Güncel
Ahmet Altan: Hapishane insanların hayatını çalıyor, ben çaldırmam
Follow @dusuncemektebi2
TBMM heyeti Silivri Cezaevinde incelemelerde bulundu. Heyette bulunan CHP’li Ali Haydar Hakverdi, izlenimlerini aktardı
Ä°nsan Haklarını Ä°nceleme Komisyonu Tutuklu ve Hükümlü Haklarını Ä°nceleme Alt Komisyonu, 5 Eylül’de Silivri Cezaevine gitti.
Heyetin ziyaret ettiÄŸi isimler arasında Eren Edem, Ahmet Altan, Selçuk KozaÄŸaçlı da bulundu.
B 2 Blok’ta kalan Ahmet Altan, kendisine ziyaret eden CHP’li vekil Hakverdi’ye ÅŸunları söyledi:
Hapishane insanların hayatını çalıyor. Ben çaldırmam. Ben yazıyorum burada. Benim hayatımı çalamazsınız. Zamanında AK Parti’yi çok destekledik. Siz dışardasınız ÅŸimdi ben burada. Hepiniz niçin burada olduÄŸumu çok iyi biliyorsunuz.
Mahkumlar ve tutukluların şikayetleri
CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin izlenimlerine göre, mahkum ve tutuklular en çok saÄŸlık koÅŸullarının kötülüÄŸünden, görüÅŸ kısıtlamalarından ve infaz koruma memurlarının uyguladığı kötü muameleden ÅŸikayetçi oldu.
Mahkum e tutuklular, infaz koruma memurlarının hastalıklarına inanmadıklarını, cezaevinde sadece bir diÅŸ hekiminin olduÄŸunu, revire çıkmak için çok sıra beklediklerini, en erken 3 ayda muayeneye çıkabildiklerini anlatırken, birtakım mahkum da "Aile görüÅŸlerimizi yarım saatle bir saat arası olması gerekirken biz sadece 15 dakika görüÅŸebiliyoruz" dedi.
Hakverdi’nin cezaevi izlenimleri:
“5 Eylül 2019 PerÅŸembe günü Tutuklu ve Hükümlü Haklarını Ä°nceleme Alt Komisyonu olarak 490 personelin görev yaptığı Türkiye’nin en büyük cezaevi olan Silivri Cezaevini ziyaret ettik. Ziyaret tarihimiz itibariyle cezaevinde 13 Bin hükümlü, 9.700 tutuklu olmak üzere toplam 22.700 hükümlü ve tutuklu kalmaktadır. Aynı zamanda cezaevi kampüsü içinde 9 adet duruÅŸma salonu var. Haftada 20 bin ziyaretçi gelmekte, yine haftalık 650 hükümlü ve tutuklunun mahkeme ve nakil gibi gerekçelerle sevki yapılmakta.
"Cezaevi giriÅŸinde açtığınız bir kapı kapanmadan koridora açılan diÄŸer kapı açılmıyordu"
5 Eylül günü cezaevi yönetiminin bilgilendirmesi ve sunumu sonrasında saat 11.00’de otobüs ve dolmuÅŸ duraklarının olduÄŸu ana kapı önünde komisyon olarak basın açıklaması yaptık. Basın açıklaması sonrasında çevremizi saran mahkum yakınlarından biri: “Evladım askerde erdi, tezkeresine 8 gün kalmıştı. Üç yıldır cezaevinde. Erler suçsuzken parayı basan asıl suçlular dışarıda. Benim oÄŸlumsa içeride.” diye isyan ediyordu. Bir diÄŸer mahkum yakını ise: “Benim oÄŸlumun da 15 günü kalmıştı” diye bağırıyor, cezaevi içerisine yürüdüÄŸümüz sırada baÅŸka bir kadın ise: “FETÖCÜ hakimler yüzünden kocam içeride.” diye bağırıyordu.
