Güncel
23 Haziran öncesi Öcalan’dan mektup getiren Kemal Özcan: 13 Haziran’da Erdoğan ve Hakan Fidan’la görüştüm
Follow @dusuncemektebi2
23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde Abdullah Öcalan'a ait mektubu okuyarak gündeme gelen Akademisyen Ali Kemal Özcan, görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu.
23 Haziran Ä°stanbul seçimleri öncesinde Abdullah Öcalan'a ait mektubu okuyarak gündeme gelen Akademisyen Ali Kemal Özcan, görüÅŸmeye iliÅŸkin açıklamalarda bulundu.
Al - Monitor'dan Amberin Zaman'ın sorularını yanıtlayan Özcan, görüÅŸmeden önce ErdoÄŸan'la ve Hakan Fidan'la görüÅŸtüÄŸünü söyledi.
Özcan'ın açıklamaları ÅŸöyle:
'GÖRÜÅžME TALEBÄ° BENDEN GELDÄ°'
Abdullah Öcalan ile görüÅŸmeniz nasıl gerçekleÅŸti ?
Nasılından ziyade neden görüÅŸtüÄŸüm önemli. Ama madem sordunuz izah edeyim. Öcalan ile iki kez haziran ayında Ä°mralı’da görüÅŸtüm. Arka planı ise ÅŸöyle: Yıllardır Abdullah Öcalan ile görüÅŸmek için yoÄŸun bir çaba içerisindeydim. Yani görüÅŸme talebi benden geldi. Çünkü Abdullah Öcalan dışında bu meseleyi [Kürt sorununu kastediyor] çözecek birini görmemekteyim.
'MÄ°T GÖREVLÄ°SÄ°YLE GÖRÜÅžTÜM'
2012 ve 2013 yıllarında çözüm süreci hâlâ devam ederken devlet yetkilileriyle, bakanlarla, baÅŸbakan yardımcılarıyla da 30 ilâ 40 arasında görüÅŸmem oldu. Ama görüÅŸmelerimin çoÄŸu o zaman Öcalan ile devlet adına görüÅŸmeleri fiilen yürüttüÄŸü anlaşılan MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan’ın o dönem yardımcısı olan Muhammed DerviÅŸoÄŸlu’yla oldu. Kendisiyle, biri çözüm süreci çöktükten sonra olmak üzere altı kez görüÅŸtüm.
Yetkilerle görüÅŸmelerimde dedim ki “Türkiye’nin elinde bir ÅŸans var. Abdullah Öcalan Amerika’nın veya baÅŸka uluslararası güçlerin elinde deÄŸil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin elindedir.” Yani meselenin ancak Öcalan üzerinden çözülebileceÄŸini sürekli vurguladım.
Aynı zamanda Sayın ErdoÄŸan ile de görüÅŸme talebim vardı. Çünkü Sayın ErdoÄŸan’ın da ciddi ÅŸekilde ÅŸiddeti ve terörü siyasetin dışına taşıyarak Kürt sorununu kökten çözmek istediÄŸine inanıyorum. Öcalan 1993 yılında “Bir muhatap arıyorum” demiÅŸti ve tam 20 yıl sonra karşısına ErdoÄŸan çıktı.
'ERDOÄžAN Ä°LE GÖRÜÅžTÜM'
13 Haziran’da ilk görüÅŸmem sayın ErdoÄŸan ile kendi talebim üzerine Ankara’da BeÅŸtepe’de gerçekleÅŸti. GörüÅŸmemizde Milli Ä°stihbarat TeÅŸkilatı BaÅŸkanı Hakan Fidan da yer aldı. Öcalan ile neden görüÅŸmem gerektiÄŸini etraflıca anlattım. GörüÅŸme bir saate yakın sürdü.
Ama 23 Haziran’da tekrarlanan Ä°stanbul seçimi öncesi Öcalan’ın uzun yıllardan sonra avukatlarıyla görüÅŸmesine izin verilmesi çeÅŸitli spekülasyonlara yol açtı. Öcalan’ın HDP ve seçmenlerine AKP lehinde tavır alması yönünde telkinde bulunması için izin verildiÄŸi iddia edildi. Öcalan’ın sizin aracılığınızla açıklanan mektubu bu yöndeki spekülasyonlara tuz biber ekti. Sizinle seçim konusu gündeme gelmedi mi?
GörüÅŸme esnasında en fazla ben konuÅŸtum. ErdoÄŸan ile Ä°stanbul seçimlerini çok az konuÅŸtum. Onları da belli bir çerçeve içerisinde konuÅŸtum. Ä°stanbul seçimlerinin, genel anlamda bu meselenin [Kürt sorununun] çözümlenmemesi için, ErdoÄŸan’ı, Türkiye’yi tökezletme yönünde sıçrama tahtası yapılmak istediÄŸini düÅŸünüyorum. Onu ifade ettim.
ErdoÄŸan’ın herhangi bir adımı hesapsız attığı pek görülmemiÅŸtir. Sizin Ä°mralı’ya gitmenize razı olurken sizden mutlaka bir beklentisi vardı sanırım.
