Sosyal Medya

Ortadoğuyu Kan Gölüne Çeviren Sürecin Miladı 11 Eylül Hakkında 19 İlginç Detay

11 Eylül saldırısı nedir? 11 Eylül saldırısında kaç kişi öldü?



1) 11 Eylül Saldırısı Nedir?

11 Eylül saldırısı, bundan tam 18 yıl önce bugün gerçekleÅŸti. Canlı yayınlarda uçakların Ä°kiz Kuleler'e çarpma anı ve insanların kurtulma ümidiyle kendilerini camdan atmaları tekrar tekrar gösteriliyordu. Peki, 11 Eylül saldırısı nedir? 11 Eylül saldırısında kaç kiÅŸi öldü? Dönemin ABD BaÅŸkanı Bush'un bu saldırılardan haberi var mıydı? Ä°kiz Kuleler, gerçekten uçağın çarpmasıyla mı yıkıldı? Tonlarca çeliÄŸi eriten yangınlar "teröristlerin pasaportlarını" neden yakmadı? Büyük OrtadoÄŸu Projesi ve Bush'un OrtadoÄŸu'yu kana bulama sürecinin fiili olarak baÅŸlangıcı olan 11 Eylül'e dair ilginç detayları sizlerle buluÅŸturuyoruz.

2) 11 Eylül Saldırısında Kaç KiÅŸi Öldü?

11 Eylül 2001'de ABD'de iç sefer gerçekleÅŸtiren dört yolcu uçağı El Kaide üyesi 19 kiÅŸi tarafından kaçırıldı. Amerikan Hava Yolları'na ait yolcu uçağı, saat 08.46'da ABD'nin New York kentinde bulunan Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesine çarptı. Bina, çarpmadan tam 102 dakika sonra yıkıldı. Saat 09.02'de ise ikinci bir uçağın Dünya Ticaret Merkezi Güney Kulesine çarpması sonucu bina, 56 dakika sonra yerle bir oldu. Kaçırılan üçüncü uçak, ABD'nin Savunma Bakanlığı karargâhı olan Pentagon'a çarptı. Saldırı sonucu binanın batı cephesinin bir kısmı yıkıldı. Dördüncü uçak ise Washington DC'yi hedeflemiÅŸ; ancak yolcuların uçağı kaçıranlara yaptığı müdahale sonucu Pensilvanya eyaletinde düÅŸmüÅŸtü. Saldırılarda, toplam 2 bin 996 kiÅŸi yaÅŸamını yitirdi. Yaklaşık 200 kiÅŸi, son bir kurtulma ümidiyle kendilerini 400 metre yükseklikten aÅŸağı atarak hayatını kaybetti. Amerikan ekonomisi ise, 10 milyar doların üzerinde maddi hasar gördü.

3) 11 Eylül'ün Gerçek Yüzü: Ä°ÅŸgalin Geçerli Bahanesi

Bunlar resmi olarak yapılan açıklamalara dayanan bilgilerdi. Peki, olayın gerçek yüzü böyle miydi? New York'un simge yapılarından biri olan ve saldırının ardından kısa sürede yıkılan Ä°kiz Kuleler, o tarihten sonra "terörizm"in sembolü deÄŸil; iÅŸgal ve saldırıların bahanesi haline gelecekti.

Saldırıların gerçekleÅŸtiÄŸi dönemde ABD'nin baÅŸkanı George W. Bush'tu. 2000-2008 yılları arasında baÅŸkanlık görevi yapan Bush, bu saldırıları "medeniyetler çatışması" olarak nitelendirdi. Terör eylemlerini lanetlediÄŸini açıklayan Bush, tüm dünya liderlerine saflarını seçmeleri çaÄŸrısı yaptı ve ÅŸöyle seslendi: "Ya bizdensiniz ya da onlardan!" Hemen ardından saldırılar, Afganistan ve Irak iÅŸgallerinin gerekçesi haline getirildi.

