Hükümetin aleyhine bir şey yazmayacağına dair senet imzalayan gazeteci kimdi?
Follow @dusuncemektebi2
Ümit Alan bir kitap yazdı: ‘Saray’dan Saray’a Türkiye’de Gazetecilik Masalı’ (Can Yayınevi). Gezi Parkı ile sembolleşen şu meşum Penguen belgeselinin çok ötesine uzanan bir dilim sunuyor bizlere. Ve elbette bir kez daha ortaya çıkıyor ki Penguen belgeseli bir ilk değildi ve bu gidişle son da olmayacak! Bu yüzden de Saray’dan Saray’a son derece isabetli bir başlık olmuş.
Ümit Alan Osmanlı döneminde gazeteciliÄŸin hangi ÅŸartlar altında ‘kurgulandığını’ bizlere anlatırken, bugünün ‘Saraylısına’ da referanslar veriyor. Ä°ktidar basınla nasıl iliÅŸkiler içerisindeymiÅŸ, çok net izliyorsunuz. ÖrneÄŸin 2. Abdülhamid dönemi basın için sadece yasaklar dönemi olarak anılmıyor. Aynı zamanda basına teÅŸvik olarak da anılabilecek bir dönem bu! Nasıl mı? Devlet kendinden yana olanlara teÅŸvik üstüne teÅŸvik sunuyor. Bu tür bir basını meÅŸru kılanlar ise ödül üzerine ödüller alıyor, kendilerine niÅŸanlar veriliyor, maaÅŸlar baÄŸlanıyor! NiÅŸanı aldığınız zaman da durum belli: Övgüleri döÅŸeyeceksiniz! Yine bu dönemde Servet-i Fünun gazetesi sahibi Ahmet Ä°hsan Tokgöz ‘yüce dileÄŸe aykırı’ hiçbir ÅŸey yazmayacağı konusunda yazılı bir senet veriyor!
Evet yazılı bir senet! GazeteciliÄŸimizin ilk yılları bunlar. DüÅŸünün... Temeller bunlar yani! Aynı dönemde Ä°kdam gazetesi sahibi Ahmet Cevdet 2. Abdülhamid’e bir telgraf çekiyor ve diyor ki ‘Siz Allah’ın yerdeki gölgesisiniz.’
Peki ya övmeyenler?
Tasvir-i Efkâr iyi bir örnek buna. Ne oluyor dersiniz Tasvir-i Efkâr’a? Aslında gazetenin kurucusu Åžinasi’ye ne oluyor diye sormalı. Gazetenin onuncu sayısından sonra devlet memurluÄŸundan atılıyor. Sonrasında yurtdışına kaçmak zorunda kalıyor. Gazeteyi ondan devralan Namık Kemal de çok deÄŸil iki yıl sonra aynı kaderi paylaÅŸmak durumunda kalıyor Åžinasi ile...
Abdülhamid için yasakçılıkta ‘bir dünya markasıydı’ diyor Ümit Alan.
Burada derin bir iç geçiriyorum.
Gönül, artık baÅŸka alanlarda dünya markası (hırsızlık, yalan, talan ve yolsuzluk bunun dışında) olmayı özlüyor. Özlüyor da... Özlemek yetmiyor.
Müge iplikçi - Vatan Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.