Cezaevi giriÅŸinde açtığınız bir kapı kapanmadan koridora açılan diÄŸer kapı açılmıyordu. Heyet olarak koridor giriÅŸinde toplandık.Kapının kapanması ile önce koridora oradan da iÅŸ atölyesine geçtik.
"En erken 3 ayda muayaneye çıkabiliyoruz"
Bu deri iÅŸçiliÄŸi, cüzdan kartlık gibi üretimler yapılıyor. Burada çalışan mahkumlar haftalık 300 TL ücret alıyor. Atölyede çalışmak için mahkumların yoÄŸun talebi var. Ancak idare tarafından olumlu görüÅŸ bildirilen sınırlı sayıda mahkuma çalışma olanağı saÄŸlanıyor.
GörüÅŸtüÄŸümüz mahkumlar:
-Kantinden istenilen ihtiyaç malzemelerinin ellerine geç ulaÅŸmasından,
-Hastalık halinde muayeneye götürülmemelerinden veya geç götürülmelerinden/sevk edilmemelerinden,
-Günlük verilen yemek miktarının azlığından,
-Banyoda çamaşır yıkama sırasının gelmemesinden,
-Kargoyla gelen iç çamaşırın geri gönderilerek hesabındaki para ile kantinden al denilmesinden,
-Bazı infaz koruma memurlarının kamera olmayan yerlerde hakaret ve küfür etmelerindenÅŸikayetçi oldular.
Mahkumların iÅŸ atölyesinde ve birkaç farklı koÄŸuÅŸta dile getirdikleri önemli sorunlardan biri de saÄŸlık problemleriyle yeterince ilgilenilmemesi. Mahkumlar infaz koruma memurlarını hastalıklarına inandırmaya çalıştıklarını, cezaevinde sadece bir diÅŸ hekiminin olduÄŸunu, revire çıkmak için sıra beklediklerini, en erken 3 ayda muayeneye çıkabildiklerini, ancak özel diÅŸ hekimi olduÄŸunu ve parasını verirsen doktorun 3 günde geldiÄŸini ifade ettiler.
A Blok cinsel koÄŸuÅŸ (taciz ve tecavüz suçlarını mahkumlar ve idare böyle adlandırıyor)
"Burada olanları size anlatırsak bize farklı muamele yaparlar"
KoÄŸuÅŸ iki katlı, alt kat yemek yeme, televizyon izleme iki tuvalet ve iki banyolu ve 7’ye 18 adım olan dar bir havalandırmaya açılan ortak kullanım alanı. Üst kat 6 tane 10 metrekare odadan oluÅŸuyor. Her bir odada iki katlı 3 ranzada 6 kiÅŸi kalıyor. Odalarda kalanlar dışında üst katta merdiven başında 4 ranza ve bir de yerde yatak var. Her bir oda birer kiÅŸi olarak planlanmış olmasına raÄŸmen bir odada 6 kiÅŸi kalıyor. Bu yetmemiÅŸ ortak alanlara ranza atılmış, bu da yetmemiÅŸ yere yatak serilmiÅŸ…Burada görüÅŸtüÄŸümüz mahkumlar “Biz burada olanları size anlatırsak sizden sonra bize farklı muamele yaparlar.” diyerek ÅŸikayetlerini anlatmakta çekiniyorlardı.
"İlk geldiğimizde 'hoş geldin' dayağı atıyorlar"
Åžikayetlerini beyan eden mahkumlarsa: “Buraya ilk geldiÄŸimizde bize hoÅŸ geldin dayağı atıyorlar. 3 aydır revire çıkamıyorum. DiÅŸ aÄŸrısından duramıyorum, buna inandıramıyorum. Yemeklerimiz az, ekmek yeterli ama haftasonu bayat oluyor. Plastik masa ve sandalyeyi para ile alıyoruz, durumu olmayanların masa ve sandalyeleri yok. KoÄŸuÅŸumuzun boya parasını bile bizden alıyorlar. Kalabalığız, bir kiÅŸi yerde yatıyor. AnlaÅŸamadığımız kiÅŸilerle ayrı koÄŸuÅŸta kalma talebimiz yerine getirilmiyor. Aile görüÅŸlerimizi yarım saatle bir saat arası olması gerekirken biz sadece 15 dakika görüÅŸebiliyoruz. Önceleri aramızda masa vardı ama biz birbirimize sarılabiliyorduk. Åžimdi çok büyük masalar var. Açık görüÅŸlerde aramızdaki mesafe nedeniyle sarılamıyoruz ailemize.” Bu koÄŸuÅŸ ziyaretini sonlandırıp ayrılırdık.
