Perinçek: 2014 yılından beri Erdoğan Türkiye’yi değil, Türkiye Erdoğan’ı yönetiyor

“Türkçe Olimpiyatları’nı FETÖ’cülerin yaptığını bilmiyordum”

 

-Sizi hedef aldığını söylediÄŸiniz FETÖ’nün 2007’deki Türkçe Olimpiyatları’na katılamadığınız için piÅŸman olduÄŸunuza dair sözleriniz vardı…

 

Åžöyle oldu: Katılmak için gece yola çıktım Ankara’dan. Ondan sonra telefon ettim arkadaşıma. Kim yapıyor bunu dedim. O da Fethullah’ın adamları yapıyor deyince ben vazgeçtim.

 

-“Katılamadığım için piÅŸmanlık duyuyorum” da demiÅŸtiniz sonraki günlerde.

 

Türkçe’yle ilgili bir faaliyet anlamında o. Türkçe’ye sevgimden dolayı yola çıktım. Merak ettim. Davet edenler, bakanların geleceÄŸini söyledi. Merkeze koydukları koltukta benim oturacağım, hükümet üyelerinin benim etrafımda olacağı söylendi. Hükümetin de katıldığı bir Türkçe Olimpiyatı. FETÖ’cülerin yaptığını da samimi olarak bilmiyordum. Bilsem baÅŸka türlü davranırım. Hatta konuÅŸmamın ilk cümlelerini bile tasarlayarak gidiyordum. Telefon ettiÄŸim arkadaşım beni uyarınca vazgeçtim.

 

“MÄ°T MüsteÅŸarı Suriye ile görüÅŸmelere bizzat katıldı”

 

-Türkiye ve Suriye arasındaki görüÅŸmelerde aracılık yapıyor musunuz?

 

Tüm yabancı ülkelerle yaptığımız görüÅŸmeleri DışiÅŸleri Bakanlığı’yla temas kurarak bilgi veriyoruz. Tabii her ÅŸeyi söylemek gibi bir mecburiyetimiz yok. Söylemiyoruz da. Türkiye ile baÅŸka ülkeler arasında soÄŸukluk yaratacak hiçbir bilgiyi vermiyoruz. KeÅŸke bizden aracılık etmemiz için rica olsa.

 

-CumhurbaÅŸkanı, “Alt düzeyde görüÅŸmeler sürüyor” demiÅŸti.

 

Evet sürüyor. Suriye ve Ä°ran makamları bize Tahran’da 6 görüÅŸme yapıldığını bildirdi. Ama bence alt düzey deÄŸil. MÄ°T MüsteÅŸarı bizzat görüÅŸmelere katıldı. TBMM BaÅŸkanı Mustafa Åžentop da Irak’ta bir toplantıda Suriyelilerle beraber oldu.

 

-Ä°ktidarı, ABD’yle yürütülen barış koridoru görüÅŸmeleriyle ilgili eleÅŸtirdiniz. Barış koridoru deÄŸil barış çıkmazı dediniz. Nedir barış çıkmazı?

 

O koridor kimin egemenliÄŸinde olacak? Türkiye’nin mi, Suriye’nin mi? Hadi bakalım o koridoru yaptınız. Mahkemelerini kuracak? Askeri kimin askeri olacak? Devletin otoritesini temsil eden bir silah olmalı. Kimin silahı olacak? Bu soruların cevapları verilmezse bir muammadır barış koridoru. Bir çıkmazdır.

 

“Ä°ÅŸ birliÄŸi yapmayan Türkiye’nin başında oturamaz”

 

-Suriye’de kesin çözümü ne saÄŸlar?

 

Çözüm ErdoÄŸan ile Esad’ın masaya oturup el sıkışması deÄŸil. Öyle söyleyenler var. Türkiye ve Suriye devletleri iÅŸ birliÄŸi yapmak zorunda. Liderlerin görüÅŸmesi mecburi deÄŸil. Suriye ile iÅŸ birliÄŸi yapmayan, Türkiye’nin başında oturamaz. Suriye ile iÅŸ birliÄŸi yapmayan bir hükümet, PKK ile mücadelede Türk ordusunun en az kayıpla devam etmesini saÄŸlayamaz. DoÄŸu Akdeniz’de de Amerika, Ä°srail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ittifakına karşı koyamaz. Büyük zorluk yaÅŸar. Karşınızda Amerika ve Ä°srail gibi iki tane önemli güç var. Evet, Türk donanmasına güveniyoruz ama dünya dengelerinde biz yanımıza Suriye’yi, Rusya’yı, Ä°ran’ı, Irak’ı ve hatta Çin’i almadan tehditleri göÄŸüsleyemeyiz. O bakımdan Suriye anahtar rolde.

 

-Suriye’de bir af gündemde. Türkiye’de PKK’ya karşı bir af gündeme gelmeli mi çözüm için?

 

Ben bunları şimdi konuşmam. PKK yerle bir olup son neferine kadar bitirildikten sonra yaralar tabii ki sarılır.

 

“Türk devleti düÄŸmesine bastığı zaman Öcalan çaÄŸrıları yapıyor”

 

-Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çaÄŸrısı yapması etkili olur mu?

 

Öcalan kim? Öcalan, Türk devletinin elinde bir oyuncak. Türk devleti düÄŸmesine bastığı zaman çaÄŸrıları yapıyor.

 

-Siz görüÅŸtünüz Abdullah Öcalan’la. Sizce nasıl biri?

 

Oyuncak. Her zaman oyuncaktı. 1975 yılında Apocular olayını kurmaya baÅŸladığında da oyuncaktı. Suriye’ye kaçtı, Muhaberat’ın kontrolüne girdi. Amerika bölgeye gelince, PKK’nın bir kısmı Amerika’nın bir kısmı Suriye’nin oyuncağı oldu. Sonra hepsi Amerika’nın oyuncağı oldu. PKK’nın tarihi hep oyuncak tarihi oldu.

 

“Öcalan’la gazeteci olarak görüÅŸtüm”

 

-Oyuncak dediÄŸiniz kiÅŸiyle neden görüÅŸtünüz?

 

Ben gazeteciydim. Gazeteci olarak görüÅŸtüm. BaÅŸka misyonla görüÅŸenler vardı. Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Mehmet Ali Birand gibi. Bunlar doÄŸrudan doÄŸruya bizi Turgut Özal gönderdi diye söylüyorlardı.