Yasin Aktay: PKK, annelerinden çocuklarını nasıl koparıyor?
Follow @dusuncemektebi2
Bir süredir çocuklarını PKK’nın elinden kurtarmak üzere Diyarbakır tarihinin en anlamlı eylemlerinden birini yürütmekte olan anneler bölgede herkesin bildiği, acısını hissettiği ama kimsenin telaffuz etmeye cesaret edemediği büyük sırrı faş ediyorlar. Gizlenen, çarpıtılan, bastırılan hakikatleri günyüzüne çıkarmaktan daha devrimci bir eylem yoktur. Bastırılmış ve çarpıtılmış hakikatleri bu şekilde günyüzüne çıkarma gücüne de hakkına da annelerden başkası ve fazlası sahip olamaz. Bir anne yüreğinin acısını hiç bir ideolojik yalan dindiremez.
Diyarbakır’da Hacire Ananın baÅŸlattığı isyan HDP’nin çıplaklığını ortaya koyunca bu isyana baÅŸka anneler de, babalar da, kardeÅŸler de katılmaya baÅŸladı. PKK’nın ÅŸimdiye kadar Kürt sorunu olarak haklılaÅŸtırmaya çalıştığı, HDP siyasetininse ortadaki çözülmemiÅŸ meselenin ürettiÄŸi hoÅŸnutsuzluÄŸun kaçınılmaz sosyolojik ve siyasal sonucu olarak süsleyip meÅŸrulaÅŸtırmaya çalıştığı bu kitlesel ve sistematik çocuk istismarının boyutları en net ÅŸekilde ortaya çıkmış oluyor.
“BaÅŸlarım Kürdistan davanıza, çok istiyorsanız onu özel okullarda okutmaktan taviz vermediÄŸiniz kendi çocuklarınızı daÄŸa göndererek güdün, bizim fakir çocuklarımızla deÄŸil!” diye haykıran anne raconu en net biçimde koymuÅŸtur. Bir dava varsa ortada bunun annelerinden çalınmış çocuklarla yürütülemeyeceÄŸi, artık herkesin bilmesi gereken en temel gerçektir.
Esasen PKK’nın anne-babalarından kopararak daÄŸa kaçırdığı çocukların eline silah vererek güttüÄŸü davanın Kürtlük davası olduÄŸuna bile herÅŸeye raÄŸmen kimse bizi ikna edemez. Bugün annelerin faÅŸ ettiÄŸi gerçekten daha erken ve daha açık faÅŸ olmuÅŸ bir gerçek daha var ki, o da örgütün bölgede bütün emperyalist-siyonist-iÅŸgalci güçlere Truva atı olarak hizmet veren bir taÅŸeron olduÄŸudur. Onu ne Kürtler ne Kürtlerin dini, gelenekleri, deÄŸerleri, kimliÄŸi, çocukları veya anneleri ilgilendiriyor. Onu ilgilendiren tek ÅŸey iÅŸgalci güçlerle girmiÅŸ oldukları taahhütleridir. O taahhütlerin en esas malzemesi, yakıtı, aracı eli silah tutan çocuklardır. Bu çocukları hangi yolla olursa olsun temin etmek zorundadır, yoksa kendisine iÅŸ verenler nezdinde itibarı ve iÅŸbitirme sertifikası kalmaz.
Belli bir yaÅŸa gelmiÅŸ, çocukluk yaşını geçmiÅŸ gençleri kandıramıyor artık PKK. Kandırmaya yetecek ikna edici bir argümanı, hatta ideolojisi de yok. Ä°ÅŸ çocuklara kalıyor.
Onları kandırmak için PKK’nın elindeki en iÅŸe yarar araç HDP teÅŸkilatları ve belediyeleri. Bilhassa belediyelerin uhdesinde bulunan gençlik, spor ve kültür merkezleri ve faaliyetleri daha özgür, daha müreffeh, daha saÄŸlıklı, fikri ve vicdanı hür Kürt nesillerinin yetiÅŸmesi için deÄŸil sadece daÄŸa en kısa yoldan çıkabilecek ÅŸekilde dolduruÅŸa getirmek üzere çalışıyor.
O merkezlere devam eden, o faaliyetlere katılan çocuklar için daÄŸa çıkmanın, silah tutmanın, tetik çekmenin, insan canına kıymanın makul bir gerekçeye ihtiyacı yok. Ä°nsan öldürmeyi oyun sanacak yaÅŸtakilerin eylemleri üzerine elbette hiç bir meÅŸruiyet ve haklılık inÅŸa edilemez.
