Sosyal Medya

Yeryüzü genişliğine rağmen dar gelmişti



Bazen neden yeryüzü geniÅŸliÄŸine raÄŸmen bize dar geliyor. Çünkü gönlümüz daralıyor. Gönüllerimize bir inÅŸirah lazım. Daralıyoruz, darlanıyoruz. Yeni, taze baÅŸlangıçlar yapamıyoruz. Her güne yeniden doÄŸamıyoruz. Yenilenemiyoruz. Her gün yeniden doÄŸan güneÅŸ içimizi ısıtmıyor, ışıtmıyor. Her güne güneÅŸle doÄŸamıyoruz. Bismillah ile baÅŸlamıyor günlerimiz. Ä°badet takvimimiz bozuk. PeÅŸinde koÅŸulacak iyilikler listemiz yok. Zihnimiz gereksiz ilgiler ve bilgiler çöplüÄŸüne döndü. Sevindirmiyoruz ki sevinelim, güldürmüyoruz ki gülelim.

Gönüllerimiz daraldı çünkü çevremiz daraldı. Kabuklarımızı, aÄŸlarımızı kendimiz ördük. Dostluk, akrabalık, komÅŸuluktan geriye sadece kelimeler kaldı. Telefonlarımızın rehberleri dolu fakat arayanlar ve arananlar kısmı mahdut. Gelenlerimiz ve gidenlerimiz azaldı.

Bize ne oldu? Bizi boÄŸan, içimize daraltan ne?

Yurdumuzdan ve yuvamızdan mı edildik? DüÅŸmanlar mı sardı etrafımızı. Evlatken yetim kalıp ebeveyn olunca evlatlarımızı mı kaybettik? Yakınlarımızın ihanetine mi uÄŸradık? Yoksa büyük sıkıntıları tatmamış nefislerimize küçük ÅŸeyler acı mı geliyor?

Belki de boyumuzu aÅŸan planlar yapıyor sonrada altında eziliyoruz. Bizim üzerimize ezelden planlar takdir eden yaratıcı iradeyi yok sayıyoruz. Olanlarla bize göre olması gerekenler arasındaki fark açılınca karamsarlığa düÅŸüyoruz.

Nasıl bu hale geldik sorusunun cevabını içimize inÅŸirah veren, hikmetin kaynağı, gönüllere ÅŸifa olan Allah'ın kitabında buluyoruz: “Allah geriye bırakılan (savaÅŸa katılmayan) üç kiÅŸinin de tövbesini kabul etti. Sonunda, bütün geniÅŸliÄŸine raÄŸmen yeryüzü onlara dar gelmeye baÅŸlamış, vicdanları daralmış ve Allah’a karşı O’ndan baÅŸka sığınılacak kimse olmadığını anlamışlardı. Bunun üzerine O da eski durumlarına dönmeleri için onlara tövbe nasip etti. Hiç ÅŸüphesiz Allah, tövbe kapısını alabildiÄŸine açık tutmakta ve rahmetiyle kuÅŸatmaktadır.” (Tevbe suresi, 118)

Bu ayet Ka'b b. Mâlik, Hilâl b. Ümeyye ve Mürâre b. er-Rabî hakkında nazil olmuÅŸtur. Ayetin nüzulüne sebep olan olayı kısaca özetleyelim. Ka'b b. Mâlik Tebük Seferine katılmamıştı. GeniÅŸ hurma bahçelerine, güzel bineklere sahip olan Ka'b b. Mâlik’in temel hatası ihmal ve ertelemeydi. Kendine ve bakımlı bineklerine güvenip “Bir kaç gün sonra sefere çıksam bile orduya yetiÅŸirim” diye düÅŸündü.

Onun cihada katılmamasını diline dolayanlar oldu. Ama Muaz bin Cebel onları susturdu. Ka'b b. Mâlik’in olmadığı yerde onun hakkında konuÅŸulmasına engel olmaya çalıştı. Peygamber Efendimiz Ka'b b. Mâlik’in neden cihada katılmadığını sordu. Çünkü Uhud, Hendek gibi savaÅŸlarda büyük kahramanlıklar göstermiÅŸti.

Sefer dönüÅŸü cihada katılmayan münafıklarla beraber Ka'b b. Mâlik ve diÄŸer iki Müslüman hakkında Allah'ın kınamasını bildiren ayetler nazil oldu. Sonra Rasulullah sahabeye bazı yaptırım talimatları verdi. 1. SelamlaÅŸma dışında bu kimselerle hiç kimse konuÅŸmayacak. 2. Bu üç Müslüman yeni bir haber gelinceye kadar eÅŸlerini babalarının evlerine yollayacaklar.

