Endülüs Fatihi, Gemileri Yakan Komutan: Tarık Bin Ziyad
Emeviler tarafından Kuzey Afrika topraklarından esir olarak alındı ancak o, kabiliyetiyle kendisini gösterip içlerinden sıyrılmayı başardı. Müslüman olmasıyla azat edildi, şanlı bir komutan oldu. Yendi, yenildi; kimi zaman cesaretiyle bütün engelleri aştı kimi zaman tereddüt edip vazgeçmenin sınırından geçti. Ta ki rüyasında Allah Resulü'nü görüp askerleriyle birlikte bir an bile dönüşü düşünmemek adına tüm gemileri yakana kadar! İşte İslam'ı yaymak için çabalayan Tarık bin Ziyad'ın hayat hikayesi…
Bir An Bile DüÅŸünmedi
Emeviler tarafından Kuzey Afrika topraklarından esir olarak alındı ancak o, kabiliyetiyle kendisini gösterip içlerinden sıyrılmayı baÅŸardı. Müslüman olmasıyla azat edildi, ÅŸanlı bir komutan oldu. Yendi-yenildi; kimi zaman cesaretiyle bütün engelleri aÅŸtı, kimi zaman tereddüt edip vazgeçmenin sınırından geçti. Ta ki rüyasında O'nu görüp askerleriyle birlikte bir an bile dönüÅŸü düÅŸünmemek adına tüm gemileri yakana kadar...
Ä°slam'ın Avrupa'da Yayılmasında Önemli Bir Rol Oynadı
"Ä°ÅŸte gemilerle birlikte geri dönüÅŸ umutlarınızı da yaktım! Rüyamda… Rüyamda Allah Resulünü gördüm! Korkmadan devam etmemizi emrediyordu! Ona itimattan daha büyük onur olur mu? Bu ülke bize verildi, anlayın bunu ve belki de çok daha öteleri. Bu yolun sonu Cennet-i Âlâ'dır. Saflarınızı sıkı tutun ve benden ayrılmayın!"
Bu sözler Endülüs'ün fethiyle baÅŸlayan ve yedi yüzyılı aÅŸkın bir süre Ä°spanya'da hüküm süren Ä°slam medeniyetinin kurucularından Tarık bin Ziyad'a aitti. Yetmedi; Ä°slam'ın Avrupa'ya yayılmasında da ÅŸevkle önemli bir rol oynadı.
Tarık Bin Ziyad Kimdir?
Emevi Devleti'nin önemli ve meÅŸhur komutanlarından olan Tarık b. Ziyad 670 yılında doÄŸdu. Berberî asıllı Nefzâve veya Zenâte kabilesine mensuptu. Tarık kabiliyetiyle Emevîler'in Kuzey Afrika valisi Mûsâ b. Nusayr'ın dikkatini çekti. Müslüman olduktan bir süre sonra Kuzey Afrika'da gerçekleÅŸtirilen fetihlerde öncü birliklerin kumandanı sıfatıyla önemli hizmetlerde bulundu. Tarık bin Ziyad'ın bu kadar sevilmesinin birden çok sebebi vardı. Bunlar; Endülüs'ü fethetmesi, Cebelitarık'a isminin verilmesi (cebel Arapça'da daÄŸ demek. Cebelitarık yani Tarık'ın dağı), gemileri yaktırma emri vermesi ve gemileri yakma deyiminin Tarık'a rivayet edilmesi.
İSlam Medeniyetinin Kurucu Unsurlarından
Endülüs fatihi, Ä°slam komutanı Tarık bin Ziyad Emevilerin Ä°spanya'dan önce fethettiÄŸi Kuzey Afrika topraklarından esir alınarak Ä°slam'a geçmesi saÄŸlanmış ve yeteneÄŸi ile Kuzey Afrika valisi Musa bin Nusayr'ın dikkatini çekmiÅŸti. Berberi asıllı Tarık, Müslüman olduktan sonra Musa bin Nusayr tarafından azad edilerek Kuzey Afrika'da gerçekleÅŸtirilen fetihlerde öncü birliklerin kumandanı tayin edilmiÅŸ ve baÅŸarılı hizmetlerde bulunmuÅŸtu. 1492'ye kadar Ä°spanya'da sürecek Ä°slam Devleti'nin 7 bin bin kiÅŸiyle gönderildiÄŸi bugün kendi adıyla anılan Cebelitarık bölgesinden baÅŸladığı fetihlerle temelini atmış ve 700 yılı aÅŸkın süren Ä°slam medeniyetinin kurucu unsurlarından olmuÅŸtur.
Gemileri Yakmak Deyimi Nereden Geliyor?
