Sosyal Medya

Görünen o ki bundan sonra her tuhaf işinde Türklüğünden dem vuracaklar...

Fatih Selek - Türkiye Gazetesi



Hacı Ahmet Efendi, Kengiri’nin (Çankırı) Karapazar (Orta) nahiyesin Kalfat köyünde doÄŸmuÅŸ, genç yaÅŸta rızkını kazanmak için Ä°stanbul'a gelmiÅŸti. Çalışmış, çabalamış, yirmi dokuz senede iyi bir mevki ve gelir elde etmiÅŸti.
Yedikule'de, Galata'da mumhaneler sahibi olmuÅŸ, Süleymaniye'de büyük bir konak, Arnavutköy'de yalılar yaptırmış, Tünel’e girilen yerde arsalar almış, Balkapanı’nda (Tahtakale) iki maÄŸaza, mühimce bir ticaretgâh edinmiÅŸti.
Elli altmış yaşlarında bir zat idi Ahmet Efendi.
O zamanlar gazyağı memleketimize girmemiÅŸti. Ahali ekseriyetle mum, hatta yaÄŸ mumu yakardı. Hacı Ahmet Efendi, bu ticareti hemen hemen taht-ı inhisarına (tekeline) almıştı. Bilhassa camilere mumu veren o idi. Mumcular kâhyasıydı o...
             ***
Ahmet Efendi, her gün güneÅŸ doÄŸmadan evvel uykudan kalkardı. Kış yaz soÄŸuk su dökünür, yıkanır, abdestini alır, Süleymaniye Camii'nde cemaatle sabah namazını eda ederdi. O mahallede ikamet ettiÄŸi müddetçe yirmi otuz sene mütemadiyen (ara vermeden) böyle yapmıştı. Bu yüzden sıhhatli bir yapıya sahipti.
Camiden çıktıktan sonra evine gelir, yemeÄŸini yer, doÄŸruca maÄŸazasına giderdi. AkÅŸamüstü evine dönerek yemeÄŸini yedikten sonra geceyi komÅŸularıyla geçirirdi. Bu komÅŸular Sultan Mecid'in baÅŸmabeyncilerinden Ä°zzet Bey, Ferik Tahir PaÅŸa, Salih Zeki PaÅŸa, Uncu Ali Efendi, Feyzi PaÅŸa vesaire idiler.
Bu muhitte Hacı Ahmet Efendi'nin mümtaz bir mevkii vardı. Çünkü ticaretteki vukufuna, servetine, zekâsına herkes itimat ederdi.
Bütün beyler, paÅŸalar alım satım iÅŸlerinde bilhassa ondan onay alır, hatta yardım görürlerdi.
Hacı Ahmet Efendi, inÅŸaat dâhil, her iÅŸten anlardı. Çünkü birçok binalar yaptırmış, büyük iÅŸler görmüÅŸtü. Hasılı yalnız mahallesinde deÄŸil, Ä°stanbul'ca bile bir ÅŸöhret kazanmıştı.
Memleketinden Ä°stanbul’da ne kadar esnaf varsa ona müracaat ederlerdi. Hatta hacca veya sılaya gidecekleri vakit, emanetlerini ona bırakırlardı. Hem de senetsiz, ÅŸahitsiz. Hacı Ahmet Efendi'nin alışveriÅŸi senetle deÄŸil söz üzere idi.
Ahmet Efendi, zevki, sefahati sevmezdi. Yalnız cuma, bazen de pazar günleri maÄŸazaya gitmezdi. Çocuklarını giydirir, kuÅŸatır, yanına alır, sırasına göre ya Arnavutköy'e ya Yedikule'ye ya baÅŸka bir yere götürürdü...
Sabahları maÄŸazasına giderken çocukları en küçükten en büyüÄŸe kadar selamlık merdiveninin başına dizilirler, hürmetle ellerinden öptükten sonra hep bir ağızdan yüksek sesle "Allah iÅŸini rast getirsin" diye babalarına dua ederlerdi...
             ***
Ahmet Efendi, ailesini severdi, memleketini severdi. Lakin dinini hepsinden ziyade severdi. Farzları asla terk etmezdi. Başı dara düÅŸtüÄŸünde yalnızca Allah'tan yardım beklerdi. Ä°lmen sadeliÄŸiyle beraber âyet-i kerimelerin çoÄŸunu bilirdi, her ramazan muntazaman hatmederdi...
Dinine baÄŸlı olması saikiyle PadiÅŸah'a da pek sadık ve hürmetkâr idi. Bazen çocuklarıyla beraber, cuma günleri selamlığa gider, Sultan Abdülaziz Han'ı uzaktan uzaÄŸa görür, onu izlerken huzur bulurdu. Bir kere sofrada çocuklardan birinin "Hünkâr" dediÄŸini iÅŸitince fena kızmış, onu ÅŸiddetle azarlamıştı.
