Sosyal Medya

Adalet Bakanı Gül kolay 'malum ekip' tarafından yenilecek bir lokma çıkmadı

Kendine ayak bağı gördüklerini şucu, bucu olmakla suçlayarak tasfiye etmek, en bilindik FETÖ yöntemiydi.



Akif Beki - Karar
 
Ve ne yazık ki FETÖ'yle mücadelenin kendisi de buna alet edilmekten kurtulamadı.
 
Bu FETÖ klasiÄŸi, en anti-FETÖ'cü görünenlerin elinde bile oyuncaÄŸa dönüÅŸtü.
 
Canını sıkan mı, ayağına basan mı, önünü tıkayan mı, karşı gelen mi, zorluk çıkaran mı, itaatsizlik eden mi, baÅŸ aÄŸrıtan mı, söz dinlemeyen mi, kafa karıştıran mı var; FETÖ'cü der kaydırırsın ayağını, çözümü kolay...
 
Ä°ç iktidar çekiÅŸmelerinde de fütursuzca kullanıldı.
 
FETÖ'yle mücadelenin araçsallaÅŸtırılması en çok bu mücadeleye zarar verir, inandırıcılığını yok eder, davaları sulandırır, FETÖ'ye yarar, Pensilvanya'yı sevindirir, bunu en çok FETÖ'cüler ister, yapmayın etmeyin diye uyaranlar da aynı yöntemle hedef yapıldı. 
 
 
 
EtkisizleÅŸtirme, korkutma, susturma, pıstırma, harcama silahı olarak hala revaçta.
 
Oysa...
 
Yöntemleri yenilmeden FETÖ'ye karşı savaÅŸ kazanılmış sayılabilir miydi?
 
Bir FETÖ'nün gidip yerine yenisinin gelmesi baÅŸka türlü nasıl önlenebilirdi?
 
Direnenler direndi ama kendi söyleyip kendi dinleyerek. Müdahale ve durdurma imkanına sahip asıl muhataplar kıllarını kıpırdatmadı.
 
Habis yöntemleri bitirilmeden FETÖ bitirilemez; mücadelenin esası o yöntemleri tedavülden kaldırmak, bir daha hortlamamak üzere topraÄŸa gömmek olmalıydı.
 
Söylemekten dilimizde tüy bitti ama nihayet bu görüÅŸ, kabinede de kendine güçlü bir ses buldu; hem de Adalet Bakanlığı koltuÄŸunda. Hem de iktidar medyasından "FETÖ'cüler yargıda kritik görevlere getiriliyor, tehlikenin farkında mısınız" atışları patlar patlamaz...
 
Kabine revizyonu öncesinde düÄŸmeye basılmış, FETÖ'den kopyalama Pelikanvari bir operasyonla suyu ısıtılmaya baÅŸlamıştı...
 
Bakanı sahiplenen bir karşı atak da hemen devreye girdi, "Abdülhamit Gül'ü yedirmeyiz" pankartları açıldı sosyal medyada.
 
Bir 'yeme' operasyonuyla karşı karşıya kaldığını destekçileri bile çakmışken Bakan Gül mü çemberin daraldığını, çanların bu sefer kendisi için çaldığını anlamayacak?
 
Dün sert bir çıkışla yarma harekatına girdi. Fakat 'Halep oradaysa arşın burada' dikliÄŸiyle kafa tutması bir ilk.
 
Åžu salvosu, FETÖ'yü özel ajandalar için araçsallaÅŸtıran saldırılara aynı zamanda bir meydan okuma:
 
"FETÖ ile mücadele FETÖ'cü yöntemlerle yapılamaz. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bu FETÖ'nün bir tezahürüdür. Daha düne kadar FETÖ ile aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün utanmadan çıkıp FETÖ'yle mücadele dersi vermeye kalkmasınlar..."
 
Mücadelenin "FETÖ’cülerin yaptığı gibi herkesi aynı çuvala koyarak deÄŸil sadece ve sadece hukuktan ve anayasadan emir alarak yapıldığı"nı haykırması, boÅŸuna deÄŸil. Kolay lokma olmayacağı mesajını veriyor.
 
Çetinceviz çıktı, sindirilmesi zor bir demir leblebi...Teslim bayrağı yerine direniÅŸ hattı çekti, dayatmalarına boyun eÄŸmesini bekleyenlere baÅŸkaldırıyor.
 
Fakat karşısındaki dar kadrocu klik de kavi, diÅŸ geçirmede tecrübeli. Ve Bahçeli'nin uygun görmediÄŸini söylemesine raÄŸmen, bir kabine deÄŸiÅŸikliÄŸinde Gül'ü tasfiye hesabına girecek kadar da gözü karartmış...
 
Nasıl bir rahatsızlık verdi, nerede ters düÅŸtüyse artık, siyasi kariyerini topun aÄŸzına koymakta kararlı gibiler.
 
Kim baltayı taÅŸa vurdu, kim sert kayaya çattı, Hanya'yı Konya'yı görürüz üç vakte.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.