Ä°ÅŸ yeri atölyesinde tek tip tiÅŸört giyen ve arabetk dinleyen mahkumlar var
Aynı blok içerisinde bir diÄŸer ‘cinsel koÄŸuÅŸ’ ziyaretinde aynı fiziki koÅŸullar ile karşılaÅŸtık. Burası sigara içilmeyen bir koÄŸuÅŸ. Åžikayetler bir önceki koÄŸuÅŸ ile aynı. Hasta olan bir mahkumun getirildiÄŸini, bir gün sonra öldüÄŸünü beyan ettiler. Temel sorunlarının kötü muamele ve küfür olduÄŸunu, eÄŸitim ve spordan faydalanamaazdıklarını söylediler. BaÅŸka bir cezaevine sevkinin alınmasını isteyen mahkum kendisinden 6 bin lira istendiÄŸini ancak bunu karşılayacak durumunun olmadığını söyledi.
Tek tip mavi tiÅŸört giyen mahkumlar, arabesk müzik eÅŸliÄŸinde iÅŸveren temsilcisi olarak bilinen özel sektör yetkilisi gözetiminde iÅŸ kıyafeti dikimi yapıyorlar. Aylık 300 TL civarı gelirleri var. Çalışmanın iyi geldiÄŸini, iÅŸ öÄŸrendiklerini ve zamanın daha çabuk geçtiÄŸini söylüyorlar. Kantinin yoÄŸunluÄŸu ve ürün eksikliÄŸinden ÅŸikayet ediyorlar. Revire çıkma sıkıntısı burada da belirtildi.
2 memur ekonomik nedenlerle hayatını sonlandırdı
Ceza infaz memurları ile sohbetimizde, en büyük sorunlarının personel yetersizliÄŸi olduÄŸu, sınıflarının güvenlik sınıfına alınmasını ve ek göstergelerinin 3600 olması gerektiÄŸini, personel arasında sözleÅŸmeli ve kadrolu farkı olduÄŸunu, ekonomik nedenlerle bu cezaevinde iki infaz koruma memurunun intihar ettiÄŸini, 8 saat çalıştıklarını ama 24 saat her an çaÄŸrı üzerine geldiklerini söylediler.
Bir kadın memur, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı’na 3 yıllık sözleÅŸmeli memur olduÄŸunu, yükselemediÄŸini ve personelin azlığını anlatırken titriyordu. KonuÅŸması bitince “zangır zangır titredim ölüyordum heyecandan” diyerek yanındaki arkadaşına sarıldı.
"Birer kişi planlanmış odada 6 kişi kalıyor"
KoÄŸuÅŸ iki katlı, alt kat yemek yeme, televizyon izleme iki tuvalet, iki banyolu ve 7- 18 adım olan havalandırmaya açılan ortak kullanım alanı. Üst kat 6 tane on metrekare odadan oluÅŸuyor. Her bir odada iki katlı 3 ranzada 6 kiÅŸi kalıyor. Odalarda kalanlar dışında üst katta merdiven başında ranza var. Her bir oda birer kiÅŸi olarak planlanmış, ancak 6 kiÅŸi kalınıyor. KoÄŸuÅŸta toplam 42 kiÅŸi vardı.
