Muhammed Emin Yıldırım: Göbeklitepe, İslam tarihi çerçevesinde ele alınmalıdır
Follow @dusuncemektebi2
​Şanlıurfa'da, 12 bin yıllık geçmişi olan Göbeklitepe'yi ziyaret eden Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım, Göbeklitepe'nin İslam tarihi çerçevesinde ele alınmasını gerektiğini belirtti.
Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım ve Siyer Vakfı gönüllüleri, sahabe mezarları ve tarihi yerleri gezmek amacıyla düzenlenen gezi programına katıldı. Yıldırım, 12 bin yıllık tarihi olan ve dünyanın ilk tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe'yi ziyaret etti. Yıldırım, burada yaptığı konuÅŸmada, Göbeklitepe'nin en iyi ÅŸekilde anlaşılabilmesi için Ä°slam tarihi çerçevesinde deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini belirtti.
Ä°lke Haber Ajansı'ndan Abdurahman UÄŸurlu 'ya önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, Göbeklitepe için kullanılan "insanlığın sıfır noktası", "yeryüzünün ve insanlık tarihinin ilk mabedi" gibi ifadeleri doÄŸru bulmadığını belirtti. Yıldırım, Göbeklitepe ile birlikte insanlık tarihinin yeniden yazılması gerektiÄŸini söyledi.
Modern tarihin ilk insanı "ilkel" olarak tanımlamasının yanlış olduÄŸunu belirten Yıldırım, ilk insanın Hazreti Âdem olduÄŸunu, Allah'ın onu en güzel ÅŸekilde yarattığını, Allah'ın O'na ilim verdiÄŸini bundan dolayı insanlık tarihinin zirvede baÅŸladığını, Göbeklitepe'de çıkan kalıntıların da bunun ispatladığını vurguladı.
Ä°slam tarihinin meseleleri Peygamberlerden baÅŸlattığını, tarihi araÅŸtırırken bu yönteme uyulmadığı takdirde hata yapılacağını belirten Yıldırım, insanlık tarihini doÄŸru anlayabilmek için Ä°slam tarihini iyi bilmek gerektiÄŸini ifade etti.
PutçuluÄŸun çıkış noktasına deÄŸinen Yıldırım, insanların putçuluk ile mücadelesinin devam ettiÄŸinin altını çizdi.
Göbeklitepe'nin insanlık tarihi açısında çok önemli bir yer olduÄŸunu vurgulayan Yıldırım, "Tarih burada yeniden yazılmıştır. Biz tam olarak meselenin ehemmiyetini kavrayamadığımız için buradan ne alacağımızın da farkında deÄŸiliz. Yüzyıllardır süregelen bir tarih algısının deÄŸiÅŸmesine ÅŸahit olabilecek, vesika niteliÄŸinde çok önemli bilgiler ortaya çıktı. Ne yazık ki insanoÄŸlu ifrat ve tefritler arasında gidip geliyor. Düne kadar sahip çıkılmayan bu yer, ÅŸimdi keÅŸfedilince bu sefer de mübalaÄŸalı ifadeler kullanılıyor. Batı'nın 'modern tarih' dediÄŸimiz o algının, bize yansıttığı ÅŸeylerin mahkûmiyeti içerisinde bazı ÅŸeyler deÄŸerlendiriliyor." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
"İNSANLIĞIN SIFIR NOKTASI İFADESİ DOĞRU DEĞİL"
Göbeklitepe'yi iyi yorumlayabilmek için konunun Ä°slam tarihi çerçevesinde ele alınması gerektiÄŸini vurgulayan Yıldırım, "ÖrneÄŸin, Göbeklitepe ile ilgili bir araÅŸtırma yapsanız, 'Ä°nsanlığın sıfır noktası' ve 'Yeryüzünün ve insanlık tarihinin ilk mabedi' gibi ifadelere rastlarız. Bu iki ifade de doÄŸru deÄŸildir. Bizim burada öÄŸrenmemiz gereken asıl husus ÅŸudur: Evet, burası insanlık tarihi için önemli bir yer ama insanlık tarihini doÄŸru dürüst ele almak istiyorsak bu tarihi ancak ve ancak Ä°slam tarihi çerçevesinde ele almak durumundayız. Bunu Müslüman olduÄŸumuz ve inandığımız deÄŸerler için yapmalıyız diye söylemiyorum, insanlıkta netice itibarıyla bu noktaya gelecektir." ifadelerini kullandı.
