Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Dücane Cündioğlu: Ey benim sevgili hocalarım! İştah ve şehveti, Allah için, daha ne kadar bayağılaştırabilirsiniz, hiç düşündünüz mü?

Cennet zevklerini ayrıntılandırmayı marifet bilen zavallı sözde hocalara yazıklar olsun! Cennet restaurantının menüleri, artık yeterince zenginleşmiş metropol dindarları için hakikaten cezbedici bir anlam ifade ediyor mu emin değilim!



Etmeli mi? İşte tartışılması gereken nokta da burası!
 
YeÅŸilliklerle örülü çiçekli bahçeler, köÅŸklerin önünden şırıl şırıl akan nehirler, her tattan meyveler, narlar, üzümler, vs.
 
BaÅŸka?...
 
Bir de gencecik hatunlar.
 
BaÅŸka?...
 
Hepsi bu kadar! ÇeÅŸit olarak deÄŸil, cins ve nev olarak!
 
Yani sadece mideye ve bacak arasına hitab eden zevkler! Hepsi de iştah ve şehvetin tatmini!
 
* * *
Ey benim sevgili hocalarım! Ä°ÅŸtah ve ÅŸehveti, Allah için, daha ne kadar bayağılaÅŸtırabilirsiniz, hiç düÅŸündünüz mü?
 
BaÅŸlıca maksadı güzel ahlâk olarak bir dini, bütün iÅŸleri sizi ve inançlarınızı ti''ye almak olanlara sevimli göstermek için baÅŸka ne tür numaralar çekebilirsiniz?
 
Ayrıntılandırmayı marifet bildiğiniz zevkler karşılığında ne istiyorsunuz muhataplarınızdan? İbadet etmelerini mi? Mahiyetini sizin de adam gibi bilmediğiniz birtakım credo''lara (itikad) inanmalarını mı? İyi birer insan olmalarını mı?
 
Söyleyin, vaadleriniz karşılığında ne bekliyorsunuz?
 
Teklif ettiÄŸiniz zevkleri daha dünyadayken küçümseyenlere söyleyeceÄŸiniz neyiniz var sizin?
 
En iyisi, siz mideyi ve genital bölgeyi bırakın, insan gönlüne hitap eden bir sözünüz var mı, asıl onu söyleyin!
 
Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin, hem de son peygamberin mesajını, niçin az bir pahaya satma ihtiyacı duyuyorsunuz? Kur''an''da konuÅŸmaya deÄŸer bir konu mu bulamıyorsunuz da huri muhabbetinden bir adım öteye gidemiyorsunuz?
 
Acaba konuları baÅŸkaları seçiyor da siz sadece aÄŸzınızı mı açıp kapıyorsunuz?
 
* * *
— "Ä°nsanlığın çoÄŸu sorunu, birer fani olduÄŸumuzu bilmemizden kaynaklanıyor. Bu, bilgi''nin ve dilin lânetidir! Bu ise çaresizliÄŸi ve manik çözümleri beraberinde getiriyor. Bütün bunlar ölümsüzlüÄŸe ulaÅŸtığımızda ortadan kalkacak!"
 
Bu ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, yahudi yönetmen Stanley Kubrick''in en büyük takıntısı ölümdü, ölmekten korktuÄŸu kadar baÅŸka bir ÅŸeyden korkmuyordu. (Filmlerini yorumlarken, Kubrick''in bilincini böylesine derin bir korkunun ÅŸekillendirdiÄŸini aslâ gözardı etmemeli!)
 
Kendisi, bilimin bir gün ölüme çare bulacağına da tüm samimiyetiyle inanıyordu. Nitekim 1968''de kendisiyle yapılan bir söyleÅŸide ÅŸöyle diyor:
 
— "Ölüm bir hastalık ve tıpkı diÄŸer bütün hastalıklar gibi tedavi ihtimali var."
 
Peki nasıl?
 
AÅŸağıdaki satırları okurken, ünlü yönetmenin sesindeki gizli iyimserliÄŸe de dikkat etmeli!
 
— "Biyolojik ölümsüzlüÄŸe aÅŸağı yukarı 100-150 yıl içinde sahip olacağız. Hücre gençleÅŸtirme iÅŸlemi gerçekleÅŸecek ve yaÅŸlanma ortadan kalkacak!"
 
Kubrick, 1960''larda Fizikçi Robert Ettinger''in, yeniden hayata döndürülecekleri güne kadar insanları likit nitrojen içinde dondurabilecekleri önerisini de hararetle destekler, hatta bir gazeteciye, teknik imkânlar yeterli olsa, kendi bedenini dondurmayı düÅŸünebileceÄŸini de söylemekten kaçınmaz.
 
