İhraçlar ve istifalarla başlayan süreçte Demirel'in en büyük siyasi hatası: Demokratik Parti hadisesi
Süleyman Demirel, Güneri Cıvaoğlu ile gerçekleştirdiği televizyon programında birçok mesele hakkında samimi açıklamada bulunmuştu. Deneyimli gazeteci Cıvaoğlu, beklediği üzere samimi havayı yakaladığı anda Demirel’e siyasi hayatının en büyük hatasının ne olduğunu sordu. Türk siyasetindeki -belki de- en büyük polemik ustası olan Süleyman Demirel, kendisinden beklenmeyecek şekilde bu soruya büyük bir açıklık ve samimiyetle cevap verdi;
KAYNAK: INDEPENDET TÜRKÇE
“GeçmiÅŸteki en büyük hatam bir kısım arkadaÅŸlarımın AP’den kopmalarını ve Demokratik Parti’yi kurmalarını engelleyememiÅŸ olmamdır. Onları bizimle beraber kalmaya razı edebilirdim. Bunun için yeterli çabayı göstermediÄŸim için kendimi tenkit ediyorum. DP’nin kurulması, AP’yi ve onun uzantısı olan DoÄŸru Yol Partisi’ni hiçbir zaman tek başına iktidar yapmamıştır. Hem de 1971’den 1983’e kadar saÄŸlıksız koalisyon ve ihtilal hükümetlerine Türkiye’yi mahkûm etmiÅŸtir.”
Büyük acıların yaÅŸanacağı, ‘dava arkadaÅŸlarının’ birbirlerini vatan haini ilan edeceÄŸi, içinde Adalet Partisi kurucularının bulunduÄŸu birçok kiÅŸinin ihraç edileceÄŸi, birçoÄŸunun da istifa edeceÄŸi bir sürece giriliÅŸinden yıllar sonra geldi bu sözler. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin sebep olduÄŸu acılar henüz sarılmaya baÅŸlanmışken saÄŸ siyaset için hiçbir ÅŸeyin bir daha eskisi gibi olmayacağı yol ayrımını Demirel, yıllar sonra tamı tamına böyle açıkladı. Süleyman Demirel ile yollarını ayıran çalışma arkadaÅŸları iktidara gelebilecek gücü hiçbir zaman elde edemedi; ama Süleyman Demirel de bir daha hiçbir zaman eski gücüne ulaÅŸamadı. Aradan yıllar geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen Demirel bu kopuÅŸtan hala piÅŸmanlık duyuyordu.
Her şey 27 Mayıs 1960 Darbesi ile başladı
27 Mayıs 1960 yılında emir – komuta zincirini kıran bir grup genç subay 10 yıllık Demokrat Parti iktidarını silah zoruyla yıkarak ülke yönetimini ele geçirdi. CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar ‘KöÅŸk Harekâtı’ ile teslim alınırken BaÅŸbakan Adnan Menderes, Kütahya civarında askeri inzibata teslim oldu. Demokrat Parti kapatıldı ve daha önce parti çalışmalarına katılan on binlerce kiÅŸi tutuklanarak cezaevine gönderildi. BaÅŸbakan Adnan Menderes ve CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar’ın da dahil olduÄŸu 4 kiÅŸiye idam cezası verildi. Bu cezalardan üçü uygulandı ve BaÅŸbakan Adnan Menderes darbeciler tarafından katledildi. CumhurbaÅŸkanı Bayar’ın ilerleyen yaşı sebebiyle cezası müebbet hapse çevrildi.
Bu süreçten sonra cadı avı daha da geniÅŸletilerek, siyasi yargılamalar memleketin dört bir ucuna ulaÅŸtı. Demokrat Parti’ye üye olarak katılıp aktif siyaset yapan birçok kiÅŸi terör örgütü üyesi muamelesi görerek iÅŸlerinden ihraç edildi, yargılandı veya siyasi hakları gasp edildi. Haksız yargılamalar neticesinde ortaya çıkan sayısız maÄŸduriyet Demokrat Parti’nin devamı olarak görülen Adalet Partisi’nin toplum nezdinde büyük bir karşılık bulmasını saÄŸladı. 1965 – 1969 yılları arasında ülkeyi kesintisiz bir biçimde yöneten Adalet Partisi’nin en güçlü argümanı bu maÄŸduriyetlerin giderilmesi üzerine inÅŸa edildi.