4) En Büyük Yarayı Ä°slam Dünyası ve OrtadoÄŸu Aldı

PeÅŸ peÅŸe yayınlanan haberlerde, dünya medyası saldırılardan "Ä°slamcı teröristlerin" sorumlu olduÄŸu yönünde yayınlar yapmaya baÅŸladı. Avrupa ve Amerika'da yaÅŸayan Müslümanlar, sosyal hayatta ayrımcılığa, ırkçılığa ve hatta saldırılara maruz kaldılar. Ayrıca terör saldırıları gerekçe gösterilerek, olaÄŸanüstü güvenlik tedbirleri alındı. "Teröre karşı mücadele" kılıfıyla ÅŸekillenen uluslararası politikalar, Müslümanların yaÅŸadığı bölgelerde de etkili olmaya baÅŸladı ve çoÄŸu "ayrımcı" politikaların sonuçları günümüze dek ulaÅŸtı. Dünya "Ä°slamofobi" kavramıyla tanıştı. 11 Eylül saldırısından sonra en büyük yarayı, OrtadoÄŸu coÄŸrafyası ve Ä°slam âlemi aldı.

5) Başkan Bush'un Saldırıdan Haberi Var Mıydı?

PeÅŸ peÅŸe yayınlanan haberlerde, dünya medyası saldırılardan "Ä°slamcı teröristlerin" sorumlu olduÄŸu yönünde yayınlar yapmaya baÅŸladı. Avrupa ve Amerika'da yaÅŸayan Müslümanlar, sosyal hayatta ayrımcılığa, ırkçılığa ve hatta saldırılara maruz kaldılar. Ayrıca terör saldırıları gerekçe gösterilerek, olaÄŸanüstü güvenlik tedbirleri alındı. "Teröre karşı mücadele" kılıfıyla ÅŸekillenen uluslararası politikalar, Müslümanların yaÅŸadığı bölgelerde de etkili olmaya baÅŸladı ve çoÄŸu "ayrımcı" politikaların sonuçları günümüze dek ulaÅŸtı. Dünya "Ä°slamofobi" kavramıyla tanıştı. 11 Eylül saldırısından sonra en büyük yarayı, OrtadoÄŸu coÄŸrafyası ve Ä°slam âlemi aldı.

11 Eylül saldırılarından kısa bir süre sonra çeÅŸitli iddialar ortaya atıldı. Bu iddialar arasında birbirinden ilginç detaylar da bulunuyordu. Onlardan biri, canlı yayında bir gazetecinin Bush'a yönelttiÄŸi soruydu. Gazeteci, "Siyaset için zaman olacağını söylediniz, ama aynı zamanda Washington'ın tonunu da deÄŸiÅŸtirmek istediÄŸinizi söylediniz. Howard Dean (Bush'a muhalif siyasetçi) bu aralar sizin 11 Eylül'den haberiniz olup olmadığı üzerinde sorgulamalar yapıyor. Cumhuriyetçi Komite'nin bu tarz politik nefret söylemlerine karşı sınır koymasına katılıyor musunuz?" ÅŸeklinde soru sormuÅŸ; karşılığında ise Bush'tan mütereddit bir ÅŸekilde "Evet, politika için zaman olacak… Bu çok saçma bir ima…" cevabını almıştı. 

Bush, bu soru karşısındaki ÅŸaÅŸkınlığını kameralardan saklayamamıştı. O anlar kameralara böyle yansıdı: Ä°zlemek için tıklayın 

6) Kaçırılan Uçaklara Neden Müdehale Edilmedi?

11 Eylül saldırılarının ardından, uzmanlar akıllarda soru iÅŸareti olarak kalan birçok detaya deÄŸindiler. ABD ordusu, dört uçağın kaçırıldığından haberdardı ve bu uçakların hiçbirine "düÅŸürmek" amacıyla müdahale etmemiÅŸti. Ä°ddialara göre, dönemin BaÅŸkan Yardımcısı Dick Cheney, "Uçakları düÅŸürmeyin" talimatı vermiÅŸti.