Hacı Ahmet Efendi'nin hükûmetle hiçbir resmî irtibatı yoktu. Camilere verdiÄŸi mumların parasını vakıflardan alamaz, o alışveriÅŸlerinde hep zarar ederdi. Hele nazırları, küçük büyük memurları hiç sevmezdi. O kadar ki Sultan Aziz'in (bilekleri kesilmek suretiyle) hall'inden dolayı çok üzülmüÅŸ, Mithat PaÅŸa'dan itibaren bütün vekillere çok kırılmıştı.
Bir cuma sabahı, namazını kılıp geldikten sonra konağın üst katında büyük bir pencerenin önüne oturmuÅŸtu. Üzgün bir hâlde nazik bir sesle dilden dile dolaÅŸan o "ağıt"ı ÇıraÄŸan Sarayı'na doÄŸru söylemeye koyuldu.
Beni tahttan indirdiler.
BeÅŸ çifteye bindirdiler.
Topkapı’ya gönderdiler.
Uyan Sultan Aziz uyan
Bütün kan aÄŸlıyor cihan.
Sonra hüngür hüngür aÄŸladı. Bu manzara aile halkına pek dokundu. O acıklı güfte çocukların hayat boyu ruhuna girdi ve iÅŸlendi.
Balmumcu Ahmet Efendi, siyasetle hiç meÅŸgul olmazdı. Bu konuda hissiyatına tabi idi. Sade düÅŸünürdü. Hükûmetçe, her türlü fenalıkları daima milletvekillerine atfeder, padiÅŸahı mutlak masum addederdi. Günahın devletin yönetenlerde olduÄŸuna kani gelse bile bazen "Etraftakilerin gözü kör olsun" der, padiÅŸahı her mesuliyetten ayrı tutardı.
Ahmet Efendi, saf, samimi bir Osmanlı idi. Bir Osmanlı ki her devlet için yıkılmaz temel teÅŸkil eden o mümtaz fertlerden, o çelik gibi dayanıklı ahalidendi… Ä°ÅŸte bu Hacı Ahmet Efendi benim babamdı...
             ***
Evladı Ali Kemal’in bu samimi satırlarla anlattığı Kalfatlı Hacı Ahmet Efendi vakti geldi toprakla buluÅŸtu. OÄŸlu Ali Kemal ÅŸöhrette onu gölgede bıraktı. Devrin ünlü gazetecilerinden biri oldu. Fakat babasının aksine siyasetle ilgilendi. Saray ile ters düÅŸtü, terk-i vatan eyledi. Londra’da bir Ä°ngiliz ile evlendi. Ondan Ali Osman diye bir oÄŸlu oldu. Sonra affedildi, karısını bırakıp döndü, Ä°çiÅŸleri Bakanı tayin edildi. Ali Kemal, Ä°ngiliz muhibbiydi, Ankara hükûmetine de muhalefet etti. Fakat bu sefer affedecek bir padiÅŸah yoktu. Bu ‘hata’sını canıyla ödedi. Saltanat kaldırıldıktan bir hafta sonra Ä°zmit’te başı ezilerek öldürüldü.
Tarih aktı hepsi unutulup gitti...
Hacı Ahmet Efendi'nin torunun torunu, Ali Kemal’in torununun oÄŸlu Boris (Johnson) önce Londra Belediye BaÅŸkanı, sonra DışiÅŸleri Bakanı ve nihayetinde 23 Temmuz’da da Ä°ngiltere’nin yeni BaÅŸbakanı oldu.
Boris, geçtiÄŸimiz hafta Fransa’daki G7 toplantısında ayaklarını masaya koymasıyla, Alman BaÅŸbakanı'nın yanında elleri arkada paytak paytak yürümesiyle konuÅŸuldu.
Kimi yadırgadı Trump’a benzetti onu.
Kimi “Ne de olsa Türk kanı taşıyor” dedi. 
Görünen o ki bundan sonra her tuhaf iÅŸinde TürklüÄŸünden dem vuracaklar... Nitekim Meclis'i bir aylığına askıya al(dır)dığı için "Osmanlı darbecisi" ilan ettiler.
Ne hazindir ki bugün Türk deyince akla dalavere, rantiyecilik, taklacılık, takiyyecilik, zıpçıktılık geliyor.
Oysa Türk demek; Ä°slam demekti, elinden, belinden, dilinden emin olunan insan demekti. Ahlak, sevgi, hürmet demekti... 
Türk, Hacı Ahmet Efendi demekti...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.