"MODERN TARİHİN DEDİĞİ GİBİ İNSANLIK TARİHİ İLKEL BAŞLAMADI"
Modern tarihin, tarihi olayları yorumlamasında yanlışlarına dikkat çeken Yıldırım, "Ä°slam tarihi, meseleleri Peygamberlerden baÅŸlatır. Ä°lk Peygamber, ilk insan olarak, tarihin sayfalarına geçmiÅŸtir. Kur'an'ın verdiÄŸi bilgiye göre ilk insan en mükemmel ÅŸekilde yaratılmıştır. Hazreti Âdem, bugün modern tarihin bize aktardığı gibi ilkel, hiçbir ÅŸey bilmeyen bir kiÅŸi deÄŸildir. Allah onu Cennet'te yarattı ama dünya için yarattı. Dünyaya gelirken de en güzel bir biçimde geldi. Aslında iÅŸin neticesinde Hazreti Âdem'in (aleyhi selam) zirvede baÅŸlattığı noktaya insanlık kaç bin yıl sonra bir daha zirveye vararak ulaÅŸacaktır. Ä°slam tarihi zirvede baÅŸladı ve zirvede bitecektir. Modern tarih ÅŸunu söylüyor: 'Ä°nsan ilkel baÅŸladı geliÅŸerek zirveyi yakalayacak' Ä°ÅŸte Göbeklitepe dediÄŸimiz bu tapınak aslında bunun doÄŸru olmadığını ortaya koyuyor. Nasıl doÄŸru olmadığını ortaya koyuyor. 12 bin yıllık bir delil var ortada. 12 bin yıl önce tapınak olarak yapılmış bir yerde yapılan kazılarda ve ortaya çıkan kalıntıların üzerinde ortaya ne kadar ciddi bir emek verildiÄŸi çıkıyor. O gün insanlarının hiç de ilkel olmadığını görüyoruz." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
"GÖBEKLÄ°TEPE'YÄ° Ä°SLAMI BÄ°LGÄ°LER IÅžIÄžINDA ANLAMAYA ÇALIÅžALIM"
Göbeklitepe'de bulunan arkeolojik kalıntılarının Batılı tarihçileri yalanladığına dikkat çeken Yıldırım, "40 ile 60 ton arasındaki kayaların buraya gelmesi, burada iÅŸlenmesi… Dikkat edin üzerindeki resimler… Yaban domuz, aslan ve çeÅŸitli sembollerin çok iyi bir ÅŸekilde iÅŸlenmesi bize ÅŸunu gösteriyor ki insanlık bir ÅŸey bilmeyen ve özellikle Batı tarihçilerinin söyledikleri gibi hayatın içerisinde hayatın ÅŸartlarından dolayı bazı ÅŸeyleri öÄŸrenmiÅŸ hale gelen bir insanlık deÄŸildir. Ä°nsan en güzel bir biçimde yaratıldı, en üst düzeydeydi. Allah, Hazreti Âdem'e eÅŸyaya isim koyma kabiliyetini vermiÅŸti. EÅŸyayı isimlendirecek kadar bir ilme sahip olarak dünyaya gelen Hazreti Âdem, birçok ÅŸeyi de o gün yaÅŸamıştı. Süreç gösterecek ki biz ÅŸu ana kadar öÄŸrendiÄŸimiz tarih algımızı yeniden düzelteceÄŸiz. Bu düzelteceÄŸimiz algı Kur'an'ın bize verdiÄŸi bilinç olacaktır. EÄŸer biz bu Göbeklitepe'yi doÄŸru dürüst iÅŸlersek birilerinin bize dayattığı gibi deÄŸil de Ä°slam tarihinin bize verdiÄŸi bilgiler çerçevesinde iÅŸlersek alacağımız çok ÅŸey olacaktır. Kur'an'ı Kerim, 'gezin dolaşın, yeryüzündeki ayetleri görün' diyor. Burası da bu anlamada bir ayettir. Bu ayet çerçevesinde okunduÄŸu zaman ancak bazı bilgiler elde edilmiÅŸ olacaktır." diye konuÅŸtu.
