Özel / Analiz Haber
Kuran'da Davud A.S isminin ve kıssalarının geçtiği ayetler
2-Bakara 246-251
246 -Baksana, Ä°srail oÄŸullarının Musa'dan sonra ileri gelenlerine! Hani onlar, bir peygamberlerine: "Bize bir kumandan gönder de Allah yolunda savaÅŸalım..." dediler. O da: "Size savaÅŸ farz kılınırsa, acaba yapmamazlık eder misiniz?" dedi. Onlar: "Bize ne oldu da yurtlarımızdan çıkarıldığımız ve çocuklarımızdan ayrıldığımız halde Allah yolunda savaÅŸmayalım?" dediler. Bunun üzerine savaÅŸ kendilerine farz kılınınca da onlardan pek azı hariç, yüz çevirdiler. Ama Allah, o zalimleri bilir.
247-Peygamberleri onlara: "Allah, size hükümdar olmak üzere Talût'u gönderdi." demiÅŸti. Onlar: "Ona bizim üzerimize hükümdar olmak nereden geldi? Oysa hükümdarlığa biz ondan daha lâyıkız, ona maldan bir geniÅŸlik, bir bolluk da verilmemiÅŸtir." dediler. Peygamberleri de "Onu sizin başınıza Allah seçmiÅŸ ve ona bilgi ve vücut bakımından bir güç, bir geniÅŸlik vermiÅŸtir." dedi. Hem Allah, mülkünü dilediÄŸine verir. Allah'ın rahmeti geniÅŸtir, o her ÅŸeyi bilir.
248-Peygamberleri, onlara ÅŸunu da söylemiÅŸti: Haberiniz olsun, Onun hükümdarlığının alâmeti, size o tabutun gelmesi olacaktır ki onda Rabbinizden bir sekine (sükûnet, gönül rahatlığı), Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiyye (kalıntı) vardır. Onu melekler getirecektir. EÄŸer iman etmiÅŸ kimselerden iseniz, bunda sizin için kesin bir ibret, bir alâmet vardır.
249-Talut, ordu ile hareket edince dedi ki: "Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse, benden deÄŸildir. Kim de onu tatmazsa, iÅŸte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan baÅŸka (bu kadarına ruhsat vardır)." Derken içlerinden pek azı hariç, hepsi de varır varmaz ondan içtiler. Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde. "Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok." dediler. Allah'a kavuÅŸacaklarına inanıp, bilenler ise ÅŸu cevabı verdiler: "Nice az topluluklar, Allah'ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmiÅŸlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir."
250-Calut ve ordusuna karşı savaÅŸ meydanına çıktıkları zaman da ÅŸöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluÄŸuna karşı bize yardım et!"
251-Derken, Allah'ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, Calut'u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik) verdi ve ona dilediÄŸi ÅŸeylerden de öÄŸretti. EÄŸer Allah'ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulur giderdi. Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir.
4-Nisa 163
Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiÄŸimiz gibi, sana da vahyettik. Ä°brahim'e, Ä°smail'e, Ä°shak'a, Yakub'a, torunlarına, Ä°sa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
5-Maide 78
Ä°srailoÄŸulları'ndan küfredenler, Davud ve Meryem'in oÄŸlu Ä°sa diliyle lanetlenmiÅŸlerdir. Bu, onların isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri yüzündendi.
6-Enam 84
Bundan maada ona Ä°shak ile Ya'kubu da ihsan ettik ve her birini hidayete irdirdik, daha evvel Nuhu irdirmiÅŸtik, zürriyyetinden Davudu da, Süleymanı da, Eyyubu da, Yusüfü de, Musâyı da, Harunu da, iÅŸte muhsinlere böyle mükâfat ederiz
17-Ä°sra 55
Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir. Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik.
21-Enbiya78-80
78-Davud ve Süleyman'ı da (hatırla). Hani onlar ekin hakkında hüküm veriyorlardı. Hani milletin koyunları (geceleyin) içinde yayılmıştı, biz onların hükmüne ÅŸahittik.
79-Biz onu(n hükmünü) hemen Süleyman'a bildirmiÅŸtik; (zaten) herbirine hüküm ve ilim vermiÅŸtik. Davud'la beraber tesbih etsinler diye, daÄŸları ve kuÅŸları buyruk altına aldık. (Bütün bunları) yapan bizdik.
80-Ona, sizi savaÅŸta korumak için zırh yapma sanatını öÄŸrettik, artık ÅŸükreder misiniz?
27-Neml 15-16
15-Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin kullarının birçoÄŸundan üstün kılan Allah'a hamd olsun" dediler.
16-Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuÅŸ dili öÄŸretildi ve bize her ÅŸeyden (nasip) verildi. DoÄŸrusu bu apaçık bir lütuftur."
34-Sebe10-11
10-Andolsun ki, biz Davud'a tarafımızdan bir fazilet verdik. "Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin." dedik ve bunu kuşlara da (emrettik) ve ona demiri yumuşattık.
11-Bol bol zırhlar yap ve biçimlemede ölçüyü gözet dedik. Siz de iyi iÅŸler yapın, çünkü ben her yapacağınızı gözetiyorum.
38-Sad 17-30
17-Åžimdi sen onların dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatırla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmiÅŸti.
18-Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşamsabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
19-Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
20-Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiÅŸ ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiÅŸtik.
21-Bir de davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
22-Davud'un yanına giriverdiler de onlardan telaÅŸe düÅŸtü. Ona "Korkma!" dediler, biz iki davacıyız. Birimiz, birimize haksızlık etti. Åžimdi sen aramızda hak ile hüküm ver ve aşırı gitme de bizi doÄŸru yolun ortasına çıkar.
23-Biri: "Ä°ÅŸte bu benim kardeÅŸim. Onun doksan dokuz diÅŸi koyunu var, benim ise bir tek diÅŸi koyunum var. Böyle iken: Onu da bana ver, dedi ve tartışmada beni yendi" diye anlattı.
24-Davud dedi ki: "DoÄŸrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiÅŸtir. Gerçekten bir cemiyette yaÅŸayanların çoÄŸu mutlaka birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel iÅŸleyenler baÅŸka. Ama onlar da pek az." Davud, bizim kendisini imtihan ettiÄŸimizi sanmıştı. Hemen Rabbinden maÄŸfiret diledi, rüku ederek yere kapandı, tevbe ile Allah'a yöneldi.
25-Biz de o zannettiÄŸi ÅŸeyi kendisine bağışladık. Åžüphesiz yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir dönüÅŸ yeri vardır.
26-Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Çünkü Allah yolundan sapanlar, hesap gününü unuttukları için kendilerine çok ÅŸiddetli bir azab vardır.
27-Hem o göÄŸü, yeri ve aralarındakileri biz boÅŸuna yaratmadık. O, kâfirlerin zannıdır. Onun için vay ateÅŸe girecek olan kâfirlerin haline!
28-Yoksa, iman edip de salih amel iÅŸleyenleri biz, o yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız? Yoksa o takva sahiplerini azgın günahkarlar gibi yapar mıyız?
29-Bu, sana indirdiÄŸimiz mübarek bir kitaptır ki, insanlar onun âyetlerini düÅŸünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar.
30-Bir de Davud'a Süleyman'ı bahÅŸettik. Süleyman ne güzel kuldu. Çünkü o seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi.
DERLEYEN: CANER SEZER
Henüz yorum yapılmamış.