KoÄŸuÅŸa girdiÄŸimizde kendi sandalyelerini bize vererek karşımıza geçtiler. Mahkumlardan biri ortaya sandalyesini çekip oturdu. “Buraya gelirken yaÅŸadığımız sorunlardan bahsetmezsek sadece burayı dinlemeniz sonuç vermez, incelemelerinizin anlamı olmaz” dedi. Heyet baÅŸkanımız “Görev kapsamımız yalnızca cezaevi koÅŸullarının izlenmesi dedi.”
"En büyük sorun hastane sevki, suların pis akması"
“En büyük problemlerimiz: Hastane sevki, suların pis akması. Bunun sonucunda vücudumuzda yaralar çıkıyor, dün kantinden aldığım su ile kafamı yıkadım.Haftada sadece bir saat spora çıkabiliyoruz. 6 kiÅŸi bir kiÅŸilik odada nefes almadan yatıyoruz. Åžu an 42 kiÅŸiyiz ama 59 kiÅŸi olduÄŸumuz zamanları da gördük.”
DiÄŸer L tipi koÄŸuÅŸlarla aynı fiziki yapıda, daha aydınlık, daha temiz ve düzenli olan iki katlı koÄŸuÅŸta alt kat ortak kullanım alanı ve havalandırma; üst kat 6 odalı yatakhane. KoÄŸuÅŸta 16 kiÅŸi kalıyor ve hepsi Türk asıllı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. 10 metrekare odada 2 veya 3 kiÅŸi kalıyor.
En büyüÄŸü 45, en küçüÄŸü 26 yaşında 16 erkek kalıyor. Ayaklar çıplak ve terlikli, hepsi uzun sakallı kendi sandalyelerinde karşımızda sıralı halde oturdular. KoÄŸuÅŸtaki televizyon üzeri ince bir karton ile kapatılmış. Kartonun üzerinde iki yaÅŸlarında küçük bir çocuÄŸun güvercinler arasında resmi var. Ancak çocuÄŸun yüzü tükenmez kalem ile görülmeyecek ÅŸekilde karalanmış.
Televizyon altında duvarda “Ahlak ve fazilet aklın dışarıdan görünüÅŸüdür.” yazıyor.
“Kendi paramızla kitap okuyamıyoruz, kitap hakkımız verilmiyor, kütüphaneden alıyoruz ama istediklerimiz olmuyor, Seyyit Kutup okuyamıyoruz. GörüÅŸ sıkıntısı yaşıyoruz, görüÅŸ sürelerine uyulmuyor.” beyanlarında bulundu mahkumlar.
Duvarda A4 boyutundaki bir kağıtta “El” ile baÅŸlayan sözcükler bir sayfa boyunca sıralanarak sözcüklerin anlamları yazılmış:
El Samed: Muhtaç olmayan
El Kadir: Mutlak üstün
El Muhit: Sarıp kuşatan
El Vasi: GeniÅŸ olan…
Duvarda bir pano asılı ve panoda Arapça yazılar, yanında “Allah rızası için herkes görevini hakkıyla yerine getirsin.” yazısının altına bir aylık nöbet çizelgesi yapılmış. 23.30 ‘sessizlik saati’ yazıyor ve nöbetçi vazifeleri sıralanmış.
“Bir kimse gaza etmeden ve gaza etmeyi gönlünden geçirmeden ölecek olursa münafıklığın bir ÅŸubesi üzerinde ölür (Buhari).” cümlesi de panoda yazanlar arasında.
"Kulağıma fısıldadılar"
KoÄŸuÅŸtan ayrılmak üzereyken bir mahkum bana yaklaÅŸarak koÄŸuÅŸtan ayrılmak istediÄŸini söyledi. Gerekçe olarak anlaÅŸamadığını ve sigara içemediÄŸini gösterdi. Bir baÅŸka mahkum ise aile özel görüÅŸ hakkının bir yıldır verilmediÄŸini fısıldadı. Ä°sim bilgilerini aldım, idareye ilettim. KoÄŸuÅŸ kapası kapanırken mahkumlar ‘teÅŸrik tekbiri’ne baÅŸladı.