Temel beklentisi sorunun [Kürt sorunu] çözümü yönünde bir adım atılmasıydı. Ha, aklının arkasında Ä°stanbul seçimleri var mıydı bilemem ama benimle Ä°stanbul seçimleri ile ilgili konuÅŸmadı.
Atılması gereken adım da ortada. Türkiye’deki silahlı PKK unsurları ellerinde tek bir mantar tabancası kalmayacak düzeyde, sessiz sedasız Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkmalıdır. EÄŸer Kandil kendisini siyasette tutmaya devam etmek istiyorsa, en azından Öcalan ile birlikte, Öcalan’a baÄŸlı unsurlar, Öcalan’ın siyasette kalmasını isteyen unsurlar bunu sessiz sedasız ÅŸekilde yapmalıdır. Yapabilirler. Siyaset rahatlar. Türkiye’de barış odaklı yeni bir tarihsel dönemin baÅŸlangıcı olur, olmalıdır. Bu olmadan hiçbir ÅŸey olmaz. Türkiye’de Kürt nüfusu 15-20 milyon civarında deniyor. Ama geriye kalan en az 50 milyon insan var. Türk milliyetçi dinamiÄŸini, Türk halkının hassasiyetlerini ciddiye almadan, hesaba katmadan söylenen her söz ya kötü niyetlidir ya da ahmakçadır.
Ve Türkiye’de, hatta Orta DoÄŸu’da Öcalan kadar Türk-Kürt iliÅŸkilerinin sosyolojisini ve felsefesini çalışan baÅŸka kimse yoktur. Öcalan 20 yıldır bu konuları çok kapsamlı çalışan biri. Ben de kendisinin bu çalışmaları üzerinde çalışıyorum. Ve ben de bunu Hakan Fidan’a çok heyecanlanarak söyledim. O da “Çok tarihi iÅŸler yapıyorsunuz hocam” dedi. Bunu Ä°stanbul seçimi için demedi. Hakan Fidan da bu meseleyi bizim kadar olmasa da çalışan biri. Sadece MÄ°T müsteÅŸarı olarak deÄŸil, akademik olarak da çalışmış biri.
'MEKTUBU DEVLETSÄ°Z NASIL AÇIKLARDIM'
Ä°mralı’daki son görüÅŸmelerinizin içeriÄŸine dönecek olursak... Ä°stanbul seçimi gündeme geldi mi?
Öcalan bu konudaki görüÅŸlerini zaten benim okuduÄŸum mektup üzerinden kamuoyuyla paylaÅŸtı. Ve ikinci görüÅŸmemizde mektubun avukatları tarafından kamuoyu ile paylaşılmadığını öÄŸrendiÄŸinde ÅŸaşırıp sinirlendi.
Ve bakınız, kamuoyunun özellikle ÅŸunu bilmesini istiyorum: Öcalan “Mektubu sakın avukatlar yanınızda olmadan açıklamayın” dedi. “Ya avukatlar gelmezse?” dedim. “Nasıl gelmezler? Avukatlar gelmezlerse ters teper, sizi de komplocu ilan ederler” dedi. Ve tam da dediÄŸi gibi oldu.
O hâlde avukatlar olmadan neden açıklamayı yeÄŸlediniz? Devlet mi bu yönde size talimat verdi?
Bu mektubu devletsiz nasıl açıklardım? Beni Ä°mralı’ya götüren irade bu açıklamayı yapmamı istedi. Ben de buna uydum. Bir ahlaksızlık yapmadım. Buna uydum çünkü bu iÅŸin devletsiz çözülemeyeceÄŸine inananlardanım. Neticede CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın bilgisi dahilinde [Ä°mralı’ya] gitmiÅŸim. Yüz yıllık bir sorunu çözmek için gitmiÅŸim, bir vatandaÅŸ olarak, devlet adına deÄŸil. Bu iÅŸ üzerine yıllarca kafa yoran, yazıp çizen bir bilim insanı olarak gitmiÅŸim. Ä°stihbaratçı deÄŸilim.
Ama kamuoyu ÅŸunu da bilmeli: Ben de mektubu avukatlar olmadan açıklamaya karşıydım. Öcalan ile görüÅŸtükten sonra avukatlara ulaÅŸmaya çalıştım. Bir türlü ulaÅŸamadım. Avukatlara ulaÅŸamadığımı, WhatsApp mesajlarımı gördükleri halde bana geri dönmediklerini Öcalan’ın mektubunu okuduÄŸum basın toplantısında da açıkladım.
Basın toplantısından birkaç dakika önce endiÅŸelendiÄŸimi gören devlet yetkilisi bana korktuÄŸumu ima edince, ben de asla kendi hesabıma korkmadığımı ama mektubu avukatlar bulunmadan açıklamanın doÄŸuracağı muhtemel olumsuz sonuçlardan kaygı duyduÄŸumu söyledim.
Sonuçlar ortada. Ve o günden beri CumhurbaÅŸkanı’na, Hakan Fidan’a ulaÅŸmaya çalışıyorum. Öcalan ile tekrar görüÅŸüp bu yanlışı düzeltmemiz gerektiÄŸini söylüyorum. Her ikisine mektup yazdım. UlaÅŸtı mı onu da bilmiyorum. Ortalıkta çok tehlikeli yalanlar dolaşıyor.
Henüz yorum yapılmamış.