Demirel, Partide tek adamlığa oynuyor iddiası ve ihraçlar
Parti içinde artan dedikodu ve kulis kavgaları sonrası Adalet Partisi, Sivas Milletvekili Kadri ErdoÄŸan’ı kesin ihraç talebiyle Haysiyet Divanı’na sevk etti. ErdoÄŸan’ın ihracından birkaç gün sonra Adalet Partisi’nin önemli isimleri Ekrem Dikmen ve Vedat Önsal kesin ihraç talebiyle Haysiyet Divanı’na sevk edildi. Bu vekillerin hiçbiri medyaya bir beyanatta bulunmamış, açık bir ÅŸekilde Demirel’i hedef almamıştı; ama parti içi artan hizipleÅŸme sonucu olaylar ihraç sürecine kadar vardı.
Bu ihraçlarla baÅŸlayan parti içi gerilimi durdurmak için bir grup Adalet Partili, “Gençler Grubu” adıyla bir araya geldi ve BaÅŸbakan Demirel’e giderek ihraç sürecini durdurmasını istedi. Demirel ise ihraçlar konusunda kararlıydı ve hem basına hem de çevresine “Bu kangrene artık bir çare bulmak ÅŸart.” ÅŸeklinde açıklamalar yapıyordu. Fakat Demirel’in ihraç kararları parti içindeki önemli bir kesim tarafından rahatsızlığa sebep oldu. Partinin önemli kurmaylarından Etem KılıçoÄŸlu açıkça basın karşısında “Kesin olarak söyleyelim bizim arkadaÅŸlardan bir tekini bile ihraç ederlerse bu iÅŸin burada bitmeyeceÄŸini bilsinler.” diyerek Demirel’e açıkça meydan okudu.
Demirel’e muhalefeti Menderes’in oÄŸlu yönetti Bayar destekledi
Demirel’e karşı muhalefeti örgütleyen en önemli isimlerden birisi merhum BaÅŸbakan Adnan Menderes’in oÄŸlu Yüksel Menderes’ti. Partinin ağır toplarından olan Menderes ihraçlar sonrası duruma tepki gösteren vekilleri evinde toplantıya davet etti. Bu toplantıda muhalif grup, BaÅŸbakan Demirel’in ihraç furyasını partinin önemli isimleri Ömer Eken, Cemal Külahlı, Åžükrü Akkan ve Ziya Önder Kemal’e kadar geniÅŸleteceÄŸi haberini aldı. Bu durum, rahatsız vekilleri birlikte hareket etmeye zorladı. Demirel basın karşısında iddiaları yalanlamış olsa da hükümete yakın basın neredeyse her gün manÅŸetlerde çarÅŸaf çarÅŸaf ihraç listeleri yayınlıyordu. Bu durum çoÄŸu parti kurucusu ve önemli makamlarda görev almış Adalet Partili isimlerin izzet-i nefsini yaralıyordu. Daha da önemlisi Demirel’i kendilerine karşı baÅŸlatılan ÅŸahsiyet cellatlığı ve linçe karşı sessiz kalmakla hatta Demirel’in kendisine sonuna kadar baÄŸlı olan “Yeminliler” grubu eliyle bu süreci bizzat yönettiÄŸini iddia ediyordu.
Olayların geri dönülmez ve iÅŸin içinden çıkılmaz bir hale gelmesini engellemek için harekete geçen bazı önemli isimler Demirel’i evinde ziyaret etti. Demirel’e küskünlerle biraraya gelmesi ve süreci yatıştırmasını rica ettiler. Demirel kendisini ziyaret eden, ki bu grubun içinde ihracı konuÅŸulan Ömer Eken de vardı, gruba ÅŸu cevabı verdi;
“VerebileceÄŸim kadar taviz verdi. GösterebileceÄŸim kadar anlayış gösterdim amma daha fazla vereceÄŸim ÅŸey yok.”
Bu olayların geri dönülmez bir noktaya doÄŸru gitmeden önceki son temastı. Demirel muhaliflerle uzlaÅŸma fikrini kestirip attı. Bu noktadan sonra geri adım atmayacağının sinyallerini açık bir ÅŸekilde verdi.