A Blok (Fetö sivil): Evimde Tayyip ErdoÄŸan’ın resmi asılıydı
FETÖ davasından yargılanan sivillerden oluÅŸan mahkum koÄŸuÅŸu iki katlı, diÄŸer koÄŸuÅŸlarla aynı fiziki koÅŸullara sahip. KoÄŸuÅŸta 36 kiÅŸi bulunmakta. KoÄŸuÅŸta avukatlar, cezaevi izleme kurulu baÅŸkanı, üniversite dekanı olan mahkumlar vardı. SaÄŸ tarafta kapı aÄŸzında çok sayıda 1,5 litrelik su biriktirilmiÅŸ.
“SaÄŸlık ve nakil temel sorunumuz. Haftada bir kapalı, ayda bir açık görüÅŸ hakkımız var. GörüÅŸlerde35 dakikadan fazla görüÅŸtürülmüyoruz. Haftada bir spor hakkımız var ama biz 15 günde bir spor için çıkarılıyoruz. Gardiyanlar ile sorun yaÅŸamıyoruz. Sayım denildiÄŸinde hemen bahçeye çıkıyoruz. DiÄŸer siyasiler gibi saygısızlık yapmıyoruz. Dışarıdan yayın istiyoruz ama dört aydır bu yayınlar alınmıyor. KiÅŸi başı 7 kitap hakkımız vardı ÅŸimdi 10 kitaba çıkarıldı.”
Alt kat merdiven başında 3 litrelik pet ÅŸiÅŸe baÄŸlanıp üst tarafı kesilmiÅŸ. Üzerinde “Dilekçe ve Kantin Talep Dilekçe Kutusu” yazıyor. Merdivenlere yuvarlak satranç kutuları sıralı dizilmiÅŸ. Üst kat odaların dışında kalan merdiven başı kısmında yere battaniye serilmiÅŸ ve üzerine çarÅŸaf serilerek namaz için yer hazırlanmış. Merdiven çıkışı tam karşı duvara Türk bayrağı asılmış.
"Meslek edinme kursu istiyoruz, biz insanız"
- “DiÅŸ çekimi için gittim. UyuÅŸturucu iÄŸne vurulmasından diÅŸimin çekilmesine kadar bütün her ÅŸeyi kelepçeli olarak yaptılar. Dışarıdan doktor isteyenler oluyor ama pahalı. Burada kan tahlili yaptılar ve kanımda mikrop olduÄŸunu tespit ettiler. Hastaneye sevkim yapıldı, hastane, yapılan tahlilin yanlış olduÄŸunu, mikrop bulgusunun doÄŸru olmadığını ortaya çıkardı.”
"AK Parti vekillerinin hepsine hakımı haram zıkkım ediyorum"
- “Meslek edindirme kursu istiyoruz, biz insanız. Suçlu olsak da olmasak da kaderimizi yaşıyoruz. Bu kadar mı düÅŸtük.”
- “Terörle mücadele gazisiyim. Evimde Tayyip ErdoÄŸan’ın resmi asılıydı. Yıllarca AKP’ye oy verdim. AKP vekillerinin hepsine hakkımı haram zıkkım ediyorum.”
- “Suçsuz yere yatıyorum. Bıçak bile tutmadım. Ben teröristim öyle mi(!)?”
Asker mahkumlar
Turuncu tek tip tiÅŸört giyinen mahkumlar, iç çamaşırı katlama ve poÅŸetleme iÅŸi yapıyordu. Özel sektör temsilcileri de yanlarındaonlarıtakip ediyordu. Hiçbir sorunlarının ve taleplerinin olmadığını söylediler. Af beklentilerini dile getirdiler.
C Blok F Tipi
Saat 14.30 civarında araçlarla L tipinden ayrılarak kampüs içinde F Tipi cezaevi kısmına geçtik. Cezaevi idaresinin yönlendirmesinden bağımsız ve hedefsiz olarak saÄŸda bulunan ilk koridorun ilk hücresinin açılmasını istedik.