7) Ä°kiz Kuleler Neden Çöktü?

Ä°ddialardan bir diÄŸeri, Ä°kiz Kulelerin çok kısa sürede tamamen çökmesine yönelikti. Birçok teorisyen, binaların içine önceden patlayıcıların yerleÅŸtirildiÄŸini ve yıkımın planlanmış kontrollü patlamalar nedeniyle gerçekleÅŸtiÄŸini söylüyor. Uzmanlara göre kuleler, daha uzun sürede ve yana doÄŸru yıkılmalıydı. ÇöküÅŸten kısa süre önce çevreden patlamaların duyulması, uçağın çarptığı katlardan çok, alt katlardaki bazı pencerelerde ÅŸiddetli enkaz püskürmeleri görülmesi, bu iddiaları doÄŸruluyor.

8) Binalarda Bulunan Çelik Alaşım Nasıl Eridi?

Ä°kiz Kuleler'in yakınında olan 7 numaralı binanın yangından dolayı yıkılması da bir baÅŸka dikkat çekici detay. Uzmanlar, çelik kafesli bir binanın böyle bir yangından yıkılmasının normal olmadığını, patlayıcılarla kontrollü olarak yıkıldığını savunuyor. Resmi açıklamalara güvenmeyen bazı bilim insanları, olay yerinden aldıkları dört ayrı toz örneÄŸini incelediklerini ve ısıtıldığında ÅŸiddetli patlamaya sebep olan alaşımlar bulduklarını belirtiyor. Bu kiÅŸiler, Ä°kiz Kuleler'in içinde de tonlarca alüminyum-demir oksit karışımının ve baÅŸka patlayıcıların bulunduÄŸunu söylüyorlar.

9) Uçak Yakıtı Ä°ddiası GerçeÄŸi Yansıtmıyor

Bir diÄŸer ilginç açıklama ise, binada kullanılan çelik iskeletin, yanan uçak yakıtının ortaya çıkardığı sıcaklık sebebiyle eridiÄŸine yönelik. Ancak uçak yakıtı 400 ila 800 derece arasında yanıyor. Binanın iskeletinde kullanılan çelik alaşımın erimesi için gereken sıcaklık ise 1500 derece. Bu sıcaklığın altında yanan uçak yakıtının, çeliÄŸi eritmesine imkân bulunmuyor. 

Konuya dair iddiaları yansıtan o görüntüler:

10) Kulelere Çarpan Cisimler Yolcu Uçağı Mıydı?

En dikkat çekici iddia ise, kulelere çarpan cisimlerin gerçekte “yolcu uçağı” olmadığı yönünde. Olay anında çekilen görüntülerde, Güney Kuleye çarpan uçağın camları gözükmüyordu. Uzmanlar, bu uçağın orduda kullanılan Boeing 767 tipi yakıt ikmal uçağı olduÄŸunu ve içinde yolcu olmadığını belirtiyor.
 
Pentagon’a gerçekleÅŸtirilen saldırıda da hasarın yayıldığı alan, bir uçak çarpması için oldukça küçük. Uzmanlara göre, sıkı güvenlik önlemleriyle korunan Pentagon’a Boeing 757 çarpmadı; bir füze, küçük bir uçak ya da insansız uçak çarptı. Ortalıkta bulunan uçak enkazı olarak gösterilen parçalar ise, tamamen düzmece.
 
O anları izlemek için tıklayın.
 
 
11) Teröristlerin Pasaportu Nasıl SÄŸlam Kalabildi?
 
O günlere dair bir baÅŸka ilginç detay ise, 11 Eylül saldırısını gerçekleÅŸtirdiÄŸi iddia edilen “teröristlerin”, o yıkımdan ve ateÅŸten zarar görmeyen, olay yerinde birkaç gün sonra bulunan pasaportlarıydı.
Devasa büyüklükteki Ä°kiz Kulelerin yerle bir olduÄŸu, tonlarca çeliÄŸin ve uçak motorlarının eridiÄŸi bir saldırıda, uçağı ele geçiren Mohammed Atta’nın pasaportu sapasaÄŸlam bir ÅŸekilde olay yerinde bulunmuÅŸtu.
 
