeta sanal dünyada arıyoruz. Hâlâ önemli ve biricik olduÄŸumuzu kendi kendimize kanıtlamak için sosyal medyaya bel baÄŸlıyor ve ne kadar çok arkadaşımız olduÄŸuna bakıp keyifleniyoruz.
Narsisizm ve onaylanma isteÄŸinin sanal cemaâtlere katılmanın yolunu açtığı bilinen bir gerçek. Ama Facebook arkadaÅŸlarımızın kaçı başımız sıkıştığında yardımımıza koÅŸabilir? AÄŸladığımızda kaçı gözyaşımızı silebilir veya biz kaçının omzuna başımızı yaslamakla rahatlayabiliriz?Âlem buysa kral herkes. Kral sensin, tabii kraliçe de! Ama gerçeÄŸin saati vurduÄŸunda, tıpkı masaldaki gibi, her birimiz o kaçmaya çalıştığımız benliklerimize geri dönüyoruz.
Henüz yorum yapılmamış.