Oysa PKK da HDP de haklılıklarını bu çürük zeminin üzerinde kurmaktan çekinmiyorlar. Yıllar önce FETÖ’nün de çok önünü açtığı bir propaganda repliÄŸi idi: “biz kendileriyle konuÅŸulacak son kuÅŸağız. Bizimle çözemeseniz bizden sonrakilerle hiç çözemezsiniz, çünkü onlar hiç bir ÅŸeyi dinleyemeyecek durumdalar” utanmadan bunu söyleyenler arasında HDP’nin bütün yaşını başını almış, ÅŸimdi demokrasi kahramanı, fikir özgürlüÄŸünden mahrum bırakılmış maÄŸdurları oynayan siyasetçileri vardı. Verdikleri gözdağının dayandığı koz, bizzat kendilerinin kandırıp kışkırttığı ve kendileriyle konuÅŸulamayacak ÅŸekilde mankurtlaÅŸtırdıkları, eli önce taÅŸ sonra silah tutmak üzere yetiÅŸtirilmiÅŸ gariban Kürt çocuklarıydı.
Oysa devletin yerinde müdahalesi ve terörün alanının daraltılmasıyla kendileri de aradan çekilince ve o çocuklar anneleri ve babalarıyla daha fazla vakit geçirince hepsinin de bütün çocuklar gibi, gül gibi çocuklar olduÄŸu görüldü.
HDP artık PKK’ya eskisi gibi ve eskisi kadar ihtiyaç duyduÄŸu çocukları kandırıp yollayamıyor. TaÅŸeron terörün planları aksıyor, sözlerinde duramıyor. Buna raÄŸmen söz verdikleri de ondan, bu dar zamanında, apaçık irtikap etmekte olduÄŸu kitlesel ve sistematik çocuk istismarı suçlarını görmezden-duymazdan gelmek suretiyle gereken katkıyı esirgemiyor.
Bu da aslında ses vermelerini beklediÄŸimiz “bir kez olsun tepki vermelerini” istediÄŸimiz sanatçıların, siyasetçilerin, STK’ların neden tepki vermediklerini yeterince açıklıyor.
Bu arada HDP belediyelerinin örgütü dolaylı veya dolaysız finansmanının yanısıra en önemli katkısının da daÄŸa eleman kazandırmak olduÄŸunu da yeri gelmiÅŸken tekrarlayalım. Bu konuda yukarıda zikrettiÄŸimiz özendirici kültürel, sportif, sanatsal- sosyal ortamları saÄŸlamanın yanısıra yine herkesin bilip pek konuÅŸmadığı baÅŸka bir yol daha var:
HDP’li belediyelerde veya iÅŸtirakçi kuruluÅŸlarında iÅŸe almalarda örgütün güttüÄŸü dava için “bedel ödemiÅŸ olma” gibi bir kriter de uygulanıyor. Bir ÅŸekilde örgüte katılmış gençlerin bir yakın akrabalarını da belediyede istihdam etmek suretiyle kendilerine göre bir ödüllendirme-tazminat mekanizması da uygulamış oluyorlar. Tabi bunu da ne kadar kendi iç dengelerine göre “adilce” (!) uyguladıkları da çoÄŸu kez tabanda ciddi tanışmalara yol açıyor.
Ancak bu yolla terörün insan kaynağını TC vatandaÅŸlarından toplanan vergilerle finanse etmek gibi bir yolu da adeta kurumsallaÅŸtırmış oldukları da biliniyor. HDP belediyelerinin PKK ile mevcut durumda mesafe koyabilecek ne güçleri ne de cesaretleri varken bu sistem hep böyle çalışmak durumundadır.
HDP’li belediyeler çocuklarını annelerinden çalan ve onları yaktıkları nefret ve ÅŸiddet ateÅŸinin yakıtı olarak istismar eden mekanizmanın merkezinde yer alıyor. Bunu bile bile CHP’nin ve Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanının onlarla sergilediÄŸi dayanışma onları demokrasi kahramanı yapmıyor, sadece bu iÄŸrenç çocuk istismarcısı terörün suç ortağı yapıyor.
Yeni Åžafak
Henüz yorum yapılmamış.