Detaylı bilgiye ulaÅŸmak için tıklayın.
 
 
12) 11 Eylül'ü 6 Yıl Önceden Tahmin Eden Netenyahu
 
Dikkat çeken bir baÅŸka detay, Ä°srail devlet baÅŸkanı Binyamin Netanyahu’nun 11 Eylül hakkında yaptığı açıklamalardı. 11 Eylül’den iki gün sonra canlı yayına baÄŸlanan Netanyahu, kulelere “350 ton konvansiyonel bomba” ile saldırıldığını söylemiÅŸti. Netanyahu, “Biliyorsunuz 1995’te ‘Terörizmle savaÅŸ’ adlı bir kitap yazdım. Orada ÅŸunu söyledim, eÄŸer Ä°slami terörün yükseliÅŸini durdurmazsak, göreceÄŸimiz bir sonraki ÅŸey bir araba bombası deÄŸil, bir nükleer bomba olacak. Åžimdi bu saldırı nükleer bomba deÄŸildi, 350 ton konvansiyonel bombaydı ama eminim beklemiyordunuz ve kimse bizi dinlemedi” ÅŸeklinde konuÅŸmuÅŸtu.
 
Netanyahu’nun dikkat çeken o açıklamasını izlemek için tıklayın.
 
Netanyahu katıldığı bir baÅŸka televizyon programında ise, sorulan soruya karşılık “Batı, gerçekten Ä°slami terörü anlamıyor. 1995 yılında bir kitap yazdım ve dedim ki; eÄŸer Batı, Ä°slami terörün doÄŸasında intihar saldırıları olduÄŸunu anlamazsa göreceÄŸin bir sonraki ÅŸey, Ä°slami terörün Dünya Ticaret Merkezi’ni yıkması olacak” ÅŸeklinde açıklamada bulunmuÅŸtu.
 
Netanyahu, daha sonra bu konuÅŸmaların, ABD kamuoyunu “Ä°slami terörle savaÅŸ”a ikna etmek için yapıldığını itiraf etti. Ä°srail, o gün olduÄŸu gibi bugün de, ABD’yi kendi silahlı gücü gibi kullanmaya devam ediyor.
 
Ä°srail BaÅŸkanının kamuoyunu etkilemek için yaptığı açıklamayı izlemek için tıklayın.
 
 
13) Bush Yönetiminin Akıl Hocası: Bernard Lewis
 
GeçtiÄŸimiz aylarda yaÅŸamını yitiren ünlü tarihçi Bernard Lewis, saldırıların gerçekleÅŸtiÄŸi dönemde George W. Bush’un danışmanlığını yapıyordu. Yeni yüzyılın baÅŸlangıcında, ABD’nin OrtadoÄŸu projeleri üzerinde belirleyici olan da oydu.
 
11 Eylül’de gerçekleÅŸen saldırıyla, o dönemde baÅŸkanlık görevi yapan Bush’un OrtadoÄŸu’yu kana bulama süreci fiili olarak baÅŸlamıştı.
 
Saldırının ardından ABD, “DemokratikleÅŸme, özgürleÅŸme gibi kavramların OrtadoÄŸu’da da olması gerektiÄŸi” söylemlerinin arkasına sığınarak, temeldeki amacı olan petrol kaynaklarına doÄŸrudan ulaÅŸmanın kapısını açmıştı.
 
ABD’nin o dönem OrtadoÄŸu üzerindeki hedefleri beÅŸ madde ile sıralanmıştı. O maddelere göre, ABD; bölgedeki müttefiki Ä°srail’in güvenliÄŸini saÄŸlayacak; kitle imha silahlarının dağılımını önleyecek; enerji akışını Batı’ya düzgün bir ÅŸekilde aktaracak; terörizme karşı mücadele edecek ve bölgede herhangi bir egemen gücün olmasını engelleyecekti.
 
