Bu kez kabine değişikliği söylentisinin çıkmasına iki şey sebep oldu.
İKİ NEDEN
1- Perşembe günü AK Parti’de il başkanları toplantısı vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıdan sonra bazı bakanlarla bir araya geldi. “Erdoğan’la görüşen bakanlar yarımşar saat arayla AK Parti Genel Merkezi’nden ayrıldılar” söylentisi Ankara’da dalga dalga yayıldı. Bir süre sonra iş kabine değişikliğine döndü. Cumhurbaşkanı Erdoğan il başkanları toplantısından sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı çağırarak ayrı ayrı görüşmüş. Soruşturdum, “Devlet işi” dediler. Yani siyaset işi değilmiş. Hem bu üç bakanın yeri sağlam. Ama söylentisi yetti.
2- Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir süredir toplantılara katılmıyor. AK Parti’nin 18. kuruluş yıldönümü törenlerine, 30 Ağustos resepsiyonuna, il başkanları toplantısına iştirak etmedi. Berat Albayrak’ın bir strateji dahilinde kendini geriye çekmesi söz konusu olabilir. Bu işin iki yüzü var. Biri Cumhurbaşkanı ile kayınpeder-damat ilişkisi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesi konusunda tavizsiz olduğu biliniyor. Seçimlerden sonra partide yapılan bir değerlendirme nedeniyle sert çıkmış ve “Ailemi tartıştırtmam” demişti. Yerden göğe kadar hakkı var. Aileler tartışılmaz, aile mahremiyetine saygı duyulur. Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak konusunu ise kırmızı çizgisi olarak ilan etmişti.
Yeni sistemde hükümet ve başbakan yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda icranın başı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ekonomi yönetiminden sorumlu Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ikinci bir şapkaları var. Cumhurbaşkanı ve bakan ilişkisi olarak. Erdoğan’ın kabinenin performansı, ekonomi yönetimi ve yeni döneme ilişkin strateji kapsamında bir değerlendirme yapmasından daha tabii bir şey olamaz. Ama o değerlendirmenin ne olduğu bilinmiyor. Sanıyorum bu denklemler yerine oturana kadar kabine değişikliği yapılmayacak.
Kabine değişikliği sorulduğunda Erdoğan, “Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa biz yaparız, siparişle bu işler olmaz” demişti. Erdoğan, kabine değişikliğiyle ilgili haberlerin mürekkebi kurumadan bakanlarını değiştiren bir lider değil. Hatta yazılıp konuştuğu zaman değiştirecekse de değiştirmiyor. Zamanlamasını ve çerçevesini kendisinin belirlediği zamanlarda yapıyor. Bu kez de öyle olacak gibi. Perşembe gecesi yaşadığımız hareketliliği paylaştığım bir parti yöneticisi, “Bu işleri bilen birisinin bana söylediğine göre kabine değişikliği 2-3 ay sonra” dedi.
PARTİDEKİ DEĞİŞİKLİK
AK Parti yönetimindeki değişiklik için bir beklenti oluştu. 18 Eylül’de AK Parti’nin MKYK toplantısı var. Hemen onun ardından da MYK yapılacak. 5-6 ismin değişmesi bekleniyor. Ancak Erdoğan’ın cephesinden bu yönde bir irade görene kadar ihtiyatlı olmayı tercih edenlerdenim.
YENİ PARTİLER
Erdoğan, bir yandan da kurulacak olan Abdullah Gül-Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu partilerine karşı parti tabanını hazırlamakla meşgul. Basına kapalı bölümde AK Parti il başkanlarını “Fitne fesada fırsat vermeyin” diye uyardı. “Biz yolumuza devam edeceğiz” diyerek sağa sola bakmamalarını istedi.
Erdoğan, yeni süreçte daha çok AK Parti’yi şekillendirmekle meşgul olacak. 4 Eylül’de Sivas’ta, parti teşkilatıyla toplantıda “Bu seçimde yapılan hataların bir daha yapılmaması lazım. Bu seçimde yaşadıklarımızı inşallah bir daha yaşamayız” dedi. Elbette ki Sivas seçimiyle ilgili değildi. Sivas’ta AK Parti kazandı ama İstanbul ve Ankara başta olmak üzere seçimlerde yaşananları en iyi Erdoğan biliyor. İl başkanları ile son toplantısında “Ahlaki zafiyeti varsa, yolsuzlukta adı çıkmışsa onunla yol yürümemiz mümkün değildir” diye uyarma gereği duydu. Erdoğan’ın bu uyarısını “Bize yeni Ömerler lazım” çağrısıyla birlikte değerlendirmekte yarar var.
HÜRRİYET
Henüz yorum yapılmamış.