B koridoru ilk hücre (Asker mahkum FETÖ)
Ä°ki katlı, alt katında plastik yemek masası ve sandalye, küçük buzdolabı ve televizyon; tuvalet ve banyo ortak kullanım alanı, havalandırma; üst katta yatakların olduÄŸu bölüm mevcut.
Üç kurmay albay birlikte kalıyor. Biri havacı, biri karacı bir diÄŸeri Kuleli Askeri ÖÄŸrenci Okulu komutanı.
"15 Temmuz'da köprüyü kesen askerlerin komutanı bendim"
Kuleli Askeri ÖÄŸrenci Okulu komutanı olan albay: “Cezaevi sürecine kadar basına görüntüleri yansıyan iÅŸkencelere maruz kaldım. Ä°lk geldiÄŸimde beni telefon kulübesi gibi bir yere sokup dövdüler. Ä°lk haftalarda yoÄŸun baskı vardı. Åžu anda baskı yapmıyorlar. Köprüdeki öÄŸrenciler benim askerimdi.”
Havacı albay: “Köprüyü kesen askerlerin komutanı bendim. Biz Sabiha Gökçen Havaalanından terör eylemi var diye çıktık. Köprüyü kestik. Aslında diÄŸer havaalanına gideceÄŸimiz söylenmiÅŸti.”
Mahkumların yargılandıkları dosyalar üzerinde konuÅŸmayı sürdürmesi üzerine komisyon üyeleri, yargılama dosyası ile ilgili gelmediklerini, cezaevi koÅŸulları için geldiklerini ve inceleme yaptıklarını söylediler. Mahkumlar, ÅŸu an cezaevinde iÅŸkenceye maruz kalmadıklarını, gelene kadar çok fazla iÅŸkence gördüklerini anlattılar.
B Blok koridoru ikinci hücre (gazeteci)
B BloÄŸun ilk hücresinden çıkışta hücre camından ÅŸahsıma ismimle seslenildiÄŸini duydum.
Fox TV ve Zaman'dan gazeteciler
Yan hücreye heyet olarak girdiÄŸimizde Fox TV‘den Ercan Gün’ün, Zaman Gazetesinden Mustafa Ünal’ın ve Ali AkkuÅŸ’un birlikte kaldığını gördük. Fiziki olarak yan hücre ile aynıydı.
Ercan Gün: “Her türlü sosyal faaliyetten yoksunuz. Kuran öÄŸrenmek istedim, öÄŸrenemedim Ä°stediÄŸimiz gazete gelmiyor. Israrla TRT 2 izlemek istiyoruz ama yayın vermiyorlar. TRT 2’de Kaliteli filmler var. 37 aydır tutukluyum. Kelepçe vurulduÄŸu için ne hastaneye ne mahkemeye gittim. YemeÄŸe iliÅŸkin bir saÄŸlık sorununuz varsa burada kesinlikle ölürsünüz. Yemeklerdeki yaÄŸ çok kötü. Kantinler merkeze baÄŸlandı. Üç haftadır taleplerimiz alınmıyor.”
“Okula giden küçük çocuklarımız var. Hafta içi görüÅŸe gelmeleri mümkün olmuyor. En azından onları görebilmek için görüÅŸler hafta sonu da düzenlenebilir.”
“Masumiyetimize hukuk deÄŸil siyaset karar veriyor. Siz bizim masum olduÄŸumuzu biliyorsunuz. Bize sorunlarımızı soruyorsunuz, esas sorun adalet. Adaletin “A”sı olsa baÅŸka bir ÅŸey istemeyiz.”