 
14) OrtadoÄŸuyu Kana Bulayan Sürecin BaÅŸlangıcı
 
Ancak ABD’nin bu hedefleri, görüldüÄŸü kadar masum olmayacaktı. Bu hedefler, “demokrasi”den çok daha ötesini barındırıyordu ve belirlenen bu yolun rotası çok daha önceki yıllarda çizilmiÅŸti.
ABD, uygulamaya koyacağı “Büyük OrtadoÄŸu Projesi” ile enerjisinin yüzde 90’ını karşıladığı OrtadoÄŸu’dan kaynak akışını sürdürecek ve kendisiyle “iyi geçinmeyen” her ülkeyi karıştırarak, kontrolü altına alacaktı.
 
ABD’nin taleplerine boyun eÄŸmek istemeyen Irak’taki Saddam rejimi; Ä°ran ve Suriye’nin kitle imha silahı yapmaları, ABD’nin önüne taÅŸ koyan en önemli engellerdi ve bu nedenle ilk hedef de bu coÄŸrafya olacaktı.
 
 
15) Büyük OrtadoÄŸu Projesinin Maskesi: 11 Eylül
 
Tarihte kısa bir yolculuk yaptığımızda, ABD’nin bu hedeflerinin Bush’un baÅŸkanlık süreciyle baÅŸlamadığı; Bernard Lewis’in OrtadoÄŸu coÄŸrafyasının kaderini ÅŸekillendiren bir aktör olduÄŸu gerçeÄŸi ile karşılaşıyoruz. 17 yıl önce gerçekleÅŸen 11 Eylül saldırıları ise, bu senaryonun sadece bir kılıfıydı.
 
Mısır’da EÅŸ Åža’ab gazetesi, Temmuz 1997’de Dr. Muhammed Umara’ya ait “Arapların ve Müslümanların Parçalanmasına Dair Siyonist Proje” adında bir makale yayımladı. Makale, istihbarat araÅŸtırması üzerine, Pentagon’un yayımladığı dergideki bilgilere dayanıyordu.
 
Bernard Lewis’in sunduÄŸu bu projede, etnisite ve mezhep ayrılıklarını esas alan bilgiler bulunuyordu. Yahudi asıllı Lewis’in sunduÄŸu, Ä°slâm dünyasını bölme planlarını içeren proje kısaca ÅŸöyleydi:
 
1. Pakistan’daki Belucistan bölgesini Ä°ran’ın komÅŸu Belucistan bölgelerine katmak suretiyle “Belucistan”devletinin kurulması
 
2. Pakistan’ın kuzeybatısındaki bölgenin, Afganistan’daki PeÅŸtun bölgesine eklenerek “PeÅŸtunistan”devletinin kurulması
 
3. Ä°ran, Irak ve Türkiye’deki Kürt bölgelerinin birbirine katılmasıyla “Kürdistan” devletinin kurulması
 
4. Ä°ran’dan Kürt ve Beluci bölgelerin koparılması suretiyle aÅŸağıdaki etnisitenin ışığında Ä°ran’ın iç taksimatı.
 
5. Irak’ta üç devlet kurmak
 
6. Suriye’de üç ya da dört devletin kurulmasını saÄŸlamak
 
7. Ürdün’ü iki yapı halinde ayırmak
 
8. Suudi Arabistan, krallığın 1933 yılındaki kuruluÅŸundan önceki haline, kabile mozaiÄŸine, dönüÅŸtürülecek. Böylelikle bu devletlerin Kuveyt ve Bahreyn, Katar ve diÄŸer emirliklerden fazla ağırlığının olmaması saÄŸlanacak.
 