"TOPRAKLARIMIZDA PUTÇULUÄžUN Ä°ZLERÄ° VAR"
Åžanlıurfa ve Adıyaman'dan putçuluktan kalma izlere rastladıklarını belirten Yıldırım, "Dün akÅŸam Nemrut'ta, bu gün de Adıyaman Perre ve burada gördük. Bu Paganizm putçuluk dediÄŸimiz Allah dışındaki varlıklara tapma ya da Allah ile beraber taÅŸ ve tahtadan yapılmış ÅŸeylere insanların ilah olarak tapmalarının nasıl bir kaynağı var? Ä°slam bu meseleye nasıl yaklaşıyor? Bu coÄŸrafyada putçuluÄŸa ait olan izler var. Sahabe burayı fethetmesine, Ä°slam ordularının buralara kadar gelmelerine, Ä°slam ordularının bu tarz putçuluk izlerinden haberdar olmalarına raÄŸmen neden Müslümanlar bunlara el sürmediler? Hâlbuki ataları Hazreti Ä°brahim, putları devirmek için gelen bir Peygamberdi. Mekke'nin Fethi'nde putların birer birer devrilmesini gördüler. Bu bilinçte olan sahabe, Anadolu topraklarına geldiÄŸi zaman neden hiçbir puta el sürmedi? O gün insanların taptığı birçok ÅŸeyi niçin korudu?" dedi ve ÅŸunları ekledi:
"TEVHÄ°D AKÄ°DESÄ°NDEN SAPILDIÄžI VAKÄ°T PUTÇULUK BAÅžLAR"
"Biz Ä°slam tarihinden öÄŸreniyoruz ki Hazreti Âdem'in iki oÄŸlu Habil ile Kabil, Allah'a birer kurban arz ettiler. Samimi ve mümin olan Habil'in kurbanını Allah kabul etti. Kabil'in kurbanını ise kabul etmedi. Kabil bunun üzerine kardeÅŸi Habil'i öldürdü. KardeÅŸ katili oldu ve saptı. Mümin iken iman ederek iÅŸe baÅŸlamış iken münkir ve kâfir oldu. Bu sapmanın neticesinde kalkıp Yemen'e gitti. AteÅŸperestlik ilk kez onunla baÅŸladı. Daha sonra da o ateÅŸi sembolize eden bazı putlara tapılmaya baÅŸlandı. Demek ki putçuluk, Allah'ın dışındaki varlıklara tapma o günlerin meselesidir. O günden sonra da bugünlere yayılıp geldiÄŸini görüyoruz. Hazreti Ä°brahim'in, Nemrut ile verdiÄŸi mücadeleyi zihninizde canlandırın. Hazreti Ä°brahim'den sonra putçuluÄŸun kaldırılıp, tevhid üzere Kâbe bina edildikten sonra da Kâbe'nin putlara mahkûm olduÄŸunu görüyoruz. Kâbe'ye ilk kez ÅŸekilli put getiren Amr Bin Lühay isimli bir Mekkelidir. Åžekilli put oraya girmeden ÅŸöyle bir sapma baÅŸlıyor: Tevhid akidesinden sapıldığı zaman adım adım meselenin nereye varılacağını anlayabileceÄŸimiz bir örnektir bu." dedi.