Demirel’e karşı rahatsız ve küskünler harekete geçiyor
Demirel’in AA’ya verdiÄŸi bir röportajda Adalet Partisi’nin ihraçlar konusunda geri adım atmayacağı ve ihraçlara itiraz edenlerin AP’nin insicamını bozabilecek etkide olmadığını söylemesi ile beraber Haysiyet Divanı harekete geçerek Cevat Önder ve Etem KılıçoÄŸlu’nun ihraçlarını gündeme aldı.
Bu durumda artık yapılacak bir ÅŸeyin kalmadığını anlayan küskünler grubu ve ihraçlardan rahatsız vekiller Süleyman Demirel’e yazılı bir muhtıra vermek üzere harekete geçti. Dokuz sayfalık muhtıranın altında 72 milletvekilinin imzası toplanacağı tahmin edilmekteydi. Muhalifler muhtıra öncesi Demirel ile müzakere yürüttüÄŸü bir anda Haysiyet Divanı, Önder ve KılıçoÄŸlu’nu ihraç ettiÄŸini açıkladı.
Özellikle Cevat Önder; Adalet Partisi’nin tüzüÄŸünü yazmış, partinin ağır toplarındandı ve herkesin aÄŸabey diyerek hürmet ettiÄŸi bir isimdi. Önder, ihraç sonrası ÅŸu açıklamayı yaptı: “12 Ekim 1969 seçimlerinde AP aleyhinde çalıştığım adi bir iftira ve komplodur. AP tüzüÄŸünün tamamını ve yönetmelikleri hazırladım. Kırat sembolünü AP’ye Mehmet Turgut ile birlikte aldık. AP’ye bu kadar hizmet vermiÅŸ olan bir kiÅŸi AP aleyhinde nasıl çalışmış olabilir? Haysiyet Divanı (GÄ°K) müdaafamı dahi almamıştır. Ä°leri sürdükleri bütün nedenler gerçek dışıdır. Gerçek nedense Demirel çevresinde çalışkan, akıllı, tecrübeli insanları istememektedir. Bunun sonucunda da kendisine yemin etmiÅŸ bir grup meydana getirmiÅŸtir. Demirel AP’yi bir ÅŸahıs ve zümre partisi durumuna getirmek istemektedir. Biz ÅŸahıs ve zümre hakimiyetini tasvip etmiyoruz.” Sözleriyle Adalet Partisi’ni ve Süleyman Demirel’i kuruluÅŸ ilkelerine geri dönmeye davet etti.
Bu ihraçlar ve tartışmalar sürerken Adalet Partisi’nde deprem etkisi yaratacak haberler 3 Åžubat 1970 tarihinde geldi. Haysiyet Divanı peÅŸ peÅŸe ihraç kararları vererek; Ekrem Dikmen, Kadri Erogan, Vedat Önsal ve Arif Hikmet Yurtsever’in parti ile iliÅŸkisi kesildi. Ä°hraçların gerekçesi ise oldukça ilginçti. ÖrneÄŸin Vedat Önsal’ın kapalı kapılar arkasında Adalet Partisi’ne küfür ettiÄŸi söylendi. Önsal bu durumu ÅŸöyle reddetti;
“Güya ben hükümeti böyle bilmem ne ederim demiÅŸim. O kelimeler benim ömrümde kullanmadığım kelimelerdir. Ben bunları söylemiÅŸim ve Antalya Milletvekili Ä°hsan Ataöv bunu duyduÄŸundan ötürü beni partiden ihraç ettiler.”
Bu geliÅŸmeler üzerine başını Yüksel Menderes’in çektiÄŸi 6 Milletvekili Adalet Partisi Genel Ä°dare Kurulu görevlerinden istifa ettiÄŸini açıkladı. Artık Adalet Partisi yalnızca ihraçlarla deÄŸil, istifa furyaları ile de sarsılmaya baÅŸlayacaktı.
Demirel ise kendisine karşı yürütülen muhalif muhtıranın bilgisini alıyor; ama ciddiye almadan ihraç furyasını teÅŸkilatlara taşıdı. Artık yalnızca milletvekilleri deÄŸil ihraç edilen vekillere yakın teÅŸkilatlar ve il baÅŸkanları da ihraç ediliyordu.
