Mustafa Kutlu: İstanbul"un yeni zenginleri aslı olmasa da Boğaziçi'nin çakmasına razı oluyor
Follow @dusuncemektebi2
Son on yılda büyük şehirlerde (Bilhassa İstanbul"da) mekanda değişikliğin hız kazandığı görülüyor.
Elbette ki "deprem korkusu" bu deÄŸiÅŸimi hem ferdî, hem sosyal, hem idarî mânada tetiklemektedir. Buna "kentsel dönüÅŸüm" faaliyetini de eklerseniz ÅŸehrin ağır ama köklü bir deÄŸiÅŸim yaÅŸadığı ortaya çıkar.
TOKÄ° zaten "konut açığını" kapatmak için olaÄŸanüstü bir performans gösterdi; ben dahil pek çok kiÅŸi yapılan inÅŸaatları, semtleri, evleri, yerleÅŸimi "apartman ormanları" diye tenkit etsek de, vatandaşın konut sıkıntısını gidermeye çalışan bu büyük adımı takdirle karşıladık.
Evet, baÅŸta "Suriçi" olmak üzere "eski Ä°stanbul" gerçekten eskidi. Depreme dayanması zor. Pek çok semt yüz ile elli yıllık binalardan oluÅŸuyor. Bunlara gerekli bakım da yapılmıyor. Sahipleri yeni bir trend olan ÅŸehir dışındaki "site"lere taşınıyorlar. Eski binalara yerleÅŸenler çokluk Anadolu"dan göçle gelen aileler.
Bu çerçevede "Suriçi"nin eski semtlerinden çekiciliÄŸi, prestiji olan bir yer kalmadı sanki. Ancak rant hesabı ile turizme hizmet için (otel-motel yapımı) elde tutulan veya fiyatı artan bölgeler var (Mesela Sultanahmet"ten Kumkapı"ya sahil ÅŸeridi).
Sitelere hicret edenler için büyük inÅŸaat sektörü kolları sıvanmış durumda. Her biri bir "imaj" oluÅŸturmaya çalışıyor. Bunlar arasında bir ortak nokta aranılırsa özellikle binaların yanına bir su kaynağı koymayı gösterebiliriz (Gölet veya akıntı). Ama elbette ki birkaç uygulamada yer alan "Çakma BoÄŸaziçi" inÅŸasını zikretmek lazım. Niçin?
Çünkü hâlâ BoÄŸaziçi Ä°stanbul"un en görkemli, en pahalı, en nezih ve güzel semti. Buralarda arsa bulup site yapmak bir yana bir yalı daire almak bile fermana mahsus.
O zaman ne oluyor?
Ä°stanbul"un yeni zenginleri aslı olmasa da çakmasına razı oluyor.
Gazetelerdeki ilan resimlerine bakıyorum. Bayağı bir su kanalı sitenin ortasından geçiyor. Bu suyu nasıl temiz tutacaklar orası meçhul. Çünkü normal bir havuzu temiz tutmak bile hayli pahalı.
Su kenarında ahÅŸap taklidi yalılar var. Ä°ki, üç katlı. Onların arkasında maalesef betonarme yüksek binalar. Ne bu çeliÅŸki? Öyle dememek lazım. Yalı dairelerin satışı ile bu siteyi yapan, bu riske giren kâr edemez. Onları ve BoÄŸaziçi kılığına girmiÅŸ suyu göstererek arkadaki daireleri satması lazım.
Bu eÄŸilimin, daha doÄŸrusu bu gönüllü aldanışın ardında ne var?
Gerçek güzelliÄŸin, gerçek zenginliÄŸin, gerçek mimarî asaletin, (Bir mertebe olarak söylüyorum, yoksa bizde Batı"daki gibi asilzadelik yoktur), gerçek tarihin, gerçek denizin hasılı gerçek tabiat ve ona uyum saÄŸlayan bir yerleÅŸim anlayışının eriÅŸilmez çekiciliÄŸi.
GerçeÄŸini alamıyorsan çakması ile idare edeceksin.
Aslına bakarsanız hayatımızın her alanında bu uygulama var. Hayat tarzı Batı"da üretiliyor. Amerika"nın kültür mahsulü ihracatı %23 düzeyinde. Tabii ki bu bir sanayidir. Åžapka"dan, terlikten, yüzükten, dövmeden, saç biçiminden, tiÅŸört çıkarmasından eve, arabaya, çiftlik evine, köpek beslemeye kadar.
Her gelir grubu kendine uygun fiyatları bularak bu dünya nimetlerinden payına düÅŸeni alabilir.
Çin"de öylesine bir ustalık geliÅŸmiÅŸ ki; dünyanın en ünlü saat markasının benzerini (yani birebir aynını) istiyorsunuz yapıyorlar. Yeter ki parayı ver. Az ucuzu olsun derseniz o da var.
Bizde yok mu?
Ä°talya"da tasarlanmış bir çantanın gerçek Ä°talya"da olanını bir Ä°talya seyahatinde alan da var; Ä°talya"dan ithal getirilmiÅŸ maÄŸazadan alan da var; ona birebir benzeyen ve fakat daha ucuz olanı da var. Aynısının iÅŸportada satılanı da.
Bu bir "modern kölelik". Halka boynumuza geçmiÅŸ bir kere. Birini almazsan ötekine yakalanırsın. Bu açıdan otomobil ile bilgisayarın, televizyon ile zayıflama âletinin, bilmem ne diyeti ile bilmem ne ilaçlarının, yeni tarz mutfakların, avizelerin, dekorasyonun, makyajın farkı yok.
Kendin kendinde (tarihinde, kültüründe, ülkende) olan bir ÅŸeyi çaÄŸdaÅŸlarıyla yarışacak biçim ve kalitede üretirsen esaretten kurtulursun. Bak "döner" tüm Avrupa"yı fethetti.
Bu iÅŸ silah üretiminden sanat üretimine kadar böyledir. KiÅŸi kendini bilmek gibi irfan olmaz.
Ama çok içmiÅŸ sarhoÅŸun kendine gelmesi de zordur be!
Yeni Åžafak
Henüz yorum yapılmamış.