Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

İsmet Özel: Geleneksel Müslüman evini övgüsünü yapmak riyakârlıktır

Çağımızın bir çeşit fantezisi, bir çeşit lüksü de tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili. Bu heves Batılı için tıpkı yoga yapmak, Afrika masklarını evlerine asmak, evde maymun beslemek gibi bir şeydir.



Günümüzün Batılısı tarihi eserlerin, tarihi çevrenin korunmasını ister, çünkü çocuklarına canlı bir tarih bilgisi sunmak gerektiÄŸi zaman bundan faydalanacaktır. Tıpkı tabiat bilgisi öÄŸrenmek için hayvanat bahçelerinden faydalandığı gibi.
 
Batı medeniyetinin peyki olan fukara memleketlerdeki insanlar da tarihî eserlerin korunmasına temayül gösteriyorlar. Bunların bir kısmı tıpkı batılı gibi davranıyor. Evindekileri yaÅŸayan tarih sayıyor, korunacak olursa iyi bir dekor olacağını, müze görevi yüklenebileceÄŸini kabul ediyor. DiÄŸer bir kısmı da Batılının zaafından para kazanmayı düÅŸünerek tarihi çevreyi ve eserleri ilgiye deÄŸer buluyor. Tarihî eserlerden para kazanmak hususunda kaçakçıları ve resmî makamları aynı kategoride mütâlaa etmek mümkündür. Çünkü her ikisi de aynı müÅŸteriye Avrupalı veya Amerikalı zengine yönelmiÅŸlerdir. Yalnız biri malı elinden çıkararak para kazanmayı seçmiÅŸ, öteki malı elinde tutarak içinde yaÅŸadığımız medeniyet tarihi eserleri ve çevreyi onlardan yeni bir hayatın tohumları olarak faydalanmak amacıyla deÄŸil, onları bir çeÅŸit çerez, bir entelektüel gönül eÄŸlencesi kabul ederek koruma çabasında. Bugünün Türkiye’sinde insanlar büyük bir hızla kocaman kocaman binaların, kutu kutu dairelerinde yaÅŸamaya, insanca yaÅŸamasını bütün müsbet vasıflarını günden güne kurutarak ömür tüketmeye mahkûm edilirken, bir tarafta geleneksel Müslüman evlerinin hem iklim ÅŸartları, hem aile düzeni bakımından nasıl elveriÅŸli olduÄŸunun kuru övgüsünü yapmak bir yanıyla komik, bir yanıyla dramatik bir hadisedir. Gecekondusundan en lüks dairesine kadar insanların Türkiye’de yaÅŸayacağı yerler batılı hayatının gereklerine göre düzenlenmektedir. Bu yüzden bir tarihi çevrenin korunmasına dair teÅŸebbüsler fantezi bir heveskârlıktan öteye geçmiyor. YaÅŸama ÅŸartları eski Türk evlerinin üstünlüÄŸü kabul ediliyorsa, bu yönde hayatın yeniden düzenlenmesi için teÅŸebbüse geçilmelidir. Yoksa geleneksel Müslüman evini övgüsünü yapmak riyakârlıktır.
 
Böyle bir riyakârlığın hızla birçok zihni kaplamasından elbette turizm belasının, büyük payı vardır. Elin gâvuru gelecek diye limanlarda, hava alanlarında ÅŸakır ÅŸakır oynayan gençlerden kurulu bir toplum, kendinin deÄŸerlerine ancak baÅŸka birisi para ödediÄŸi için sahip çıkan bir anlayış elbet bütün gıdasını samimiyetsizlikten saÄŸlayacaktır. Tarihî çevrenin korunması konusunda birçok gerekçe getirilebilir. Bunların arasında gerçekten benimsemeye deÄŸer olanlar da çıkabilir; ama bütün bu düÅŸünce ve teÅŸebbüsler bizleri günün insanını ruhen ve bedenen ezildiÄŸi o çevreyle ilgilenmekten birazcık olsun alıkoyuyorsa temelden yanlış bir tutumu ihtiva ediyor demektir.
 
Benim gözümde çevre, tarihî olsun olmasın yalnızca Ä°slâmi nassların daha çok anlaşılabilir, daha kolay tarihi devrenin yaÅŸanabilir vasıflardan ötürü önem kazanır. GördüÄŸüm kadarıyla günümüzde bize zorla kabul ettirilen hayat tarzı Müslümanca bir düzeni kolaylıkla yürütmeye engeldir. Önce bu çevrenin kötü ÅŸartlarını alt edelim, Müslümanca yaÅŸamanın engellerini yıkalım, sonra baÅŸka ÅŸeylerle ilgilenmeye belki vaktimiz olur.
 
Ä°smet Özel – 14 Temmuz 1978 – Yeni Devir
 
(Åžairin Devriye Nöbeti – 2.Cilt – “BileÅŸenleriyle Basit”, sy.363, 364, Haz: Ercan Yıldırım, Åžûle Yayınları, Eylül 2009)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.