Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Üç Emir, Üç Yasak: Cuma Hutbesine Popüler Tartışmalar Dışında Bakmak

Her cuma günü hutbe sonunda bir âyet-i kerime okunur. Bu âyette her cuma günü müminlere Allah'ın üç emri ve üç yasağından bahsedilir.



Hutbenin sonunda okunan âyeti Emevi halifesi Ömer b. Abdülaziz’in tespit ve teklif edilmiÅŸtir.  Halife Kur’ân-ı Kerim’i baÅŸtan sona incelemiÅŸ ve bu âyette karar kılmıştır. Ömer b. Abdülaziz’in bu teklifi o zamanda Müslümanlar tarafından kabul görmüÅŸ ve bu adet onun uygulaması olarak günümüze kadar ulaÅŸmıştır.  Bu âyette Cenab-ı Allah ÅŸöyle buyurmaktadır:
 
“Muhakkak ki Allah adaleti, iyilik yapmayı ve akrabayı yardım etmeyi emreder, çirkin iÅŸleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. Tutasınız diye size öÄŸüt verir.” ( Nahl, 90) 
 
Ayet hakkında büyük tefsir alimi Kadı Beyzavi ÅŸöyle der: “Kur’ân-ı Kerim’de bu âyetten baÅŸka âyet olmasaydı, sadece bu âyet Kur’ân’ın herÅŸeyi beyan ettiÄŸine ve alemlere rahmet ve hidâyet rehberi olduÄŸuna delil olarak yeterdi”. Gerçekten bu âyet, toplumsal hayat düzeninin temel unsurlarını vurgulamakta, toplumu tahrip eden tehlikelere de iÅŸaret etmektedir. Bu emir ve yasaklar sadece müslüman toplumlar için deÄŸil, diÄŸer toplumlar için de dikkate alınması gereken prensiplerdir.
 
Yüce Allah bu âyette kullarına üç ÅŸeyi emretmekte ve üç ÅŸeyi yasaklamaktadır. Emirler; adalet, ihsan ve yakın akrabadan baÅŸlamak üzere ihtiyaç sahiplerine muhtaç oldukları ÅŸeyi vermektir.  GörüldüÄŸü gibi, bu üç unsur cemiyeti ayakta tutan ve varlığını devam ettiriren hayat düsturlarıdır.
 
Adalet, her hak sahibine hakkını vermek, zulmü terk etmektir. Adalet dinin temelidir. Devletlerin ayakta durabilmesi için de gerekli olan ilk ÅŸart o ülkede adaletin olmasıdır. Bu nedenle “bir toplumu küfürle yönetmek mümkündür, ancak adalet olmadan asla” sözü yaygın bir kanaattir. Toplumda devlet baÅŸkanından aile reisine kadar herkes adaletle hareket etme sorumluluÄŸu altındadır. Adaletin olmadığı yerde anarÅŸi ve terör hakim olur ki, böyle bir cemiyette mal ve can güvenliÄŸinden, huzurdan bahsetmek mümkün deÄŸildir. Bu nedenle vatandaÅŸlarına umutlu bir gelecek vadeden yönetimlerin önce adalet prensibini ve adaleti iÅŸletecek olan hukuk sistemini öncelikleri arasına almaları ve gerçek bir hukuk devleti kurmanın gayreti içinde olmaları gerekir.
 
Ä°hsan; yapılan bir iyiliÄŸe daha büyük bir iyilikle karşılık vermek, kendimize yapılan bir kötülüÄŸü affetmek, kendimiz için istediÄŸimiz ve sevdiÄŸimiz ÅŸeyleri baÅŸkaları için de istemek ve sevmektir.  Ä°hsan’ın diÄŸer bir anlamı da Allah’ı görür gibi ihlasla ibadet etmek. Onu her yerde hazır ve gözetici bilmektir. Böyle bir toplum, ÅŸüphesiz cennet hayatını dünyaya getirmiÅŸ demektir.
 
Akrabaya, yakınlara ve ihtiyaç sahiplerine muhtaç oldukları ÅŸeyi vermek de üçüncü emirdir.  Ä°slâmiyet ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi burada genel bir ÅŸekilde emretmekle birlikte, zekât ile bu emri resmileÅŸtirmekte ve bir ibadet olarak kabul etmektedir. Her müslüman yakın akrabasından baÅŸlamak üzere, ihtiyaç sahiplerine yardıma koÅŸarsa, o cemiyetin sosyal güvenlik meselesi çözülmüÅŸ olur.
 
Âyette yasaklanan üç ÅŸey fuhuÅŸ, fuhÅŸa götüren nedenler, dinen çirkin görünen ÅŸeyler ile zulüm ve haksızlıktır.  FuhuÅŸ dünyanın baÅŸa çıkamadığı bir hastalık ve aile mefhumunun en büyük düÅŸmanıdır.  FuhuÅŸ sebebiyle aileler bölünmekte, yuvalar dağılmakta, sahipsiz çocuklar dünyaya gelmektedir.  Bu da özellikle insanî iliÅŸkilerin alabildiÄŸince serbest olduÄŸu ülkeler için baÅŸta gelen bir problemdir. 
 
Dinin yasakladığı fiiller, mutlaka insanın kendisine, nesline veya çevresine zararlı olan ÅŸeylerdir. Ä°slâm keyfi olarak hiçbir ÅŸeyi yasaklamaz.  Meselâ dinimizin hırsızlık, adam öldürme, rüÅŸvet, kaçakçılık, aile mahremiyetine saldırı gibi fiilleri yasaklar. Bu fiiler dünyanın hiçbir yerinde makbul sayılan davranışlar deÄŸildir. Benzer ÅŸekilde insanlara zulmetmek, haksız yere onların canlarına kastetmek, mallarını gasbetmek, masum insanlara gözyaşı döktürmek de övünülecek bir hareket sayılmaz. 
 
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, cemiyetin ayakta kalabilmesi, birbirine saygı ve sevgi duyan nesillerin yetiÅŸtirilebilmesi, içinde huzurla yaÅŸanılacak bir toplumun oluÅŸturulabilmesi için, bu âyetin ortaya koyduÄŸu emir ve yasakların dikkate alınması gerekmektedir.  Bu hem bu günümüz için, hem de geleceÄŸimiz için geçerli bir gerçektir.
 
Ebu’l-BeÅŸer el-Ebyazi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.