9. Lübnan’ın siyasi coÄŸrafyasının aÅŸağıdaki temeller ışığında yeniden gözden geçirilmesi
 
10. Mısır’ın en az iki devlete bölünmesi
 
11. Sudan’ın güneyinin kuzeyinden ayrılmasını saÄŸlamak suretiyle
 
12. Batı Arap siyasi coÄŸrafyasının yeniden gözden geçirilmesi. Böylelikle Berberilere ait dağılım ve kabilelerine baÄŸlılık esasına göre birden çok devletin kurulması saÄŸlanacak.
 
13. Aynı ÅŸekilde Araplar, Zenciler ve Araplar ve Zencilerden melezler arasındaki kavgadan hareketle Moritanya’nın yeniden yapılandırılması.
 
 
16) Kan Gölüne Dönen Ä°lk Ä°slam CoÄŸrafyası: Afganistan
 
ABD, 11 Eylül saldırılarının ardından, ortaya çıkan panik atmosferinden de faydalanarak, yıllar önce belirlediÄŸi bu projeyi hemen uygulamaya koydu.
Ä°lk olarak meÅŸruiyeti tartışılan “terörle mücadele” politikaları kapsamında Ekim ayında Afganistan’a savaÅŸ açtı ve ülkeyi iÅŸgal etti. Harekâtın amacı, ülkede bulunan Usame Bin Ladin, El Kaide ve Taliban’ın ortadan kaldırılmasıydı.
 
Ancak zaman geçtikçe bu amaç muÄŸlaklaÅŸtı ve bölge kan gölüne döndü. Daha sonra “istikrarın saÄŸlanması”adı altında NATO güçleri de bölgeye yerleÅŸtirildi ve Afganistan topraklarında, günümüzde de devam eden“kaos ortamı” oluÅŸtu.
 
NATO’nun verdiÄŸi rakamlara göre, savaÅŸ yaklaşık 40 bin kiÅŸinin ölümüne sebep oldu. BirleÅŸmiÅŸ Milletler sadece son beÅŸ yılda 10 binden fazla Afgan’ın hayatını kaybettiÄŸini kaydediyor. SavaÅŸ sırasında, çoÄŸu Amerikalı 2750 kadar iÅŸgal gücü askeri öldü.
 
 
17) Kan Gölüne Dönen Ä°kinci Ä°slam CoÄŸrafyası: Irak'ta 1 Milyonun Üzerinde Ä°nsan Hayatını Kaybetti
 
11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin ikinci hedefi ise, Irak olacaktı. 20 Mart 2003’de ABD ve Ä°ngiltere önderliÄŸinde oluÅŸturulmuÅŸ Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin düzenlediÄŸi askeri harekâtla, Irak iÅŸgal edildi. 1,5 milyon ABD askeri, savaÅŸmak amacıyla Irak topraklarına gitti. 4 bin 422 asker hayatını kaybetti; 30 bini yaralandı.
 
Ä°ÅŸgalin Irak açısından bilançosu ise, ABD’ninkinden çok daha ağır oldu. Sadece AÄŸustos 2007’e kadar bir milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti.
 
Irak’taki çatışmalarda, ABD liderliÄŸindeki güçlerin rastgele açtıkları ateÅŸler sonucu, kadın ve çocuk ölümleri, iÅŸgal karşıtlarından daha fazla oldu. Bu oranı belirlemek üzere hazırlanan “kirli savaÅŸ bilançosunda” kadın ve çocuklarda rastgele ölümlere yüzde 79 oranıyla havan topu saldırıları, yüzde 54 oranıyla bomba yüklü araçlar, yüzde 69 oranıyla da koalisyon güçlerinin hava saldırıları yol açtı.
 
En fazla sivil can kaybı, failleri bilinmeyen saldırılar, yargısız infazlar, intihar saldırıları, bomba yüklü araçlar ve havan topu saldırılarıyla meydana geldi.
 
Aralık 2011’de ABD askerleri, arkalarında kaos ve iç savaÅŸ bırakarak Irak’tan çekildi. Ä°ÅŸgalle sarsılan toplumsal yapı ve dış müdahale, Irak’ta hala kan dökülmesine sebep oluyor.
 