Eren Erdem’in hücresi
Hücre kapısının camında “ekmek istemiyorum” yazıyordu. BaÅŸ infaz memuru kapıyı çalıp kilidi açtı. Kafamı uzatıp misafir kabul edip etmediÄŸini sordum, cevap beklemeden içeri daldım. KucaklaÅŸtık. ÅžaÅŸkın karşıladı. Üzerinde tiÅŸört, eÅŸofman ve spor ayakkabı vardı. Son ziyaretimde komisyon ile de geleceÄŸimi söylemiÅŸtim ama zaman belirsizdi. Tek kiÅŸilik hücrede kalıyordu. Hücre tek katlıydı. Gün içinde iki kiÅŸi ile görüÅŸebildiÄŸi havalandırma ortaktı. Hava kararmadan havalandırma ve kapılar kapanıyor, yalnız kalıyordu. Küçük televizyonda TV8 açıktı. Takıldım, “hep siyaset hep haber, zaman geçmiyor” dedi, gülüÅŸtük. Yatağının üstünde Waller Newell’in Tiranlar: “Gücün AdaletsizliÄŸin ve Terörün Tarihi” kitabı vardı.
"Zincirle askere bağlanıyoruz, onu kırıcı olduğundan hastaneye gitmiyorum"
“Burada çalışan arkadaÅŸlarla bir sorunum yok. Genel anlamda hepsi emekçi ve insani duyguları da geliÅŸmiÅŸ. Bireysel olarak sorunlu bir memur var, genelde çoÄŸu mahkum ÅŸikayetçi kendisinden. Onun dışında infaz memurlarına teÅŸekkür ederim. Spor haftada bir saat, mektup ve kitap sorunum yok. Gazetelerim geliyor yalnız ‘Yeni YaÅŸam’ gazetesi gelmiyor. Kampüs içindeki hastaneye giderken kelepçe takıyorlar. Takılan kelepçeye bir zincirle öndeki askere, bir zincirle saÄŸdaki, bir zincirle soldaki askere baÄŸlanıyoruz. Bu çok onur kırıcı olduÄŸundan hastaneye gitmiyorum.”
"Buralara sakın düÅŸme"
Havalandırmaya bakan tek cam, havalandırma kısmından demir parmaklıklarla kapatılmış. Demir parmaklıkların havalandırmaya bakan tarafına kuru soÄŸanlar dizilmiÅŸ. Odasında kapının sağında kendine pano yapmış. Panoda saÄŸ üste ‘Leman’ dergisinden alınmış bir karikatür, sol üste ‘Kafa’dergisinden alınmış bir karikatür asmış. Sarıldık, vedalaÅŸtık. Arkamdan seslendi: “Buralara sakın düÅŸme” dedi. Döndüm “Mümkünse dışarıda görüÅŸelim, çok iÅŸimiz var.” dedim, gülüÅŸtük.
PKK koÄŸuÅŸu: Ayakkabılar merdivene sıralanmış, düzenli bir koÄŸuÅŸ
Üç kiÅŸi iki katlı hücrede kalıyordu. Havalandırma ve alt kat üç kiÅŸinin ortak alanı. Yatak kısmı üst katta; alt katta bir banyo tuvalet, küçük buzdolabı, üzerinde küçük televizyon, plastik masa ve üç sandalye var. 5 litrelik 10 su dizilmiÅŸ. Ayakkabılar merdivene sıralanmış, düzenli bir koÄŸuÅŸ. SaÄŸlık ve sevk sorunları diÄŸer talepler ve ÅŸikayetlerle ortaktı. Yeni YaÅŸam gazetesi verilmediÄŸini ve memurların keyfi davrandıklarını söylediler.
Ahmet Altan'ın koğuşu
Hücreye girdiÄŸimizde FETÖ dosyasından yargılanan iki gazeteci iki katlı hücrede kalıyordu. Kendimizi tanıttık ve ÅŸikayetlerini dinledik. Cezaevi koÅŸullarından çok ülke koÅŸullarından ÅŸikayetçilerdi. Ahmet Altan o sırada ziyaretçisi ile görüÅŸtüÄŸünden hücresinde deÄŸildi. Ayrıldığımız sırada kapıda karşılaÅŸtık.
