Sosyal Medya

Bir kuyuya nasıl düşmeli insan?

O çölde, o kuyunun içinde, o kervan gelmezse ne yapar insan biz bilmeyiz ki. Sen bize, kuyuya düşünce kervanın geleceğini öğrettin. Sen bize, kuyuya düşene yardım gelir diye bellettin. Kuyudayız Yusuf. Gelmiyor yardım. Yetişmiyor inayet. Karanlık çoğalıyor. Işık azalıyor.



Sudaki ayaklarımız ÅŸiÅŸtikçe ÅŸiÅŸti. Bir ses duymak umuduyla çürüyor tenimiz. Bir ses Yusuf… Ta uzaktan bir katırın boynuna baÄŸlı çanın sesi… Cariyelerin gizleyemedikleri gülüÅŸmelerinin sesi… Bir köpeÄŸin havlaması yahut inlemeye benzer sesi bir devenin. Ses yok. Sonsuz bir ıssızlıkta renk yok, ışık yok, ses yok. Kuyudayız Yusuf.
 
Kuyudayız Yusuf. Bizi Mısır’a bir götüren olmazsa ne yaparız biz bilmeyiz ki. Bir köle pazarında, bir çığırtkanın dilinden “böylesini görmemiÅŸsinizdir” cümlesi dökülmez hakkımızda bizim. Bizi kimseler öyle övmez Yusuf. Bizi gören kendisinden geçmez. “Mutlaka almalıyım, bu mutlaka benim olmalı” diyerek kimse açmaz kesesinin aÄŸzını. Hesaba katılmayız biz. “Satılırsa satılır, satılmazsa da ne gam, kesiveririz boynunu” derler bizim hakkımızda en fazla. Sıranın sonundayızdır o yüzden. Sıranın sonunda, hayatın sonunda, umudun sonundayızdır. Ä°ncecik ve yamru yumru bedenlerimizle kimse talip olmaz bize. Elimizden bir iÅŸ gelmez. Yük taşıyamayız. AÄŸaç yontamayız. Åžarabı usulünce dolduramayız. Efendimizi eÄŸlendiremeyiz. Kimse âşık olmaz bize Yusuf.
Kimse âşık olmaz bize Yusuf. Kimse âşık olmayınca ne yapacağımızı biz bilmeyiz ki. Kadınlar hakkımızda dedikodu yapmaz. Erkekler konuÅŸmaz arkamızdan. Züleyha kimseleri davet etmez evine. Kimsenin eline keskin mi keskin bıçaklar vermez. Bizi görünce kimse kesmez elini. Kimsenin kanı akmaz bizim için. Kimse mest olmaz. Bizim gömleÄŸimiz yırtılmaz Yusuf.
 
Bizim gömleÄŸimiz yırtılmaz Yusuf. GömleÄŸimiz yırtılmayınca ne yapacağımızı biz bilmeyiz ki. Zindana atmazlar bizi. Zindana atmaya layık görmezler. “Zavallı” derler ardımızdan keyifleri yerindeyse, yoksa zavallı denilecek kadar bile çekmeyiz kimsenin dikkatini. Kimse rüyasını anlatmaz bize. Kimsenin rüyasının yorumunu bilmeyiz. Semiz inekler ve zayıf inekler, yeÅŸil tarlalar ve sarı tarlalar ne anlama gelir bilmeyiz. Kuyudan çıkmayı bilmediÄŸimiz gibi bilmeyiz zindandan çıkmayı da. Unuturlar bizi zindanda Yusuf.
 
Unuturlar bizi zindanda Yusuf. Zindanla zindanın dışının farkını biz bilmeyiz ki. “Yönet” diye emrimize verilen bir hazine yoktur. Siloları buÄŸdayla, arpayla ve üzümle doldurmak gelmek elimizden… Gözlerimiz dolar bizim en fazla. Onun da nedenini kestiremeyiz. Belki toz kaçmıştır zannederiz. Belki çöl ya da kuyu ya da bir cariye gülüÅŸü ya da zindan ya da rüya ya da hazine kaçmıştır gözümüze. Biz nedensiz aÄŸlamayı baÅŸaramayız Yusuf.
 
Biz nedensiz aÄŸlamayı baÅŸaramayız Yusuf. Kalbimizin göÄŸsümüzün ne tarafında olduÄŸunu biz bilmeyiz ki. Babalarımız özlemez bizi. Hiçbiri tepelere çıkıp uzakların kokusunu burnuna çekmez. Hiçbiri “burnuma oÄŸlumun kokusu geliyor” demez. Hiçbirinin gözü kör olmaz aÄŸlamaktan. Dünya bizi unutur Yusuf.
 
Dünya bizi unutur Yusuf. Dünyanın nasıl bir yer olduÄŸunu biz bilmeyiz ki. BoÅŸlukta, kuyusuz, kervansız, aÅŸksız, bıçaksız, kansız, zindansız, rüyasız, tabirsiz, hazinesiz, babasız yaÅŸayıp giden kayıp, kaybolmuÅŸ, yolsuz, yolunu ÅŸaşırmış ruhlarız sadece. Biz nasıl yaÅŸanır bilmeyiz Yusuf.
 
Biz nasıl yaÅŸanır bilmeyiz Yusuf. Kanlarımızı akıtarak ve etlerimizi acıtarak ve acıdan morarmış bedenlerimizle suya düÅŸen çöplerin akıntıya kapılıp gitmesi gibi kapılıp gideriz. ÖÄŸret bize Yusuf. Baban Yakup hatırına öÄŸret. KardeÅŸin Bünyamin hatırına öÄŸret. Deden Ä°shak hatırına öÄŸret. Torunun Muhammed hatırına öÄŸret.
 
ÖÄŸret Yusuf. ÖÄŸret ki bilelim: Bir kuyuya nasıl düÅŸmeli insan? Bir gözyaşını nereden bulmalı?
 
Ä°smail Kılıçarslan / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.