 
18) Ä°stihbarat UÄŸruna Ä°ÅŸlenen Kan Dondurucu Suçlar: Guantanamo
 
11 Eylül sonrasında ABD’nin, “küresel terörle mücadele” politikaları çerçevesinde, dünya üzerinde terör ÅŸüphelisi olarak ele geçirdiÄŸi insanları Guantanamo’daki toplama kampında tutmaları insan hakları ihlallerinin gündeme oturmasına sebep oldu.
 
Gözlerden uzak tutulmaya çalışılan hapishanede mahkûmların haklarına riayet edilmediÄŸi, fiziksel ve psikolojik ÅŸiddete maruz kaldıkları, zamanla anlaşıldı.
 
Kampın sorumlularından General Miller’in “kampın terörle mücadelede bir laboratuar” iÅŸlevi gördüÄŸüne dair açıklamasında “savaÅŸ esiri” olarak adlandırılan mahkûmların, sözde “küresel terörle mücadele”faaliyetleri için istihbarat saÄŸlamak amacıyla orada tutuldukları da açık ediliyordu.
 
ABD’nin Guantanamo’da tuttuÄŸu toplam 166 mahkûmun pek çoÄŸu hakkında suçlama bulunmuyor. Mahkûmlar insanlık dışı uygulamaları protesto etmek amacıyla açlık grevi baÅŸlatsalar da; yönetim, tüp yoluyla besleyerek grevi kırmaya çalışıyor.
 
 
19) On Yıl Sonra Fitili Ateşlenen Arap Baharı
 
11 Eylül sonrası, dünya düzeni önemli bir deÄŸiÅŸime sahne oldu. BaÅŸlangıçta ABD’nin doÄŸrudan bir müdahalesi görülmese de, ilerleyen süreçte yaÅŸanan birçok ulusal deÄŸiÅŸimin, “Amerikan müdahaleciliÄŸi”nden kaynaklandığı ortaya çıkacaktı.
 
OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika coÄŸrafyasında diktatörlüklerin kısıtlı olan egemenlik ve meÅŸruiyetleri iyice zayıfladı ve rejimler iç baskılara karşı kırılgan hale geldi. Bölgede yer alan rejimler, uluslararası düzenin birer ürünüydüler. Sömürgecilikten kurtulan bu coÄŸrafya, 1950-1960’lı yıllarda gerçekleÅŸen bir dizi “milliyetçi devrimin” yani “askeri darbelerin” birer sonucu olarak ortaya çıkmışlardı.
 
Bölgedeki bazı ülkeler ise, kapitalizmden beslenmiÅŸ ve özellikle “ABD’nin desteÄŸi” ile kendilerine yer edinmiÅŸlerdi. Bu ülkelerde kurulan rejimler, yönetimlerinde siyasi rekabet ortamını yok ettiler, ekonomiyi devletleÅŸtirdiler ve sivil toplumu boÄŸdular.
 
Ä°ç dinamikleri oldukça karışık olan bu ülkelerde isyanlar, 2010 yılının Aralık ayında, ekonomik krizin etkisiyle ilk olarak Tunus’ta baÅŸladı.
 
Hemen ardından Mısır, Libya, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen’de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Lübnan ve Fas’ta baÅŸlayan küçük çaplı ayaklanmalarla bölgede yangının fitili ateÅŸlendi. Birçok diktatör devrildi; iç çatışmalar arttı. Bölgede yaratılan kargaÅŸa ortamından doÄŸan boÅŸluÄŸu,“bölgeye demokrasi getirecek” olan ABD doldurdu!
 
Batı, kan gölüne dönecek OrtadoÄŸu’nun bu deÄŸiÅŸim sürecine, kendilerince bir isim de takmıştı: “Arap Baharı”. Arap Baharı, 11 Eylül sonrası uygulamaya konan Bernard Lewis’in Büyük OrtadoÄŸu Projesi’nin ikinci perdesiydi.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.