Ka'b b. Mâlik mescide gittiÄŸi zamanlarda Peygamber Efendimizin yüzüne bakıyor, onun da eskiden olduÄŸu gibi gülen gözlerle kendine bakmasını, bir ÅŸey söylemesini bekliyordu. BeklediÄŸi ilgiyi Peygamber Efendimizden ve sahabeden göremeyince toplum içine çıkmak istemiyor, namazlarını evinin damından kılıyordu. En çok sevdiÄŸi Ebu Katâde’den (amcasının oÄŸlu) bile selam dışında karşılık alamayınca evine kapanıp günlerini aÄŸlamakla ve ibadetle geçiriyordu. Fakat durumu kurtarmak için münafıkların yaptığı gibi yalanlara, mazeretlere baÅŸvurmuyordu. Ä°ÅŸte yukarıdaki ayet böyle bir zaman diliminden nazil oldu.

ÖzetlediÄŸim bu olay üzerine nazil olan bu ayetten yola çıkarak günümüzde Müslümanlar dâhil olmak üzere birçok insanın içine düÅŸtüÄŸü ‘geniÅŸliÄŸine raÄŸmen dünyanın dar gelmesi’ meselesini anlamaya çalışalım. Ka'b b. Mâlik’in zenginliÄŸi onu hayra deÄŸil hataya yönlendirdi. Her hata büyüklüÄŸüne göre vicdanda bir daralmaya sebep olur. Depremlerin artçı sarsıntıları gibi kalbi sarsar durur. Tabii ki bu durum vicdanını yitirmemiÅŸ insanlarda olur. Kalbini nifak ve küfür kaplayanlar hatalarına onlarca yalan ve mazeret uydurarak hem kendilerini hem de baÅŸkalarını kandırmaya çalışırlar.

Ka'b b. Mâlik cihada katılmayarak toplumun doÄŸal hareket akışının dışında kaldı. Sefer dönüÅŸü uygulanan ‘toplumsal mesafe koyma’ cezası onu yalnızlaÅŸtırdı. En sevdiÄŸi insanların bile iletiÅŸim baÄŸlarını koparmaları onun çok zoruna gitti. Peygamber Efendimizin talimatı gereÄŸi eÅŸi de babasının evine gidince Ka'b b. Mâlik’in yalnızlığı daha da derinleÅŸti.

Allah tarafından kınanmak, Rasulullah tarafından uyarılmak, dostları tarafından dışlanmak ve eÅŸi tarafından yalnız bırakılmak, sevdiklerinin yüz çevirmesi dünyayı dar etti Ka'b b. Mâlik’e. Ä°ÅŸte bu çıkmazdan kurtulmak için kendini namaza ve ibadet etmeye verdi. Çok aÄŸladı. Münafıklar gibi yalana baÅŸvurmayıp tevbe ve istiÄŸfara sarılmış olması onun Allah tarafından bağışlanmasına ve müjdelenmesine sebep oldu:

 “Allah geriye bırakılan (savaÅŸa katılmayan) üç kiÅŸinin de tövbesini kabul etti. Sonunda, bütün geniÅŸliÄŸine raÄŸmen yeryüzü onlara dar gelmeye baÅŸlamış, vicdanları daralmıştı…”

Ka'b b. Mâlik affedilmiÅŸ olmanın sevinciyle kendisini hayırdan/cihattan alıkoyan malının tamamını Allah yolunda bağışlamak istedi. Rasulullah ‘bir kısmını alıkoy’ buyurdu. Daralmış olmanın acısını infak etmenin huzuru ile giderdi. Gönlü inÅŸiraha kavuÅŸtu. Huzura ermek için Allah'tan baÅŸka sığınacak yer olmadığını fark etti.

Gönlümüzün daralması, belimizin yük ettiklerimizden dolayı bükülmesi sadece bize mahsus deÄŸildir. Benzer durumlar Peygamberlerin hayatında da olmuÅŸtur. Sıkıntıların en büyüÄŸünü onlar çekmiÅŸtir. Fakat her zorlukla beraber onu takip eden bir kolaylık, bir çıkış yolu vardır. Yapılması gereken boÅŸluktan kurtulup her iÅŸten sonra baÅŸka bir iÅŸe sarılmak ve sadece Allah'a raÄŸbet etmektir. Ä°nÅŸirah Suresi bize iÅŸte bu gerçeÄŸi öÄŸretir.

“Senin göÄŸsünü açıp geniÅŸletmedik mi?

Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?

Senin ÅŸânını yükseltmedik mi?

Åžüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

Öyleyse, bir iÅŸi bitirince diÄŸerine koyul.

Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”

 

 

Dünyabizim/ Ä°smail DemirbaÅŸ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.