“Oooo nereye gidiyorsunuz beni görmeden, gelin size kahve ikram edeyim” diyerek her birimizle tokalaÅŸtı. Heyet ile birlikte yeniden hücreye girdik ve buradan havalandırma kısmına geçtik.
Heyet baÅŸkanının sorduÄŸu “Nasılsın?” sorusuna, “Sayenizde dinç kalıyoruz burada. Gelin yatın siz de çok seversiniz. Hiç üzülmeyin bu kadar adamı AK Parti cezaevine tıktı diye, çok kötü bir yer deÄŸil valla.” diyerek güldü.
Dosyası sorulduÄŸunda “Meksika’da her ÅŸeyi göze almış haydut çetesi gibiler, Yargıtay’ın kararı bozmasına dahi uymayabilir bu herifler.” dedi.
“Hapishane insanların hayatını çalıyor. Ben çaldırmam”
“Hapishane insanların hayatını çalıyor. Ben çaldırmam. Ben yazıyorum burada. Benim hayatımı çalamazsınız. Zamanında AKP’yi çok destekledik. Siz dışardasınız ÅŸimdi ben burada. Hepiniz niçin burada olduÄŸumu çok iyi biliyorsunuz.”
Heyet BaÅŸkanı “O iÅŸler bizim iÅŸimiz deÄŸil yargı karar verir.” dediÄŸinde “Hadi canım hepimiz biliyoruz kimin karar verdiÄŸini, burada birbirimizi kandırmayalım.” diyerek güldü. Ardından “Siz nasılsınız, dışarıda bir isteÄŸiniz var mı?” diye gülerek sordu.
Heyet baÅŸkanı “Madem yazıyorsun, bir de demokrasi manifestosu yaz.” dedi yine gülerek.
“Onu yazınca hapse atıyorsunuz oÄŸlum.” diye cevapladı. Gülerek karşıladı, gülerek uÄŸurladı….
C 6 Blok Selçuk KozaÄŸaçlı Hücresi
Cezaevi ziyaretimiz sırasında tüm gün cezaevi müdürüne Selçuk KozaÄŸaçlı’yı sordum. Önce avukat sonra aile görüÅŸünde dediler. Ziyaretçileri gidince haberi geldi. Heyetle son ziyaret olarak hücresine geçtik. Üç kiÅŸi ile birlikte iki katlı hücrede ortak havalandırmayı kullanıyordu.
“Davam devam ederken 500 gün hukuksuz olarak 12 metrekare hücrede yalnız kadım. Son 60 gündür üç kiÅŸi kalıyorum. Hastane sevklerinde üç jandarmaya kelepçeden zincirle baÄŸlanarak götürülmeyi kabul etmiyorum. Bunu, insanlık dışı onur kırıcı buluyorum. Revir iyi çalışmıyor ve ciddi saÄŸlık sorunları olan arkadaÅŸlar var. Davam istinaf mahkemesinde ama mahkemeler hükümetten çekiniyor. Yargıtay, istinafın onama istediÄŸi 6 ayrı müebbet dosyasını beraat talebi ile bozdu. Durum bu kadar vahim. Hakkında toplatma kararı olmayan sürekli yayınlar, Yeni YaÅŸam, YürüyüÅŸ, Kızılbayrak gibi yayınlar keyfi olarak cezaevine alınmıyor. Açlık grevi devam eden 4 kiÅŸi var. 100 gün olacak neredeyse. Grup Yorum kötü yargılama ile gerekçesiz mahkumiyet kararları aldı. Hemen hemen hepsi 37 Ağır Ceza Mahkemesinin önüne geliyor. 33 yaşında bir mahkeme baÅŸkanı var. Bir haftada 10 kiÅŸi maksimum 10 saat diÄŸer mahkumlarla sohbet hakkı varken bizi beÅŸer beÅŸer 3 saat görüÅŸtürüyorlar.”
Silivri cezaevinden akÅŸam 18.00 civarında heyet olarak ayrıldık.”
Henüz yorum yapılmamış.