Sosyal Medya

Star yazarı Resul Tosun'dan Diyanet'e açık çağrı: Yüksek sesli hoparlörle okunan ve tilavetsiz ezan rahatsız etmektedir

Beş vakit namazı camide kılmaya özen gösteren, imam olmadığı zaman mihraba da minbere de geçen biriyim.



Bunları özellikle baÅŸtan yazıyorum ki aÅŸağıda yazacaklarımdan dolayı kimse beni yanlış anlamasın. 
 
Kuran tilavetinin ve ezanın güzel sesle ve güzel makamla icra edilmesi Müslüman’ı da gayr-i müslim’i de memnun eder. 
 
Müslüman zaten kelamın en güzeli olan Kuran ayetlerini usulüne uygun, güzel bir ses ve makamla dinleyince huzur bulur, huÅŸuu artar. Manasını anlıyorsa imanı da güçlenir. Gayr-i müslim de güzel ses ve makamla icradan etkilenir. Bu etkiyle Müslüman olanlar da vardır. 
 
*** 
 
Ama günümüzde yüksek sesli hoparlörle okunan ezan ve Kuran tilaveti müminin umduÄŸu huzuru ve huÅŸuu vermek bir yana kulakları tırmalamaktadır, rahatsız etmektedir. 
 
Bu durum aşırı derecede ses kirliliÄŸi yapmakta ve beyin hücrelerini öldürdüÄŸü için insan saÄŸlığına zarar vermektedir. 
 
Çevre Bakanlığı yıllar önce 85 desibelin üstündeki seslerin saÄŸlığa zararlı olduÄŸunu ve sorumlularının cezalandırılacağını belirleyen bir yönetmelik yayınlamıştı. 
 
Bu yönetmelik kimi yerlerde uygulansa da maalesef camilerde uygulanmamakta, itiraz etmek isteyenler ‘ezan düÅŸmanı’ olarak yaftalanmaktan korktukları için çekimser kalmaktadırlar. 
 
Özellikle bitiÅŸik bina sistemi olan semtlerde yüksek volümlü ezanlar küçük çocukları korkutmakta büyükleri de rahatsız etmektedir. 
 
Oysa ezanın sevdirilmesi gerekir deÄŸil mi? 
 
Mehmet Görmez hoca döneminde konuyla ilgili yayınlanan genelgeyi bir camiin ilan panosunda görmüÅŸtüm. 
 
Ama maalesef bu konu halledilmek bir yana ayarı kaçmış vaziyette. 
 
*** 
 
Özellikle selâtin camilerdeki imam ve müezzinlerimizin kıraatleri ve ezanları insanın ruhunu okÅŸayan bir gıda gibi geliyor insana. 
 
Ben bazen onları dinlemek için bu camilere giderim. 
 
Yolumun ürerinde olduÄŸu için de en fazla Üsküdar’daki Mihrimah Sultan ve Valide-i Cedid camilerine uÄŸrarım. 
 
Bu iki camiin imamları da müezzinleri de düzgün ve baÅŸarılı kıraatleriyle cemaatin huzur ve huÅŸu içinde namaz kılmalarına sebep oluyorlar ki her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. 
 
Hafta içinde dostlarımla ikindi namazında Valide-i Cedid Camii’nde buluÅŸmak üzere anlaÅŸtık. Camiin kıblesinde bulunan Uncular caddesindeki Fütüvvet Vakfı’nın balkonunda ezana kadar dostlarla sohbet ettik. 
 
*** 
 
Ezan baÅŸlayınca sanki bir bomba patladı. 
 
Valide Camii’nin minaresindeki hoparlörler sonuna kadar açılmış kulakları patlatacak ÅŸiddette bir ezan. 
 
Mihrimah Sultan müezzini de aynı tonda münavebeli okumaya baÅŸladılar. 7-8 dakika boyunca müezzinlerin o güzel sesleri ve makamları hoparlörlerin ÅŸiddetinde boÄŸulmuÅŸ, dinleyene huzur vereceÄŸi yerde kulak zarlarını patlatan bir eziyete dönüÅŸmüÅŸtü.
 
Bu durum sadece bu iki camimize mahsus bir ÅŸey deÄŸil. Türkiye genelinde hoparlörleri sonuna kadar açmak gibi bir hastalık var maalesef. 
 
Rahmetli Åževket Eygi, Sultanahmet Camii’nin hoparlörlerinden duyduÄŸu rahatsızlığı yaza yaza kaleminde tüy bitti. 
 
*** 
 
Bu eziyeti dile getirenleri ‘ezan düÅŸmanı’ ilan edenler de çıkmadı deÄŸil. Oysa mesele ezana karşı çıkma meselesi deÄŸil. 
 
Mesele ezanın insan saÄŸlığına zarar verecek bir ses tonu ile okunması meselesidir. 
 
Rahatsızlık ezandan deÄŸil, yüksek sestendir. 
 
Sadece ezan deÄŸil fısıldansa sesin duyulacağı camilerde bile hoparlör kullanılması namazda huÅŸu ve huzuru ihlal etmektedir. 
 
Günde beÅŸ kez semaya yükselen bu çaÄŸrının, insanın beden ve ruh saÄŸlığına zarar vermeyecek düzene kavuÅŸturulması öncelikli olarak Diyanet’in sorumluluÄŸundadır. 
 
Unutmayalım nefret ettirmek deÄŸil sevdirmekle emrolunduk! 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.