72 Adalet Partisi Milletvekili muhtırayı imzaladı
Demirel tüm dikkatini ihraç ve tasfiyelere odaklamıştı. Muhalif ve küskünler bir araya gelerek Demirel’e vermek üzere bir metin hazırlamıştı. Bu bildiri metnini imzalayan vekilleri sayısı 72 kiÅŸiyi buldu. Demirel, rakamın bu kadar yüksek olmasını beklemiyordu. Muhtıracı vekiller Demirel’den genel olarak ihraçları durdurmasını ve teÅŸkilatlardaki tasfiyeleri bitirmesini istiyordu. Muhtıra 17 Ocak 1970 yılında milletvekilleri Özer Ölçmen ve Mustafa Orhan Duat tarafından BaÅŸbakanlık ofisine getirilerek Demirel’in özel kalem müdürüne teslim edildi. Demirel muhaliflerin o gün BaÅŸbakanlıktaki ofisine geleceÄŸini bilmesine raÄŸmen ofisine gelmeyerek mektubu bizzat elden almayı reddetmiÅŸti.
Demirel, söylemini deÄŸiÅŸtirir gibi oluyor
Durumun vahametinin farkına geç de olsa varan Demirel, basının kendisine muhtırayı sorması üzerine ÅŸu cevabı verir;
“Ne açıklamamı istiyorsunuz? Onlar bizim iç meselemiz. Bizim iç meselelerimizle alakalı yapacağımız açıklamanın sizinle olmasının lüzumu yoktur. Daha önce söyledim. Ä°ç meselelerimizi basınla paylaÅŸmam. Bu sözüme sadığım.”
Daha önce ihracı tartışılan ve ihraç edilen vekiller hakkında sert söylemler yapmaktan çekinmeyen Demirel, muhtıra sonrası kendisine karşı oluÅŸun muhalefet hareketi karşısında daha dikkatli davranarak meselenin Adalet Partisi’nin iç meselesi olduÄŸunu söyleyerek basına açıklama yapmaktan kaçındı. Muhtırayı veren 72’ler grubu Demirel’in çevresinde oluÅŸmuÅŸ ve “Yeminliler” olarak tarif edilen bürokratik kadro ve medya ağına da savaÅŸ açmıştı. 72’liklere göre bu isimler parti kurulurken kendilerine ağır hakaretleri eden muhalif kimselerdi. Bugün Demirel’den güç alarak hareket eden “Yeminliler” grubu partinin önemli isimlerinin tasfiye olmasına sebep olurken Adalet Partisi’nin kurucu ilkelerinden uzaklaÅŸmasına sebep oluyordu. Bilhassa Yüksel Menderes gibi sembol bir ismin muhaliflerle birlikte hareket etmesi hatta muhalifleri bizzat organize etmesi bunun en mücessem hali olarak gösteriliyordu.
72’likler olarak anılan grup muhtıra sonrası bir adım daha ileri giderek Bütçe GörüÅŸmleri’nde ret oyu kullanmayı tartışmaya baÅŸladı. Bu Süleyman Demirel hükümetinin görevden düÅŸmesi anlamına geliyordu. Bu karar için muhalif grup bir araya geldi yapılan uzun müzakerelerden sonra red kararının partiye zarar vereceÄŸini düÅŸünen 31 kiÅŸi toplantıdan ayrıldı; ama kesin kararını vermiÅŸ deÄŸildi. Nitekim oylamada 55 red oyu çıktı ve Süleyman Demirel hükümeti ciddi yara aldı.