"SAHABELER FETHETTÄ°KLERÄ° YERLERDE Ä°NSANLIÄžIN ORTAK MÄ°RASLARINA EL SÜRMEDÄ°LER"
Sahabelerin, dünyanın her hangi bir yerini fethettikleri zaman, tevhid akidesinin mesajını verdiklerinde, insanlığın ortak miraslarına el sürmediÄŸini vurgulayan Yıldırım, "Çünkü bu miras, tarihi anlatan bir delildir. Åžu an da kitabi bilgiler artık bitti. Biz ulaÅŸabildiÄŸimiz, tahminimce yüzde 80 kitaplara ulaÅŸtık. Yüzde 20'lik bir pay kaldı. Ama dünyanın arkeolojik olarak bize verdiÄŸi bilgiler ÅŸu an da elde ettiklerimizin kat kat fazlasıdır. Ä°ÅŸte bu da arkeolojik olarak bir ayettir. Biz ayetleri okuduÄŸumuzda o zamanki insanların inanç dünyalarını, kültürel anlamdaki yapılarını öÄŸreniyoruz. Burada da arkeolojik kazılarda ortaya çıkan kazılarda o günkü insanların inançlarının nasıl olduÄŸunu dair bilgiler öÄŸreniyoruz. Bu öÄŸrendiÄŸimiz bilgiler çerçevesinde meseleye baktığımız zaman Ä°slam'ın, tevhid akidesinin deÄŸer ve kıymetini daha iyi anlıyoruz. Ä°slam, yüzde yüz Allah inancını söylüyor, Allah'tan baÅŸkasıyla eÄŸer bu iÅŸ paylaşılırsa iÅŸin nerelere varacağına dair bize bilgiler veriyor." ifadelerini kullandı.
"Ä°BRAHÄ°MÄ° ÇÄ°ZGÄ°NÄ°N TALEBELERÄ° OLMALIYIZ"
Kur'an'ın üç puttan bahsettiÄŸine dikkat çeken Yıldırım, "Bu putlar kıyamet kopuncaya kadar devam edecektir. Bunlar hiç deÄŸiÅŸmeyecek. Bu putlardan bir tanesi 'heva'dır. Hevayı insanoÄŸlu ilk günden son güne kadar put olarak edinecektir. Ä°steÄŸini, arzusunu, Allah'ın arzusunun önüne getirecektir. Burada da ona dair iÅŸaretler vardır. Bir tanesi de 'dehr'dir. Dehr, zaman demektir. 'Bizi zaman yarattı, zaman yok edecektir!' Dehr, zamana ilah anlamında bir anlam yüklemektir. Üçüncüsü ve en zoru da 'ÅŸari' olarak yani kanun koyucu olarak Allah'tan baÅŸkasını edinmektir. Hüküm koyucu mutlak manada Allah'tır. Allah'tan baÅŸka hiç kimse hüküm koyamaz. Dolayısıyla hükmü koyan Allah ise; Allah'ın koyacağı hükümlerin üzerine hüküm koyan ÅŸaridir. Allah'ın hükümlerinin dışında hükümleri kabul eden de o kabul ettiÄŸi ÅŸeyi kendisine put olarak edinmiÅŸ olur. Bu anlatılanları anladığımızda bizim putla mücadelemizin bitmediÄŸini görürüz. Eskide tahta ve taÅŸtan yapılan putlarla mücadele edilirken ÅŸimdi ise heva, zaman ve ÅŸari putları ile mücadele veriliyor. EÄŸer bu üç alanda Allah'ın istediÄŸi bir kulluÄŸu anlarsak ve ona göre hayatımızı tanzim edersek inÅŸallah biz Ä°brahim'i çizginin talebeleri oluruz.
Yıldırım, sözlerini ÅŸu temenni ve dualarla tamamladı:
"Hazreti Ä°brahim'in memleketinde öÄŸreneceÄŸimiz en büyük ders tevhiddir. Ä°brahim'i çizginin bize öÄŸrettiÄŸi tevhid çizgisinde yüzde 100 Allah olmalıdır. Bunun içerisine baÅŸka bir ÅŸey karışmamalıdır. GezdiÄŸimiz her yerde alacağımız bilinç bu olsun inÅŸallah. Allah bu bilinçten bizleri mahrum etmesin. Tevhidi anlamayı ve tevhid ile yaÅŸamayı bizlere nasip eylesin. Tevhid ile onun huzuruna gitmeyi bizlere nasip eylesin."
Henüz yorum yapılmamış.