* * *
Bilmek gerekir ki büyük sanatçıların çoÄŸunun en büyük sermayesi ölüm korkusudur! Ölümün hüznüyle başı belâda olmayan büyük sanatçı yoktur çünkü! Olmamıştır!
 
Bütün hüzünler, en temelinde, ölüm hüznünün, yani önceden tutulan yasın ürünüdür. Bütün korkular, bir tek korkunun nüshalarıdır. Ä°nsanın macerasını dilediÄŸin nüshadan okuyabilirsin.
 
Ä°nsan!.. ÖleceÄŸini bilen tek canlı! Alemde, öleceÄŸinden korkan tek zavallı!
 
Dinî açıklamaların tümü, nasıl ki gerçekte bu ezelî korkuyu teskin etmeye matuf ise, sanatın kendisi de bu yokoluÅŸ duygusuna karşı durmanın bir baÅŸka yoludur!
 
Sanat, bir tür ölümü geciktirme, dönüÅŸtürme tekniÄŸi!
 
Yaratan öleceÄŸine inanmaz, inanamaz! Ama yine de ölür!
 
* * *
— "Ä°nsanoÄŸlu 20 yıl içinde ölümsüzlüÄŸe kavuÅŸacak!"
 
"Modern Edison" olarak da anılan Amerikalı bilimadamı Ray Kurzweil''ın seslendirdiÄŸi bu iddia, çok deÄŸil, daha bir iki hafta önce gazetelerin manÅŸetlerini süslüyordu.
 
Acaba Kubrick''in beklentileri bu sefer gerçek mi oluyor? Kubrick 1960''larda yüz-yüz elli yıl diyordu, bir bilimadamı ise ÅŸimdi yirmi yıl diyor!
 
Peki nasıl olacak bu iş?
 
Åžöyle: Gelecekte nanobot adı verilen hücre boyutunda milyonlarca robot üretilecekmiÅŸ, bu robot-hücreler damarlarda dolaÅŸarak yaÅŸlanma sonucu ölmeye baÅŸlayan beyin hücrelerini, kasları, atardamarları, kemikleri onaracaklarmış ve böylece insanların sonsuza kadar genç kalmaları mümkün olacakmış.
 
Anlaşılan, ölümlerine önceden yas tutanların biraz diÅŸlerini sıkmaları gerekiyor.
 
* * *
— "Bilim insanları, genetik müdahaleyle diÅŸi farelerin ömrünün 20 yıl uzamasını saÄŸladı."
 
Bu haber de daha dün yayımlandı.
 
1) London College Üniversitesi''nden bilimciler, bir proteinin üretilmesini durdurmak üzere yapılan genetik müdahaleyle diÅŸi farelerin ömrünün yüzde 20 uzamasını saÄŸlamışlar.
 
_Sağlıklı ve uzun yaşama ilişkin bir başka haber de Danimarka''dan:
 
2) Güney Danimarka Üniversitesi''nde yürütülen araÅŸtırmaya göre, iki yüzyıldır uzayan insan ömrü aynı tempoda devam ederse, kalkınmış ülkelerde bugün doÄŸan bebeklerin yarıdan fazlası 100''üncü yaÅŸ gününü kutlayabilecekmiÅŸ.
 
YaÅŸamını veresiye üzerine kurmaktan büyük zavallılık olur mu?
 
* * *
Bizim cahil taÅŸra hocalarının söylemleriyle modernitenin söylemleri arasındaki mahiyet farkı nedir?
 
Esasta hiçbir fark yok! Çünkü iki taraf da insanın ''insanı''na deÄŸil, insanın ''hayvanı''na hitab ediyor!
 
Dünyada uzun yaÅŸamaya inanmak güzel! Peki ama ne için?
 
Cennette sonsuza kadar yaÅŸamak da güzel! Peki ama ne için?
 
O tür hocalar da, bilimadamları da, iÅŸtah ve ÅŸehvetten yahut mide ile bel altının tatmininden gayrı bildikleri, tattıkları bir tek insanî (ilmî/entelektüel) hazdan veya bir tek ilahî (irfanî/sanatsal) zevkten haber versinler de görelim!
 
Aslında kimseyi kınamamalı, herkes kendi hakikatince konuÅŸuyor. Çünkü cennetin kapısında oturan o hocaların "ilahî hikmet"ten nasib ve hisseleri bu kadar!
 
Ne yazık ki hepsi bu kadar!
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.