Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Kapalı Maraş kullanıma açılacak
Follow @dusuncemektebi2
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Kapalı Maraş'ta KKTC hükümeti tarafından yürütülen, bizim de desteklediğimiz envanter çalışmasının sonuçları ışığında, arazilerin büyük çoğunluğunun vakıf malı olduğu tespit edilmiştir. Maraş, tarihi belgeler ışığında hakkaniyetli bir şekilde malların iadesi sağlanarak kullanıma açılacaktır" dedi.
Türkiye Barolar BirliÄŸi (TBB) tarafından Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde, 'Kıbrıs'ta Son Söz' paneli düzenlendi. Panele, CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) BaÅŸbakanı Ersin Tatar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, TBB BaÅŸkanı Metin FeyzioÄŸlu ile çok sayıda davetli katıldı.
Rumlar, Kıbrıs Türkünü azınlık yapmak istiyor
Panelin açılış töreninde konuÅŸan TBB BaÅŸkanı FeyzioÄŸlu, KKTC'nin güvenliÄŸinin Türkiye'den, Türkiye'nin güvenliÄŸinin de KKTC'den baÅŸladığını söyledi. Rumların ve Yunanistan'ın, Kıbrıs Türkünü azınlık statüsüne sokmak istediÄŸini belirten FeyzioÄŸlu, "Öyleyse Türkiye ve KKTC birlikte yeni bir strateji belirlemelidir. Esasen teÅŸhis doÄŸru yapıldıktan sonra çözüm gün gibi ortadadır. Rumlar, Kıbrıs Türkünü azınlık yapmak istemektedir. Azınlık demek, sayıca az olmak demek deÄŸildir. Egemen bir devletin millet unsuruna kurucu unsur olarak deÄŸil, azınlık olarak eklenmek demektir. Türk Milleti'nin bunu kabul etmesi söz konusu bile olamaz. Åžu hâlde geriye gerçekçi tek bir çözüm kalmıştır, Rum kesimi ile birleÅŸme çabasını bırakmak. KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak refah ve güvenlik içinde yaÅŸamasını saÄŸlamak gerekir" dedi.
Kıbrıs bizim için milli davadır
Adalet Bakanı Gül ise, Türkiye ve KKTC'nin çok saÄŸlam temellerle birbirine baÄŸlı olduÄŸunu söyledi. Gül, "Türkiye olarak dost ve kardeÅŸ ülke KKTC'nin istikrar ve refahını, kendi istikrarımızdan, refahımızdan ve güvenliÄŸimizden farklı görmüyoruz. Bu samimi hisler sadece bizim deÄŸil 82 milyonun ortak hisleridir. Tükiye, Kıbrıs meselesinde her zaman diyalog ve diplomasiye dayalı müzakere temelli bir yaklaşım içine girmiÅŸtir. Ancak çözümden kaçan taraf her zaman Rum tarafı olmuÅŸtur. DiÄŸer taraftan Kıbrıs meselesi bizim için milli bir davadır ve her zaman milli dava olarak kalacaktır. Bu siyasetin, partilerin üstünde bir meseledir" dedi.
Kıbrıs meselesini artık daha çok önem kazandığını ifade eden KKTC BaÅŸbakanı Ersin Tatar ise,
"Utanmadan Türkiye'nin Kıbrıs'ta iÅŸgalci olduÄŸunu söyleyenler var. Ben her zaman bunları kınadım. Çünkü Türkiye her zaman hukuk içinde hareket etmiÅŸtir. Hukuksuzluk diye bir ÅŸey yoktur. HukuksuzluÄŸu yapan güney komÅŸularımızdır. Çünkü esas iÅŸgal edilen Kıbrıs Cumhuriyetidir. Kıbrıs Cumhuriyetinde Kıbrıs Türklerinin de hakları vardır ve uluslararası anlaÅŸmalara göre, bütün dünyanın da kabul ettiÄŸi Kıbrıs'ta iki eÅŸit halk vardır; Rumlar ve Türkler. Onların bizden bir üstünlüÄŸü yoktur. Åžimdi DoÄŸu Akdeniz'de olanlar ve Rumların tek taraflı olarak Kıbrıs Türk halkının haklarına tecavüz etmeleri, bunları bizim kabul etmemiz mümkün deÄŸildir. Ve tüm bunlar uluslararası hukuka aykırıdır. Ama biliyoruz ki hukuk biraz da güce baÄŸlıdır, bizim de yanımızda Türkiye Cumhuriyeti vardır. Onun için minnettarız" ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Kıbrıs'ta artık yeni fikirlere ve önerilere ihtiyaç duyulduÄŸunu ifade eden CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Oktay da, ÅŸunları söyledi:
"Kıbrıslı Türkleri adada fiili bir azınlık olarak göstermeye çalışan Rum zihniyetinin geçmiÅŸten bu yana deÄŸiÅŸmediÄŸi aÅŸikardır. Tüm uyarılarımıza raÄŸmen, Kıbrıs Rum yönetimi yıllardır Kıbrıs Türklerinin doÄŸal kaynaklar üzerindeki eÅŸit haklarını yok sayarak hidrokarbon kaynaklarını tek başına iÅŸletmeye çalışması bunun en somut tezahürüdür. Adanın ortak sahibi Kıbrıs Türklerine kimse 'azınlık statüsü'nü reva göremez. Buna ne biz izin veririz, ne de Kıbrıs Türk halkı bunu kabul eder. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde gerçekleÅŸecek müzakerelerde, Adadaki mevcut gerçekleri ve Rum tarafının bencil tutumunu göz önünde bulundurarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin menfaatlerini koruyan yeni alternatif çözüm yolları aramakta fayda bulunmaktadır. Kıbrıs'ta yeni bir müzakerenin sonuç vermesi için siyasi eÅŸitliÄŸin tüm unsurlarıyla beraber 'müzakere daha baÅŸlamadan' kabul edilmesi ve saÄŸlam temeller üzerine inÅŸa edilmesi gerekir. Kıbrıs Rum tarafı dürüstçe ne istediÄŸini ve çözümden ne anladığını baÅŸtan açıkça söylemelidir. Siyasi eÅŸitliÄŸi tüm unsurlarıyla kabul etmesi durumunda, ilerleme saÄŸlanıp hangi temelde nasıl müzakere edileceÄŸi kararlaÅŸtırılır. EÄŸer kabul edilmezse, bu durumda adadaki gerçeklerle uyumlu bir anlayışla, 'siyasi eÅŸitlik yerine egemen eÅŸitlik temelinde' bir çözüm bulunması konusunda çalışıp; iki ayrı devlet olarak ortaklık kurulmasına gayret edilebiliriz. DeÄŸerli dostum BaÅŸbakan Ersin Tatar bu yaklaşımı 'kadife ayrılık' olarak nitelendiriyor."
Çelikten irademizle Kıbrıs'tayız
Panelin yarınki oturumlarında tartışılacak olan 'DoÄŸu Akdeniz'de enerji politikaları ve güvenlik alanı' konusunun da Kıbrıs'ın geleceÄŸi açısından büyük önem taşıdığını ifade eden CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Oktay, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Kıbrıs, sahip olduÄŸu doÄŸal kaynaklarla artık sorunların ve çözümsüzlüÄŸün deÄŸil zenginliÄŸin ve refahın adası olarak anılmalıdır. Rum tarafı çözümsüz geçen her yeni günü kendi lehine kullanarak adanın güneyinde bulunan hidrokarbon yataklarını uluslararası hukuka aykırı bir ÅŸekilde büyük ÅŸirketlere kiralamaktadır. Güney tarafını illegal yöntemlerle enerji üssü konumuna getirmeye çalışan Rumlar, ne yazık ki AB baÅŸta olmak üzere uluslararası aktörlerin de desteÄŸini almaktadır. Bu vesileyle, adanın kıta sahanlığındaki doÄŸal kaynakların tek sahibi olduÄŸunu zanneden Kıbrıs Rum tarafının giriÅŸimlerine göz yummayacağımızı burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Akdeniz Harekatı kapsamında çelikten irademizle DoÄŸu Akdeniz'deyiz."
Vakıf malı
Oktay, Kıbrıs meselesinin tarihi ve hukuki bir mesele olduÄŸuna dikkat çekerek, KKTC'de kullanıma açılması planlanan Kapalı MaraÅŸ bölgesine iliÅŸkin tartışmalara da bu anlayışla yaklaÅŸmak gerektiÄŸini ifade etti. Oktay, ÅŸöyle dedi:
"Kapalı MaraÅŸ'ta KKTC hükümeti tarafından yürütülen, bizim de desteklediÄŸimiz envanter çalışmasının sonuçları ışığında, arazilerin büyük çoÄŸunluÄŸunun vakıf malı olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. Bu vakıf arazileri, 1950'li yıllarda Ä°ngiliz sömürge yönetimi tarafından hukuka aykırı ÅŸekilde ÅŸahıslara devredilmiÅŸtir ve arÅŸivlerde bu hukuksuzluÄŸun belgeleri mevcuttur. MaraÅŸ'ta bulunan tarihimizin bir parçası ve atalarımızın mirası olan vakıfları ve vakıf mallarına iliÅŸkin hukuki çerçeveyi görmezden gelemeyiz. MaraÅŸ, tarihi belgeler ışığında hakkaniyetli bir ÅŸekilde malların iadesi saÄŸlanarak kullanıma açılacaktır. Kapalı MaraÅŸ'ta bulunan vakıf mallarının hukuki statüsüne iliÅŸkin yarınki panel oturumunun çıktılarını özellikle takip edeceÄŸiz. Herkes müsterih olsun; çözümsüzlüÄŸü dayatanlara karşı, Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüÄŸe sonsuza dek mahkum edilmesine izin vermeyiz. Hem uluslararası hem de ulus üstü platformlarda, dünyanın vicdanına, Kuzey Kıbrıs'ın haklı mücadelesini haykırmaya devam edeceÄŸiz."
Henüz yorum yapılmamış.