Red kararı alınmadan önce Demirel ile görüÅŸüldü
Muhalifler kendi aralarında yaptıkları görüÅŸmelerden sonra BaÅŸbakan Süleyman Demirel’den randevu talep ettiler. Toplantıya muhalifler adına Hasan Korkmazcan, Ä°hsan TombuÅŸ ve Åžükrü Akkan gibi isimler katıldı. GörüÅŸme oldukça olumlu havada baÅŸladı. Demirel muhalifleri dinlemiÅŸ ve birçok konuda hak vermiÅŸti. Muhalifler de görüÅŸmeden bir hayli umutlanmıştı; ama görüÅŸmenin sonuna doÄŸru Demirel’in önüne konulan bir not sonrası her ÅŸeyin rengi deÄŸiÅŸti. Notta Demirel’e muhalif vekillerin dağıldığı ve sayılarının toplamanın 15’i bulamayacağı yazıyordu. Demirel notu okuduktan sonra o tarihi hatayı yaparak “Ä°nceldiÄŸi yerden kopsun” diyerek masayı terk etti.
Bütçe oylamasından sonra Adalet Partisi büyük bir sarsıntı yaÅŸadı ve ilk kez yeni parti kurulması yavaÅŸ yavaÅŸ gündeme gelmeye baÅŸladı. Özellikle Celal Bayar’ın aktif siyasete yeniden dönme arayışları Süleyman Demirel tarafından engelleniyor ve Demokrat Partililerin siyasi haklarının iadesi kanununu geciktiriyordu. Demirel hükümeti düÅŸtükten sonra konu tekrar gündeme gelince Süleyman Demirel açıkça orduyu rahatsız etmek istemediÄŸini açıklaması özellikle cunta karşıtı Demokrat Parti kökenli isimlerin Adalet Partisi’nden psikolojik olarak kopmasına neden oldu. Demirel, Milli Nizam ve MHP’den transfer ettiÄŸi vekillerle hükümeti tekrar kurmayı baÅŸarmıştı; ama Adalet Partisi yeni parti çalışmaları için istifa edenler ve ihraçlar sonrası bir hayli güçsüz düÅŸmüÅŸtü. Süleyman Demirel önceleri büyük bir hata yapıp Alparslan Türkes ve Necmettin Erbakan’ı görmezden gelse de Ecevit-Erbakan hükümetinden sonra iktidarını 12 Eylül 1980 Darbesi’ne kadar bu iki isimle paylaÅŸmak zorunda kalmıştı.
Adalet Partisi’nden kopanlar Demokratik Parti’yi kurdu
Adalet Partisi’nden kopan isimler sıradan kiÅŸiler deÄŸildi. Eski CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar’ın desteÄŸini arkasına alan muhalifler, TBMM BaÅŸkanı görevini yürütürken istifa edip partinin başına geçen Ferruh Bozbeyli liderliÄŸinde parti çalışmalarına baÅŸladı. Parti kurmasını beklenen isimler arasında Adalet Partisi’nin kurucuları, ağır topları, eski bakanlar ve mecliste hala vekillik yapan isimler vardı. Demirel hala fırsatı varken bu kopuÅŸu durdurmak yerine idam edilerek siyaset sahnesinin dışına itilen merhum Adnan Menderes’in oÄŸlu Yüksel Menderes’i Adalet Partisi’nden ihraç ederek adeta yangına körükle ile gitmiÅŸti. Hemen peÅŸinden partinin bir diÄŸer önemli ismi Saadettin Bilgiç ihraç edilmiÅŸti. Ä°hraç edilen bilgiç ÅŸu açıklamayı yaptı;
“Biz yaÅŸanan her ÅŸeye raÄŸmen AP içinde kalmak ve AP’nin iktidarda kalabilmesi için çalıştık. Fakat benden baÅŸka alternatif yoktur düÅŸüncesiyle ihraçlar gerçekleÅŸti. Amaç, eÄŸer AP iktidardan düÅŸerse bunun sorumluluÄŸunu baÅŸkalarına yüklemekti.”
1973 yılında Demokratik Parti teÅŸkilatlanmasını tamamlayarak meclise girdi. 1973 Genel Seçimlerinde tablo ÅŸöyleydi;
CHP %33
Adalet Partisi %29
Demokratik Parti %11
Milli Selamet Partisi %11
O yıl Adalet Partisi iktidardan düÅŸtü ve Ecevit-Erbakan ikilisi koalisyon kurarak iktidara geldi. Ä°ÅŸin kötüsü Adalet Partisi’nden kopan isimler koalisyon görüÅŸmelerinde bile bir araya gelemeyecek kadar birbirine kin ve husumet biriktirmiÅŸti.
Henüz yorum yapılmamış.