Mûsâ b. Nusayr tarafından Güney Ä°spanya'ya gönderilen Tarîf b. Mâlik kumandasındaki 500 kiÅŸilik birliÄŸin keÅŸif seferinde baÅŸarı göstermesi ve bol miktarda ganimetle geri dönmesi Endülüs'ün fethi konusunda Müslümanları cesaretlendirdi. Bunun üzerine Mûsâ, Tarık b. Ziyâd'ı Endülüs'e gidecek birliklerin kumandanlığına tayin etti. 7000 kiÅŸiden oluÅŸan ordunun büyük çoÄŸunluÄŸu Berberilerden meydana geliyordu. Sebte'den gemilerle Ä°spanya'nın en güneyindeki Calpe bölgesine ulaÅŸan Târık fetihten sonra kendi adıyla anılacak olan Cebelitârık'ta (Gibraltar) karargâh kurdu. Târık b. Ziyâd'ın mücahidlerin geriye dönmesini önleyip onları cihada teÅŸvik etmek amacıyla gemileri yaktırması hadisesi ihtilâflıdır. Bunun meydana geldiÄŸini kabul edenler olduÄŸu gibi uydurma olduÄŸunu ileri sürenler de vardır. Gemilerin tamamının deÄŸil sembolik olarak birkaç tanesinin yakıldığı da söylenmiÅŸtir.
Gemilerin Sembolik Olarak Birkaç Tanesinin Yakıldığı Rivayeti
Târık ilk deneme seferinden sonra kuzeye doÄŸru yöneldi, çünkü onun hedefi Kurtuba (Cordoba) ÅŸehri idi. O sırada Vizigot Kralı Rodrigo, Kuzey Ä°spanya'daki bazı ÅŸehirlere saldıran Franklar'la mücadele ediyordu. Kurtuba ile Rodrigo'nun bulunduÄŸu Arbûne (Narbonne) ÅŸehirleri arasında 1000 mil kadar mesafe olduÄŸundan Târık ilk anda önemli bir direniÅŸle karşılaÅŸmadı ve kuzeye doÄŸru ilerledi. Birkaç defa önüne çıkan Rodrigo'nun yeÄŸeni Bencio'yu maÄŸlûp etti. Bunun üzerine Rodrigo büyük bir ordu topladı. Bu ordunun asker sayısı hakkında tarihçiler 40.000 ile 100.000 arasında çeÅŸitli rakamlar vermektedir. Târık, Mûsâ b. Nusayr'a mektup yazarak yardım istedi. Mûsâ da 5000 kiÅŸilik yardım birliÄŸi gönderdi.
Ä°ki ordu Åžezûne (Sedona) ÅŸehri yakınlarındaki Lekke vadisinde (Rio Guadalate) karşı karşıya geldi. Târık burada orduya karşı bir konuÅŸma yaptı. Ä°ki ordu arasında sekiz gün devam eden savaÅŸ sonunda Vizigot ordusu ağır bir yenilgiye uÄŸradı. Vizigot Kralı Rodrigo'nun akıbetiyle ilgili olarak onun öldürüldüÄŸü, ortadan kaybolup izini kaybettirdiÄŸi, nehirde boÄŸulduÄŸu vb. farklı nakiller mevcuttur.
Önemli Miktarda Ganimet Elde Edildi
SavaÅŸtan sonra Mûsâ b. Nusayr, Târık'a yolladığı mektupta kendi emri olmadan Ä°spanya iç bölgelerine girmekle Ä°slâm ordusunu tehlikeye attığını ve kendisi gelinceye kadar bulunduÄŸu yerden ileriye gitmemesini emretti. Ancak Târık, Mûsâ'nın emrini dinlemedi ve Kont Julianos'un tavsiyesine uyarak ordusunu farklı ÅŸehirlere göndermek için birliklere ayırdı. Târık'ın görevlendirdiÄŸi kumandanlar kısa sürede Malaga (Mâleka), Elvira (Ä°lbîre) ve Cordoba'yı ele geçirirken kendisi Ecija (Ä°sticce) ÅŸehrini fethettikten sonra Vizigotlar'ın baÅŸÅŸehri Toledo (Tuleytula) üzerine yürüdü ve önemli bir mukavemetle karşılaÅŸmadan ÅŸehri zaptetti. Ardından, daÄŸlık bir bölgenin arkasında yer alan ve Hz. Süleyman'a nisbet edilen ve 360 ayaklı olduÄŸu söylenen bir masayı burada ele geçirmesi sebebiyle Medînetülmâide diye adlandırılan ÅŸehre yöneldi.
Târık daha sonra Emaye (Amaya) ÅŸehrini alıp önemli miktarda ganimet elde etti ve 93 (712) yılında Tuleytula'ya döndü. Târık b. Ziyâd'ın Endülüs'te Mûsâ b. Nusayr'ın gelmesinden önce gerçekleÅŸtirdiÄŸi fetihler sırasında izlediÄŸi güzergâh ÅŸu ÅŸekilde tesbit edilmiÅŸtir: Cebelitârık, Cezîretülhadrâ, Barbat (Lekke) vadisi, Åžezûne, Mevrûr, Karmûne (Carmona), Ä°ÅŸbîliye (Sevilla), Ä°sticce, Kurtuba, Mâleka, Gırnata (Granada), Ä°lbîre, Tüdmir (Teodomiro), Cebbân, Tuleytula ve Medînetülmâide. Burada adı geçen bazı ÅŸehirler bir yıl sonra Endülüs'e gelecek olan Mûsâ b. Nusayr tarafından zaptedildi.
İslam Tarihinde İlk Defa Fransa Topraklarına Kadar Ulaşıldı
712 yılında Mûsâ b. Nusayr 18.000 kiÅŸilik bir orduyla Endülüs'e geçerek Sevilla, Carmona, Nieble (Leble), Mérida (Mâride) ÅŸehirlerini fethetti ve Târık b. Ziyâd'la Toledo'da buluÅŸtu. Bu buluÅŸma sırasında Mûsâ'nın kendi emrini dinlemeyip başına buyruk hareket ettiÄŸi için Târık'ı azarladığı belirtilmektedir. Buna karşılık Târık'ın Mûsâ'ya karşı saygılı davrandığı ve onun gönlünü almak istediÄŸi nakledilir. Mûsâ b. Nusayr, Târık'tan ele geçirdiÄŸi ganimetleri ve Hz. Süleyman'a ait olduÄŸu söylenen masayı istedi; Târık masa ile birlikte bütün ganimetleri Mûsâ'ya teslim etti. Mûsâ b. Nusayr'ın Târık'a olan öfkesi fazla sürmedi ve iki kumandan fetih faaliyetini Ä°spanya'nın kuzeyine doÄŸru iki koldan sürdürdü. Ertesi yıl Leon (Liyûn), Galicia (Cillîkıye) bölgeleriyle Lerida (Lâride), Barselona (BerÅŸelûne), Saragossa (Sarakusta) ÅŸehirleri alındı. Böylece Müslümanlar Ä°slam tarihinde ilk defa Fransa topraklarına kadar ulaÅŸtı.
Kabiliyetli, Dirayetli ve Cesur Bir Komutan
Mûsâ ve Târık'ın fetihleri sonucu Ä°spanya'nın tamamına yakını ele geçirilmiÅŸ oldu. Üç yıl gibi kısa bir süre içinde kuzeyde küçük bir bölge olan Asturias dışında bütün Ä°spanya'nın zaptedilmesi ve Ä°slâm ordularının Fransa içlerine kadar ilerlemesi Ä°slâm fetih siyaseti açısından önemli bir geliÅŸmedir. Fetihlerin tamamlanmasına yakın bir sırada Halife Velîd b. Abdülmelik'in elçisi MugÄ«s er-Rûmî, halifenin Mûsâ ve Târık'ın DımaÅŸk'a geri dönmelerini isteyen mektubunu getirdi. Mûsâ biraz ağırdan alıp fetihlere devam edince ikinci bir elçi aynı emirle geldi. Bunun üzerine Mûsâ ve Târık pek çok ganimetle birlikte 95 (714) yılında Endülüs'ten ayrılıp DımaÅŸk'a döndüler ve Halife Velîd'in son günlerinde onunla görüÅŸüp ganimetleri teslim ettiler.
Kabiliyetli, dirayetli ve cesur bir kumandan, aynı zamanda güçlü bir hatip olan Târık b. Ziyâd'ın bundan sonraki hayatıyla ilgili kaynaklarda bilgi yoktur. 720 yılında vefat ettiÄŸi belirtilmektedir. Mûsâ ve Târık'ın fetihleri sonucu Ä°spanya'nın tamamına yakını ele geçirilmiÅŸ oldu. Üç yıl gibi kısa bir süre içinde kuzeyde küçük bir bölge olan Asturias dışında bütün Ä°spanya'nın zaptedilmesi ve Ä°slâm ordularının Fransa içlerine kadar ilerlemesi Ä°slâm fetih siyaseti açısından önemli bir geliÅŸmedir.
Tarık Bin Ziyad'ın Tarihi Konuşması:
Henüz yorum yapılmamış.